Silah Kullanma Yetkisini Anlatmış

FETÖ'nün darbe girişiminde Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili, sözde 'Yurtta sulh konseyi' üyelerinin de aralarında bulunduğu 221 sanık hakkında açılan davaya sanık savunmalarıyla devam edildi Sanıklardan eski Kursiyer Teğmen Ahmet Tarık Kaya, eski MEBS Öğrenci ve Kurslar Tabur Komutanı Kurmay Yarbay Metin Bilgici'nin 15 Temmuz günü sabah içtimasında kursiyer teğmenlere, 'Size silah kullanma yetkilerini anlatayım. Belki başka vaktimiz olmaz.' dediğini ve 'Telefonları açık tutun.' talimatı verdiğini öne sürdü Eski Kursiyer Teğmen Merve Duğan ise Akıncı nizamiyesinde durdurulduklarını, Bilgici'nin, 'Nevzat albayın haberi var.' demesi üzerine üsse girişlerine izin verildiğini söyledi

Akıncı Üssü davasında savunmasını yapan sanıklardan eski Kursiyer Teğmen Ahmet Tarık Kaya, eski Muhabere Elektronik Bilgi Sistemleri (MEBS) Öğrenci ve Kurslar Tabur Komutanı Kurmay Yarbay Metin Bilgici'nin, 15 Temmuz günü sabah içtimasında kursiyer teğmenlere, "Size silah kullanma yetkilerini anlatayım. Belki başka vaktimiz olmaz." dediğini ve "Telefonları açık tutun." talimatı verdiğini öne sürdü.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili, aralarında sözde "Yurtta Sulh Konseyi" üyelerinin de yer aldığı 221 sanığın yargılandığı davaya sanık savunmalarıyla devam edildi.

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde görülen davada, MEBS Okulundan Akıncı Üssüne giden sanıklar savunma yaptı.

Kursiyerlerin başında bulunan komutanlardan sanık eski Üsteğmen Eren Çalışkan, savunmasında, FETÖ üyesi olmadığını, örgütle hiçbir ilgisinin bulunmadığını, 15 Temmuz günü, eski Tabur Komutanı Kurmay Yarbay Metin Bilgici'nin emriyle kışlaya gittiğini öne sürdü.

Yine Bilgici'nin emriyle kursiyer teğmenleri kışlaya çağırdığını savunan Çalışkan, "Genelkurmay'a terör saldırısı var." denilerek kışladan çıkarılıp Akıncı Üssüne götürüldüklerini söyledi. Çalışkan, "Kışladan çıktıdığımızda Akıncı'ya gideceğimizi ben de kursiyerler de bilmiyorduk. Ne darbe girişiminden ne de Akıncı'nın darbe girişiminin merkezi olduğundan haberimiz yoktu." dedi.

Girişimi öğrendikten sonra Akıncı Üssünden çıkmaya çalıştıklarını ancak silah ve techizatlı askerler nedeniyle bunu gerçekleştiremediklerini öne süren Çalışkan, savunmasına şöyle devam etti:

"Tabur komutanının emrini yerine getirmemiz bizi darbeci yapmaz. O gün hem ben hem de kursiyerlerim gerçeği görmenin imkansız olduğu bir yere, olayların içine itildik.Kursiyerleri komutanın emri üzerine WhatsApp grubundan kışlaya çağırdım. Gelmeyenleri bölük listesinden telefonla aradık. Mazereti olanlar gelemedi. Özel araçlarımızla gruplar halinde Akıncı'ya gittik. Kursiyerleri grupara böldüm. Değişik yerlere görevlendirildiler. Havacılar araçlarla kursiyerleri sevk etti. Bu aşamadan sonra gece boyunca ne yaptılar bilmiyorum."

13 Temmuz'da TAI yakınlarında baz istasyonu kaydının bulunduğu hatırlatılıp buraya keşif amaçlı gidip gitmediği sorulan Çalışkan, bu tarihte söz konusu yere gitmediğini öne sürdü.

- "Yakıt parasını cebimden verdim"

Çalışkan, Mahkeme Başkanı Selfet Giray'ın, "Terör saldırısı var. Silahlıktan silah aldınız, tam teçhizat, kompozit başlıklar var, kışladan çıkıyorsunuz ama merminiz yok. Bu size garip gelmedi mi? Bunu sorgulamadın mı?" sorusuna karşılık, "Sorgulamadım. Komutanın emri. Olayın akışının nasıl gelişeceğini bilmiyoruz. Belki gititğimiz yerde kışlada mermi alacağız." dedi.

Sanıklardan eski Kursiyer Teğmen Ahmet Tarık Kaya da FETÖ ile hiçbir bağlantısının bulunmadığını, kendisini bu duruma düşüren örgütten şikayetçi olduğunu söyledi.

