Tayland'ın, Uygur Türklerini Çin'e Göndermesi
Tayland hükümetinin, gözaltındaki Uygur Türklerini kendi istekleri ve hür iradelerine aykırı olarak üçüncü bir ülkeye (Çin'e) göndermesi Tayland'ın Ankara Büyükelçiliği yakınlarında protesto edildi.
Kayseri'den gelen bir grup Uygur Türk'ü, protesto için Tayland'ın Ankara Büyükelçiliği önüne gitmek istedi.
Polis ekipleri tarafından kent girişinde karşılanan grup, büyükelçiliğin bulunduğu sokağın girişinde durduruldu.
Büyükelçiliğin önüne kadar gitmesine izin verilmeyen grup, zaman zaman taşkınlık yaparak, polis barikatlarını aşmaya çalıştı ancak başarılı olamadı.
- Çin vatandaşı zannettikleri kadına darp girişimi
Protestocular, eylem sırasında büyükelçiliğin bulunduğu sokaktan geçen bir kadını Çin vatandaşına benzeterek, üzerine yürüdü. Grubun arasında kalan kadın, polis ekiplerinin müdahalesiyle darp edilmekten son anda kurtarılarak, bölgeden uzaklaştırıldı.
Grup adına basın açıklaması yapması beklenen Dünya Uygur Kongresi Başkan Yardımcısı Seyit Tümtürk'ün gelmesi beklendi.
Yaklaşık 3 saatlik bekleyiş sonrası protestocularla buluşan Tümtürk, basın açıklamasında, Doğu Türkistan'daki zulüm ve insan hakkı ihlalleri nedeniyle bölgeden zorunlu göçlerin olduğunu söyledi.
Geçen yıl yaklaşık 10 bin Doğu Türkistanlının en kutsalları olan vatanlarını terk ederek Tayland, Malezya, Vietnam, Kamboçya'ya göç ettiklerini anlatan Tümtürk, Uygur Türklerini iade eden Tayland ile onları ülkesine alan Çin'in hukuk ihlali içinde olduğunu savundu.
Tümtürk şunları söyledi:
"Bu kardeşlerimizin hayatlarından endişe duyuyoruz. 21. yüzyılda Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz modern köle ticaretinin birer aracı konumuna düşürülmüş durumda. Dünya, Doğu Türkistan'daki vahşete, zulme karşı tepkisiz. Bugün Doğu Türkistan'da yaşanan zulüm, dünyanın en büyük zulmü diyebilirim. 1 Ocak 2015 itibarıyla alınan yasak kararları anayasal çerçevede Doğu Türkistanlıların ibadetlerini engellemiştir. Dünyanın bu suskunluğu bizi derinden yaralamaktadır. Çin'deki hak ihlalleri gelecekte tüm dünyayı etkileyecektir. Çin'in bu tehdidi sadece Doğu Türkistan'ı değil bütün dünyayı kuşatacaktır. Doğu Türkistan insanlığın namusudur. İnsanlığın onurunu kurtarmak elbetteki insanlığın birinci asli vazifesidir."
Grup, Tayland ve Çin aleyhine slogan attıktan sonra dağıldı.
Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada Tayland'da gözaltında bulunan 115 Uygur Türkü'nün kendi istekleri ve hür iradeleri dışında üçüncü bir ülkeye gönderilmesinin büyük bir üzüntüyle öğrenildiği belirtilmiş, "Soydaşlarımızın akıbeti, ülkemizce ve uluslararası toplum tarafından yakinen ve dikkatle izlenmeye devam edilecektir" ifadeleri kullanılmıştı.
Kaynak: AA
Polis ekipleri tarafından kent girişinde karşılanan grup, büyükelçiliğin bulunduğu sokağın girişinde durduruldu.
Büyükelçiliğin önüne kadar gitmesine izin verilmeyen grup, zaman zaman taşkınlık yaparak, polis barikatlarını aşmaya çalıştı ancak başarılı olamadı.
- Çin vatandaşı zannettikleri kadına darp girişimi
Protestocular, eylem sırasında büyükelçiliğin bulunduğu sokaktan geçen bir kadını Çin vatandaşına benzeterek, üzerine yürüdü. Grubun arasında kalan kadın, polis ekiplerinin müdahalesiyle darp edilmekten son anda kurtarılarak, bölgeden uzaklaştırıldı.
Grup adına basın açıklaması yapması beklenen Dünya Uygur Kongresi Başkan Yardımcısı Seyit Tümtürk'ün gelmesi beklendi.
Yaklaşık 3 saatlik bekleyiş sonrası protestocularla buluşan Tümtürk, basın açıklamasında, Doğu Türkistan'daki zulüm ve insan hakkı ihlalleri nedeniyle bölgeden zorunlu göçlerin olduğunu söyledi.
Geçen yıl yaklaşık 10 bin Doğu Türkistanlının en kutsalları olan vatanlarını terk ederek Tayland, Malezya, Vietnam, Kamboçya'ya göç ettiklerini anlatan Tümtürk, Uygur Türklerini iade eden Tayland ile onları ülkesine alan Çin'in hukuk ihlali içinde olduğunu savundu.
Tümtürk şunları söyledi:
"Bu kardeşlerimizin hayatlarından endişe duyuyoruz. 21. yüzyılda Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz modern köle ticaretinin birer aracı konumuna düşürülmüş durumda. Dünya, Doğu Türkistan'daki vahşete, zulme karşı tepkisiz. Bugün Doğu Türkistan'da yaşanan zulüm, dünyanın en büyük zulmü diyebilirim. 1 Ocak 2015 itibarıyla alınan yasak kararları anayasal çerçevede Doğu Türkistanlıların ibadetlerini engellemiştir. Dünyanın bu suskunluğu bizi derinden yaralamaktadır. Çin'deki hak ihlalleri gelecekte tüm dünyayı etkileyecektir. Çin'in bu tehdidi sadece Doğu Türkistan'ı değil bütün dünyayı kuşatacaktır. Doğu Türkistan insanlığın namusudur. İnsanlığın onurunu kurtarmak elbetteki insanlığın birinci asli vazifesidir."
Grup, Tayland ve Çin aleyhine slogan attıktan sonra dağıldı.
Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada Tayland'da gözaltında bulunan 115 Uygur Türkü'nün kendi istekleri ve hür iradeleri dışında üçüncü bir ülkeye gönderilmesinin büyük bir üzüntüyle öğrenildiği belirtilmiş, "Soydaşlarımızın akıbeti, ülkemizce ve uluslararası toplum tarafından yakinen ve dikkatle izlenmeye devam edilecektir" ifadeleri kullanılmıştı.