Darbe Girişimi Araştırma Komisyonu Üyeleri Türksat'ta Darbe Gecesinin İzlerini Aradı

Türksat A.Ş. Genel Müdürü Cenk Şen, 15 Temmuz gecesi darbecilerin Türksat’ın yayınını kesemeyince 4 kişilik sivil ekipten yardım talep ettiklerini kaydederek, “FETÖ ilişkili bazı kurumlarda çalıştığını polis tarafından öğrendik. Benim bildiğim kadarıyla Samanyolu televizyonu ile Şifa Hastanelerinde çalışıyorlarmış” dedi.

TBMM Darbe Girişimi Araştırma Komisyonu üyeleri, 15 Temmuz gecesi FETÖ’cülerin saldırısına uğrayan Türksat’ı ziyaret etti. TBMM Darbe Girişimi Araştırma Komisyonu üyelerini karşılayan Türksat A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Vecdi Gönül, Türkiye’nin önemli bir tehlikeyi atlattığına dikkat çekerek, “Buna benze olaylar daha evvelde olmuştu ama bu bambaşka görünüyor” ifadelerini kullandı.

Türksat A.Ş. Genel Müdürü Cenk Şen ise, 15 Temmuz gecesi Türksat’ta yaşanan saldırı anlarını TBMM Darbe Girişimi Araştırma Komisyonu üyeleri ile paylaştı. Şen, 15 Temmuz gecesi darbe girişiminin olduğunu öğrendikleri zaman FETÖ’cülerin Türksat’a Konya yolundan gelebileceklerini tahmin ederek yolu kapatmak için kendi envanterlerinde bulunan itfaiye aracı ve kepçe ile tedbir aldıklarını dile getirdi.

“Buraya iki helikopter ile gelmişler”

Şen, saat 00.13’te korsan bildirinin okutulması üzerine TRT’nin yayınını kestiklerini belirterek, “TRT’nin kontrol altına alınmasından sonra biz tekrar TRT yayınını verdik. Yine aynı şekilde Sayın Cumhurbaşkanımızın tüm milleti meydanlara davet etmesi ile beraber biz üzerimize düşeni yaptık ve Sayın Cumhurbaşkanımızın bu yayınını tüm televizyonlar vasıtasıyla tüm Türkiye’ye yayınlanmasını sağladık. Daha sonra 00.47’de buraya iki helikopter ile gelmişler. Bu helikopterlerden bir tanesi bizim nizamiye bölgemize ateş üssü oluştururken, diğer helikopter açıklık bir alana yaklaşık 14 kişilik bir timi indirmiş. 14 kişilik tim içerisinden bir kısmı iki bölüme ayrılmışlar. Bu ayrılanlardan 4 tanesi uplink istasyonuna yönelirken, diğer 10 tanesi de nizamiyeyi ele geçirmeye çalışmışlar. Nizamiyeyi ele geçiren asker üniforması içerisindeki kalkışmacılar bizim güvenlik güçlerimizi etkisiz hale getirmişler” şeklinde konuştu.

Darbecilerin nizamiye önünde indirilmesinin ardından tesislerden sorumlu olan direktör Ahmet Özsoy ve diğer çalışan Ali Karslı’nın otomobille nizamiyeye doğru giderken üzerilerine ateş açıldığını hatırlatan Cenk Şen, şunları kaydetti:

“Dur dahi demeden hızla gelen aracın üzerine kalkışmacılar ateş etmiş ve araç nizamiye girişinde duruyor ilk ateşte şoför Ali Karslı şehit oluyor. Ahmet Özsoy direktörümüz ağır yaralı olarak arabanın içinden dışarı çıkıyor. Güvenlik şefimiz Ferhat Bey ise arabanın arkasından dışarı çıkıyor. Ateş sırasında hasar alan aracımız içerisindeki şoförümüz kontrol istasyonunda duruyor. Tesisler direktörümüz Ahmet Bey’i araçtan çıkarıyorlar, saat 01.37’ye kadar aracın yanında bırakıyorlar ve kendisi orada şehit olarak Hakk’ın rahmetine kavuşuyor. Aslında ilk ateş anında kendisi yaralı olarak kurtuluyor fakat gerekli tıbbi müdahaleye müsaade edilmediği için saat 01.37’de kendisi şehit oluyor.”

