Biz onları oyuncu bilirdik

Sinemanın Ayhan Işık, Neriman Köksal, Sevda Ferdağ, Nebahat Çehre, Parla Şenol, Sadri Alışık gibi ünlü isimlerinden unutulmuş şarkılar 'Şöhretler Gazinosu'nda toplandı

Sinemanın Ayhan Işık, Neriman Köksal, Sevda Ferdağ, Nebahat Çehre, Parla Şenol, Sadri Alışık gibi ünlü isimlerinden unutulmuş şarkılar 'Şöhretler Gazinosu'nda toplandı

Odeon’un hazırladığı albümde onüç oyuncudan birer şarkı var.



Odeon Müzik, bir kez daha Yeşilçam’ın ünlü isimlerinin şarkılarını 45’lik kayıtlardan toplayıp ‘Şöhretler Gazinosu’ adlı albümde bir araya getirerek, şanına yakışır bir iş çıkardı. Yıllar yılı sinemacı ve tiyatrocu kimlikleriyle tanıdığımız sanatçılar bu albümde öyle böyle değil, resmen hakkını vererek şarkılar söylüyorlar. ‘Büklüm Büklüm’, ‘Al Yanaklım’, ‘Hayat Boş’ vb. Bu nedenle, müzikal değerini öteleyip sadece nostalji ve eğlence objesi olarak bakmamalı ‘Şöhretler Gazinosu’na, bir dolu da altmetin var.
Hafta başında neonlarını yakan gazinoya bendeniz kamber kadrosundan dahil oldum. Ayhan Işık, Kerem Yılmazer, Neriman Köksal, Sadri Alışık ve Tolga Aşkıner’i saygıyla anıp galaya katılamayan Fikret Hakan ve Lale Belkıs dışındaki şöhretlerle bir güzel sohbet ettim. ‘Şöhretler Gazinosu’ üstünde ortaklaştıkları duyguyu her biri farklı şekilde ifade ederken projenin koordinatörü Zeynep Göktürk ise işin aslını astarını anlattı.
Suzan Avcı: Ben film çekiminden gidip bu şarkıları yapmıştım. Öztürk Serengil “Benim için yapacaksınız” demişti. Aramızda olmayanlar olsa da bu albümle birer anı kaldı bize ve çok güzel oldu. 40 yıl öncesine gidince insanın gözleri doluyor.
Sevda Ferdağ: Şu an 40 yıl öncesini izliyorum. Bakın burada ben varım, oradaki de benim. Ama ben hangi benim onu bilemiyorum. Bence Türk sinemasının yapamadığını Odeon Müzik başarmış. Hiç yoktan sizlerle, genç kuşakla tanıştık.
Sezer Güvenirgil: Yapmış olduğumuz eserlere tekrar değer verilip çok seneler sonra hatırlanmamızı sağlaması beni çok heyecanlandırdı ve mutlu oldum.
Bora Ayanoğlu: Bir kere her şeyden önce geçmiş yıllarda yapılan çalışmaların genç kuşağa aktarılması adına bu çok önemli bir proje. Nostaljiyi sunmasının yanında bizim ne zorluklarla bu işleri gerçekleştirdiğimizi anlatıyor. O yüzden isterim ki gençler de bu müziklere sahip çıksın, bunları alsın. Çünkü bu CD’ye baktığınızda birçok sanatçının, oyunculukları yanı sıra ne kadar iyi şarkıcı olduklarını göreceksiniz.
Göksel Kortay: Fevkalade kadirşinaslık örneği bu proje. Geçmişte ünlü olan ama gençlerin şimdi tanımadığı ya da tanımak zahmetinde bulunmadıkları adına yapılmış, çok önemli bir çalışma. Eşimi (Kerem Yılmazer) ve diğer sanatçıları bir arada bulmaktan çok duygulandım.
Parla Şenol: Dijital ortama aktarılmış kayıtlar sayesinde bir zamanlar annemi babamı oynamış sanatçılarla aynı albümde yer almak benim için büyük keyif.
Nebahat Çehre: Bizi biraz 60’lara 70’lere götürdü. Bütün eski arkadaşlarımın ne kadar zarif, ne kadar güzel olduklarını görmek ise bambaşka. Sesler de meğer ne güzelmiş de o günlerin kıymetini bilmemişiz. Bu proje dinleyiciye siyah beyazın hoşluğunu da hatırlatacaktır. 

