'Türkiye İstiklal Harbinden Sonraki En Büyük Mücadelesini Veriyor'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye İstiklal Harbinden sonraki en büyük mücadelesini veriyor. Bu mücadele tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet mücadelesidir" dedi.

'Türkiye İstiklal Harbinden Sonraki En Büyük Mücadelesini Veriyor'
Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen Orman ve Su İşleri Bakanlığının toplu açılış törenine katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, törende yaptığı konuşmada ne zaman ki Türkiye’nin trilyon dolarlık GSMH oranına ulaştığını, hemen bazılarının tüm düğmelere birden bastığını belirterek, kiminin ‘ağaç’ kiminin ‘yolsuzluk’ kiminin ‘özyönetim’ diyerek, kiminin doğrudan silaha sarılıp darbe yapmaya kalkarak, kiminin de bölgeyi kana ve ateşe boğarak Türkiye’yi kendilerince durdurmak istediklerini kaydetti.

Erdoğan, “Onlar ‘dur’ dedikçe biz daha ileri atıldık. Tarihimizin ve milletimizin bize verdiği görev budur. Dünyanın ve bölgemizin yeniden yapılandırılmaya çalışıldığı şu kritik dönemde eğer durmaya kalkarsak kendimizi bulacağımız yer Sevr şartlarıdır” dedi.



“14 YILDIR İSTİSMAR SİYASETİ YERİNE ESER SİYASETİNİ TERCİH ETTİK”

Açılışı yapılan 4 milyar lira yatırım bedeli olan 151 tesisin hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, Türkiye’nin dört bir köşesine yayılan eserlerin Türkiye’ye kazandırılmasında emeği geçenlere teşekkür etti. El Bab’da şehit olan askerlere rahmet, yaralılara şifa dileyen Erdoğan, “Bu mücadele sıradan bir mücadele değil. 16 şehidimiz oldu, 200’e yakın DEAŞ’lı öldürüldü. Ülkemizi sürekli tehdit altında tutanlara karşı artık duramazdık ve bunun gereğini de yapıyoruz. Bütün bunlar yapılırken bir taraftan diplomasi de yürüyor. Rusya, Amerika, İran, Irak, Körfez Ülkeleri ile görüşmelerimizi yapıyoruz. Bütün bunlardan sonra bu harekat başladı.

Bugün Sarıkamış Harekatı’nın 102. yıl dönümü. Sarıkamış Harekatında verdiğimiz şehitleri de rahmetle yad ediyorum” dedi.

Bugün açılışı yapılan 151 eser ile 663 bin dekar arazinin zirai sulamaya açıldığını belirten Erdoğan, “Yerleşim merkezlerimize yılda 100 milyon metreküp içme suyu temin ediyoruz. 1 ilimizin, 29 ilçemizin, 186 yerleşim yerinin ve 376 bin dekar arazinin sel ve taşkından korunmasını sağlıyoruz. Ağaçlandırma, ormancılık ve milli park projeleri ile daha yeşil bir Türkiye hedefine doğru ilerliyoruz. Barajları, göletleri, sulama tesisleri, içme suyu tesisleri, ağaçlandırma çalışmaları başta olmak üzere geniş bir alana yayılan bu 151 eseri tek tek saymak mümkün değil. Biz Türkiye’yi toplu açılış geleneğini getirmek suretiyle siyasi bir kadro oluşturan yapılanma olduk. Bugünde tek bir tören ile 4 milyar liralık yatırımı hizmete açıyoruz. Milletimizin bu hizmetlerin hepsini görüyor, kimlerin nasıl yaptığını çok iyi biliyor. Ziya Paşa ne diyor, ‘eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri.’ Ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlendiğimiz 14 yıldır istismar siyaseti yerine eser siyasetini tercih ettik. Sadece konuşmayı, hakareti, aka kara, karaya ak demeyi marifet sanan birilerine inat gece gündüz çalıştık, ürettik, hizmet getirdik” diye konuştu.



“DURMAYA KALKARSAK KENDİMİZİ BULACAĞIMIZ YER SEVR ŞARTLARIDIR”