"Yeni göreve başlayan onurlu genç bir subay olarak harp okulundan beri verilen emirlere askeri disiplinle riayet ettim. Hiçbir zaman suç kastıyla hareket etmedim. Devlete karşı hiçbir eylemde bulunmadım." diyen Kaya, Kızılay'da arkadaşlarıyla bir kafede otururken WhatsApp grubundan mesaiye çağırıldıklarını söyledi.

Kışlaya niçin çağırıldıkları konusunda kendilerine bir açıklama yapılmadığını öne süren Kaya, şunları ifade etti:

"Eren Çalışkan, koğuşa gelip silah ve techizat almamızı istedi. Ona neden kışlaya çağrıldığımızı sorduk, bilmediğini söyledi. Eski Tabur Komutanı Kurmay Yarbay Metin Bilgici'nin talimatıyla taburlar bölgesinde toplandık. Bize özel araçlarımızı soran Bilgici, daha sonra, 'Otoparka gidin. Araçlara binin. Beni takip edin.' dedi. 23.50 sularında MEBS Okulu Samsun nizamiyesinden çıktık. Saat 01.00'da 4. Ana Jet Üssüne geldik. Bizi gruplara ayırdılar. Havacı bir yüzbaşı bizi 141. Filoya götürdü. 3 kişiyi filonun girişinde bıraktı. Olayların bize anlatıldığından farklı olduğunu anladığım andan itibaren ayrılmanın yollarını aradık. Okuldan bizimle irtibata geçen komutanlardan bizi kurtarmalarını istedik. Vatanımı, milletimi çok saviyorum. Vatan haini veya darbeci değilim."

Kaya, sanıklardan eski Tabur Komutanı Kurmay Yarbay Metin Bilgici'nin, 15 Temmuz günü sabah içtimasında kursiyer temğenlere, "Size silah kullanma yetkilerini anlatayım. Belki başka vaktimiz olmaz." dediğini ve "Telefonları açık tutun." talimatı verdiğini öne sürdü.

Sanıklardan eski Kursiyer Teğmen Osman Bekar da WhatsApp grubu üzerinden kışlaya çağırıldıklarını, komutanın emriyle özel araçlarla kışladan çıkıp Akıncı Üssüne götürüldüklerini söyledi.

Yolda araca yakıt alıp parasını kendi cebinden ödediğini öne süren Bekar, "Darbeci değilim. Darbeci olsam önceden her şeyi ayarlardım." dedi.

"Darbeyi icra eden değil, içine çekilen zavallılardan biriyim. Bu olayın mağduruyum. Tarafıma atılı suçları kabul etmiyorum." diyen Bekar, tahliye ve beraat istedi.

Bekar da 13 Temmuz'da TAI yakınlarında baz istasyonu kaydının bulunduğunun hatırlatılması üzerine, söz kosunu tarihte buraya gitmediğini öne sürdü.

- "Nevzat albayın haberi var"

Sanıklardan eski Kursiyer Teğmen Merve Duğan da WhatsApp grubundan mesajla kışlaya çağırıldıklarını söyledi. Eren Çalışkan'ın "Kamuflaj giyin." emri üzerine koğuşa çıktıklarını belirten Duğan, bu sırada televizyondan "Boğaz Köprüsü"nün kapatıldığı ve terör saldırısı heberlerini gördüklerini, ancak darbeye ilişkin herhangi bir şey duymadıklarını öne sürdü.

Duğan, "Tabur Komutanı Metin Bilgici şahsi aracı olanları sordu. Bunun üzerine arkadaşlardan biri, 'Komutanım, nereye gidiyoruz?' diye sordu. Bilgici de 'İçinizi ferah tutun. Görevimizi yapmaya gidiyoruz.' Şahsi araçlara bindik. Bilgici'yi takip ettik. Araçlarla çevre yolundan askeri bir birliğe kadar ilerledik. Yolda nereye gittiğimize dair bilgi verilmedi." dedi.

Akıncı Üssü nizamiyesinde durdurulduklarını, Bilgici'nin askerlere "Nevzat albayın haberi var." dediğini, bunun üzerine üsse girmelerine izin verildiğini anlatan Duğan, "İçeride bizi onarlı gruplara ayırdılar. Minibüse bindik. Bir yere götürüldük. Sonradan bunun 141. filo olduğunu öğrendim. Burada da gruplara ayrıldık. Bize otoparkla bina arasında bıraktılar." diye konuştu.

Duğan, sabah saatlerinde Akıncı'dan kendi imkanlarıyla ayrıldıklarını, suç işleme kastının olmadığını, örgüt ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını belirterek tahliye ve beraat istedi.

Duğan'ın savunmasının ardından, yarın devam etmek üzere celse tamamlandı.
Kaynak: AA