Biz bu yola kefenimizi giyinerek çıktık

Başbakan Erdoğan, Kastamonu'daki mitingin ardından Amasya'ya geldi. Konuşmasına Kastamonu'daki saldırıyı kınayarak başlayan Başbakan Erdoğan, "Biz bu yola Merhum Menderes'in ifade ettiği gibi kefenimizi giyinerek çıktık. Bizim ömrümüzü kimsenin kısaltmaya veya uzatmaya gücü yetmez" dedi.

Biz bu yola kefenimizi giyinerek çıktık
Başbakan‘ın konvoyuna saldırı (Son Detaylar)

Başbakan Erdoğan'ın Kastamonu mitingine giden polis ekipleri lgaz Dağı eteklerinde saldırıya uğradı. Saldırıda 1 polisin şehit olduğu, 1 polisin ise yaralandı.

Saldırı sırasında Amasya yolunda olan Erdoğan, yetkililerden bilgi aldıktan sonra miting alanında halka seslenirken saldırıya sert tepki gösterdi.

Erdoğan, " Kastamonu'dan ayrılırken üzücü bir olay yaşandı. Sevgili kardeşlerim bu namert eller, demokrasi mücadelesine inanmayan bu karanlık zihniyetler bunlara ne dersek deyiniz bu ayrımcı güçler sandıkta meselelerini halledemeyeceğini anlayanlar ancak bu yollarla netice alacaklarını zannediyorlar. Şunu özellikle belirtmek istiyorum. Biz bu yola Merhum Menderes'in ifade ettiği gibi kefenimizi giyinerek çıktık. Bizim ömrümüzü kimsenin kısaltmaya veya uzatmaya gücü yetmez" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan'ın bu sözlerine vatandaşlar 'Şehitler ölmez vatan bölünmez' sloganıyla eşlik etti.

Başbakan Erdoğan'ın yaptığı açıklamalar şöyle:

Kastamonu'dan ayrılırken üzücü bir olay yaşandı. Sevgili kardeşlerim bu namert eller, demokrasi mücadelesine inanmayan bu karanlık zihniyetler bunlara ne dersek deyiniz bu ayrımcı güçler sandıkta meselelerini halledemeyeceğini anlayanlar ancak bu yollarla netice alacaklarını zannediyorlar.

Şunu özellikle belirtmek istiyorum. Biz bu yola Merhum Menderes'in ifade ettiği gibi kefenimizi giyinerek çıktık. Bizim ömrümüzü kimsenin kısaltmaya veya uzatmaya gücü yetmez. 780 bin km'lik bu vatan topraklarını biz kimseye böldürtmeyeceğiz. Elimizden gelen gayreti gösteriyoruz göstereceğiz. Sandık ortada iken sandığın dışında başka yolları kimse aramasın. Şehidimize Allah'tan rahmet diliyorum. Yaralımıza rabbimden şifa diliyorum. Onlar bu milletin adeta istikamet oklarıdır. Buradan tüm Amasya'ya selamlarımı sevgilerimi yolluyorum.

Şirin'in babası dedi ki kızımı sana vermem niye dedi ki del dağı suyu getir. İnanın aynısını biz yaptık. Bizim Şirin'e sevdamız var aşkımız var. Ferhatlar bunu yapar. Onun için Amasya bizim için çok önemlidir. Amasya Yavuz Sultan Selim'in şehridir. Amasya Akşemseddin'in, Şerafettin'in Şeyh Hamdullah'ın şehri.

Biz siyasette her zaman dürüstlüğü savunduk. Biz her zaman omurgalı siyaseti savunduk, ilkeli siyaseti savunduk. Bazı konular vardır ki siyasetin üzerindedir. Siyasetin malzemesi yapılamaz. Aile bunlardan biridir. İnançlar bunlardan biridir. Etnik kökenler bunlardan biridir. Biz ne bunları istismar ettik ne de başkalarını ailesi inancı etkin kökeni üzerinden siyaset yaptık. Ancak bugün burada Amasya'da bir hususu özellikle vurgulamak zorundayım. Bir siyasetçi olarak değil, bir insan olarak bu milletin bir aciz evladı olarak Amasya'lı Fatih Sultan Mehmed'in torunları olarak bunu vurgulamak zorundayım. Dün, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, fakat bu yuh bile az gelir. Amasya 3-0'la 12 Haziran'da bunları sandığa gömmelidir. Siirt'te halkın önüne çıkıyor. Karşısında da seyircisi çok az. 500-800 kişi var. İnançlarımızla, itikadımızla, medeniyetimizle ve kültürümüzle tamamen ters son derece saygısızca bir ifade kullanıyor. Biz çok farklı bir terbiye ile yetiştik. Bana valilerim söyler. Diyanet İşleri Başkanım kutlu doğum haftasında gelip Ana Muhalefet Lideri konuşsun mu tabi ne demek diğerleri de konuşsun. Hoş görü bu.

