Tekstil Ürünleri Teknik Tekstille Akıllanıyor

İTHİB Yönetim Kurulu Başkanı Gülle: 'Araçların hızına göre araç renginin değişmesi, kaza anında kan değerlerini ölçerek hastaneye bildirebilecek kumaşlar, rutin sağlık kontrolü yapan şoför koltukları üzerinde yoğun çalışmalar yürütülüyor' 'ArGe yatırımları ve nitelikli insan yetiştirilmesi için gerçekleştirdiğimiz projeler, Türkiye'nin dünyada teknik tekstildeki pazar payını istediğimiz seviyelere getirecektir' TTSİS Genel Sekreteri Oğuz: 'Teknik tekstille birlikte normal üretimden çok daha hızlı ve karlı bir üretim söz konusu. Bunu teknik tekstile yatırım yapan ülkelerin, diğer ülkelere kıyasla ihracat ve kar oranındaki büyüklükten görebiliyoruz'

ALİ ATAR - Teknolojinin gelişmesiyle birlikte tekstil ürünleri de hayatı kolaylaştıracak özelliklerle akıllı hale geliyor.

Leke tutmayan elbiseler, güneşten enerjisini depolayan giysiler, kendi kendini onaran kumaşlar, stres azaltıcı kumaşlar, kendi kendine düğümlenen ameliyat iplikleri ve akıllı implantlar gibi birçok tekstil ürünü hayatımıza girmeye başladı.

İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçılar Birliği (İTHİB) Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Gülle, AA muhabirine yaptığı açıklamada, teknik tekstilin otomotivden giyime, inşaat sektöründen medikal alana kadar bütün sektörlerde etkin rol oynayan bir sektör haline geldiğini, son on yıldır dünyada hızla yaygınlaşmaya başlayan teknik tekstil ürünlerinin insan hayatını kolaylaştıran, inovasyonu ön planda tutan bir yapıya dönüştüğünü söyledi.

Yüksek performanslı aktif spor giysilerinin, sporcuların nabız, nefes, vücut sıcaklığı gibi vücut fonksiyonlarını ve hız, mesafe, zaman, kalori gibi verileri ölçen tekstil ürünlerinin mevcut olduğunu bildiren Gülle, aynı zamanda teknik tekstillerde nanoteknoloji uygulamasının da insanların günlük yaşantısını olumlu etkileyen bir başka faktör olduğunu kaydetti.

- "Teknik tekstille iyileşme süresi ve enfeksiyon riski azalacak"

İsmail Gülle, "Halihazırda insan yaşamını çok farklı boyutlara taşıyabilecek teknik tekstil ürünleri üretilmekte ve her geçen gün daha hızlı bir şekilde günlük yaşantımıza dahil olmaktadır. Örneğin güneşten aldığı enerjiyi depolayan giysiler, bilgi elde edebilen ve iletebilen sensörlerin eklendiği giysiler, yaraların iyileşmesine yardımcı olan giysiler, kendi kendini onaran kumaşlar, hastalıkların tedavisinde aktif rol oynayabilecek giysiler, aleo veralı kumaşlar, stres azaltıcı kumaşlar, endoskopik cerrahide kullanılmak üzere tasarlanan, kendi kendine düğümlenen ameliyat iplikleri ve normal ortam şartlarında küçük olup, vücuda yerleştirildikten sonra, vücut ısısıyla genleşerek orijinal şeklini alan implantlar, insan geliştikçe büyüyen kalp kapakçığı gibi birçok ürün yoğun ve önemli Ar-Ge harcamalarıyla gündelik yaşamda karşımıza çıkmaya başlamıştır. Teknik tekstiller üzerinde yapılan Ar-Ge harcamalarıyla, gelecekte ameliyatların küçük kesiklerle yapılabilmesi mümkün olacak, iyileşme süresi kısalacak ve enfeksiyon riski azalacaktır." şeklinde konuştu.

Teknik tekstil sektörünün giyim ve medikalin yanı sıra yakın zamanda otomotiv sektörüyle de daha etkin çalışmaya başladığını belirten Gülle, araçların hızına göre araç renginin değişmesi, kaza anında kan değerlerini ölçerek hastaneye bildirebilecek kumaşlar, rutin sağlık kontrolü yapan şoför koltukları üzerinde yoğun çalışmalar yürütüldüğünü ifade etti.

Gülle, Türkiye'nin sektördeki yerine ilişkin, "2016 yılında dünyada 96 milyar dolar değerinde gerçekleşen teknik tekstil ihracatında, Türkiye yaklaşık 1,5 milyar dolar ihracat değeriyle dünyanın önde gelen sektör ihracatçılarından bir tanesidir. Teknik tekstil ihracatımıza ve dünya teknik tekstil ihracatından Türkiye’nin aldığı paya bakıldığında bu alanda daha çok yatırım yapmamız gerekliliği karşımıza çıkmaktadır. Ar-Ge çalışmalarıyla enerjimizi bu yöne harcamalıyız, bu yöne odaklanmalıyız. İnanıyorum ki sektörümüz orta vadede, gerçekleştirdiğimiz Ar-Ge merkezi yatırımları ve üniversite sanayi iş birlikleriyle dünyadaki pazar payını artıracaktır." diye konuştu.