“Tüm uplink istasyonumuzdaki personeli etkisiz hale getiriyorlar”

Nizamiyede söz konusu saldırı anı yaşanırken 4 asker tarafından uplink istasyonunun ele geçirildiğine vurgu yapan Şen, “Tüm uplink istasyonumuzdaki personeli etkisiz hale getiriyorlar. Cep telefonlarını topluyorlar ve yayınları çıkarmaları için baskı yapıyorlar. Bizim arkadaşlarımızdan bir tanesi yayınların birçok televizyonun bulunduğu yayının kalitesini kontrol ettiğimiz bir ekrana giden bir mekanizmayı kapatarak aslında yayını kapattık diye askerleri oyalıyor. Fakat askerler daha sonra yayınların kapanmadığını fark ediyorlar” dedi.



“4 kişinin FETÖ ilişkili bazı kurumlarda çalıştığını polis tarafından öğrendik”

Darbecilerin Türksat’ın yayınını kesemeyince 4 kişilik sivil ekipten yardım talep ettiklerini kaydeden Şen, “Siviller Türksat’a girmek istediklerini söylüyorlar. ‘Destek için bizi çağırdılar’ ifadesinde bulunuyorlar. Şüpheli hareketlerde bulunmaları üzerine emniyet birimindekiler bunları gözaltına alıyor. Biz daha sonradan bu 4 kişinin FETÖ ilişkili bazı kurumlarda çalıştığını polis tarafından öğrendik. Benim bildiğim kadarıyla Samanyolu televizyonu ile Şifa Hastanelerinde çalışıyorlarmış” diye konuştu.



Çelikçi:“‘Destek için bizi çağırdılar’ ifadesinde bulunuyorlar”

Hukuk Müşaviri Mehmet Çelikçi ise yayını kesmek için Türksat’a girmeye çalışan 4 sivile ilişkin şunları kaydetti:

“20 kadar emniyet personeli destek amacıyla geldi. Ancak içerisi darbeciler tarafından işgal edildiği için çok fazla yaklaşamadılar. Saat 02.00 civarında Megan marka bir araçla geliyor 4 sivil. Bunlar Türksat’a girmek istediklerini söylüyorlar. ‘Destek için bizi çağırdılar’ ifadesinde bulunuyorlar. Bunlar İzmir, Kocaeli ve Ankara’dan gelip buluşuyorlar burada. Şüpheli hareketlerde bulunmaları üzerine emniyet birimindekiler bunları gözaltına alıyor. İçeride alınan beyanlarda o saatten sonra darbeci askerlerin yayınları kesemeyeceklerini anlamaları üzerine şu beyanları var; ’Artık plan değişti burayı bombalayacağız.’ Bir kişi orada kalıyor. Bombalama esnasında bi panik oluyor. Bir kişi araç içinde unutuluyor. Kelepçeli vaziyette kaçarken yakalanıyor. “

Şen, Türksat’tan kaçan darbeci askerlerden birinin polisle girdiği çatışmada yaralandığını ve daha sonra bu askerin kendi arkadaşları tarafından infaz edildiğine dikkat çekerek, "Asker üniformasındaki kalkışmacılardan birinin yaralandığını, daha sonra kendi arkadaşları tarafından öldürüldüğünü sonradan yapılan savcılık incelemeleri sonucunda öğrendik” dedi.



“Hasar verilenler televizyon yayıncılığını etkilemeyen antenlerdi Allah’tan”

Türksat’ın 4 kere bombalandığını, ilk bombanın saat 03.12’de atıldığına vurgu yapan Şen, şu ifadeleri kullandı:

“Birinci bomba büyük anteni yakınındaki binaya isabet ediyor. Bizim iki ana görevimiz var biri televizyon yayınları. Diğeri haberleşme görevimiz var. Onları 16 Temmuz’da tekrar yerine getirmeye başladık. Hasar verilenler televizyon yayıncılığını etkilemeyen antenlerdi Allah’tan. Bombaların ötesinde silahlı helikopterle saldırıyorlar. Güvenlik kuvvetlerinin gönderdiği zırhlı araçla çatışma yaşanıyor saat 04.00’ten itibaren. Ertesi gün hep beraber personelimiz kendileri ilahi bir mesaj gelmiş gibi hepsi buradaydı sabah. O gece saat bir itibariyle belediyelerimizin desteğiyle içerideki tüm tahribatı dışarı çıkardık. 3 dağ yaptık tahribattan. Antenimiz 170 ton ağırlığında, ilk uydumuzu kontrol eden. Bu bina idare binası, teknik bina değil. Kalkışmacıların o kadar gözü dönmüştü ki kameralarımıza kadar kırıyor ve devletin malına zarar veriyorlar. Ele geçiremedikleri istasyonu tahrip etmeye karar veriyorlar. Uplinkte tutuklu olarak esir aldıkları personeli nizamiye dışına çıkarıyorlar ve Türksat’ın bombalanması yönünde istekte bulunuyorlar.”

