'Sanatçılar Suriye'de Yaşananlara Nasıl Sessiz Kalabiliyor?'

Ressam Sağdıç: 'Kullandığım tekniklerle, Batı'nın sanata dair yanlış okumasını düzeltmeye çalışıyorum. Bana göre sanat her türlü malzemeyle yapılabilir' 'Sanatçılar olarak taşın altına elimizi koymak istemiyoruz. Yakın tarihte, sıcak bir olay yaşandı. Suriye'de bir bombardımandan çıkan (5 yaşındaki) Ümran'ın görüntülerini gördük. Ben o görüntüleri görünce çok kötü bir hafta geçirdim' 'Bizim Suriyeli insanlara daha fazla hassas davranmamız ve bu ülkenin iyiliği için daha fazla şey yapmamız gerekiyor diye düşünüyorum'

SALİHA ÖZDEMİR - Buluntu nesnelerle hazırladığı 'Ready-ReMade' sergisini sanatseverlerle buluşturan ressam Deniz Sağdıç, Suriye'de yaşanan savaşa işaret ederek, 'Sanatçılar Suriye'de yaşananlara nasıl sessiz kalabiliyor ve görmezden gelebiliyor? İnanılmaz bir şey.' dedi.

Sağdıç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İçel Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi mezunu olduğunu belirterek, 'Aslında üniversiteden, 'dünyada sadece batı sanatı var ve bu sanat üzerinden yola çıkılarak bir eser yapılmalı' fikriyle mezun oldum ve sonrasında da sanatın merkezi olan İstanbul'a geldim. Burada çeşitli sergilere katıldım. Birçok sergiyi de izledim. Bu süreçte sanata dair birçok araştırma da yaptım. Ebru ve minyatür sanatlarını inceledim ve kendime has pentür tekniğini oluşturdum. 2004'ten beri tuvale aktardığım bu teknik, daha çok ebru sanatına yakın ve akışkan formların olduğu bir teknik.' diye konuştu.

Pentür tekniğini kağıt üzerinde uyguladığını ve sergide bu eserlerinin görülebileceğini aktaran Sağdıç, şunları kaydetti:

'Kullandığım tekniklerle, Batı'nın sanata dair yanlış okumasını düzeltmeye çalışıyorum. Bana göre sanat her türlü malzemeyle yapılabilir. Bir sanatçının vermek istediği düşünceyi çağa uygun iyi bir dille oluşturması gerektiğini düşünüyorum. Mesela yeni bir malzemeyle karşılaşıyorsunuz ve bu malzemenin sizinle bir konuşması ve bir savaşı var. Onu kendi formuna sokmak için çok fazla deneme yapıyor ve neyin olup, neyin olamayacağını da algılamaya başlıyorsunuz. Böyle yaparak, aslında kolaylıktan öte kendimi biraz daha fazla zorlayan bir durum yaratmış oldum.'

- 'Taşın altına elimizi koymak istemiyoruz'

Deniz Sağdıç, pentür tekniğinin yanı sıra buluntu nesnelerle hazırladığı eserlerin de sergide yer aldığının altını çizerek, insan hakları bildirisinin 12 dilde çevirisini resmettiği eserini buluntu matbaa klişelerinden yaptığını söyledi. Sağdıç, görünüşü cama benzeyen eserin, 20 katmanlık kimyasal sıvıdan oluştuğunu dile getirdi.

Sanatçının toplumsal konularda duyarlı olmasının önemine dikkati çeken Sağdıç, şöyle devam etti:

'Sanatçılar olarak taşın altına elimizi koymak istemiyoruz. Yakın tarihte, sıcak bir olay yaşandı. Suriye'de bir bombardımandan çıkan (5 yaşındaki) Ümran'ın görüntülerini gördük. Ben o görüntüleri görünce çok kötü bir hafta geçirdim. Ümran kendi çocuğum olabilirdi. Biz Türkiye'de yaşıyoruz. Etrafımızda o kadar fazla güç var ve öyle kirli işler dönüyor ki, Ümran hepimizin çocuğu olabilir. Sanatçılar Suriye'de yaşananlara nasıl sessiz kalabiliyor ve görmezden gelebiliyor? İnanılmaz bir şey. 15 Temmuz darbe girişimi gecesini düşünün. O uçaklar kafamızın üstünde uçtuğunda şoka girdik ve bir adım sonrası Ümran yani tepemize yıkılmış binalardı.'

Ressam Sağdıç, Suriye konusunda toplum kadar, sanatçıların da duyarlı olması gerektiğini savunarak, 'Bizim Suriyeli insanlara daha fazla hassas davranmamız ve bu ülkenin iyiliği için daha fazla şey yapmamız gerekiyor diye düşünüyorum. Kendimce de sergimde buluntu malzemelerle yaptığım Ümran eserimde bunu göstermeye çalıştım. Sanat, sadece gezilmesi gereken bir şey değil. Arada mesajları da olmalı.' değerlendirmesinde bulundu.

- 'Eserim, sessizliğin sesi olsun istedim'

Ümran ismini verdiği eserinde 70 kaset kapağı kullandığını söyleyen Sağdıç, şu bilgileri verdi:

'İçerisinde stor perde kumaşları olan bu 70 kaset kapağını, bugün Suriye'deki savaşın suçlusu olan ülkeler ile sivil toplum kuruluşlarını, 'oradaki savaşın bitmesini istiyoruz' dedikleri halde savaşı körükleyen topluluklar olarak düşündüm. Savaşa sessiz kalan ama bu işte parmağı da olan Almanya, İngiltere ve Belçika gibi ülkeleri düşünerek yaptım. Ümran, küçücük bir çocuk. İzlediğimiz görüntülerinde yüzünde kan var ve silmeye bile çalışmıyor. Görünce inanamadım. Böyle bir dünya ve yaşam formu olmamalı düşüncesiyle, bu sessizliğin sesi olacak bir eser yapmak istedim.'

Sağdıç'ın ahşap, kağıt, eski antika eşyalar gibi buluntu malzemelerle hazırladığı birçok eserinin yer aldığı sergi, modernleşme, şehirleşme, para ve insanlık konularına dikkati çekiyor.

Sergi, 13 Kasım'a kadar Vis Sanat'ta görülebilecek.
Kaynak: AA