TÜİK Başkan Vekili Aktaş Açıklaması (3)

'(Darbe girişiminin GSYH'ye etkisi) Elimde bir ölçüm yok. Sonuçta böyle bir olay hangi devletin başına gelse ciddi mahiyette etkisi olur''Mevsimsel ve takvim etkisinden arındırılmış seriyi yetiştiremedik. Onu da 31 Mart'ta yılı kapatırken yayınlamayı planlıyoruz' 'Bizim en büyük revizyon unsurumuz kayıt sistemlerinin entegrasyonudur' 'TÜİK, istatistik motivasyonunun dışındaki hiçbir etkiden etkilenmemektedir'

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Başkan Vekili Mehmet Aktaş, 15 Temmuz darbe girişiminin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'ya (GSYH) etkisine ilişkin, 'Elimde bir ölçüm yok. Sonuçta böyle bir olay hangi devletin başına gelse ciddi mahiyette etkisi olur.' dedi.

Kalkınma Bakanlığı Konferans Salonu'nda Ulusal Hesaplar Sisteminin Avrupa Hesaplar Sistemine geçiş çalışmaları ve bu doğrultuda gerçekleştirilen revizyonlar konusunda basın toplantısı gerçekleştirildi.

Sunumun ardından soruları yanıtlayan Aktaş, 2009'da gerçekleştirilen revizyona ilişkin bir soru üzerine, bu yılı seçmelerinin teknik nedenlerinin bulunduğunu, bunun yanı sıra süreci yönetebilmek adına zorunlu bir tercih olduğunu ifade etti. Aktaş, ekonominin ölçüm nefesinin 2012'den geldiğini belirterek, ekonominin iskeletini belirleyen verilerin 2012'nin girdi-çıktı ve arz kullanım tabloları olduğunu vurguladı.

Aktaş, 2009'a kadar idari kayıtlardan verilerin gelmediğini, 2009 ve öncesine ait istatistiklerde veriyi geriye götürmek suretiyle hesaplamalar yaptıklarını ifade ederek, 'Ölçme yanlılığı yönüyle 2009'un sisteme etkisi yoktur.' dedi.

Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'nın 2016 üçüncü çeyrek rakamlarının, revizyon öncesi ölçümlere göre de değerlendirilip değerlendirilmediğinin sorulması üzerine Aktaş, '(Revizyon önceki seri) O seriyi devam ettirmedik. Yüksek bir zaman bütçem yoktu. O lüks içerisinde değildim. O da veri sağlaması ve tutarlılığı ciddi insan gücü gerektiren bir çalışma. İki seri arasındaki uyumluluk ve uyumsuzluk meselesi 2016'nın ikinci çeyreğine kadar açıktır. Web sayfamızda yaklaşık 60 sayfalık açıklamamızda mevcuttur. Her türlü soruya ve görüşe de sistemimiz açıktır.' şeklinde konuştu.

Aktaş, 15 Temmuz darbe girişiminin milli gelire bir etkisinin olup olmadığının sorulması üzerine de 'Teknik bir kurumum, elimde bir ölçüm olsa rahatlıkla konuşacağım ancak elimde bir ölçüm yok. Etkisi olduğunu siz de bilirsiniz ben de bilirim. Sonuçta böyle bir olay hangi devletin başına gelse ciddi mahiyette etkisi olur. Aynı zamanda iki bayram da üçüncü çeyreğe tekabül etmiştir. Yani çalışma günleri o çeyrekte eksiktir.' ifadesini kullandı.

Revizyonun, ekonominin küçüldüğü bu çeyrekte yapılmasının özel bir nedeninin olup olmadığının sorulması üzerine de Aktaş, resmi istatistik alanında güven, sosyal sermaye gibi ölçme çalışmalarının olduğunu dile getirdi. Bulunduğu kültür ortamı nedeniyle Türkiye'nin sosyal sermayesinin çok güçlü olmadığını, bu görgü ve kültür üzerinden bu şüphenin normal görülmesi gerektiğini söyledi. Aktaş, bu revizyonu 5 sene önce 2015 Aralık'ta yayınlayacaklarını taahhüt ettiklerini, söz konusu tarihe yetiştiremediklerini ancak bu aya yetiştirebildiklerini belirtti.

- 'Mevsimsel ve takvim etkisinden arındırılmış seriyi martta yayımlayacağız'

Aktaş, mevsimsel ve takvim etkisinden arındırılmış seriyi yetiştiremediklerini dile getirerek, onu da 31 Mart'ta yılı kapatırken yayınlamayı planladıklarını ifade etti.

Revizyonun kişi başına milli gelire etkisiyle Asgari Ücret Tespit Komisyonuna sunulacak rakamlarda bir farklılık olup olmayacağının sorulması üzerine de Aktaş, 'Doğrusu Asgari Ücret Tespit Komisyonu'na ne vasıtayla, ne motivasyonla dahil edildiğimizi de bilmiyorum. Bize verilen sepetin toplam maliyetini çıkarıyoruz. O sepeti biz tespit etmedik. Bizim dışımızda olan bir şeydir, milli gelirle bir ilgisi yoktur.' diye konuştu.

