HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş Açıklaması

'Biz 'darbeye bulaşmış olanlar hak ettiği cezaya çarptırılsın' diyoruz. Ama darbeyle alakası yoksa bir insan cemaatçidir diye içeri atamazsın. O da adaletsizlik olur'

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 'Biz 'darbeye bulaşmış olanlar hak ettiği cezaya çarptırılsın' diyoruz. Ama darbeyle alakası yoksa bir insan cemaatçidir diye içeri atamazsın. O da adaletsizlik olur' dedi.

Van Büyükşehir Belediyesi yeni hizmet binasının açılış töreninde konuşan Demirtaş, depremden kentin tamamının zarar gördüğünü, Van'ın yaralarını sara sara kendini var ettiğini söyledi.

Van'da güzel bir hizmet binasının açılışını yapmaktan memnuniyet duyduğunu ifade eden Demirtaş, binanın güzelliği kadar hizmetin de güzel olması gerektiğini belirtti.

Belediye hizmet binasından içeri girenlerin güler yüzle karşılanması gerektiğini anlatan Demirtaş, 'Bu binaların gerçek sahibi halktır. Herhangi bir sıkıntısı ya da derdi için şu kapıdan içeri giren her vatandaşın eşit muamele görmesi, insan onuruna yakışır bir şekilde işinin görülmesi ve buradan çıktığında yüzünün gülmesi lazım. İnşallah buna layık bir hizmet anlayışı bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra daha güçlü bir şekilde üretilecektir.' diye konuştu.

Demirtaş, yerel yönetimlerle ilgili ciddi sıkıntıların olduğu bir dönemde hizmet binasının açılışını yaptıklarını savunarak, şöyle devam etti:

'Daha dün akşam yeni bir kanun hükmünde kararname çıkarıldı. Bu da gösteriyor ki belediyelere artık kayyum atanacak. Daha önce Meclis'te de bunu çıkarmaya çalıştılar fakat muhalefet ettik. Bu yasayı geri çekerek bir uzlaşma sağladılar. Verdikleri sözü kendileri çiğneyerek ve korsan bir şekilde yani anayasaya aykırı şekilde kanun hükmünde kararnameyle belediyelere el koyacaklar. Buradan halkımıza çağrı yapıyorum, hangi belediyemize atanırsa atansın şuradan girecek kayyumu asla tanımayın. 'Seçilmiş belediye başkanlarımız dışında kimseyi kabul etmiyoruz' deyin. Hiçbir şekilde kayyuma selam bile vermeyin. Belediye personelinden ricamdır, selam bile vermeyin. Emrini yerine getirmek zorunda değilsiniz. Muhtarlar, sivil toplum örgütleri ve sanayi odası, kayyumun hiçbir toplantısına katılmayın.'

Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'la 50 gündür görüştürülmedikleri, can güvenliği ve sağlığıyla ilgili bilgi alamadıklarını savunan Demirtaş, şöyle devam etti:

'Sağ mı ölümü bilmiyoruz. Çünkü darbe akşamı İmralı Adası'na bir savaş uçağı inmeye çalışmış ve çatışma yaşanmış. Dört beş gün önce bu bilgi bize geldi, netleştirdik ve doğruluğunu teyit ettirdik. Yaşanan çatışmanın sonucu nedir bilmiyoruz. Bu helikopter Türkiye'ye dönmeden Yunanistan'a kaçmış. Yunanistan'a kaçan darbeciler İmralı'ya operasyon yapan askerlerdir. Şimdi kendisinin can güvenliğiyle ilgili bilgi alamıyoruz. Ailesinden birinin giderek görüşmesini istiyoruz. Bu konu çok hassas bir konudur. Sadece gidip can güvenliğiyle ilgili bilgi alıp gelecekler. Buna da izin vermezlerse ayın beşinde 50 seçilmiş, süresiz ve dönüşümsüz açlık grevi başlatıyor. Görüşme olursa ve kendisinden sağlıklı bir bilgi alınırsa o gün açlık grevi bırakılacak.'

Yargı, yürütme ve yasamanın devletin üç temel gücü olduğunu kaydeden Demirtaş, demokrasilerde bu üç temel unsurun birbirinden ayrı olduğunu belirtti.

Yargı, yürütme ve yasamanın birbirlerine emir veremeyeceğini anlatan Demirtaş, 'Demokrasi dediğimiz sistem bu güçlerin ayrılığı ilkesine dayanır. Ömrünü hukuka adamış yargıçlar, savcılar, yargıtay üyeleri, yürütmenin başı olan cumhurbaşkanı içeri girdiğinde hepsi ayağa kalkıp cübbesini iliklemeye çalışıyor. Bizler de avukat olarak bu yargının bir parçayız. Hukukçu olduğumdan utandım.' şeklinde konuştu.

Demirtaş, şunları kaydetti:

'Biz cezaevine de girsek arkamızda milyonlar var. Milyonca Demirtaş var. Bir tane Demirtaş'tan kurtulursunuz da bu kadar Demirtaş'ı ne yapacaksınız. Sizler her an büyük bir sivil direnişe hazır olmalısınız. Bizim için de bugünler ölüm kalım meselesidir. Bizim mevzumuz gerçekten de bir demokrasi meselesi, onların ki tutuşmuş olan paçalarıyla kendini, günü ve koltuğunu kurtarma meselesidir. Bakalım kimin davası meşru, haklıdır. Bu ortaya çıkınca kazanan belli olacak. Ben şundan eminim, ne zaman sürecek bilmiyorum ama biz kazanacağız. Faşizm bu topraklarda kaybedecek. Kardeşlik, barış ve huzur bu topraklarda kazanacak. Adalet, özgürlük bu toprakların kalıcı değerleri haline gelecek. Bu davalar meşrudur. Davası meşru olmayana bakın, darbecilerin içine düştüğü hale bir bakın. Bir tane çıkıp 'benim suçum yok, darbeci değilim ama ben cemaatçiyim' demez mi? işte diyemiyorlar. Davan meşru olmazsa işte böyle olursun. Biz 'darbeye bulaşmış olanlar hak ettiği cezaya çarptırılsın' diyoruz. Ama darbeyle alakası yoksa bir insan cemaatçidir diye içeri atamazsın. O da adaletsizlik olur. Çünkü bizim başımıza gelmiş. Damdan düşen damdan düşenin halinden anlar. Bize karşı çok adaletsizlik yapıldı. Hiç kimseye adaletsizlik yapılmasın. Hiç kimse mağdur olmasın.'
Kaynak: AA