Paris İklim Zirvesi'nin Ardından

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Şen, Paris İklim Zirvesi'nde alınan kararlara ilişkin, "İçinde bulunduğumuz yüzyılda sıcaklık artışının iki dereceyi aşmaması, 1,5'te tutulması hedefleniyor. Halbuki mevcut emisyon düzeyinde sıcaklık artışı bu yüz yılda 5 derece olarak tahmin ediliyor" dedi.

Şen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Fransa'nın başkenti Paris'te düzenlenen 21. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansında (COP21) yaklaşık 200 ülkenin mutabakata vardığını hatırlattı.

COP21'de alınan kararların kısmi bağlayıcılık taşıdığını dile getiren Şen, anlaşmanın küresel ısınmayı iki derecenin altına çekerek 1,5 dereceyle sınırlamayı öngördüğünü kaydetti.

Konferansa katılan ülkelerce onaylanan ortak metin kısmının bağlayıcılık taşıdığına dikkati çeken Şen, şöyle devam etti:

"Küresel ısınmanın derecesini düşürmenin yanında gelişmekte olan ülkelerin alınacak tedbirlerden olumsuz etkilenmemesi için 100 milyar dolarlık bir kaynak ayrılıyor. Ulusal mutabakat metninin her 5 yılda bir gözden geçirilmesi öngörülüyor. Sera gazı emisyonlarını azaltan, çevreci ve sürdürülebilir ekonomilerin desteklenmesi gerektiği vurgulanıyor. Karar metninin 2016'nın başlarında imzalanması düşünülüyor. 10 yıl sürecek anlaşmanın 2020'de yürürlüğe girmesi planlanıyor."

Prof. Dr. Şen, ülkelerin atmosfere saldığı sera gazı emisyonlarının düşürülmesi için çizdiği hedeflerin yeterli olmadığını savunarak, anlaşmanın yenilenebilir, temiz enerji kaynaklarını teşvikten uzak göründüğünü öne sürdü.

Anlaşmada sera gazlarına yol açan kömür, petrol gibi fosil yakıtları azaltıcı bir önlem görülmediğine dikkati çeken Şen, şöyle devam etti:

"Sera gazı emisyonlarının düşürülmesiyle ilgili hedefler yeterli değil. İçinde bulunduğumuz yüzyılda sıcaklık artışının iki dereceyi aşmaması, 1,5'te tutulması hedefleniyor. Halbuki mevcut emisyon düzeyinde sıcaklık artışı bu yüzyılda 5 derece olarak tahmin ediliyor. Bir diğer husus ise sera gazlarının en önemli kaynağı olan fosil yakıtların miktarını azaltıcı bir önlem görünmüyor. Gelişmekte olan ülkelerin bu hedeflere ulaşması için 100 milyar dolarlık kaynak aktarımı gerektiği söyleniyor ama bunun nasıl olacağı konusunda bir açıklama yok. Ulusal planların da her 5 yılda bir gözden geçirilmesi, 2023 yılından başlatılması öngörülüyor, bu bir gecikmedir."

- "Dünya yenilenebilir, temiz enerji kaynaklarına yönelmeli"

Şen, dünyayı etkisi altına alan küresel ısınmanın etkilerinin en aza indirilmesi için yenilenebilir, temiz enerji kaynaklarının desteklenmesi gerektiğini vurguladı.

Bu kaynaklara yönelmede COP21'deki kararların teşvikten uzak göründüğünü anlatan Şen, "Güvenli limit olan 2 derece ve altında kalabilmek için 2030'a kadar düşük karbonlu elektrik ve enerji verimliliğine yönelmeliyiz. Dünya sera gazları emisyonlarının azaltılması konusunda gürlüyor ama yağmıyor. Bu gürlemenin de göstermelik olduğunu zannediyorum. Anlaşma her ne kadar umut verici gözükse de bu konuda dünyanın şimdiye kadar yaptığı anlaşmaların uygulamada gerçekleşmede zorlandığını hatırlayınca umudumuz azalıyor" değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: AA