'Avrupa Kendisini Sorguluyor'

Paris Üniversitesi Diplomatik ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Kültürel Diplomasi Kürsü Başkanı Doç. Dr. Şenocak: 'AB Komisyonu bu yıl ELCSID projesini başlattı. Bu projeyle, 'Biz nerede yanlış yaptık' diyerek, Avrupa aslında kendini sorgulamaktadır. Avrupa'nın geçmişten günümüze Afrika ve Arap ülkelerindeki sömürgeci politikasının, Müslüman göçmenleri ayrıştırmacı tavrının bedelini terör olaylarıyla ödemektedirler' 'AB niye kültürel diplomasiye önem veriyor? Kültür aslında tehlikeli ve stratejik bir kavram, tarihsel, dinsel, sosyolojik, siyasi değerler sistemini temsil ediyor. Bilim diplomasisi ise tarafsızlığı ve evrensel değerleri temsil ettiği için bunun Müslüman dünyasıyla köprü görevi yapacağı düşünülüyor'

ÇİĞDEM ALYANAK - Paris Üniversitesi Diplomatik ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Kültürel Diplomasi Kürsü Başkanı Doç. Dr. Naciye Selin Şenocak, AB Komisyonu'nun bu yıl başlattığı Avrupa Kültür, Bilim ve Yenilikçi Diplomasi (EL-CSID) projesi ile Avrupa'nın 'Biz nerede yanlış yaptık' diyerek aslında kendisini sorguladığını söyledi.

AB Komisyonu, kültürler arası çatışma ve yanlış algılarla mücadele etmek, özellikle komşu ülkeler ve Müslüman coğrafya ile ilişkileri yeni stratejik politikalar üzerine konumlandırmak amacıyla bu yıl EL-CSID projesini başlattı.

Belçika tarafından yönetilen konsorsiyumda Almanya, Kazakistan, Singapur, Slovenya, Türkiye ve Birleşik Krallık’tan 9 akademisyen uzman görev aldı.

Bu konsorsiyumda Türkiye ve Müslüman ülkeleri temsilen görev yapan, AB kültürel diplomasi ve komşu Müslüman ülkeler ile ilişkiler konularını yöneten tek Türk uzman akademisyen olan Şenocak, AB'nin, EL-CSID projesinden sonraki süreçte izlediği politikaları AA muhabirine değerlendirdi.

Şenocak, AB'nin, 2014'te AB Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini'nin göreve gelmesiyle, Jose Manuel Durao Barroso döneminde izlenilen yanlış siyasetin başarısızlığı karşısında 'mea culpa'sını (benim hatam) yaparak, dış siyasetini yeni stratejiler üzerine konumlandırmak istediğini kaydetti.

Mogherini'nin, mart ayındaki açıklamasında, 16 ülkeyi hedef alan komşu ülkeler politikasının AB'nin başarısızlığı olduğunu, Barroso döneminde uygulanan bu politikanın 'naif ve güç gösterisi' haline getirildiğini söyleyerek bu konuda AB adına 'mea culpa' yaptığını ifade eden Şenocak, Mogherini'nin 20 Nisan'da yaptığı son açıklamada Avrupa komşu ülkeler politikasının bundan sonra 'kültürel diplomasi' çerçevesinde yönlendirileceğini bildirdiğini aktardı.

Şenocak, Mogherini'nin, dünyada son yıllarda yaşanılan çatışmaların, savaşların, terör olaylarının, göçmen krizi probleminin kültürel etkileşim ve bilimsel iş birliğiyle çözülebileceğinin altını çizdiğini belirtti.

- 'AB'yi yönlendiren en önemli etken...'

AB'yi bu konuya yönlendiren en önemli etkenin, Avrupa'da giderek artan DEAŞ, El-Kaide gibi terör örgütleri tarafından gerçekleştirilen terör olayları olduğunu vurgulayan Şenocak, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Bugüne kadar terör olayları Avrupa dışında gerçekleşiyordu, şimdi ise Avrupa’nın kalbinde, başkentlerinde yüzlerce insanın ölümüyle sonuçlanıyor.

