Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu Bağımsız Denetçilik Belge Teslim Töreni

Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, “Ülkemizde bağımsız denetim konusunda bütüncül bir hukuki yapının oluşturulması amacıyla bu konuda yetki ve sorumluluğa sahip bir kurumun kurulmasını gerektirmiştir” dedi.

Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu Bağımsız Denetçilik Belge Teslim Töreni
Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu (KGK) Bağımsız Denetçilik belge teslimi, TOBB İkiz Kuleler’de düzenlenen törenle gerçekleşti. KGK Başkanı Seyit Ahmet Baş’ın konuşmasıyla başlayan törene Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de katıldı.

Törende konuşan Bakan Yazıcı, bilgi ve iletişim teknolojilerindeki hızlı değişimin ekonomik faaliyetlerin yapısını ve kapsamını etkilediğini belirterek, “Para ve sermaye piyasaları, küresel düzeyde bütünleşme sürecine girmiştir. Dünya ticaret hacmindeki artışlar, uluslararası şirketlerin sayılarının da hızlı bir şekilde artmasına neden olmaktadır. Böyle bir ortamda ekonomi politikalarınız ne kadar güçlü olursa olsun ülke olarak başarımız, bu araçları kullandığınız zemine bağlıdır” diye konuştu.

Ekonomik ve ticari zemini güçlendirmek için mevzuatı yenilediklerini kaydeden Yazıcı, “Önemli yapısal reformlar gerçekleştirdik. 2005 yılında Bankacılık Kanunu’nu, 2007 yılında Sigortacılık Kanunu’nu, 2011 yılında Borçlar Kanunu’nu ve 2012 yılında Sermaye Piyasası Kanunu’nu yeniledik. Ekonomik ve ticari hayatımızı şekillendiren kanunların başında gelen Ticaret Kanunumuzu da yine aynı hedef ve stratejiler doğrultusunda yeniledik. Yeni Ticaret Kanunu; sermayenin sınır tanımadığı ve rekabetin arttığı bir ortamda uluslararası kurumlarla ve kurallarla uyumlu bir şekilde Türkiye’yi geleceğe taşımayı hedeflemektedir” ifadelerini kullandı.

DENETİM VE KAMU GÖZETİMİ İHTİYACI
Küreselleşme ve bunun sermaye akışlarında oluşturduğu hareketliliğin farklı ülkelerdeki ekonomik aktörleri eş zamanlı etkilemeye başladığını söyleyen Yazıcı, “Bu da ülkelerin ortak çıkarları doğrultusunda birlikte hareket etmelerine sebep olmaktadır. Bu gelişmeler, işletmelerin güvenilir ve ortak bir finansal raporlama dili kullanmalarını gerekli kılmaktadır. Bu alan, finansal tablolarının doğruluğu ile mevzuata uygunluğunun belirli standartlara göre düzenli olarak denetlenmesini zorunlu hale getirmiştir” şeklinde konuştu.

Yeni Türk Ticaret Kanunu yürürlüğe girmeden önce ülkemizde bağımsız denetim alanında yetkili farklı kurumların mevcut olduğunu kaydeden Yazıcı, şöyle devam etti:
“Bu durum yapılan denetimlerde farklı usul ve tekniklerin uygulanmasını ve bir işletme adına aynı dönemde birden fazla denetim raporu düzenlenmesi sonucunu doğurmuştur. Ayrıca bağımsız denetim alanında kamu gözetim fonksiyonunu icra edecek yetkili bir otoritenin bulunmaması bu alandaki düzenlenmelerin etkin ve kamuoyuna yeterli güvence verecek biçimde uygulanmasını engellemiştir. Ülkemizde bağımsız denetim konusunda bütüncül bir hukuki yapının oluşturulması amacıyla bu konuda yetki ve sorumluluğa sahip bir kurumun kurulmasını gerektirmiştir. Bu çerçevede yeni TTK ile ‘bağımsız denetimden geçmiş finansal raporlama’ belirli işletmeler için zorunlu hale getirilmiştir.”