Ne diyor Hacı Bektaş-ı Veli eline beline diline hakim ol diyor. Bundan önceki Genel Başkan bir kasetle gitti. Beline sahip olamadı. Bu da dilinin cezasını 12 Haziran'da bulacak. Edep yahu dedim. Milletin değerlerine dil uzattı. Ah gençler ah. Bu ülkede varya. Hacı Bektaş-ı Veli diyor ya cahiller ve hak tanımazlara sükut ile karşılık veriniz. Ben de ya sabır dedim, sustum. Ancak, Siirt'te evliyaların diyarında ağzına bu ifadeleri alanı millet çok kötü çarpacaktır 12 Haziran'da. Buradan kendisine yine Hacı Bektaş-ın dili ile 'Bizim erkanımız ahlakı Muhammed'i ve edebi Ali'dir'

İşte biz akıldan hayadan ilimden nasibini alamayanlar işte böyle edep dairesinin dışına çıkarlar. Mevlana'yı anma törenlerine geldi önüne konan metni okudu gitti. Eğer o metinleri zerre kadar hazmetmiş olsaydı bu edep dışı ifadeleri zaten kullanmazdı.

12 Eylül akşamı açıkladım. Nasıl olacak söyledim nasıl olacağını. Bak ben lafını yapmıyorum yaşıyorum sen ne yapacaksın onu söyle. Sen ne yapacaksın onu söyle. Eskişehir'de tesettürlü bir karikatürlü sergiye ev sahipliği yapıyor. Allah'ın ayetine sinir bozucu diyor. Haddi aşıyor. İstanbul Zincirlikuyu Mezarlığı'nda güya ruhuna Fatiha yazıyormuş onu kaldırmış onun yerine her nefis ölümü tadacaktır yazmışlar. Bunun için diyor ki sinir bozucudur. Be hey kadın sen Teşvikiye Camii'nde o tabut varya o tabutun üstünde yeşil örtü varya o örtüde her nefis muhakkak ölümü tadacaktır diyor. Ama bunun bundan haberi yok. Bak diyorum ki o profesöre 'Sen profesör olmuşsun ama arif olamamışsın. Sen eğer biraz daha bu noktada izan sahibi isen vasiyetnameni yaz. De ki bu utanç vericidir ben böyle bir mezara girmek istemiyorum' dürüstsen bunu yap. Allah'ın ayetine bu şekilde nasıl yaklaşabilirsin.

Bu CHP'nin üstü şişhane altı kaval. Milletin dini inançları ile böyle dalga geçerseniz milletin tokadı ile karşı karşıya gelirsiniz ve rezil olursunuz. Karşınızda da her zaman bizi bulacaksınız. Amasya'dan sadece bunlara ben acil şifalar diliyorum. Allah ıslah etsin d iyor başka da bir şey söylemiyorum.

Biz bu adap dışı uslubu kendi haline bırakacağız. Onları aynı dili kullandıkları çeteleriyle başbaşa bırakacağız. Biz onları Silivri ile başbaşa bırakacağız. Biz İstanbul'a Kanal İstanbul Projesini uyguluyoruz onlar da CHP Genel Merkezi'nden bir tünel açıyorlar. Bizim bu seviyesizlikle hiçbir zaman işimiz olmadı evelalllah bundan sonra da olmayacak. Aşkla sevda ile Amasya'ya ve 81 vilayetimize hizmet üretmeye devam edeceğiz.

2002 Sonunda Türkiye'nin üzerinde şu dağ kadar sorun vardı. Siz hikayeyi çok iyi biliyorsunuz tekrar anlatalım. Güzel bir söz var eskilerimizin. Güzeli tekrarda 180 kere bile olsa fayda vardır.

YAŞLANIRSAK BİTERİZ
Çalıştık, hamdolsun hakkaniyet sahibi herkesin gördüğü ve teslim ettiği gibi geçmiş on yıllarla mukayese edilemeyecek mesafe aldık. Eğitimde 163 bin derslik yaptık. Anneler babalar, derslik sınıflarda sıraların üzerinde kitapları ücretsiz olarak veriyor muyuz? Fakir fukara için sosyal güvencesi yoksa ilköğretimde erkek öğrencilere 30, kız öğrencilere 35 TL, Ortaöğretimde erkek öğrenciye 45 kız öğrenciye 55 TL ödüyoruz. Kaç çocuk olursa olsun gerçi en az 3 diyoruz. Batı yaşlanıyor, yıllarca doğum kontrolü dediler, nüfus planlaması dediler aldattılar. İstediler ki bu milleti kısırlaştıralım. Yaşlanırsak biteriz. Onun için ben sizlerden Başbakanınız olarak en az üç çocuk istiyorum.

Evliya diyarına Üniversite yakışırdı bu da bize nasip oldu. MHP iktidarı üniversite öğrencisine 45 TL'cik veriyordu biz ne ödüyoruz 240 TL. Kredi yurtlar kurumunda kalıyorsa 150 TL de beslenme yardımı yapıyoruz. İstesek şuanda IMF borcunu da sıfırlarız. O gücümüz var ama çok düşük faizle ödediğimiz için acele etmiyoruz. 2012 sonunda o da bitecek. 3 Yıldır anlaşma da yapmıyoruz. MHP kapıda kul köleydi ama AK Parti öyle olmadı. Şuanda Merkez Bankası'nın kasasında 93 milyar dolar var. Şimdi Bay Kemal, Sayın Bahçeli herhalde bu 93 milyar dolara sulandılar bunu nasıl boşaltırız bunun hesabını yapıyorlar. Bu rakamlar daha da büyüyecek yükselecek. Artık Türkiye alan el değil veren el oldu veren el. Gündemi belirlenen bir Türkiye yok, gündem belirleyen bir Türkiye var. Onlar bunu boşaltarak kalkıp 600 TL verecekmiş. Biz zaten daha fazlasını veriyoruz.