Avrupa Birliği Komisyonu, EL-CSID projesi ile bugüne kadar temsil ettikleri insan hakları, demokrasi, eşitlik gibi Avrupa değerler sistematiğinin neden komşu ülkeler ve Müslüman ülkelerde etki etmediğini araştırmayı, artan terör olaylarıyla Müslümanlara karşı oluşan tepkileri önlemeyi, Avrupa'da yaşayan Müslüman gençlerin terör örgütlerine katılmalarının nedenini anlamayı, Avrupa ile Müslüman ülkelerin değerler sistematiğini ortak bir paydada birleştirmeyi hedeflemektedir.

Bu önemli bir gelişmedir. 'Biz nerede yanlış yaptık' diyerek, Avrupa aslında kendini sorgulamaktadır. Avrupa'nın geçmişten günümüze Afrika ve Arap ülkelerindeki sömürgeci politikasının, Müslüman göçmenleri ayrıştırmacı tavrının bedelini terör olaylarıyla ödemektedirler.'

- 'Dini değerler açısından ortak payda bulunmuyor'

AB'nin, Barroso dönemindeki komşu ülkeler politikası ile geçmişten miras kalan sömürgeci siyasetinin etkisiyle de istedikleri sonucu elde edemeyince ve aksine AB'ye karşı tepkiler, çatışmalar ve terör olayları artınca, bu sefer AB değerler sistematiğini empoze etmek yerine, diğer ülkelerin AB hakkında algılarını araştırıp, bunun üzerine dış siyasetlerini oluşturmak istediğini anlatan Şenocak, bunu da AB Kültürel ve Bilimsel Diplomasi ile yapmak istediklerini söyledi.

Anglikan kilisesi ve değerlerini temsil eden bir İngiltere ve Doğu kültürünü temsil eden Ortodoks Bulgaristan arasında kültürel ve dini değerler açısından bir ortak payda bulunmadığını aktaran Şenocak, bunun yanında bir Katolik Fransa ve Protestan Almanya arasında da yüzyılların 'en kanlı mezhep çatışması 30 yıl savaşları' ve 2. Dünya Savaşı'nın izlerinin halen belleklerde olduğunu dile getirdi.

- 'AB, sosyal ve siyasal kaos içinde bocalıyor'

AB genişledikçe, üye ülkelerin halklarının kendilerini bu yapıdan soyutlamaya başladığını anlatan Şenocak, 'En son İngiltere'nin Brexit'le yaptığı çıkış bunun en somut göstergesidir. Bu yüzden üye ülkeler bünyesinde ırkçılık ve milliyetçilik son yıllarda çok önem kazandı. Örneğin AB'nin kalbi Brüksel'de AB kültürel kimliği oluşmamışken, Belçika'da bölgesel-etnik kimlikler ön planda tutulup, Flamanlar ve Valonlar arasında ayrışma yaşanmaktadır. Bu durum, Avrupa'nın yaşadığı paradoksu göstermektedir.' diye konuştu.

AB'nin, 28 ülkeyle kendini yönetemez hale gelerek ekonomik, sosyal ve siyasal kaosun içinde bocaladığını belirten Şenocak, AB'nin, dış siyasetini oluştururken, siyasi birliğini de kültürel diplomasi vasıtasıyla temin etmesi gerektiğini, Avrupa'nın dış politikadaki başarısının kendi iç istikrarını temin ettiği takdirde mümkün olacağını söyledi.

Şenocak, sözlerini şöyle sürdürdü:

'AB niye kültürel diplomasiye önem veriyor? Kültür aslında tehlikeli ve stratejik bir kavram, tarihsel, dinsel, sosyolojik, siyasi değerler sistemini temsil ediyor. Bilim diplomasisi ise tarafsızlığı ve evrensel değerleri temsil ettiği için bunun Müslüman dünyasıyla köprü görevi yapacağı düşünülüyor. Gerek kültür gerekse bilim bir 'soft power' olarak karşı tarafı cezbetmek için kullanılan bir araçtır. Bu kavramlarla toplumların değer yargılarını değiştirebilirsiniz.'

Şenocak, AB'nin, medeniyetler çatışmasını ve yanlış algıları, kültür ve bilim diplomasisiyle önlemeye çalışacağını sözlerine ekledi.

Kaynak: AA