Başbakan Yıldırım Rusya'da

Yıldırım, Moskova Devlet Diplomasi Enstitüsünde konferans verdi: (1) 'Eğer insanların gerekli ihtiyaçları karşılansaydı, yaşadıkları ülkelerde, bölgelerde mutlu olmaları sağlansaydı ne göç hevesi olacaktı ne de bölgelerinde karışıklık, savaşlar olacaktı' 'Amerika'dan başlayıp dünyaya yayılan küresel ekonomik krizin kaynağı da insanın ihmal edilmesidir. Ortadoğu'da ve bölgemizde devam eden savaşların kaynağı da insanın ihmal edilmesidir. Sonuç aynı ama şekiller tamamen farklı olabiliyor'

Başbakan Binali Yıldırım, 'Eğer insanların gerekli ihtiyaçları karşılansaydı, yaşadıkları ülkelerde, bölgelerde mutlu olmaları sağlansaydı, ne göç hevesi olacaktı ne de bölgelerinde karışıklık, savaşlar olacaktı. O yüzden Amerika'dan başlayıp, dünyaya yayılan küresel ekonomik krizin kaynağı da insanın ihmal edilmesidir.' dedi.

Yıldırım, Moskova Devlet Diplomasi Enstitüsü'ndeki konferansta yaptığı konuşmada, dünyanın iki köklü diplomasi ekolünün bir araya geldiğini belirtti.

Ziyaretinin sadece Türkiye ve Rusya arasındaki ikili ilişkilerin değil, acil çözüm bekleyen bölgesel ve uluslararası sorunların da çözülmesine katkı sağlayacağına yönelik inancını ifade eden Başbakan Yıldırım, Türk ve Rus halklarının bin yıllık komşuluğunun bulunduğunu anımsattı.

İki halkın tarih sahnesine çıktığından beri hep yan yana yaşadığını, etkileşimlerinin olduğunu bildiren Başbakan Yıldırım, 'Geçmişe baktığımızda Türkiye-Rusya ilişkilerinde daha çok iş birliği var, bazen de rekabet var.' diye konuştu.

Başbakan Yıldırım, Kurtuluş Savaşı sırasında Rusya'nın verdiği desteğin önemli olduğunu belirterek, zaman zaman oluşan rekabetin iki ülkenin gelişimine ve dinamizmine önemli katkılar sağladığını vurguladı.

İki ülke arasındaki ilişkilerin derinliğine Türk ve Rus arşiv idarelerinin iş birliğiyle geçen yıl Moskova'da düzenlenen 'Arşiv Belgelerinde Moskova İstanbul İlişkileri Sergisi' ile bir kez daha tanık olunduğunu ifade eden Başbakan Yıldırım, şöyle konuştu:

'Bu tarihi arka plandan edindiğiniz tecrübeyle geleceği yapıcı bir şekilde inşa edebiliriz. Türkiye-Rusya ilişkilerinde özellikle son yıllarda zincirleme büyük değişimler yaşadık. İlişkilerimizin bir alanında attığımız adım diğer alanlardaki iş birliğini de tetikledi, teşvik etti. Bütün bu zengin birikim ve kazanımlara rağmen, yaklaşık bir yıl önce yaşanan talihsiz bir olay neticesinde her iki ülkenin ilişkileri de büyük bir sınamayla karşı karşıya kaldı. Ülkelerimiz arasında en üst düzeyde mevcut olan karşılıklı siyasi irade sayesinde bu badireden de çıkmış bulunuyoruz. İlişkilerimizin normalleşmesi süreci geçtiğimiz ağustos ayından beri başlamış bulunuyor.'