- 'Tasarruf oranlarında orta ligdeyiz'

Aktaş, bir soru üzerine, hane ve diğerlerinin şimdiye kadar toplam tasarruflarının düzgün ölçülemediğini dile getirerek, 'Eskiden 'Toplam ekonomide yüzde 15 civarında tasarruf var' diye bilinirken, şimdi bu durum yüzde 24 civarına çıkmıştır. Biz tasarruf oranlarında orta ligdeyiz şu an.' dedi.

Bundan sonra da GSYH revize edilirse bunun yukarı yönlü olacağını dile getiren Aktaş, Türkiye'nin revizyon büyüklüğünün sebebinin entegre bir veri seti ve entegre bir istatistik sistemi kuramamak olduğunu, revizyonun bütün dünyada yapıldığını vurguladı.

Aktaş, IMF ve EUROSTAT ile uzun dönemli bir teknik iş birliklerinin söz konusu olduğunun altını çizerek, iki kurumun da kurallarına göre resmi istatistik kurumlarının içeride ve dışarıda bütün kurum, merci ve hiyerarşiye teknik özerk olmak zorunda bulunduğunu, TÜİK'in hiç bir kurumun onayına ihtiyacı olmadığını belirtti. Aktaş, EUROSTAT ve IMF ile teknik iş birliklerinin son derece yüksek seviyede olduğunun, ancak bunun onay ilişkisi olmadığının altını çizdi.

Revizyonla kişi başına milli gelirde gerçekleşen artışta nelerin etkisinin olduğunun sorulması üzerine de Aktaş, bu farkın bir kısmının hesapların değişmesinden geldiğini, ayrıca sigorta sektörü ile ilgili uyarlanmış risk dağılımı hesaplarından dolayı bir kısım artışlar olduğunu, döner sermaye ile ilgili yakalanamayan büyüklüklerin ve hayvan varlığı ile ilgili stok değişimin hesaba girdiğini belirtti.

- Özerklik eleştirilerine yanıt

Kurumun vekaleten yönetilmesi ve özerkliğine yönelik eleştirilerin anımsatılması üzerine Aktaş, şöyle devam etti:

'Ben nevzuhur bir adam değilim. 2010 yılından bu yana başkan yardımcısıyım. 2008 yılında da revizyonu yayımlayan daire başkanıyım. TÜİK, istatistik motivasyonunun dışındaki hiçbir etkiden etkilenmemektedir. Bu benimle sınırlı değildir. Bu dairenin kullandığı veriler, idari kayıtlar ve kendi yayımladığı istatistikler. Görünüyor, orada duruyor. Onu sizin önünüzden kaçıracak, çalacak durumda değilim. Zaman serisi tutarlılığı kontrol edilebilir. Verilerimiz orta yerdedir, ulusal hesapların kullandığı verilerdir. Kullandığımız idari kayıtlar da orta yerdedir. Ülkemizin ve kendimizin itibarını aşındırmayalım. Buraya yüzde 100 o niyetteki bir kişiyi oturtun, o bile başaramaz. Bunu kurumun geldiği ortalama profesyonellik için söylüyorum.'

TÜİK'in 'lalettayin' bir kurum olmadığını vurgulayan Aktaş, bunun yanında iyileştirmek zorunda oldukları ciddi sorunları bulunduğuna işaret etti. Aktaş, veri entegrasyonu, idari kayıtların entegrasyonunun önlerindeki en önemli sorunlar olduğunu dile getirdi.

Aktaş, 'Bizim en büyük revizyon unsurumuz kayıt sistemlerinin entegrasyonudur. En büyük revizyon menşeimiz kayıt sisteminin entegrasyonunu tamamlayamamak, ona bağlı olarak da istatistik entegrasyonunu tamamlayamamaktır. Bu bir ölçme çalışmasıdır ve ölçme çalışmaları yanılır.' dedi.

- 'EUROSTAT uzmanı, kızımızı aldı'

TÜİK ve EUROSTAT arasındaki ilişkilere değinen Aktaş, '15 senedir bizden kız alan EUROSTAT uzmanı var. Yani danışmanlığa gelip de bizim burdan bir kızı beğenip, alanlar var. Teknik düzeyde ilişki olağanüstü. Burada ev satın alanlar var. İstatistik kurumları ile EUROSTAT arasında onay mekanizması yok, teknik iş birliği var. 2 yıl boyunca 365 gününü bizde geçiren tarımcı EUROSTAT uzmanı var. EUROSTAT'ın sözleşmeli hizmet aldığı birisi var, gitti bir de bizim kızımızı aldı.' ifadesini kullandı.

(Son)

Kaynak: AA