Selçuk Üniversitesinde 'Milli Iradeye Darbe - 28 Subat' Konulu Söylesi Yapildi

Selçuk Üniversitesi ev sahipliginde düzenlenen “Milli Iradeye Darbe 28 Subat” konulu söylesi Cumhurbaskanligi Yüksek Istisare Kurulu (YIK) Baskan Vekili, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) 27. Dönem Baskani Ismail Kahraman, 26. 27. Dönem Milletvekili Ahmet Sorgun ve 23. Dönem Konya Milletvekili Hüsnü Tuna’nin katilimiyla gerçeklestirildi.

Selçuk Üniversitesinde 'Milli Iradeye Darbe - 28 Subat' Konulu Söylesi Yapildi
Selçuk Üniversitesi, Milli Türk Talebe Birligi, Hukuki Arastirmalar Dernegi, Birlik Vakfi, Hukuki Atilim ve Tecrübe Toplulugu ortakligiyla düzenlenen “Milli Iradeye Darbe - 28 Subat” konulu söylesisi Sultan Alparslan Kültür Merkezi 30 Agustos Salonu’nda gerçeklestirildi.



"28 Subat süreci ülkemiz için hem bir sinav hem de bir uyanis noktasi olmustur"

Programin açilis konusmasini yapan Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Aksoy, “Tarihimizde iz birakan, toplumsal, siyasal ve kültürel anlamda derin etkileri olan 28 Subat süreci ülkemiz için hem bir sinav hem de bir uyanis noktasi olmustur. Bu süreçte yasananlar, toplumumuzun farkli kesimlerinde derin izler birakmis, birçok insanin yasamini bastan sona etkilemis; demokrasiye, insan haklarina ve özgürlüklere yönelik birçok zorlugu beraberinde getirmistir. Bugün Türk demokrasi tarihinde kara bir leke olarak anilan 28 Subat; milli iradenin yok sayildigi, özgürlüklerin kisitlandigi ve vesayet gölgesinin ortaya çiktigi bir sürecin baslangiciydi. Bu baglamda bu programda, 28 Subat’in karanlik gölgesini bir kez daha hatirlamak ve milli iradeye kasteden bu utanç verici olaya karsi ortak bir bilinç olusturmak için bir araya geldik. Elbette 28 Subat sürecini benim de ailemde ve hayatimda yakindan yasamis insanlar oldu. Anadolu Üniversitesi sinavina basörtülü bir ögrenciyi aldigim için 2 sene yasakli listesine girdim ve yasakli listesinde oldugumdan 2 sene görev verilmedi. Bugün Selçuk Üniversitesi akademisyenleri, üniversiteler arasi kurul temsilcileri, dekanlar, rektör danismanlari ve ülkemiz rektörleriyle birlikte hem basörtüsünün hem de öbür tarafta belirli seviyede aydin gözüken ama zihniyeti örümceklesmis insanlarin engellemelerine ragmen gerçek anlamda demokrasiyi ortaya çikartan bir üniversite ve bir toplum olduk. Buna vesile olan dünya lideri Cumhurbaskanimiz Recep Tayyip Erdogan’a ne kadar tesekkür etsek azdir. Ümit ediyoruz ki bir daha bu dönemler yasanmaz” ifadelerini kullandi.

Vali Vahdettin Özkan, “Insanin tabiatinda var olan en kuvvetli duygulardan birisi etkili olma duygusu. Bazi büyüklerimiz buna saltanat meftunu der. Maalesef bu toplumsal düzeni saglamakla görevli olan vazifeliler, bu saltanat hissiyatina zaman zaman maglup olarak bir toplum mühendisligine soyunabiliyorlar. Bu tarihin her döneminde olmustur. 28 Subat’ta böyle bir konjonktür. Esasen kendisine kamu görevi iktisadi vazifesi verilmis, milletin iradesi tarafindan vazifelendirilmis ve millete hizmetkar olmasi gereken kurumlar veya kisiler bu hissiyatlarina maglup olarak, saltanat meftunlugunu esas alarak kendince bir tavir, bir tutum gelistirmislerdir. Bu da hem hukuk hem de toplumsal düzeni yüksek derecede riske maruz birakmistir. Insallah bir daha 28 Subat misali bu saltanat meftunlariyla, bu küresel belli mahfillerin masasi hükmüne geçen insanlarla, kurumlarla karsilasmayiz ve bunun defedilmesi yönünde de bu söylesinin bir vesile olmasini temenni ediyorum” diye konustu.



"28 Subat’i hem kat sayi hem kilik kiyafet zulmüne maruz kalan çocuklarin velileri olarak iliklerimize kadar yasadik"

Açilis konusmalarinin ardindan HUDER Konya Sube Baskani Avukat Levent Babacan moderatörlügünde “Milli Iradeye Darbe - 28 Subat” konulu söylesiye geçildi.