- Antalya'ya davet etti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rusya, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in de Türkiye ziyaretiyle bu yeni dönemin başlangıcının yapıldığını aktaran Başbakan Yıldırım, 'Bu ziyaretlerle tekrar normale dönen ilişkilerimizdeki o bir yıllık dönemdeki duraksamayı geride bıraktığımızı düşünüyorum.' diye konuştu.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un geçen hafta Antalya'da bir araya geldiğini hatırlatan Başbakan Yıldırım, Çavuşoğlu'nun memleketi olan Antalya'nın Ruslar tarafından iyi bilindiğini aktardı.

Salonda bulunanların yarısının Antalya'ya gittiğine yönelik söylemlerini anımsatan Başbakan Yıldırım, 'Diğer yarısını da önümüzdeki sene bekliyoruz' ifadesini kullandı.

Yıldırım, Moskova Devlet Diplomasi Enstitüsü ile Türkiye'deki bir üniversite ya da diplomasi akademisinin gelecek yıl Antalya'da ortak bir program yapılabileceğini belirtti.

Bugünün Aziz Nikola Günü olduğunu hatırlatan Yıldırım, Aziz Nikola'nın Antalya doğumlu olduğunu, bu bakımdan da Ruslar açısından Antalya'nın ayrı bir önemi bulunduğunu bildirdi.

- 'Ben projeciyim'

Mühendis kökenli olduğunu anlatan Başbakan Yıldırım, 'Ben projeciyim, yol yaparım, köprü yaparım, altyapı, üstyapı, demiryolu, milletin hayatını kolaylaştırmak için birçok projeleri Cumhurbaşkanımızın liderliğinde geçtiğimiz 14 yılda Türkiye'de gerçekleştirdik.' diye konuştu.

'Mega proje' niteliğine sahip yatırımlara ilişkin bilgi veren Yıldırım, araç geçişini sağlayacak boğazın 106 metre derinliğinde inşa edilen tüp tünelin 20 Aralık'ta açılacağını belirtti.

Deniz altında bu kadar derinlikte inşa edilmiş başka bir tünelin olmadığını vurgulayan Başbakan Yıldırım, dünyanın en büyük havalimanının inşasına da İstanbul'da başlandığını, Marmaray'ın 2013'te hayata geçirildiğini, üçüncü boğaz köprüsünün açıldığını, dünyanın üçüncü büyük köprüsünün de İzmit Körfezi'nde hizmete girdiğini anlattı.

Siyaseti millete hizmet aracı olarak tanımlayan Başbakan Yıldırım, şunları söyledi:

'İnsana hizmet etmeyen, insanın hayatını kolaylaştırmayan, yaşam kalitesini artırmaya faydası olmayan siyaset anlamsız bir siyasettir. Siyasetçiden herhalde vatandaşların beklediği de 'Acaba biz oy verdik, destekledik bize verilen sözler yapılacak mı, yapılmayacak mı'. Sayın Cumhurbaşkanımız ve biz siyasete başlarken, AK Parti olarak bir ilke benimsedik. O ilke şuydu, 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın'. Bu aslında bizim belirlediğimiz bir ilke de değil. 600 yıl üç kıtada hüküm süren Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluş ilkesidir. Bugün görüyoruz ki bu ne kadar önemli bir ilke.'

'Şu anda dünyada ve bölgelerde yaşadığımız problemlerin kaynağı insanı ihmal etmekten kaynaklı.' diyen Başbakan Binali Yıldırım, değerlendirmelerine şöyle devam etti:

' Eğer insanların gerekli ihtiyaçları karşılansaydı, yaşadıkları ülkelerde, bölgelerde mutlu olmaları sağlansaydı, ne göç hevesi olacaktı ne de bölgelerinde karışıklık, savaşlar olacaktı. O yüzden Amerika'dan başlayıp, dünyaya yayılan küresel ekonomik krizin kaynağı da insanın ihmal edilmesidir. Ortadoğu'da ve bölgemizde devam eden savaşların kaynağı da insanın ihmal edilmesidir. Sonuç aynı ama şekiller tamamen farklı olabiliyor.'

(Sürecek)
Kaynak: AA