AK Parti Burdur Milletvekili Petek Açıklaması

'Anayasa Mahkemesinin Dündar ve Gül'e yönelik tutuklamayla ilgili kararı, kanun yolu tüketildiği için meşrudur. Ama anayasanın basın ve ifade özgürlüğü ihlali yolundaki kararı, görev ve yetki gasbıdır'

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanvekili, AK Parti Burdur Milletvekili Reşat Petek, Anayasa Mahkemesinin gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül ile ilgili kararını, 'Tutuklamayla ilgili kararı, kanun yolu tüketildiği için meşrudur. Ama anayasanın basın ve ifade özgürlüğü ihlali yolundaki kararı, görev ve yetki gasbıdır' dedi.

Petek, 28 Şubat'ın yıl dönümü nedeniyle TBMM'de basın toplantısı düzenledi.

Reşat Petek, 28 Şubat'ı, 'milli iradenin ayaklar altına alındığı, anayasa ve hukuk kurallarının çiğnendiği, hukuk dışı emir ve talimatlarla yürütmenin, yasamanın vesayet altına alındığı, TBMM'deki yasal çoğunluğa bakılmadan altın tepside Mesut Yılmaz'a başkanlık görevi verilerek, meşru Refahyol Hükümeti'nin devrildiği darbenin adı' olarak nitelendirdi.

İster doğrudan darbe, ister postmodern darbe denilsin, demokratik hukuk devletinin bütün kurum ve kuruluşlarıyla birlikte, anayasal sistem içinde yürümesinin, cebirle, şiddetle, tehditle engellendiğini belirten Petek, bu nedenle 28 Şubat'ı darbe olarak andıklarını söyledi.

Petek, sadece Batı Çalışma Grubu üyelerinin yargı önüne çıkarılıp, darbeye destek veren diğer aktörlerin, beşli çete mensuplarının, bir kısım medya mensuplarının, gayrimeşru nimetlerini devşiren, bankaları hortumlayan, bütçeyi boşaltan 28 Şubat'ın gayrimeşru haramzedelerin hiçbir zaman yargı önüne çıkarılmadığını savundu.

Petek, 28 Şubat darbecileri yargıyı vesayet altına alırken, hukuk kurallarına uymayı savunan yargı mensuplarının ise o dönemde zulüm gördüğünü, soruşturma geçirdiğini, farklı yerlere atandığını, baskı altına alındığını anlattı. Petek, bunlardan birinin de o dönem Yozgat Cumhuriyet Başsavcısı olan kendisi olduğuna işaret etti. Petek, öğrencilerin eğitim hakkı engellendiği için hazırladığı iddianameden dolayı görevden alındığını, hukuk dışı soruşturmalara muhatap olduğunu belirterek, bütün bu soruşturmalardan alnının akıyla çıktığını ifade etti.

28 Şubat'ın bir darbe olduğunu vurgulayan Petek, 'Anayasa fiilen yürürlükte olmasına rağmen emir, talimatlarla anayasal hükümler ayaklar altına alınmıştır. Artık ister postmodern ister modern ister örtülü ister açık ülkemizin hukuk, demokrasi dışı böyle hiçbir eylemle karşı karşıya kalmamasını temenni ediyoruz' dedi.

-Anayasa Mahkemesi'nin kararı

Darbecilerin durumdan vazife çıkararak cumhuriyeti koruma, kollama adıyla darbe yaptığı gibi Anayasa Mahkemesinin de pek çok kararında, kendisini TBMM, yasama organı yerine koyarak yanlış, hukuksuz kararlara, yetki gasbıyla verdiği kararla şahit olduklarını belirten Petek, 367 kararının bunlardan biri olduğunu söyledi.

Petek, Anayasa Mahkemesi'nin, 1961 Anayasası'nda 137 ve 138. maddelerindeki belirli cümleleri, anayasa ve kanunlarla kendisine görev verilmediği halde iptal ettiğine değinerek, 'Mahkemenin görevi anayasaya aykırılığı incelemektir, peki anayasayı neye göre iptal etti?' dedi.

Petek, Anayasa Mahkemesinin Erdem Gül ve Can Dündar'a ilişkin kararını ise şöyle değerlendirdi:

'Anayasa Mahkemesi, bireysel başvuruda bulunan iki sanık hakkında görev ve yetki alanına girdiği için inceleme yaptı, hak ihlali kararı verdi. Bu karar herkes tarafından uyulması gereken karardır, sanıklar tahliye edildi. Buraya kadar sorun yok. Anayasa Mahkemesi aynı kararında anayasanın 26 ve 28. maddelerinde düzenlenen ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğünün de ihlaline karar verdi. Bir mahkemenin görevini anayasa ve kanunlar belirler. Anayasa Mahkemesi, kanun yolu tüketilmeden, ifade ve basın özgürlüğü alanında bir inceleme yapabilir mi? Anayasa ve kanunlara göre yapamaz. Anayasanın 148. maddesi açıktır, kanun yolu tüketilmemişse o konuda inceleme yapamaz. Cumhuriyet Başsavcılığı siyasi casuslukla dava açıyor, bu bir iddiadır, sabit olup olmadığını inceleyecek, bu konuda suçun vasıf mahiyetini tayin edecek merci dava açılan ağır ceza mahkemesidir. Onun nitelemesi sanıklar tarafından kabul edilmezse, yapacakları temyiz incelemesi üzerine inceleyecek makam Yargıtaydır. Anayasa Mahkemesinin ihlal kararlarını doğru kabul edecek olursak o zaman 14. Ağır Ceza Mahkemesi o dosyayı paketleyip 'buyurun yargılamayı da siz yapın diyerek' Anayasa Mahkemesinin önüne koyabilir. Yargıtay da 'benim inceleme alanımda olan konuya anayasayı ihlal ederek Anayasa Mahkemesi müdahale etmiştir' diyebilir. Bu, hukukumuzda karmaşa doğurur. Anayasa Mahkemesinin tutuklamayla ilgili kararı kanun yolu tüketildiği için meşrudur. Ama anayasanın 26 ve 28. maddelerinin ihlali yolunda karar, görev ve yetki gasbıdır. Bu kararı vermemesi gerekirdi. Bu önlenmelidir, anayasayı korumak yerine anayasayı çiğneyen Anayasa Mahkemesine dönüşebilir.'

Kaynak: AA