28 Subat darbe sürecinin unutulmamasi gerektiginin altini çizen 26. ve 27. dönem Milletvekili Ahmet Sorgun, “1980 darbesini üniversite son sinif ögrencisiyken yasadim. 28 Subat’i hem kat sayi hem kilik kiyafet zulmüne maruz kalan çocuklarin velileri olarak iliklerimize kadar yasadik. Darbelerin gerekçelerinden birincisi, bütün darbeler millet iradesine karsi ve demokrasiye karsi yapilir ama hep millet için ve demokrasi için yapildigi söylenir ki hemen darbeden sonra meshur bir bildiri okunur. Orada da memleketi kurtarmak için, demokrasiyi kurtarmak için yapildigi anlatilir. Ikincisi, bütün darbeler mutlaka bir dis destek ile yapilir. Dis destek olmadan asla darbe yapilmaz. Üçüncüsü, bütün darbelerden önce darbeye hakli gösterecek ortamlar olusturulmustur. Evet, darbenin kazananlari ve kaybedenleri var. Her zaman darbelerin kazananlari darbeciler, kaybedenleri millet oldu. Ancak bir tek istisna: 15 Temmuz. Elhamdülillah, onun kazanani millet oldu” dedi.

Türkiye’de yasanan tüm darbelerin bir öncekiyle baglantili oldugunu söyleyen 23. Dönem Konya Milletvekili Hüsnü Tuna, darbecilerin 1980 sonrasini dizayn etmek için bir anayasa çikardiklarini belirterek o dönemde askerlerin çogunlukta oldugu siyasi partilere agirlik verdigini ve toplumda itibar kazanmalari için propaganda çalismalari yaptiklarini ifade etti.

Üniversitelerde yasanan hak ihlallerine de deginen Tuna, 1986 yili Aralik ayinda Kenan Evren’in Baskanligini yaptigi Yüksekögretim Kurulu toplantisinda, Türkiye’de ilk kez kiyafet yasaginin uygulamaya konuldugunu söyledi.

28 Subat’in sadece kilik kiyafet sorunu olarak algilanmamasi gerektigini de ifade eden Tuna, 28 Subat darbecilerinin asil hedefinde Müslümanlarin ve iç tehdit olarak görülen irticai gruplarin oldugunu belirtti.



"Gelisme oldugu anda önümüz kesiliyor"

28 Subat’in Türkiye’nin büyümesinin engellenmesi için yapildigini belirten Cumhurbaskanligi Yüksek Istisare Kurulu Baskan Vekili, TBMM 27. Dönem Baskani Ismail Kahraman, “Cumhuriyet döneminde bir üniversite vardi. 1960 darbesi döneminde üniversiteye basladim, 7 üniversite oldu. Su an 209 üniversitemiz bulunuyor. Gelisme oldugu anda önümüz kesiliyor. ‘Hürriyet getirecegiz, Türkiye’yi gelistirecegiz.’ söylemlerinin hepsi birer ameliyat, hiçbir ameliyat iyi degildir. Çünkü bir ameliyat ne kadar basarili olursa olsun, iz birakir. Hiçbir darbe de iyi degildir. Darbelerin yükünü çok çektik. Darbe ile ihtilali bir tutarlar. Oysa degildir, bu iki kavramin iyi anlasilmasi gerekiyor. Ihtilal bir sistemi sosyal, ekonomik ve siyasi yönüyle degistirmektir, darbe ise bastaki hükümeti indirmek, yerine geçmektir. 27 Mayis darbesini yapanlar da ihtilal derler, çünkü biraz daha sempatik gelir de ondan.” ifadelerini kaydetti.

Darbelerin sosyal, ekonomik, siyasal ve manevi hayata olumsuz etkileri oldugunu söyleyen Kahraman, “Cumhurbaskanimiz olmasaydi Ayasofya açilamazdi, birakmazlardi. Yüzyilda bir böyle bir adam gelir, kiymetini bilelim, ötelemeyelim. Mesele 31 Mart Türkiye için seçim degil, bütün dünya içindir” dedi.

Programin sonunda Rektör Prof. Dr. Aksoy, Cumhurbaskanligi Yüksek Istisare Kurulu Baskan Vekili, TBMM 27. Dönem Baskani Ismail Kahraman’a, 26. 27. Dönem Konya Milletvekili Ahmet Sorgun’a ve 23. Dönem Konya Milletvekili Hüsnü Tuna’ya hediye takdiminde bulundu. Söylesiye Konya Valisi Vahdettin Özkan, Cumhuriyet Bassavcisi Halil Inal, Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Aksoy, Konya Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Nuri Çelik, SÜ Rektör Yardimcilari Prof. Dr. Emrullah Eken, Prof. Dr. Ilhan Çiftci, Genel Sekreter Prof. Dr. Kamil Besoluk, HU-DER Konya Sube Baskani Av. Levent Babacan, protokol üyeleri, akademisyenler ve ögrenciler katildi.

Kaynak: İHA