Kabul etmeyenler de var
Zeynep Göktürk: Projeyi oluştururken ilk Ayhan Işık’la yola çıktık.Ama onu herhangi bir proje içinde tutmak çok işimize gelmedi çünkü saygısızlık etmiş olurduk. Fakat arşive sinemacı ve tiyatrocular gözüyle bakmamızı sağladı. 2008’in tam da bu zamanlarında proje danışmanımız Yavuz Hakan Tok da böyle bir projeyle geldi. Ama ben başlangıçta çok korktum. Çünkü 86 yıllık bir firma olarak müzik dünyası bizi tanıyor ama sinema dünyasına sıfırdan gittiğimde nasıl yaklaşacaklarını bilemedim. Hem kimisi sadece oyuncu kimliğiyle tanınmak istiyor olabilirdi. Fakat korktuğum gibi olmadı. Aslında aklımızda başka isimler de vardı Fatma Girik, Öztürk Serengil gibi ama bazı nedenlerle olamadı. Eminim ki bu projede yer almak istemeyen bazı sanatçılarımız albümü görünce sonraki projede yer almak isteyecektir.

Yekta Kopan’dan beşi bir yerde
“Bir de Baktım Yoksun” ile 2010 Milliyet Haldun Taner Öykü Ödülü’nü de kazanan Yekta Kopan’ı tebrik bahanesiyle dürtüp son zamanlardaki ‘beşi bir yerde’sini ele geçirdim.
1.AntonyThe Johnsons – Swanlights
Antony Hegarty ile Björk düeti demek yeterli olacak ama albüm bu özel buluşmadan ötesini vaat ediyor. Votka içerken uzun uzun bakılan siyah-beyaz bir fotoğraf gibi…
2.Robert Plant – Band of Joy
Plant’ten, Led Zeppelin öncesine bir saygı duruşu. Çöl manzarasında sağlam “cover”lar… Low cover’larına, özellikle “Silver Rider”a dikkat.
3.Villagers – Becoming a Jackal
İrlanda’dan bir rüzgâr. “Becoming a Jackal” her dinleyeni avucunun içine alacak güçte bir müzikal akışa ve sözlere sahip.
4.Karen Elson – The Ghost Who Walks
“Jack White’in karısı, üstelik albümde kocasının da parmağı var,” dediklerinde merakla aldık. Bir de baktık ki şarkılarda medeni hal torpilinden çok daha fazlası var.
5.The Beatles - A Hard Days Night
60’lı yıllardan beri değişmeyen soru sorulduğunda aklıma düştü bu albüm: “Peki ama senin Beatles kahramanın kim?” Arada bir The Beatles dinleyip bu soruyu sormalı zaten

Nardis’teki Hiçkimseler
Flüt ve saksofonist Serdar Barçın, piyanist Çağrı Sertel ve basçı Alp Ersönmez memleket müzik ortamının üç güzel adamı. Öyle bir denk geldi ki, caz-füzyon ağırlıklı ilk solo albümlerini yayınlamadan önce, güçlerini birleştirip Hiçkimseler adlı bir üçlü kurdular. Hiçkimseler’in Weather Report’a kadar yolu var, ama ilk konserde Serdar Barçın’ın ‘Barbun’, Çağrı Sertel’in ‘Newborn’ ve Alp Ersönmez’in ‘Yazısız’ albümlerini seslendirecekler.
2 Kasım Salı, 22.00 Nardis Jazz Club