'Sözde Soykırım İddiaları Siyaset Malzemesi Yapılıyor'

Tarihçiler, sürekli gündeme getirilen sözde Ermeni soykırımı iddialarının tarihin konusu olmaktan çıkıp, tamamen siyaset malzemesi yapıldığı görüşünde birleşiyor Prof. Dr. Eraslan: 'Bu konu Türkiye'yi belli noktalarda rahatsız etmek amacıyla kullanılan, her yıl 24 Nisan arifesinde gündeme gelen temcit pilavı gibi bir şey oldu. Sürekli gündeme getirilen sözde Ermeni soykırımı iddiaları tarihin konusu olmaktan çıkıp tamamen siyaset malzemesi yapıldı' Prof. Dr. Halaçoğulu: 'Ermeniler, sözde soykırım iddiaları ile mağdur rolü oynayarak, ekonomik ve siyasi anlamda menfaat elde etmek için Batılı devletleri etkilemeye çalışıyor' Doç. Dr. Karakoç: 'Ermeniler, 'sözde soykırım iddiaları'nı canlı tutarak, yeni nesillerde milletçilik kavramını güçlendirmeye çalışıyor. Bu şekilde hem Ermeni benliğini koruyor hem de uluslararası arenada kendi propagandalarını yapıyorlar. Genç Ermeni nesillere bir ülkü ve ideal aşılıyorlar'

SEMRA ORKAN - Tarihçiler, sürekli gündeme getirilen 'sözde Ermeni soykırımı' iddialarının tarihin konusu olmaktan çıkıp, tamamen siyaset malzemesi yapıldığı görüşünde birleşiyor.

İstanbul Üniversitesi (İÜ) Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cezmi Eraslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Batı dünyasında Türkiye ile sorunu olan ülkelerin bu konuyu daha çok gündeme getireceğini vurgulayarak, bunun önün kesilmesinin yolunun Türkiye'nin askeri, ekonomik ve siyasi anlamda güçlü olmasından geçtiğini söyledi.

Tarihi ve ilmi olarak bakıldığında bu iddiaların hiçbir dayanağının olmadığını vurgulayan Eraslan, 'Türkiye ile birtakım sıkıntıları olan ülkelerin parlamentolarında sözde soykırımın kabul edilmesi Ermenilere de ayrı bir koz veriyor. Halbuki aklı selim her insanın kabul edeceği gibi olayın tarih bilimi çerçevesinde irdelenmesi ve gerçeklerin ortaya konması gerekiyor. Ancak bu konu artık Türkiye'nin çeşitli noktalarda sıkıştırılması ve istemediği şeyleri yapmaya zorlanması için bir baskı unsuru olarak kullanılıyor. Konu arşiv açıp kapamak seviyesinden çıkıp, tamamen uluslararası ilişkiler dengelerine dayalı bir mevzu haline gelmiştir' diye konuştu.

Prof. Dr. Eraslan, belgelere bakıldığında zaten bir soykırım olmadığının çok net görüldüğünü ifade ederek, soykırım olduğuna dair bu güne kadar küçük de olsa bir belge aranmasına rağmen bulunmadığını kaydetti.

Osmanlı Devleti'nin Rusya ile savaş sırasında daha çok Ermenileri korumak için göç ettirdiğini belirten Ersaslan, şöyle konuştu:

'1915-1918 yılları arsındaki sürece bakarsanız hem Türklerden hem de Ermenilerden savaş ortamı nedeniyle kayıplar olmuştur. Ama devlet eliyle bir grup insanın sırf ırkı için katledilmesi söz konusu değildir. 'Arşivler açılsın konuyu uzmanlar değerlendirsin' dediğimiz zaman netice alırız ama elimizdeki zemin böyle iyi niyetli bir zemin değil. Bu konu Türkiye'yi belli noktalarda rahatsız etmek amacıyla kullanılan, her yıl 24 Nisan arifesinde gündeme gelen temcit pilavı gibi bir şey oldu. Sürekli gündeme getirilen sözde Ermeni soykırımı iddiaları tarihin konusu olmaktan çıkıp tamamen siyaset malzemesi yapıldı.'

Prof. Dr. Eraslan, Ermeni lobisinin her 24 Nisan'da ABD Başkanına 'soykırım' ifadesini kullanması yönünde büyük baskı yaptığına dikkati çekerek, bu yılda da Barack Obama'nın geçen yıl olduğu gibi 'soykırım' yerine 'büyük felaket' tabirini kullanacağını tahmin ettiğini belirtti.

