Almanya'daki Terör Örgütü NSU Davası
Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütünce öldürülen Yunan Theodoros Boulgarides'in eşinin avukatı Yavuz Narin, Türkiye'nin kendilerine verdiği desteği sürdürmelerini istediklerini belirterek, "Türkiye Devleti sağ olsun, mahkemeye sürekli gözlemci göndermektedir" dedi.
"NSU Davası ve Terör Suçlarında Yeni Gelişmeler Sempozyumu"na katılmak için kente gelen Narin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Almanya'daki dava kapsamında Federal Başsavcılık tarafından hazırlanan iddianamenin sanıkların suçluluğunu gösterdiğini söyledi.
Bunun avukatlar ve temsil ettikleri mağdurlar açısından yeterli olmadığını kaydeden Narin, "NSU terör örgütü, sadece 3 kişiden oluşan suç şebekesi değildir. Hedefimiz bunları ortaya çıkartmaktır" şeklinde konuştu.
- "9 sanık henüz mahkeme önüne çıkmamıştır"
Narin, iddialarını ispatlamak için mahkemeye bazı deliller sunduklarını anlatarak, federal başsavcı ve savunma avukatlarıyla bu konuda zaman zaman tartıştıklarını dile getirdi.
Örgüt üyelerinin çoğunun, polis teşkilatına sızarak ortak terör eylemlerinde bulunduğunu iddia eden Narin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu konu üzerinde önümüzdeki haftalarda ağırlıklı duracağız. Mahkemede 5 sanık bulunmaktadır, 9 sanık henüz mahkeme önüne çıkmamıştır ve bu 9 sanığın içinde istihbarat teşkilatı muhbirleri bulunmaktadır. Artık hedefimiz, sivil toplum örgütleri, siyaset ve medyayla el ele bu kişilerin de mahkeme önüne çıkması, sorumlu tutulmasıdır. Tabii ki istihbarat teşkilatları, İçişleri Bakanlığı ve Almanya'daki Başbakanlık konuyu pek hoş karşılamamaktadır. Hedefimiz, bu engelleri aşıp her sorumlunun eninde sonunda adaletin önüne çıkmasıdır."
Narin, Türkiye'nin davaya daha duyarlı olması gerektiğini vurgulayarak, "Türkiye'den isteğimiz, bize destek çıkıp arka olmasıdır. Türkiye Devleti sağ olsun, mahkemeye sürekli gözlemci göndermektedir. O nedenle arkamızda birinin olması bizim için çok önemlidir" ifadesini kullandı.
Almanya'da, 2000-2007 yıllarında 8'i Türk 10 kişinin öldürülmesinde ve çok sayıda soygunda NSU terör örgütünün varlığı ve cinayetlerdeki rolü, 2011 yılı sonunda ortaya çıkarılabilmişti.
NSU üyelerinden Uwe Böhnhard ve Uwe Mundlos, 4 Kasım 2011'de bir banka soygununun ardından saklandıkları karavanda ölü bulunmuş, terör örgütü üyelerinin intihar ettikleri öne sürülmüştü. NSU terör örgütü üyesi olduğu iddiasıyla yargılanan Beate Zschaepe ise NSU üyelerinin kullandığı hücre evini ateşe verdikten sonra polise teslim olmuştu. Söz konusu gazete kupürleri ile örgüte ait bazı eşya da bu hücre evinde bulunmuştu.
NSU davası ise 6 Mayıs 2013'te Münih Yüksek Eyalet Mahkemesinde görülmeye başlamıştı.
Kaynak: AA
Bunun avukatlar ve temsil ettikleri mağdurlar açısından yeterli olmadığını kaydeden Narin, "NSU terör örgütü, sadece 3 kişiden oluşan suç şebekesi değildir. Hedefimiz bunları ortaya çıkartmaktır" şeklinde konuştu.
- "9 sanık henüz mahkeme önüne çıkmamıştır"
Narin, iddialarını ispatlamak için mahkemeye bazı deliller sunduklarını anlatarak, federal başsavcı ve savunma avukatlarıyla bu konuda zaman zaman tartıştıklarını dile getirdi.
Örgüt üyelerinin çoğunun, polis teşkilatına sızarak ortak terör eylemlerinde bulunduğunu iddia eden Narin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu konu üzerinde önümüzdeki haftalarda ağırlıklı duracağız. Mahkemede 5 sanık bulunmaktadır, 9 sanık henüz mahkeme önüne çıkmamıştır ve bu 9 sanığın içinde istihbarat teşkilatı muhbirleri bulunmaktadır. Artık hedefimiz, sivil toplum örgütleri, siyaset ve medyayla el ele bu kişilerin de mahkeme önüne çıkması, sorumlu tutulmasıdır. Tabii ki istihbarat teşkilatları, İçişleri Bakanlığı ve Almanya'daki Başbakanlık konuyu pek hoş karşılamamaktadır. Hedefimiz, bu engelleri aşıp her sorumlunun eninde sonunda adaletin önüne çıkmasıdır."
Narin, Türkiye'nin davaya daha duyarlı olması gerektiğini vurgulayarak, "Türkiye'den isteğimiz, bize destek çıkıp arka olmasıdır. Türkiye Devleti sağ olsun, mahkemeye sürekli gözlemci göndermektedir. O nedenle arkamızda birinin olması bizim için çok önemlidir" ifadesini kullandı.
Almanya'da, 2000-2007 yıllarında 8'i Türk 10 kişinin öldürülmesinde ve çok sayıda soygunda NSU terör örgütünün varlığı ve cinayetlerdeki rolü, 2011 yılı sonunda ortaya çıkarılabilmişti.
NSU üyelerinden Uwe Böhnhard ve Uwe Mundlos, 4 Kasım 2011'de bir banka soygununun ardından saklandıkları karavanda ölü bulunmuş, terör örgütü üyelerinin intihar ettikleri öne sürülmüştü. NSU terör örgütü üyesi olduğu iddiasıyla yargılanan Beate Zschaepe ise NSU üyelerinin kullandığı hücre evini ateşe verdikten sonra polise teslim olmuştu. Söz konusu gazete kupürleri ile örgüte ait bazı eşya da bu hücre evinde bulunmuştu.
NSU davası ise 6 Mayıs 2013'te Münih Yüksek Eyalet Mahkemesinde görülmeye başlamıştı.