Türkiye'nin nanoteknolojik, terletmeyen, nefes alan kumaş, kurşun geçirmeyen balistik yelek ve miğfer gibi birçok yüksek teknolojiye sahip katma değerli ürünü üretebildiğini belirten Gülle, en büyük amaçlarından birinin bu ürünlerin yaygınlaştırarak ihracattaki payını artırmak olduğunu söyledi.

- "Teknik tekstil ihracatımızın yüzde 50’sinden fazlası AB ülkelerine"

İTHİB Yönetim Kurulu Başkanı Gülle, "Ar-Ge yatırımları ve nitelikli insan yetiştirilmesi için gerçekleştirdiğimiz projeler, Türkiye’nin dünyada teknik tekstildeki pazar payını istediğimiz seviyelere getirecektir." dedi.

Tekstil ve hammaddeleri sektöründe en fazla katma değer sağlayacak ve sektöre çağ atlatacak alt ürün gruplarımızdan birinin teknik tekstil olduğunu vurgulayan Gülle, şunları kaydetti:

"2016 yılında Türkiye’nin teknik tekstil ihracatı yüzde 2,2 artarak yaklaşık 1,5 milyar dolar değerinde gerçekleşti. Bu yılın ocak-ağustos döneminde ise teknik tekstil ihracatımız bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 2,3 artarak 1 milyar dolar değerinde gerçekleşmiştir. Aynı dönemde serbest bölgeler de dahil olmak üzere 197 ülkeye teknik tekstil ihracatı gerçekleştirdiğimiz gözlemlenirken teknik tekstil ihracatımızın yüzde 50’sinden fazlası Avrupa Birliği ülkelerine gerçekleşmiştir. Bu dönemde AB’ye ihracatımız yüzde 2,3 artarak 510 milyon dolar değerinde gerçekleşmiştir.

Bu dönemde en fazla ihracat gerçekleştirdiğimiz ülkelere bakıldığında ilk sırada 93 milyon dolar ihracat değeri ile toplam teknik tekstil ihracatımızdan yüzde 9,2 pay alan Almanya olduğu görülmektedir. En fazla ihracat gerçekleştirdiğimiz diğer ülkeler, 66 milyon dolar ihracat ile İtalya, yaklaşık 62 milyon dolar ihracat ile ABD, 56 milyon dolar ile Fransa, yaklaşık 47 milyon dolar ihracat değeri ile İran’dır. Bu dönemde İtalya’ya yüzde 19,6, ABD'ye yüzde 21,9, İngiltere’ye yüzde 11,1, Mısır'a yüzde 19,6 seviyesindeki ihracat artışlarımız dikkat çekicidir."

- "En çok yatırım yapanlar Almanya, ABD, Japonya ve Çin"

Türkiye Tekstil Sanayi İşverenleri Sendikası (TTSİS) Genel Sekreteri Levent Oğuz, teknik tekstilin tıptan askeri kullanıma kadar geniş bir yelpazede kullanılan stratejik bir sektör olduğunu bildirdi.

Almanya, ABD, Japonya ve Çin’in teknik tekstile en çok yatırım yapan ülkeler olduğunu aktaran Oğuz, teknik tekstille birlikte normal üretimden çok daha hızlı ve karlı bir üretim söz konusu olduğunu belirterek, bunu teknik tekstile yatırım yapan ülkelerin, diğer ülkelere kıyasla ihracat ve kar oranındaki büyüklükten görebildiklerini aktardı.

Diğer yandan da Batılı ülkelerin Ar-Ge'ye ayırdığı paya dikkati çeken Oğuz, "Batı ülkelerine baktığımızda Ar-Ge’ye ciddi bir pay ayırıldığını ve istihdamın yüksek olduğunu görüyoruz. Bu ülkelerin diğer ülkelere kıyasla Ar-Ge'ye bu kadar ciddi bir yatırım yapması ihracat ve kar oranlarının yüksek olmasıyla doğrudan alakalı. Diğer ülkelerde üretim ve özellikle de iş gücü maliyetinin düşük olmasına rağmen aynı kar elde edilemiyor. Bunun en önemli nedenlerinden biriyse Ar-Ge’ye ayrılan yetersiz bütçe, ardından da teknolojik olarak çağı yakalayamamaktır." değerlendirmesinde bulundu.

Oğuz, sektörde teknolojik gelişmelere kayıtsız kalınamayacağını belirterek, Sanayi 4.0'ın yeni bir teknoloji olduğunu, bu yeni teknolojiyle birlikte tekstilin de çok farklı bir boyuta ulaştığını bildirdi.

Daha hızlı ve daha kaliteli bir ürün ve üretim sürecinden olduğunu vurgulayan Oğuz, şunları kaydetti:

"Teknolojiyle birlikte gelişen ve değişen dünyada teknolojiyi takip etmemek ve teknolojiye duyarsız kalmak imkansız. Aslında Sanayi 4.0’la Avrupa yani Batı kendi üretim modelini yenilemeye çalışıyor. Diğer taraftan Sanayi 4.0’ı işsizliğin ve nüfusun çok olduğu Hindistan gibi ülkelerde uygulamak oldukça zor. Bu yüzden bütün ülkeler Sanayi 4.0’ı alsalar bile uygulamak çok zor olacak. Belki de her ülkede uygulanamayacak. Bazı ülkelerde uygulanırken, Sanayi 4.0’ın diğer ülkelerde uygulanamaması ciddi bir farklılığı ortaya çıkaracak."

Kaynak: AA