Türkiye'nin Ortadoğu'daki varlığının ABD için önemli olduğunu ve bunu riske atacak bir tavır alınmayacağını vurgulayan Eraslan, 'Amerika, ne olsun ne ölsün mantığıyla bir orta kelime bularak, Ermeni topluluğunu tatmin, Türkiye'yi teskin ederek süreci yürütmek yönünde bir politika izleyecektir' dedi.

Prof. Dr. Eraslan, 'sözde Ermeni soykırımı' iddialarının asılsız olduğunun Türk halkına daha ilkokuldan itibaren derslerde anlatılması gerektiğinin altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Bu konu bıkmadan usanmadan anlatılmalıdır. Çünkü psikolojik olarak bir kısım insanımız, 'Onlar bizden birilerini öldürdüyse biz de onları öldürmüşüzdür' diyor. Oysa o dönemde bizim milletimiz Çanakkale'de ölüm kalım savaşı veriyordu, Doğu Anadolu'da Ermenileri katledecek durumda değildi. Ayrıca bu milletin geleneğinde böyle bir tavır yok. Bizim bu gerçeği öncelikli olarak kendi insanımıza anlatmamız gerektiğine inanıyorum.'

- 'Tarihimizden sıkıntı duyacak bir konumda değiliz, bu konuda alnımız ak'

MHP Kayseri milletvekili Prof. Dr. Yusuf Halaçoğulu ise sözde Ermeni soykırımı iddialarıyla Ermenilerin mağdur rolü oynayarak, ekonomik ve siyasi anlamda menfaat elde etmek için Batılı devletleri etkilemeye çalıştığını söyledi.

Halaçoğlu, dünyada 22 parlamentoda soykırım iddialarının kabul edildiğini hatırlatarak, mahkeme niteliği taşımayan bu parlamentoların aldıkları kararların hukuki bir dayanağının bulunmadığını dile getirdi.

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ne göre, savunma hakkı olmadan kimsenin yargılanamayacağını ve yargılanmadan da mahkum edilemeyeceğini vurgulayan Halaçoğlu, 'Parlamentolar bu kararı alırken muhatap olan Türkiye'den bir savunma almadığı gibi adeta yargı organıymış gibi soykırım hükmü verdi. Bütün bunlar insan haklarına da hukuka da aykırıdır. Siyasi rant uğruna yapılan şeylerdir. Türkiye olarak, 'Buyurun mahkemeye başvurun. Vurun ki kendimizi savunma hakkını elde etmiş olalım' diyoruz. 'Niye mahkemelerle uğraşalım, parlamentolar kabul etti' diyorlar. Sözde ileri demokrasiyi sahip ülkeler, söz konusu Ermeni soykırımı iddiaları olunca farklı bir tutum takınmaya başlıyorlar' diye konuştu.

Prof. Dr. Halaçoğlu, Batılı ülkelerin Ermenilerle olan tarihi ve dinsel bağları nedeniyle tamamen duygusal ve hukuk dışı bir tavır takındığını dile getirerek, şunları kaydetti:

'Türkiye olarak, 'Konunun muhatabı ülkeler bir tarihçiler komisyonu kursun ve bütün devlet arşivleri açılsın' dedik. Bu isteğimiz karşılık görmedi. Çünkü Ermenilerin elinde iddia ettikleri gibi soykırımı ispat edecek bir belgeleri yok. Ama bizim elimizde aksini ispat edecek yüzlerce belgemiz var. Hatta Osmanlı'ya karşı Ermenilerin Fransız ve İngilizlerle birlikte savaştığını gösteren belgeler var. Yani Türkler Çanakkale'de ölüm kalım savaşı verirken onlar Türkleri öldürdüler. O yüzden Ermeniler mahkemeye gidemiyorlar.'

Halaçoğlu, Türkiye'yi soykırım yapmakla suçlayan Batılı ülkelerin sicillerinin hiç de temiz olmadığına dikkati çekerek, Fransa'nın Cezayir ve Ruanda'da, İngilizlerin Hindistan'da yaptıklarının unutulmadığını dile getirdi.

Kendi sicilleri kötü olduğu için Türkiye'yi de illa bir soykırım suçuyla yaftalamaya çalıştıklarını vurgulayan Halaçoğlu, kendi hatalarını örtmek için Batılı devletlerin Türkiye'yi suçlamaya çalıştıklarını ve etraflarında temiz bir ülke olmasını istemediklerini kaydetti.