BAĞIMSIZ DENETİME TABİ ŞİRKETLER
Bakan Yazıcı, “Yeni TTK, bağımsız denetime tabi olacak şirketleri belirleme yetkisini Bakanlar Kurulu’na vermiştir. Bu yetkiye istinaden Bakanlar Kurulu bağımsız denetim kapsamına girecek şirketlere ilişkin belirli ölçüleri 2013 yılı başında belirlemiştir. Buna göre sermaye piyasaları, bankacılık, sigortacılık, lisanslı depoculuk ve ulusal çapta yayın yapan medya şirketleri bağımsız denetim kapsamına alınmıştır. Söz konusu karar çerçevesinde mevcut durumda 2 ben 500 civarında şirket bağımsız denetime tabidir. Bu sayede sektörler itibarıyla finansal tablolara geçerlilik kazandırmak suretiyle finansman kaynaklarına erişim ve finansman maliyetleri düşecektir” diye konuştu

Bağımsız denetimin kurumsal yönetimin en önemli ilkelerinden biri olan şeffaflığın sağlanması açısından önem teşkil ettiğini ifade eden Yazıcı, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bağımsız denetim; tasarruflarını sermaye piyasasında değerlendirmek isteyen yatırımcılara sunulan bilgilerin eksiksiz ve mümkün olduğunca gerçeği yansıtmasını sağlayarak potansiyel yatırımcıları korumaktadır. Böylece şirkete yatırım yapmak isteyen yatırımcıların güven seviyesi yükselmekte; potansiyel yatırım kanallarının açılmasını sağlamaktadır. Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu ile birlikte ideal bir kamu gözetimi sistemine ulaşma yönünde önemli bir adım atılmıştır.”
Belgeleri verilecek olan arkadaşları tebrik ettiğini söyleyen Bakan Şimşek ise, “Başta Amerika’da olmak üzere çok ciddi skandalların yaşandığı, muhasebe ve türev enstrümanları kullanarak ciddi zarar içinde olan şirketlerin piyasalarda yatırımcı nezdinde yüksek karlılıkla çalışıyormuş gibi gösteren mali tablolar anlamında skandallar yaşandı. En güzel örneği Enron, buna ilişkin çok şey yazıldı çizildi. 1990’lı yılların sonunda enerji sektöründeki şirketlerden bir tanesi Enron ve 1999 yılında hisse senedi fiyatı 20 dolar iken çok kısa süre içerisinde 90 dolarlara kadar çıktı. Esasında Enron enerji piyasasındaki işlerinden zarar etti fakat bağımsız denetim şirketleri de dünyanın önde gelen denetim şirketleri tarafından yapılıyordu. Ancak çok mükemmel işler yapıyormuş gibi gösterildi ama realitede işler çok farklıydı. Skandal ortaya çıkınca hisse senedi 26 sente kadar düştü. İflas etti ve bütün geleceğini kaybetti” dedi

Kamu otoritelerinin yatırımcıyı korumak için olduğunu söyleyen Şimşek, piyasaların sağlıklı bir şeklide işlenmesinin sağlanması amacıyla hem denetim hem de gözetim denetim işleminin yerine getirilmesinin önemini vurguladı. Raporlamaların çok hayati bir önem taşıdığını kaydeden Bakan Şimşek, sözlerine şöyle devam etti:
“Türkiye bu durumda açığını kapatmak zorundaydı ve Avrupa Birliği’yle bu yönde bir düzenleme yapılmıştır. Türk Ticaret Kanunu bu noktada çok önemli bir dönüm noktası. Bizim şirketlerimizin şeffaflaşması, iyi yönetim içinde olması ve raporların gerçeği yansıtması bunlar çok temel ilkelerdir. Bu temel ilkelerin hayata geçirilmesi noktasında uluslararası standartlara uyum yapısında KGK’nın çok büyük bir fonksiyonu vardır. Bir Bakanlar Kurulu kararı çıkardık. Şu anda bir geçiş dönemindeyiz. Bir takım kriterler belirledik, buna 2 bin 500 firma girdi. Ekonomimiz güçlenince, bağımsız denetim piyasası genişleyince yeni şirketlerinde hemen hemen hepsinin bu kapsama alınmasını arzuluyoruz. Bugün 2 bine yakın arkadaşımıza belgelendirme yapılacak. 94 tane bağımsız denetim kuruluşu var. Bunların AB direktifiyle doğru bir şekilde çalışmasını sağlamak ve Türkiye’de böyle skandalların yaşanmasını minimize etmemiz gerekiyor.”
Kaynak: İHA