Egilmez Açiklamasi 'Türk Karsiti Güçler Hep Kaybetmistir'

Hunlardan günümüze Türk tarihinin yüzlerce defa iktidar mücadelelerine sahne oldugunu ve bu mücadelelerin sonunda dogal olarak bir tarafin kazandigini, bir tarafin da kaybettigini belirten Asilsiz Soykirim Iddialariyla Mücadele Dernegi Baskani Savas Egilmez, “Türk tarihinde iktidar için verilen büyük ugraslarin sebepleri ve taraflarin kullandiklari yöntemler için birçok madde siralayabiliriz. Ama bu iktidar mücadelelerinde ayni yöntemi kullanan bazilari, mücadele sonunda büyük bir hayal kirikligi yasamislardir. Büyük bir hüsrana ugrayip, itibarlarini, servetlerini, ailelerini hatta zaman zaman hayatlarini kaybeden iktidar namzetlerinin ibret verici ortak bir noktalari vardir. Binlerce yillik Türk tarihi içerisinde söyleyecegimiz sart ve durum içerisinde olan iktidar taliplilerinin basarili oldugu tek bir örnek bile yoktur” seklinde konustu.

Bu ortak özelligin ve ibret verici gerçegin manidar oldugunu vurgulayan Egilmez, "Bu hep kaybetmis olanlarin iktidari ele geçirmek ugruna, yönetmeye talip olduklari devletin ve milletin içerideki ve disaridaki düsmanlariyla muhtelif seviyelerde is birligi içerisinde olmalari seklinde ifade edebiliriz. Üstelik bu gerçeklik, Türk tarihi içerisinde sadece sinirli periyotlar için geçerli degildir. Bahsettigimiz durum hem Islam öncesi hem de Islami dönem Türk tarihinin tümünü kapsamaktadir" dedi.



"Türklerin bilge kaganlari, uyarilarini taslara yazdirdi"

Büyük Hun Devleti’nde kardesi Çiçi Kagan’a karsi taht mücadelesine giren Hohanyeh, milattan önce 51 yilinda Hun Türklerinin en büyük düsmani Çin destegini almak için Çin imparatorunun himayesine girdigini hatirlatan Asilsiz Soykirim Iddialariyla Mücadele Dernegi Baskani Savas Egilmez, konusmasina söyle devam etti:

“Sonuçta Çin Seddi’nin disina yerlestirilmis ve bir anlamda Çin topraklarini Türk saldirilarina karsi koruyan bir komutan pozisyonuna düsmüstür. Baska bir örnek de Türk tarihinin en önemli devletlerinden biri olan Göktürk Devleti’nden verebiliriz. 580’li yillarda Isbara ve Apa Kagan arasinda siddetli bir taht mücadelesi baslamis, Isbara, Çin destegini alarak tahti ele geçirmek istemisse de basarili olamamis ve 587 yilinda hayatindan olmustur. Benzer durumlarin Türkler arasindaki olumsuz etkileri o kadar yogun hissedilmistir ki, Türklerin bilge kaganlari uyarilarini taslara yazdirmistir. Göktürklerden günümüze kadar gelen Orhun Abideleri’nde, disaridaki düsmanla ya da onlarin içerideki taseronlariyla is birliginin Türk milleti açisindan yikici etkilerine dikkat çekilmistir. Göktürk Devleti’nin bölünüp 50 yil süren fetret devrini yasamasinda etkili olan sebeplerden biri de iktidari ele geçirmek ugruna Çin destegini alan Türk beylerinin isyanlari olmustur."

Taht için mücadelelerde dis destek arayislari

Ayni durumlarin benzerleri Türk-Islam kültür ve medeniyetini tesis eden ve bir anlamda dünya tarihini degistiren Büyük Selçuklu Devleti’nde de yasandigini anlatan Egilmez, “Selçuklularin en kudretli bey ve komutanlarindan biri olan Ibrahim Yinal, anne bir kardesi Sultan Tugrul’a karsi taht kavgasina girismistir. Ibrahim Yinal bu girisiminde türlü yollari mübah görerek, Selçuklularin en büyük düsmanlarindan biri olan Fatimilerin destegini almistir. Fakat hayallerine ulasamayarak trajik bir son yasamis, hatta canindan olmustur. Ibrahim Yinal bu yaptiklariyla devletin kurulusuna olan katkilarini unutturmus, asirlar öncesinden günümüze kadar isyankârligi ile anilmistir. Dünya tarihinin en güçlü devletlerinden biri olan Osmanli Devleti’nde de çok defa taht için mücadeleler yasanmis ve taraflarin bazilari dis güçlerden de destek almistir. Örnegin 1402 yilinda Ankara Savasi’nda, Osmanli Hükümdari Yildirim Bayezid, Timur karsisinda yenilmis, esir düsmüs ve bir süre sonra da hayatini kaybetmistir. Bu elim olaylardan sonra ogullari arasinda taht kavgalari baslamis ve Osmanli Devleti Fetret Devri’ne girmistir. Bu mücadele de ogullardan Çelebi Süleyman Bizans ile anlasmis ve sonuçta basarisiz olup hayatini kaybetmistir” diye konustu.



“Hiçbir plan basarili olmadi”

Türk tarihi boyunca iktidar mücadeleleri yasandigini ve bu mücadele içerisinde bulunan bazi aktörler çözümü dis güçler ve onlarin baglantilarinda aradigini ifade eden Egilmez, “Fakat bu yola basvuranlardan biri dahi basarili olamamis ve büyük trajediler yasamislardir. En son PKK/YPG terörü örgütü ve Fetullahçi terör örgütü de dis güçlerin masasi olarak ülkemizin birligini ve bütünlügünü bozup, yönetimi degistirmek üzere yillarca hazirlanmis fakat büyük bir hüsrana ugramistir. Yüzlerce yil öncesinden günümüze kadar Türk kültür ve siyasi tarihini inceleyip analiz ettigimizde, Türk milleti adina veya üzerine yapilacak planlarin basariya ulasabilmesinin ön sartinin Türkleri çok iyi tanimak oldugu ortaya çikmaktadir. Tarih açik ve net olarak Türklerin, ülkeleri üzerinde hesabi olan dis güçlere veya onlarin taseronlarina yaslanan kisi ve gruplari desteklemedigini onlara, yürümek istedikleri yolu açmadigini hayalini kurduklari hedefe ulasmalarina izin vermedigini göstermektedir. Sunu çok net olarak ifade edebiliriz ki, bu cografyada Türklerin milli ve kültürel degerlerine ragmen sosyal, siyasal, kültürel, ekonomik, dis politika veya baska bir alan üzerinde herhangi bir planin basariya ulasmasi mümkün degildir” dedi.