'Sedefte Çevresel Faktörler Büyük Önem Taşıyor'

Kozmetoloji ve Dermatoloji Akademisi Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Engin: 'Sedef tamamen genetik bir hastalık olmasa da genetik yatkınlık önemli. Bununla beraber çevresel faktörler de büyük önem taşır. En önemli çevresel faktörlerden biri strestir. Kişi yoğun stres yaşadığında, sedef bu genetik yatkınlıkla beraber ortaya çıkabiliyor. Obezite ve sigara da stresle beraber sedefi tetikleyebiliyor' 'Sedefe metabolik sendrom dediğimiz, bazı iç hastalıklarla ilgili semptomlar da eşlik edebiliyor. Obezite, insülin direnci, kan yağlarında yükseklik ve hipertansiyona yatkınlık bulunabiliyor. Onun için sedef sadece deriye özgü değildir. Uzun vadede sistemik belirtiler sedefle birlikte görülebilir'

Kozmetoloji ve Dermatoloji Akademisi Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Burhan Engin, deride kızarıklık ve beyaz renkli kepeklenmelerle seyreden sedefte (psoriasis) genetik yatkınlıkla beraber, çevresel faktörlerin de büyük önem taşıdığını belirterek, "En önemli çevresel faktörlerden biri, strestir. Kişi yoğun stres yaşadığında, sedef bu genetik yatkınlıkla beraber ortaya çıkabiliyor." dedi.

Aynı zamanda İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi olan Engin, Dünya Psoriasis Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, hastalığın başta deri ve tırnaklar olmak üzere tüm vücudu etkileyebildiğini, bazen eklemlerle iç organlarda da tutulumlara neden olabildiğini aktardı.

Hastaların metabolik sendroma yatkınlıkları nedeniyle aşırı kilo alımı ve bel çevresi yağlanmasına karşı dikkatli olması gerektiğine işaret eden Engin, sorunun yaygınlığının farklı toplum ve coğrafik bölgelerde değişiklik gösterebilirken, ortalama görülme sıklığının yüzde 1-2 olduğunu belirtti.

Prof. Dr. Engin, erkek ve kadınlarda eşit sıklıkta görülen hastalığın kolaylıkla teşhis edilebildiğini ancak lokal seyreden bazı vakaların egzama gibi başka hastalıklarla karıştırılabildiğini vurgulayarak, hastalığın cilt dışındaki etkilerine ilişkin şu bilgileri verdi:

"Sedefte tırnak tutulumu da olabilir ve genelde bununla beraber eklem tutulumu da görülür. Örneğin el gibi küçük veya diz, dirsek, ayak bileği, omurlar ve sırt bölgesindeki eklemler gibi büyük eklemlerde şişme, ağrı olabilir. Bu semptomlar psoriasis vakalarının yaklaşık yüzde 10'unda görülür. Ayrıca sedef hastalığına metabolik sendrom dediğimiz, bazı iç hastalıklarla ilgili semptomlar da eşlik edebiliyor. Obezite, insülin direnci, kan yağlarında yükseklik ve hipertansiyona yatkınlık bulunabiliyor. Onun için sedef hastalığı sadece deriye özgü değildir. Uzun vadede sistemik belirtiler sedef hastalığıyla birlikte görülebilir."

- "Tedavi, hastalığın şiddetine göre belirlenmeli"

Sedefin nedeninin henüz bilinmediğini ifade eden Engin, hastalar arasında ışık tedavisi olarak bilinen, fototerapi uygulamasının, uygun hastalarda tedavide ilk basamak olarak değerlendirildiğini, bu tedaviyi uygulayamayan veya yanıt alınamayan hastalarda klasik tedavi olarak metotreksat gibi sistemik ajanlar uygulandığını, hastaların psikolojik destek almasının da tedavi sürecini kolaylaştırabileceğini ifade etti.

Engin, sedefin yaşam kalitesini bozan bir sorun olduğuna, görünen bir hastalık olmasının kişilerin çekingenlik hissetmesine yol açtığına işaret ederek, şunları kaydetti:

"İnsanlar da bilinçsiz bir şekilde sedefin bulaşıcı olduğunu düşünerek hastalardan uzak duruyor ve böylece sedef hastaları içine kapanıyor. Bu izolasyonun asıl nedeni, toplumdaki bilinçsiz 'bulaşıcı hastalık' algısı. Bu nedenle toplumun bu açıdan bilinçlendirilmesi hastalanana da çok fayda sağlayacaktır. Hastalığın daha çok yoğun stres dönemlerinde tetiklendiğinden hastalarımız kendileri de bahsediyorlar ve bu kanıtlanmış bir durum, onun için psikiyatrik destek sedef hastalığının geçmesinde veya olan lezyonların kaybolmasında önemli bir yardımcıdır. Sedef tamamen genetik bir hastalık olmasa da genetik yatkınlık önemli. Bununla beraber çevresel faktörler de büyük önem taşır. En önemli çevresel faktörlerden biri strestir. Kişi yoğun stres yaşadığında, sedef bu genetik yatkınlıkla beraber ortaya çıkabiliyor. Obezite ve sigara da stresle beraber sedefi tetikleyebiliyor. Ayrıca üst solunum yolu enfeksiyonuna neden olan bazı bakteriler çocuklarda sedefi tetikleyebiliyor. Bazı kardiyolojik ve psikiyatrik ilaçlar, genetik yatkınlığı olan kişilerde hastalık oluşumuna neden olabiliyor. Bu faktörler genetik bir yatkınlıkla beraber hem hastalığın ortaya çıkmasına neden olabiliyor hem de mevcut hastalığı daha da şiddetlendirebiliyor."

Prof. Dr. Burhan Engin, hastaların dikkat etmesi gereken hususlara da değinerek, kişilerin sağlıklı beslenip, harekli olmaya gayret göstermesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA