Gazilik Onuruyla Yaşıyorlar

Türkiye Muharip Gaziler Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Emekli Albay Ahmet Kendigel, "Son zamanlarda devletin bize gösterdiği değerle beraber, toplumda da gaziler adına farkındalık oluştu" dedi.

AA muhabirine, 19 Eylül Gaziler Günü'nün anlam ve önemine dair açıklamalarda bulunan Kendigel, derneklerinin 1984 yılında kurulduğunu ve Kıbrıs Barış Harekatı ile Kore Savaşı gazilerine hizmet verdiğini söyledi.

Kendigel, bütün malül ve muharip gazilerin, özellikle devletin yardımlarıyla "Gaziler Haftası"nı kutladığını ifade etti.

"Bu hafta çerçevesinde devletimizin bize yaptığı yardımları inkar edemeyiz" diyen Kendigel, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın il müdürlüklerinin, gazilerle ilgili çalışmalarını sürdürdüğünü dile getirdi.

Kendigel, valiliklerde de gazilerden sorumlu birimler olduğunu kaydederek, şöyle devam etti:

"Son zamanlarda devletin bize gösterdiği değerle beraber, toplumda da gaziler adına farkındalık oluştu. Böyle bir unvanın var olduğunu görmeye başladık. Bu unvan bize TBMM tarafından verildi.

Gazilerimiz ülkemizin en önemli değerlerindendir. Onlar bu halk için, vatan için en güç şartlarda bütün güçleri ve duygularıyla mücadele etmiş, canlarını bile vermekten asla çekinmemiş büyük şahsiyetlerdir. Gazilerimize verilen önem aslında kişinin kendine verdiği önemdir. Şehitlik ve gazilik mertebesinin ulviyetine inanan her Türk insanı, bu vatan evlatlarının her zaman yanında olmuştur. Fakat çeşitli etkiniklerle, farkındalık mutlaka artırılmalıdır."

-"Şeref aylıkları eşitlensin"

Gazilerin sosyal haklarına da değinen Kendigel, muharip gazilere verilen "şeref aylığı"nın 2007'de çıkan bir yasa ile değiştirildiğini, "sosyal güvencesi olan ve sosyal güvencesi olmayan" olarak ikiye ayrıldığını, sosyal güvencesi olmayanlara asgari ücrete yakın bir rakam verilirken diğerlerine bunun yarısı kadar ücret ödendiğini, bu durumun gaziler arasında rahatsızlık doğurduğunu söyledi.

Kendigel, sosyal güvencesi olmayan gazilerin ücretsiz sağlık hizmetinden yaralanmasının çok faydalı olduğunu kaydederek, ücretsiz seyahat hakkında devlet tarafından kendilerine verilen kartın beyanının kabul edilmemesinin her geçen gün sıkıntı oluşturduğunu dile getirdi.

Anayasaya göre belediyelerin işlettiği toplu taşıma araçlarından ücretsiz yaralanma hakkına sahip olduklarını aktaran Kendigel, "Buna rağmen bizim bu hakkımız otomotik geçiş kartı çıkartılmak suretiyle elimizden alındı. Bu bizim için büyük problem. Bu hakkı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı inceleme altına aldı. Mesela İstanbul'a farklı bir ilden gelen bir gazimiz, İETT araçlarını ücretsiz kullanmak için kimliğini göstererek elektronik geçiş kartı almak zorunda. Burada Anayasa çiğneniyor" diye konuştu.

-"Sadece İstabul'da 500 Kore gazisi var"

Kendigel, en küçük muharip gazinin 59 yaşında olduğunu belirterek, bu kimselerin böyle işlerle uğraşmaması gerektiğini, İETT şoförleriyle sürekli problem yaşadıklarını, farklı illerden gelen gazilerin daima bu konuda şikayetçi olduğunu vurguladı.

Ahmet Kendigel, şunları söyledi:

"İstanbul'da en küçük Kore gazimiz 82 yaşında ve toplamda 500 Kore gazimiz var. Toplam muharip gazi sayısı ise 8 bin. Bu kadar kişi, milyonlarca insanın olduğu şehirde kart almaya zorlanıyor. Biz her gittiğimiz ilin ilgili kurumundan nasıl kart alalım. Zaten devletimizin bize vermiş olduğu gazi olduğumuzu belgeyen kimliklerimiz var."

-"Son nefesime kadar bu unvanı taşıyacağım için çok mutluyum"

Kore Gazisi 84 yaşındaki Çavuş Turan Çökmez ise devletin kendisini dünyanın öbür ucuna göderdiğini ve gönderirken de, "Orada bir devlet imha edilmek isteniyor. Orada onlar için savaşacaksın. Şehit olursan orada kalacaksın, sağ olursan dönersin" dediğini belirtti.

Savaş anılarını ilerleyen yaşına rağmen hiçbir zaman unutamadığını dile getiren Çökmez, Çin ordusuna karşı savaştıklarını ve onları durduklarını söyledi.

Çökmez, zaman zaman 10-15 kişiye karşı 1 kişi savaştıklarını aktararak şöyle devam etti:

"Yurda döndüğümüz zaman, gazi olarak bize sadece ailemiz ve akrabalarımız sahip çıktı. Bizi kimse benimsemedi. Halbuki biz Çin ordusunu durdurunca dünya ayağa kalkmıştı. Biz o savaş sonrası NATO'ya alındık. Ben ülkeye döndüğümde psikolojim bozuktu. Evlenmek istedim, zorlandım. Fakat hiç bir zaman 'gazilik' unvanının verdiği onuru unutmadım. Arkadaşlarım ve kendim ile gurur duyuyorum. Biz bu dernekten bir gelir sağlamıyoruz ama inanın zevkle çalışıyoruz. Vatan ve millet bizim vazgeçilmezimizdir. Gazilik, alınıp satılan, devredilen bir unvan değil, ömür boyu taşınılacak bir değerdir. Bu değeri son nefesime kadar taşıyacağım için öylesine mutluyum ki, anlatamam."

-"Adaya ilk ayak basanlardanım"

Kıbrıs gazisi 60 yaşındaki Zeki Armağan, Kıbrıs Barış Harekatı'na Sarıkamış'tan katıldığını belirterek, adaya ilk ayak basanlardan olduğunu söyledi.

İlk olarak Beşparmak Dağları'nın eteğinde bulunan Mesarya Ovası'na indiklerini ve güvenlik tedbiri aldıklarını belirten Armağan, hayatının hiç bir safhasında o günleri unutamadığını dile getirdi.

Armağan, kendilerinin maddiyattan ziyade maneviyata baktıklarını kaydederek, "Bize gazi olarak değer verilmesi ve saygınlıktan başka beklentim yok. Vatan ve ay-yıldızlı bayrak sevgisi ile dolu olan kalbimle söylüyorum ki, gazi olduğum için onurlu ve gururluyum. Cenab-ı Hak herkese nasip etmez. Bu unvanı alırken, süngünün ucunda, mermiler altında, top seslerinin içinde ve bombanın dehşetinde savaştık. Sıkıntılı, korkulu günler geçirdik. Toplumun refahı, rahatı ve huzuru için savaştık, yine savaşırız" diye konuştu.

Kaynak: AA