Halaçoğlu, her yıl 24 Nisanda ABD Başkanı Barack Obama'nın Kongrede sözde soykırım iddialarına yönelik nasıl bir söylem kullanacağının Ermeni lobisince merakla beklendiğini aktararak sözlerini şöyle sürdürdü:

'Geçen yıl olduğu gibi Obama'nın yine soykırım yerine büyük felaket tabirini kullanacağını düşünüyorum. Ortadoğu'ya bakacak olursanız ABD Türkiye'yi küstürmek istemeyecektir. Ancak 'Demokles'in kılıcı' gibi bu konuyu Türkiye'ye karşı gündemde tutmaktadır. Amerika'da çok iyi biliyor ki 1915'te ülkelerine gelen Ermeni sayısı 228 bindi. Hangi gemilerle gittiklerini bile tespit ettik. Aynı zamanda Fransa ve diğer ülkelere giden Ermenileri de tespit ettik. Eğer Osmanlı bunları öldürmüşse bu kadar Ermeni nereden gitti? 1922'de savaşlar bittikten sonra 1 milyon 200 bin Ermeni yaşadığı kayıtlarda var. O zaman nasıl bir soykırıma tabi tutuldukları iddia edilebilir. Madem 1,5 milyon Ermeni’nin öldürüldüğü iddia ediliyor, o zaman nerede bunların toplu mezarı? Mesele şu, biz geçmişimizden, tarihimizden sıkıntı duyacak bir konumda değiliz, bu konuda alnımız ak. Siyaseten bu konunun çözümlenmesi gerekiyor. Bunun için Avrupa parlamentosunda belgeleriyle bazı bilgilendirme toplantılarının tertip edilmesi gerekiyor. Bunların büyük etkisi olacaktır.'

- 'Batılı devletler Ermeni lobilerini memnun etmek için 'sözde soykırım iddiaları'nı gündemde tutuyor'

Yıldız Teknik Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ercan Karakoç da Ermenilerin 'sözde soykırım iddiaları'nı canlı tutarak, yeni nesillerde bir milletçilik kavramını güçlendirmeye çalıştıklarını dile getirdi.

Karakoç, bu şekilde hem Ermeni benliğini koruduklarını hem de uluslararası arenada kendi propagandalarını yaptıklarını vurgulayarak, 'Genç Ermeni nesillere bir ülkü ve ideal aşılamaya çalışıyorlar. Yani 'bu sizin idealiniz olmalı, bu soykırımı kabul ettirmeniz gerekir' deniyor. Gençleri ortak bir payda bir ve bir ideal etrafında toplamaya çalışıyorlar. Bu sözde soykırım iddiaları doğrultusunda Türk tarafı sürekli suçlanıyor. Bunun önlenmesi için taraf devletlerin karşılıklı olarak arşivlerini ortaya koymaları lazım. Türkiye de bunu söylüyor, 'Arşivlerimizi açalım' diyor. Ancak karşı tarafın elinde açacak bir belgesi arşivi yok' şeklinde konuştu.

Türkiye'yi sözde soykırımla suçlayan devletlerin geçmişlerini göz ardı ederek böyle bir tavır içine girmelerinin mantıklı bir açıklaması olamayacağını aktaran Karakoç, Batılı devletlerin kendi içindeki Ermeni lobilerini memnun etmek, Türkiye'yi yıpratmak için sözde soykırım iddialarını sürekli gündemde tutmaya çalıştıklarını dile getirdi.

Karakoç, Ermeni lobilerinin gönlünü hoş tutmak için gösterilen bu yaklaşımın altında yatan en önemli nedenin oy devşirmek olduğunu kaydetti.

Özellikle Amerika'da etkili olan Ermeni lobisinin her yıl 24 Nisan'da baskı unsuru oluşturmaya çalıştığına dikkati çeken Karakoç, ABD'nin Ortadoğu'daki çıkarları gereği Türkiye ile iyi geçinmek zorunda olduğunu ve bu yıl da Ermenilerin soykırım söylemine ilişkin beklentilerinin boş çıkacağına inandığını ifade etti.

Karakoç, Türkiye'nin sözde soykırım iddialarını tamamen ortadan kaldırmak için bu konuda ciddi bir devlet politikası belirlemesi ve bunun da bir süreklilik ile eş güdüm arz etmesi ve hükümetler değiştikçe sekteye uğramaması gerektiğini söyledi.
Kaynak: AA