Asırlık Su Değirmeninde Kış Yoğunluğu Yaşanıyor
Havaların soğumasıyla kış hazırlıklarını yapmaya başlayan Ordu'daki vatandaşlar, tahılları öğütmek için asırlık su değirmeninde yoğunluk oluşturuyor
ORDU - Ordu'daki tarihi su değirmenleri, kışın yaklaşmasıyla tahılları una çevirmek için dönüyor.
Gölköy ilçesindeki tarihi su değirmeninde özellikle yoğunluk yaşanıyor. Çevre ilçe ve köylerden gelen vatandaşlar, hasat ettikleri ürünlerini lezzetli olması için asırlık değirmende öğütüyor.
Vatandaşların kış hazırlığı için çalıştırılan tarihi su değirmeninde, buğday ve mısır öğütme, arpa ve bulgur kırma işlemleri yapılıyor. Kerpiç duvarları ve asırlık ahşaplarıyla ilk kurulduğu günkü gibi çalışan değirmen, birçok ziyaretçinin de ilgisini çekiyor.
Unutulmaya yüz tutan meslekler arasında yer alan su değirmenciliğini sürdüren 30 yaşındaki Muharrem Şafak, AA muhabirine, değirmenin yaklaşık 150 yıllık olduğunu söyledi.
Su değirmeninin dedesinden babasına, babasından da kendisine kaldığını belirten Şafak, "Özellikle bu aylarda yoğunluk yaşıyoruz. Her gün, yüzlerce kilogram tahıl ürününü una çeviriyoruz" dedi.
Kış nedeniyle değirmendeki yoğunluğun daha da arttığına dikkati çeken Şafak, şöyle devam etti:
"Özellikle bu aylarda diğer aylara göre yoğunluk yaşıyoruz. Bölgede yetişen mısırın kurutulmasıyla köylüler, değirmene at ve arabalarıyla getirdikleri ürünlerini un haline dönüştürüyorlar. Kimi unlarla ekmek yapıyor, kimi turşu yapımında kullanıyor, kimi de hamside değerlendiriyor."
Şafak, son yıllarda elektrikli değirmenlerin artmasıyla su değirmenlerine ilginin azaldığını dile getirerek iki değirmen arasında lezzet farkı olduğunu, bu nedenle su değirmeninden vazgeçmeyen çok sayıda köylü de bulunduğunu ifade etti.
Sabah erken saatlerde başladığı mesaisine gece yarısına kadar devam ettiğini anlatan Şafak, "Mısır unu, Karadenizlilerin vazgeçemediği ürünlerin başında geliyor. Kimi vatandaşımız, kendi ihtiyacını karşılıyor, kimi vatandaşımızın ise gurbetteki yakınlarına gönderiyor" diye konuştu.
Şafak, öğütülen mısır unu karşılığında belli ücret, ücret vermek istemeyen vatandaşlardan ise bir miktar un aldıklarını, daha sonra bu mısır ununu satarak geçimlerini sağladıklarını sözlerine ekledi.
Mahalle sakinlerinden İsa Yağız ise kış nedeniyle hazırlıkların hızlandığını belirterek, şunları kaydetti:
"Mısırımızı kurutup değirmene getirdik. Yaklaşık 100 kilogram mısırı su değirmeninde un haline çevirdik. Bu unlar, çok lezzetli oluyor. Özellikle bu unları ekmek yapımında ve hamside tercih ediyoruz. Bazen de mısır unlarını gurbetteki akrabalarımıza götürüyoruz."
Kaynak: AA
Gölköy ilçesindeki tarihi su değirmeninde özellikle yoğunluk yaşanıyor. Çevre ilçe ve köylerden gelen vatandaşlar, hasat ettikleri ürünlerini lezzetli olması için asırlık değirmende öğütüyor.
Vatandaşların kış hazırlığı için çalıştırılan tarihi su değirmeninde, buğday ve mısır öğütme, arpa ve bulgur kırma işlemleri yapılıyor. Kerpiç duvarları ve asırlık ahşaplarıyla ilk kurulduğu günkü gibi çalışan değirmen, birçok ziyaretçinin de ilgisini çekiyor.
Unutulmaya yüz tutan meslekler arasında yer alan su değirmenciliğini sürdüren 30 yaşındaki Muharrem Şafak, AA muhabirine, değirmenin yaklaşık 150 yıllık olduğunu söyledi.
Su değirmeninin dedesinden babasına, babasından da kendisine kaldığını belirten Şafak, "Özellikle bu aylarda yoğunluk yaşıyoruz. Her gün, yüzlerce kilogram tahıl ürününü una çeviriyoruz" dedi.
Kış nedeniyle değirmendeki yoğunluğun daha da arttığına dikkati çeken Şafak, şöyle devam etti:
"Özellikle bu aylarda diğer aylara göre yoğunluk yaşıyoruz. Bölgede yetişen mısırın kurutulmasıyla köylüler, değirmene at ve arabalarıyla getirdikleri ürünlerini un haline dönüştürüyorlar. Kimi unlarla ekmek yapıyor, kimi turşu yapımında kullanıyor, kimi de hamside değerlendiriyor."
Şafak, son yıllarda elektrikli değirmenlerin artmasıyla su değirmenlerine ilginin azaldığını dile getirerek iki değirmen arasında lezzet farkı olduğunu, bu nedenle su değirmeninden vazgeçmeyen çok sayıda köylü de bulunduğunu ifade etti.
Sabah erken saatlerde başladığı mesaisine gece yarısına kadar devam ettiğini anlatan Şafak, "Mısır unu, Karadenizlilerin vazgeçemediği ürünlerin başında geliyor. Kimi vatandaşımız, kendi ihtiyacını karşılıyor, kimi vatandaşımızın ise gurbetteki yakınlarına gönderiyor" diye konuştu.
Şafak, öğütülen mısır unu karşılığında belli ücret, ücret vermek istemeyen vatandaşlardan ise bir miktar un aldıklarını, daha sonra bu mısır ununu satarak geçimlerini sağladıklarını sözlerine ekledi.
Mahalle sakinlerinden İsa Yağız ise kış nedeniyle hazırlıkların hızlandığını belirterek, şunları kaydetti:
"Mısırımızı kurutup değirmene getirdik. Yaklaşık 100 kilogram mısırı su değirmeninde un haline çevirdik. Bu unlar, çok lezzetli oluyor. Özellikle bu unları ekmek yapımında ve hamside tercih ediyoruz. Bazen de mısır unlarını gurbetteki akrabalarımıza götürüyoruz."