Hak-İş Taşeron İşçilerle İlgili İki Model Önerdi

Genel Başkan Arslan: 'Taşeron işçilerin, 'özel statülü sözleşmeli personel' yerine kamuda kadrolu işçi olarak ya da kamunun kuracağı imtiyazlı şirketlerde istihdam edilmesini istiyoruz' 'Taşeron işçiler, 'özel statülü sözleşmeli personel' olduğunda serbest toplu pazarlık ve 52 günlük ikramiye haklarını kaybetmiş olacaklar'.

Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, taşeron işçilerin, 'özel statülü sözleşmeli personel' yerine kamuda kadrolu işçi (4/d) olarak ya da kamunun kuracağı imtiyazlı şirketlerde istihdam edilmesini istediklerini bildirdi.

Arslan, Ekonomi Muhabirleri Derneği'nde (EMD) basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Bir basın mensubunun taşeron işçilerin kamuda 'özel statülü sözleşmeli personel' olarak istihdam edilecek olmasıyla ilgili görüşlerini sorması üzerine Arslan, şunları söyledi:

'Hükümetin açıkladığı yeni statü bizim için hakikaten sürpriz oldu. Kamuoyu, hükümetten asıl ve yardımcı işleri açıklamasını bekliyordu. Açıklanan üç husustan ikisi bizim de talep ettiğimiz konuydu. Biz kamuda taşeron işçiliğe son verilmesi ile asıl ve yardımcı iş yapılmadan hepsinin kadroya alınmasını istiyorduk. Ama böyle yeni bir statüyle istihdam edilmelerini istemiyorduk. Çünkü bu yeni statüyle taşeron işçiler ne kadrolu memur ne de kadrolu işçi olabiliyor. Bu konuda hükümetle aramızda 180 derece fark var.'

- 'Maliye Bakanlığına yeni model sunacağız'

Hak-İş olarak eleştiri ve taleplerini geçen hafta Maliye Bakanlığı yetkililerine ilettiklerini, bunun üzerine Maliye Bakanının kendilerinden önerilerini bir model olarak sunmalarını istediğini belirten Arslan, 'Şimdi bu model üzerinde çalışıyoruz. Biz, taşeron işçilerin, 'özel statülü sözleşmeli personel' yerine kamuda kadrolu işçi olarak ya da kamunun kuracağı imtiyazlı şirketlerde istihdam edilmesini istiyoruz. Bu çalışanların 4/d, yani belirsiz süreyle çalıştırılan sürekli işçi kadrolarına alınması bizim önceliğimiz. Bu statüyle taşeron işçiler hak kaybına uğramayacağı gibi yeni haklar da kazanmış olacak. Bununla birlikte, bu işçilerin kamu tarafından kurulacak KDV'den muaf imtiyazlı şirket ve şirketlerde istihdam edilmesini de diğer bir seçenek olarak masamızda duruyor' dedi.

Arslan, 'Taşeron işçiler, 'özel statülü sözleşmeli personel' olduğunda serbest toplu pazarlık ve 52 günlük ikramiye haklarını kaybetmiş olacaklar' ifadelerini kullanarak, 'özel statülü sözleşmeli personel'lerin 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun sağladığı avantajlarından yararlanamadığına da dikkati çekti.

'Özel statülü sözleşmeli personel' çalışma düzeninin, sendikal hayatı etkilediğini belirten Arslan, yeni statüyle Hak-İş'in üye sayısının yarıya yakın oranda azalacağını, bağlı 11 sendikanın süreçten olumsuz etkileneceğini ve bunlardan 5'inin yetkisini kaybedeceğini bildirdi.

- 'Şimdiye kadar görüşümüze başvurulmadı'

Kıdem tazminatının yeniden düzenlenmesiyle ilgili bir soru üzerine Aslan, kıdem tazminatı düzenlemesinde taşeron işçilikte olduğu gibi hükümetin bir sürpriziyle karşılaşmak istemediklerini dile getirdi.

Yapılacak düzenlemelerde sosyal tarafların görüşünün alınmasının düzenlemelerin toplumsal kabulüne katkı sağladığını ifade eden Arslan, 'Kıdem tazminatıyla ilgili şimdiye kadar görüşümüze başvurulmadı' değerlendirmesinde bulundu.

Arslan, esnek çalışma düzenlemesi ilgili de eleştirilerilerinin bulunduğunu belirterek, 'Bu sistemin uygulama alanının geniş tutulmasını istemiyoruz. Mevsimlik işçiler, ev işlerinde çalışan ve doğum iznine ayrılan kadınlarla ilgili geçici iş ilişkisi kurulmasına karşı değiliz ama bu sistemin metal, otomotiv, maden ve tekstil sektörleri gibi sektörlerde uygulanmasına karşıyız. Hükümete bu konudaki görüşlerimizi ilettik. Umarım tasarı yasalaşmadan gerekli adımlar atılır' diye konuştu.

Bu yıl 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramı'nı Sakarya'da kutlayacaklarını bildiren Arslan, bazı sendikaların Taksim Meydanı ısrarının kutlamalara gölge düşürdüğünü söyledi.

Kutlamalar için yaklaşık 3 ay öncesinden hazırlıklara başladıklarına dikkati çeken Arslan, '1 MayısTaksim tartışmaları çevresine hapsetmek bize de yapılmış büyük bir haksızlık. Çünkü bizim 3 ay boyunca yaptığımız çalışmalar bu tartışmaların gölgesinde kalıyor. Oysa 1 Mayıs'ın barış ve kardeşlik içerisinde coşkuyla kutlanması gerekir' dedi.
Kaynak: AA