'Bagisikligi Düsük Kisiler Verem Riski Altinda'
Türkiye’de ‘ince hastalik’ adiyla da bilinen tüberkülozun, solunum yoluyla kolayca bulasabildigini söyleyen Gögüs Hastaliklari Uzmani Dr. Huri Özkan Yilmaz, “Tüberküloz veya halk arasinda bilinen adiyla verem hastaligi, sinsice ilerleyen ve dünyada hala en çok ölüme sebep olan hastaliktan biri olarak biliniyor. Tüberküloz kisinin bagisikliginin en zayif anini kolluyor ve hastalik ortaya çikiyor” dedi.
“Tüberküloz kisinin bagisikliginin en zayif anini kolluyor ve hastalik ortaya çikiyor”
‘Ince hastalik’ adiyla da bilinen tüberkülozun, solunum yoluyla kolayca bulasabildigini dile getiren Uzm. Dr. Yilmaz, “Tüberküloz veya halk arasinda bilinen adiyla verem hastaligi, sinsice ilerleyen ve dünyada hala en çok ölüme sebep olan hastaliktan biri olarak biliniyor. Tüberküloz kisinin bagisikliginin en zayif anini kolluyor ve hastalik ortaya çikiyor. Bu yüzden güçlü bir bagisiklik sistemine sahip olmak birçok hastalikta oldugu gibi verem hastaligini da kolayca atlatmamiza imkan sagliyor” ifadelerine yer verdi.
“Herkes tüberküloz mikrobuna maruz kalabilir”
Uzm. Dr. Huri Özkan Yilmaz, “Aslinda toplum içerisinde her insan bir sekilde tüberküloz bakterisine maruz kalmaktadir ama herkes hasta olmamaktadir. Enfeksiyonun vücutta olmasi ve hasta olmak farkli durumlardir. Enfekte olmak tüberküloz mikrobunu solunum yoluyla almaktir. Hasta olmak ise solunum yoluyla alinan mikrobun vücutta hastalik yapmasidir” seklinde konustu.
“Uzun süren öksürük belirtiler arasindadir“
Tüberkülozun çok sinsi bir sekilde ilerleyebildigini ve aylar boyunca belirtilerinin anlasilamayabileceginin altini çizen Uzm. Dr. Yilmaz, “Belirtiler arasinda öksürük, halsizlik, kilo kaybi, ates, gece terlemeleri ve gögüs agrisi bulunuyor. Birçok kisi verem mikrobunu tasiyabilir ancak aktif bir hastalik gelistirmeyebilir. Bu duruma latent verem denir” ifadelerini kullandi.
“Bagisikligi düsük kisiler risk altinda”
Bagisiklik sistemi zayif olan kisilerin, özellikle HIV/AIDS gibi durumlar nedeniyle, vereme daha duyarli olabildiklerini ifade eden Uzm. Dr. Yilmaz, su ifadelere yer verdi:
“Verem bulasiciligi genellikle uzun süreli ve yakin temas sonucunda ortaya çikar. Ayni evi paylasan, ayni is yerinde çalisan veya ayni sosyal çevrede bulunan kisiler arasinda bulasma riski artabilir. En yaygin bulasma yolu, hasta bir kisinin öksürmesi, hapsirmasi veya konusmasi sirasinda ortama saçilan mikroplarin solunmasidir. Verem, havadaki mikroskobik damlaciklar içinde bulunan bakterilerle bulasabilir. Bu damlaciklar, bir hasta kisinin öksürmesi veya hapsirmasi sirasinda ortaya çikar. Bagisiklik sistemi zayif olan kisiler, özellikle HIV/AIDS gibi durumlar nedeniyle, vereme daha duyarli olabilirler. Latent veremli kisiler genellikle hastaligi bulastirmazlar, ancak hastalik aktiflesirse bulasici hale gelebilirler.”
“Hastalar sürekli takip edilmelidir”
Tedavi süreci boyunca hastalarin düzenli olarak saglik uzmanlari tarafindan izlendigini ve ilaçlarin düzenli olarak kullanilmasi gerektigine dikkat çeken Yilmaz, “Verem hastaliginin tedavisi, genellikle antibiyotik ilaçlarla gerçeklestirilir. Temel tedavi genellikle bir kombinasyon tedavisidir ve birkaç antibiyotik ilacin bir arada kullanilmasini içerir. Tedavi de önemli noktalardan biri, verem tedavisinin düzenli bir sekilde tamamlanmasinin önemidir. Tedaviye erken baslamak ve ilaçlari düzenli olarak kullanmak, hastaligin tamamen iyilesmesini ve bulasiciligin azaltilmasini saglar. Verem, tüberkülin cilt testi gibi tani yöntemleri kullanilarak teshis edilebilir. Tedavi genellikle antibiyotiklerle yapilir ve uzun bir süreç gerektirebilir. Verem, dünya genelinde önemli bir halk sagligi sorunudur ve kontrol altina alinmasi için küresel çabalar devam etmektedir. Asilar, egitim programlari ve erken teshis gibi stratejiler, veremle mücadelede kullanilan önemli araçlardir” diye konustu.