AK Parti Grup Başkanvekili Ünal Açıklaması

AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, Çözüm Süreci'ne ilişkin, "Ey HDP, bu sorunun çözümüyle ilgili siz hangi değişikliğe gittiniz? Siz hala silahın vesayetini kabul ediyorsunuz. Demokratik siyasetin egemen olması yönünde güçlü bir irade ortaya koymuyorsunuz. Siz terörle, ölümle, şiddetle aranıza kesin bir çizgi koymuyorsunuz" dedi.

AK Parti Grup Başkanvekili Ünal Açıklaması
Çeşitli temaslarda bulunmak üzere Diyarbakır'da bulunan Ünal, partisinin bir otelde düzenlenen il teşkilatı istişare toplantısında, AK Parti olarak Türkiye'nin inşa yolculuğunu, orta sınıfın güçlendirilmesi ve insanların özgürleştirilmesiyle başlattıklarını belirtti. Ünal, 13 yıldır refahın tabana yayılması ve demokratikleşme için mücadele verdiklerini söyledi.

Ünal, özgürleşen ve zenginleşen bireylerin yönetimi için demokratik bir sistem inşa etmeleri gerektiğini ifade ederek, "Demokratik sistemi bir siyasal parti tek başına inşa edebilir mi? Hayır. Çünkü demokratik sistemin paydaşları diğer siyasal partilerdir. Diğer siyasal partilerin de demokratik sistemin inşasına katkı sunmaları gerekir" diye konuştu.

- "AK Parti'nin iktidar olmasını engellediniz"

"Diğer siyasi partilerin 13 yıldır AK Parti'yi iktidar yapmamak gibi bir hedefleri vardı" diyen Ünal, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu seçimde AK Parti'den kurtulamadınız ama hedeflediğiniz, yan yana gelerek, koalisyonlar, ittifaklar kurarak, dışarıda ve içeride iş birlikleri yaparak AK Parti'nin iktidar olmasını engellediniz. Toplumun önüne koyabileceğiniz bir planınız, programınız, vizyonunuz, projeniz yok. 'Biz bütün enerjimizi, siyasetimizi, AK Parti'yi iktidar yapmamak üzerine kurmuştuk' ifadesiyle siyaset olmaz. Bu tür siyaset oluşturan yapılardan da demokratik sistem inşa etmelerini bekleyemeyiz."

Ünal, "Bu ülkede Kürt meselesini çözmek için güvenlikçi bir anlayışla, maalesef köylerin yakıldığı, yıkıldığı, boşaltıldığı, faili meçhullerin yaşandığı bir yöntemi devlet yıllarca kendisine bu sorunun çözümü için bir yöntem ve araç olarak benimsedi. Bu, kırk bin insanımızın kaybına, en az 30 yıllık gelişme fırsatını heba etmemize vesile oldu" ifadelerini kullandı.

AK Parti'nin çözümde güvenlikçi bir paradigmanın yanı sıra daha entegre, toplumsal, sosyo-ekonomik, kültürel ve insanın haysiyetini de göz önünde bulunduran bir çözümü benimsediğini aktaran Ünal, parti olarak 13 yıl boyunca insan haysiyeti ve onurunu merkeze alan bir çözümle meseleye yaklaştıklarına işaret etti.

Ünal, şöyle devam etti:

"Birileri de bu sorunun çözümü için bir yöntem bulmuşlardı. Buldukları yöntem silahlı mücadele. 31 yılı birlikte yaşadık. AK Parti, bu meselenin çözümünde, insan onurundan, demokratik sistemin inşasından, refahın tabana yayılmasından ve insanı özgürleştirmeden yana bir çözüm yöntemiyle 13 yıldan beri mücadele ediyor. Ey HDP, bu sorunun çözümüyle ilgili siz hangi değişikliğe gittiniz? Siz hala silahın vesayetini kabul ediyorsunuz. Demokratik siyasetin egemen olması yönünde güçlü bir irade ortaya koymuyorsunuz. Siz terörle, ölümle, şiddetle aranıza kesin bir çizgi koymuyorsunuz."

Ünal, "Biz bu ülkede milletin sandıkta tecelli eden iradesinin üzerindeki her türlü vesayeti tasfiye ettik" dedi.

HDP'nin barajı aşmasına da değinen Ünal, "Selahattin Demirtaş seçimden sonra emanet oylardan bahsetti. Üçüncü gün birileri devreye girdi. Nasıl konuşması gerektiği konusunda onu uyardılar. HDP'yi 'yumuşak siyaset' yapmakla suçladılar. O uyarıdan sonra Demirtaş'ı beş gün gören olmadı. Böyle siyaset yapılmaz. Silahların gölgesinde siyaset olmaz. Siyaset irade işidir" değerlendirmesinde bulundu.

- Suriye'deki iç savaş

Ünal, Suriye'de, Kürt, Türkmen ve Arap ayrımı yapmadıklarını, duruma mazlum odaklı yaklaştıklarına dikkati çekerek, birilerinin de orada mazlumlara oyun oynamasına ve yeni mazlumlar oluşturmasına sessiz kalmayacaklarını kaydetti.

Suriye'de Esed döneminde Kürtlerin vatandaşlık hakkının olmadığını aktaran Ünal, "Türkiye Esed ile Suriyeli Kürt kardeşlerimizin haklarını görüşüyordu. Dönemin Başbakanı olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Esed'e, 'Kürtlerin hakkını ver' diyordu. O gün biz o coğrafyanın mazlumu olan Kürt kardeşlerimizin hakkını savunurken bugün mü savunmayacağız? Bugün de savunuyoruz" ifadelerini kullandı.

Kobani'den gelen 200 bin Kürt'e de Türkiye'nin kucak açtığını anlatan Ünal, şunları kaydetti:

"Kobani düşmesin diye Özgür Suriye Ordusu'nu ve peşmergeyi kendi topraklarımızdan biz göndermedik mi? Ama bizi DAEŞ'çi yaptılar. Biz ki 10 Kasım 2013'te Bakanlar Kurulu kararıyla DAEŞ'i terör örgütü ilan ettik. Bölgede DAEŞ ile gerçek anlamada mücadele eden ve geçişleri engelleyen tek ülkeyiz. Bin 300 kişiyi kaynak ülke dediğimiz geldikleri ülkelere geri göndermişiz, 15 bin kişiyi yakalamışız ama gönderdiğimiz kaynak ülkeler tekrar DAEŞ'e katılmaları için bizim gönderdiğimiz kişilerin çıkmasına göz yummuşlardır."

- "Arap ve Türkmen zulüm görünce seslerini çıkarmıyorlar"

Suriye'de Türkmen, Kürt, Arap ayırımı yapmadıklarını belirten Ünal, "Biz ayırt etmezken bunlar ayırt ediyor değil mi? Kürt olunca kıyameti koparıyorlar, Arap ve Türkmen zulüm görünce seslerini çıkarmıyorlar. Bunun adı mazlumun yanında olmak değil, ırkçılıktır" dedi.

Suriyeli politikacı Salih Müslim'in Türkiye'ye gelişinde Esed'e karşı pozisyon alarak, 114 ülkenin desteklediği muhalif Suriye Ulusal Konseyi ile hareket etmesini istediklerini, ancak Müslim'in Esed ile hareket ettiğini belirten Ünal, Türkiye'nin buna rağmen Kobani'de mazlumların yanında olduğunu da sözlerine ekledi.

Kaynak: AA