Türkiye’nin kendilerinden önceki 3 yılda yüzde 1’in altında büyürken, 2003’den bu yana yılda ortalama yüzde 5,9 büyüme oranına ulaştığının altını çizen Erdoğan, “Ülkemizin GSYH’sı 2002 yılında 236 milyar dolarken, bu rakamı 2013 yılında 949 milyar dolara kadar çıkarttık. Ne zaman ki biz trilyon dolarlık GSMH oranına yaklaştık hemen bazıları tüm düğmelere birden bastı. Kimi ‘ağaç’ diyerek, kimi ‘yolsuzluk’ diyerek, kimi ‘özyönetim’ diyerek, kimi doğrudan silaha sarılıp darbe yapmaya kalkarak, kimi bölgemizi kana ve ateşe boğarak bizi kendilerince durdurmak istediler. Onlar ‘dur’ dedikçe biz daha ileri atıldık. Tarihimizin ve milletimizin bize verdiği görev budur. Dünyanın ve bölgemizin yeniden yapılandırılmaya çalışıldığı şu kritik dönemde eğer durmaya kalkarsak kendimizi bulacağımız yer Sevr şartlarıdır. Halbuki biz hala Lozan’daki kayıpların üzüntüsü ile yaşayan bir milletiz. Türkiye İstiklal Harbinden sonraki en büyük mücadelesini veriyor. Bu mücadele tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet mücadelesidir. Geçmişteki mücadelelerin aksine bugün asimetrik bir saldırı ile karşı karşıyayız. Terör örgütleri bu kavganın sadece piyonlarıdır. Bizim asıl mücadelemiz arkasındaki güçlerdir. Bu güçler hassas noktamız olarak neremizi görüyorlarsa oraya yükleniyorlar. Kimi yerde köken, kimi yerde mezhep ve meşrep farklılıkları üzerinden milletimizi bölmeye çalışıyorlar. Biliyorlar ki, eğer Türk milleti bir ve beraber olursa bu çelik yumruk kendi tepelerine inecektir. Etnik bölücülük zehrini Kürt kardeşlerimize zerk etmeye çalıştılar, başaramadılar. Mezhep bölücülüğü zehrini Alevi kardeşlerimize bulaştırmaya çalıştılar, başaramadılar. Siyasi görüş farklılıkları üzerinden milletimizi bölmeye çalıştılar, bundan da netice elde edemediler. Suriye’de, Irak’ta, Libya’da, Mısır’da oynadıkları oyunu ülkemize taşıyamadılar. 15 Temmuz darbe girişimi tıpkı 17-25 Adalık gibi devletin içine sızdırılmış olan bir ihanet çetesinin mensupları eliyle Türkiye’ye diz çöktürme operasyonuydu. Milletimiz darbecilerin karşısına cesaretle dikilip boğazına sarılan kolları kırarak bu operasyonu da boşa çıkarttı. Son dönemde PKK terör örgütünün, DEAŞ terör örgütünün, Rus Büyükelçisine yapılan suikastta olduğu gibi FETÖ terör örgütünün alçakça eylemleri kaçırılan fırsatların telafisi gayretidir. Şehit verdiğimiz askerimizle, polisimizle, vatandaşımızla canımızı yakmayı hedefliyorlar. Bu can acısı bizim gücümüzü tüketmiyor, tam tersine mücadele azmimizi büyütüyor. Biz Yunus Emre’nin dediği gibi ‘ölürse ten ölür, canlar ölesi değil’ inancına, imanına, anlayışına sahip bir milletiz biz. Şehitlerimizin bedenlerini toprağa veriyor olabiliriz ama hatıralarını yaşatmakta, emanetlerine sahip çıkmakta, mücadeleyi sürdürmekte kararlıyız. Yaşadığımız hadiseleri değerlendirirken kendi eksiklerimizi, hatalarımızı tamamen elbette bir kenara bırakmıyoruz. Bunların hepsini biliyoruz. Şartlar uygun olduğunda birliğimizi ve beraberliğimizi zedeleyen sorunların çözümü için gereken reformları yaptık, yapacağız. Türkiye’deki her bir bireyin hakkının, hukukunun, özgürlük alanlarının muhafazası ve geliştirilmesi konusunda kimsenin en küçük bir tereddüdü olmasın. Milletimizin tüm fertlerinin huzuru ile birlikte refahını artırmak için bugüne kadar çok önemli hizmet ve yatırımları hayata geçirdik, bundan sonra daha fazlasını da gerçekleştireceğiz. Bu konularda durmak, duraksamak, geriye gidiş asla söz konusu olmayacak” açıklamasında bulundu.

“GELECEĞİMİZ İÇİN BİR VE BERABER HAREKET ETMELİYİZ”

Şuanda içinde bulunulan durumun çok başka olduğunu belirten Erdoğan, “Bugün ülke ve millet olarak bekamızı, geleceğimizi, istikbalimizi güvence alma mecburiyeti ile karşı karşıyayız. 79 milyon diğer tüm farklılıklarımızı bir kenara bırakarak geleceğimiz için bir ve beraber hareket etmeliyiz. Milletime teşekkür ediyorum, gelin bir olacağız, diri olacağız, iri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Önümüze çıkan engelleri de inşallah bu şekilde aşacağız. Hiç uzağa gitmeye gerek yok, Orman ve Su İşleri Bakanlığımızın faaliyetleri ortada, enerjide iyi bir noktadayız ama biz birbirimizi Allah için sevelim. Göreceksiniz ki netice çok farklı olacak. İnşallah gelecek 2023, 2053, 2071 ile çok farklı bir Türkiye’nin inşası ve ihyası olacaktır” şeklinde konuştu.

(Derya Yetim / İHA)
Kaynak: İHA