'İslam'ı Politikleştirmek Açıklaması Araç Ve Amaçları Keşfetmek' Paneli

Washington'daki panelde, Arap dünyasındaki baskıcı rejimlerin hem demokratikleşmeye engel olduğu, hem de aşırılıkçı örgütlere zemin hazırladığı görüşü öne çıktı İslam ve Demokrasi Çalışmaları Merkezi Başkanı Masmudi: 'Müslümanların yüzde 1'ini temsil eden İslam'ın en radikal yorumunu tüm Müslüman dünyaya mal etmek doğru değil' 'Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesindeki baskıcı rejimler aşırılıkçıların yükselmesine zemin hazırladı'.

ABD'nin başkenti Washington'da gerçekleştirilen 'İslam'ı Politikleştirmek: Araç ve Amaçları Keşfetmek' paneline katılan konuşmacılar, Arap dünyasındaki baskıcı rejimlerin hem demokratikleşmeye engel olduğu, hem de aşırılıkçı örgütlere zemin hazırladığı görüşünü öne çıkardı.

Stimson Merkezi ile Trends Araştırma ve Danışmanlıkın ortaklığında düzenlenen panele Trends Araştırma ve Danışmanlık Başkanı Ahmed el Hamli, aynı merkezin direktörlerinden Richard Burchill, İslam ve Demokrasi Çalışmaları Merkezi (CSID) Başkanı Rıdvan Masmudi, Atlantik Konseyi Refik Hariri Merkezi Kıdemli Araştırmacısı Geneivo Abdo, George Washington Üniversitesinden Muhtar Awad ve Hudson Enstitüsünden Hillel Fradkin katıldı.

Trends Başkanı el Hamli, açılış konuşmasında İslam'ın veya herhangi bir dinin politikleştirilmesinin toplumlara zarar verdiğini ifade ederek, dinin siyasal alanla ilişkisinin iyi belirlenmesi gerektiği görüşünü savundu.

- 'Aşırılıkçılar, Müslümanların yüzde 1'ini temsil ediyor'

CSID Başkanı Rıdvan Masmudi ise İslam'ın birkaç yorumu olduğunu vurgulayarak, 'Müslümanların yüzde 1'ini temsil eden İslam'ın en radikal yorumunu tüm Müslüman dünyaya mal etmek doğru değildir.' dedi.

Bugün İslam dünyasında dinin sadece belli bir alanda kalması gerektiğini savunan 'seküler kamp' ile dinin tüm alanlarda uygulanır olması gerektiğini savunan 'İslamcı kamp' arasında bir rekabetin olduğunu anlatan Masmudi, Müslümanların ve İslami kökene sahip partilerin çoğunun artık demokrasiye daha fazla inandığını belirtti.

- Baskıcı rejimler aşırılıkçılara yarıyor

'Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesindeki baskıcı rejimler aşırılıkçıların yükselmesine zemin hazırladı.' diyen Masmudi, Tunus örneğindeki gibi demokratik geçiş süreçlerinin başarıyla yönetilmesi halinde aşırılıkçıların gerileyeceğini vurguladı.

Baskıcı rejimlerin halka farklı alternatifleri desteklemek için yol bırakmadığını ve bunun da barışçıl muhalefet yollarını tıkadığını belirten Masmudi, Suriye'de ilk 9 ay insanların barışçıl gösteriler yaptığını, ancak Esed rejiminin katliamlarına başlamasıyla olayın iç savaşa döndüğünü hatırlattı.

- ABD Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da demokrasiyi desteklemeli

Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinde gerçek anlamda demokrasiden başka bir çözüm yolunun olmadığını dile getiren Masmudi, ABD'nin de bölgedeki totaliter rejimler yerine demokratik çabaları desteklemesi gerektiğinin altını çizdi.

Atlantik Konseyi'nden Geneivo Abdo ise ulus devletlerin zayıflamasının dini aidiyetleri güçlendirdiğini anlatarak 'İslam'ın ne olduğu' ve 'kimin karar verici olduğu' konularında farklı kesimler arasında ciddi bir rekabet olduğunu vurguladı.

DEAŞ'ın halifeliği 'karar verici' makamın bir sembolü olarak kullanmak istediği yorumunu yapan Abdo, İslam'ı en iyi kimin temsil ettiği ve demokrasinin bunun neresinde olduğu sorularının cevap beklediği değerlendirmesini yaptı. Bölgedeki baskıcı rejimlerin demokratikleşmenin önündeki en önemli engel olduğunu kaydeden Abdo, aşırılıkçı örgütlerinin bundan faydalandığını dile getirdi.

George Washington Üniversitesinden Muhtar Awad ise Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinin bugün en çok ihtiyaç duyduğu şeylerin çoğulculuk, liberalizm ve açık bir politik toplum olduğu vurgusunu yaptı.

Kaynak: AA