"Türksat teröristler tarafından iyi ki de unutuluyor"

Türksat’ın darbeciler tarafından başlangıçta unutulduğunu kaydeden Şen, "O akşamki durumla ilgili emir komuta zincirinin kırıldığı normal şartlarda burası jandarma bölgesi. O akşam tüm güvenlik birimlerini aradık o akşam. Hem Başbakanlık Güvenlik Genel Müdürlüğü hem de Gölbaşı Emniyet Müdürlüğüyle irtibata geçtik. Ama bize destek sağlayan Gölbaşı Emniyetten gelen arkadaşlarımız. Daha sonra da Özel Harekattan gelen zırhlı araç var. Onlar çünkü ilk etapta tüm güvenlik güçleri bir reaksiyon gösterdi belli bölgelere. Türksat unutulan bir yer teröristler tarafından. İyi ki de unutuluyor. Gece güvenlikçi sayımızı üç katına çıkardık. Hafif piyade tüfeklerini, mühimmatı ve tabancaları dağıttık tabancaları dağıttık" diye konuştu.



“Farklı illerden gelip AŞTİ’de buluşmuşlar”

Cenk Şen, Türksat’a yayını kesmek için girmeye çalışan sivillerin farklı illerden gelerek AŞTİ’de buluştuklarını ifade ederek, "Farklı illerden gelip AŞTİ’de buluşmuşlar. İfadelerinde ’bir araba kiralayıp ve gezmeye çıkmıştık, yolumuz Türksat’a düştü’ diyorlar. Gelen sivillerden Aydın Yavuz ve Burhan Güneş Şifa Hastanesinde teknik personel olarak bilgi işlemde çalışıyor. TÜBİTAK eski daire başkan yardımcıları. Diğerleri Birol Baki ve Salih Mehmet ise Dağköy eski STV çalışanları. Bunlar bilgisayar ya da elektrik elektronik mühendisi. Yayını kesme konusunda uzmanlar" açıklamasında bulundu.

Gönül: “Bu ölüm makinesidir”

Türksat Yönetim Kurulu Başkanı Vecdi Gönül ise ilk gelen helikopterin ATAK helikopteri olduğunu söyledi.

Gönül, "Bu ölüm makinesidir. BU manevi bir tehdittir. Burayı geldi taradı. Zaten ona herhangi bir silahın etki etmesi beklenemezdi. Daha sonra Skrosky geldi" değerlendirmesinde bulundu.

“Türksat’ın 7 milyon lira zararı var”

Şen, 15 Temmuz sonrası Türksat’taki zararın 7 milyon olduğunu ve Türksat’tan 41 kişinin ihraç edildiğini bildirerek, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

"Darbe girişimi sonrasında Türksat’ın 7 milyon lira zararı var. Çeşitli çalışmalar yaptık bu kapsamda bizim şirketimizde çalışıp terör örgütüyle irtibatı olan kişilerle ilişkimizi kestik. 15 Temmuz sonrası 41 kişi ihraç edildi. Personelimiz içinde darbecilere yardım eden kimse olmadı. İfadelerinde de kendileri söylüyorlar. ’İçeriden yardım alamadığımız için bombaladık’ diyorlar. Olsaydı hasarın büyük olduğunu görebilirdik."

"Vatanımız ailemizden önce gelir"

30 sene 7 ay üniforma giydiğini ve vatanına bağlı bir asker olduğuna dikkat çeken Şen, "Hiçbir zaman hiçbir şekilde vatanımıza kurşun sıkmak öğretilmedi. bize. En zor benim durumum bu durumda. Kendimi açıklamak zorunda kalıyorum burada. TSK mensupları öyle insanlar değil. Onlar bizden değildi. Vatana ihanet bizim için en kötü şeydir. Vatanımız bizim ailemizden önce gelir. Ama bunlar nasıl bu mantaliteye geldi, mühendis olarak analitik metodoloji içerisine yerleştiremiyorum. İnce bir çizgi üzerinde yürüyorum. Benim gibi olan yüzde 95’in üzerindedir" dedi.



Reşat Petek: “Siz şan ve şerefle yürüttünüz bu görevi”

Komisyon Başkanı Reşat Petek ise Türksat’ta o gece çalışan tüm personele teşekkür ederek, "Cumhurbaşkanımızın milleti meydanlara çağırmasını televizyonlar aracılığıyla ulaştıran tüm çalışanlara teşekkür ediyorum. Bu bir vatan görevidir. Siz şan ve şerefle yürüttünüz bu görevi" ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA