Hepatit Hastalarinda Farkindalik Orani Yüzde 12

Ankara Bilkent Sehir Hastanesi Enfeksiyon Hastaliklari ve Klinik Mikrobiyoloji Klinigi Idari ve Egitim Sorumlusu Prof. Dr. Rahmet Güner, eriskin hasta grubunda erisilemeyen önemli bir saglik bir problemi olarak Hepatit B ve C’nin devam ettigini belirterek, “Yapilan çalismalarda hastalarin farkindalik orani yüzde 12 olarak bildiriliyor. Sadece yüzde 10 kadari hastaliginin farkinda” dedi.

Ankara Bilkent Sehir Hastanesi Idari Bina Konferans Salonu’nda 28 Temmuz Dünya Hepatit Günü nedeniyle bir farkindalik etkinligi düzenlendi.

Etkinlige Ankara Bilkent Sehir Hastanesi Koordinatör Bashekim Aziz Ahmet Surel, Ankara Il Saglik Müdürü Ali Niyazi Kurtcebe, Ankara Bilkent Sehir Hastanesi Enfeksiyon Hastaliklari ve Klinik Mikrobiyoloji Klinigi Idari ve Egitim Sorumlusu Rahmet Güner, Ankara Bilkent Sehir Hastanesi Gastroenteroloji Klinigi Hekimi Derya Ari’nin yani sira çok sayida hekim ve saglik görevlisi katildi.



“AIDS’ten yüzlerce kat daha fazla yayilma potansiyeli var”

Ankara Bilkent Sehir Hastanesi Koordinatör Bashekim Aziz Ahmet Surel yaptigi açilis konusmasinda, hepatitin görülmeyen ve farkinda olunmayan bir konu oldugunun altini çizerek, “Bir gün hiç hesapta yokken babamin Hepatit B geçirdigini gördük. ‘Ne oldu baba?’ derken daha önce hiç gitmedigi bir berbere gittigini ögrendik. Allah’a sükür geçirdi, hiçbir seyi kalmadi. Ama çevremizde çok yaygin olan bir hastalik bu. AIDS’ten hepimizin tir tir titredigi bir zamanda AIDS’ten yüzlerce kat daha fazla yayilma potansiyeli olan, bulas yollari daha fazla olan, toplumda görünmez bir dev olan hepatitlerle ilgili özellikle risk grubu olan bizlerin uyanik olmasi gerektigini hatirlamamiz gerekiyor. Çevremize de bu farkindaligi vermemiz gerekiyor” ifadelerine yer verdi.

“Hepatit unuttugumuz hastaliklarin arasina girmis gibi gözüküyor”

Ankara Il Saglik Müdürü Ali Niyazi Kurtcebe ise hepatitlerin bulasici hastaliklarin önemli ve büyük bir kolu oldugunu belirterek, “Ögrencilik yillarimizdan beri hep korktugumuz ama iç içe olmak zorunda oldugumuz bir durum. Bizim ögrenciligimiz döneminde asilar çok yaygin degildi. Son yillarda Saglik Bakanligimizin asi takvimlerinde A ve B hepatitleri yer almakta. Covid-19 ile birlikte bazi seyleri unuttuk. Hepatit de unuttugumuz hastaliklarin arasina girmis gibi gözüküyor. Artik çok sükür ki Covid-19 pandemisinden büyük ölçüde kurtulduk. Artik eski hastaliklarimiza geri dönecegiz gibi görünüyor. Bunlarda önemli olan seyler tedbir, dikkat, korunma yöntemi ve olmazsa olmaz asilar” dedi.

Ankara Bilkent Sehir Hastanesi Enfeksiyon Hastaliklari ve Klinik Mikrobiyoloji Klinigi Idari ve Egitim Sorumlusu Rahmet Güner etkinlikte "Dünyada ve Ülkemizde Kronik Hepatitlerin Durumu, Tedavi ve Türkiye Viral Hepatit Önleme ve Kontrol Programi" baslikli bir sunum yapti.

“Erisimin kisitliliginin yani sira tedavide çok ciddi yollar kat edildigini biliyoruz”

Güner, viral hepatitlerin sessiz ve sinsi olduguna dikkati çekerek, “Siroza, kanser evresine kadar hiçbir bulgu vermeden hastayi karsimiza getirebiliyor. Yaklasik 325 milyon kisinin hepatitten etkilendigi, bunlarin birçogunun da tedavi erisiminin kisitli oldugunu biliyoruz. Erisimin kisitliliginin yani sira tedavide çok ciddi yollar katedildigini biliyoruz. Asilamada da Hepatit A ve B’de asilamayla korunabilir durumdayiz. Bu baglamda Dünya Saglik Örgütü bir eliminasyon programi baslatti. Bu programa göre 2030 yilina hepatit hastalarinin yüzde 90’inin tanisini almis olmasi ve yüzde 80’inin tedaviye erismis olmasi, bu hastaliga bagli ölümlerin de yüzde 65’inin önlenmis olmasi gibi hedefle yola çikarak ülkelerden buna yönelik planlarini olusturmasini istedi” degerlendirmesini yapti.

“Hepatit B virüsle karsilasilma oranina baktigimiz zaman 18 yasin üstünde her üç kisiden biri”

Türkiye’nin epidemiyolojisinde yüzde 4 oraninda HBS antijen pozitifligi oldugu bilgisini veren Güner, “Genel olarak Hepatit B virüsle karsilasilma oranina baktigimiz zaman 18 yasin üstünde her üç kisiden biri. Güncel verilerimiz su anda böyle. Bir de bölgeler arasinda ciddi farkliliklar var. Hepatit C açisindan bakildiginda yapilan çalismalarda farkli oran var. Binde 5 ila yüzde 1 arasinda pozitifligin oldugunu söyleyebiliriz. Büyük bir oranda anlamini yitirmekle beraber ülkemiz Genotip 1B ülkesi” diye konustu.



“1998 yilinda Hepatit B asisi rutin çocukluk çagi asilamalarina girmisti”

Türkiye’nin asilamada iyi bir noktada olduguna vurgu yapan Güner, söyle devam etti:

“1998 yilinda Hepatit B asisi, rutin çocukluk çagi asilamalarina girmis durumda. Hepatit A asisi ise 2012 yilinda girdi. Kan donörlerinde nükleik asit testi ile bu hastaliklarin testinin yapilmasi 2014 yilinda yayginlastirildi. Sürveyans sistemimiz ise 2004 yilinda güçlendirildi ki buna yönelik yeni bir güçlendirme çalismasi da sürüyor. Bu dört önemli adima 2018 yilinda çok daha büyük bir adim eklendi. Dünya Saglik Örgütü’nün bu eliminasyon programina imza atan ülkelerden biri olan ülkemiz, ayni zamanda 2018 yilinda Saglik Bakanimiz Fahrettin Koca’nin önderlik ettigi Viral Hepatit Önleme ve Kontrol Programi’ni yayimladi. Bu hakikaten ‘ülkemiz açisindan sikintili noktalara nasil çözüm bulmaliyiz’ konusunu derleyen, 8 stratejinin toparlandigi önemli bir program olarak hayatimiza girdi. Tüm illerimize duyuruldu. Neler yapilacagi çok net bir sekilde ortaya konuldu. Bu baglamda farkindalik ve korunma, yüksek riskli gruplarimiz neler, hangi gruplarimizda bu hastaligin görülme orani daha yüksek, hangi gruplara daha fazla yönelmeliyiz, sürveyans ve tarama çalismalari hangi gruplarda yapilirsa mikro eliminasyondan makro eliminasyona gidilir, Türkiye’de tedaviye erisilebilirlik ne durumda ve olmazsa olmazimiz multidisipliner yaklasimin ne konularda iyilestirilebileceginin cevaplari arandi ve bunlar strateji olarak belirlendi.”

“Hastalarin farkindalik orani yüzde 12 olarak bildiriliyor”

Eriskin hasta grubunda erisilemeyen önemli bir saglik problemi olarak Hepatit B ve C’nin devam ettigini kaydeden Güner, “Yapilan çalismalarda hastalarin farkindalik orani yüzde 12 olarak bildiriliyor. Sadece yüzde 10 kadari hastaliginin farkinda. Hepatit C’de de büyük oranda hastaliginin farkinda olmayan hastalarla karsilasiyoruz. Bu amaçla bizler de farkindaligin artirilmasina yönelik ülkemizin Saglik Bakanligi politikasinda da belirtildigi gibi birtakim çalismalar planladik. Bunu hekim gruplarinda yaptik, hem de halka yönelik yaptik” diye konustu.

Amaçlarinin hepatitsiz bir Türkiye oldugunu dile getiren Güner, “Amacimiz, bu hastaliktan zarar gören hastalarimizin engellenmesi, tedaviye erisiminin saglanmasi, yeni neslin asiyla korunmasinin saglanmasi” degerlendirmesini yapti.

Ankara Bilkent Sehir Hastanesi Gastroenteroloji Klinigi Hekimi Derya Ari ise "Tedavide Gecikmenin Maliyeti ve Saglik Sistemine Yükü" baslikli sunum yapti.

“Her 20 kisiden birinin bir hepatit ile enfekte oldugunu görüyoruz”

Ari, sunumunda viral hepatitlerin tedavi edilmedigi ya da tedavide geç kalindigi durumda ortaya çikacak en önemli saglik sorununun siroz oldugunu belirterek, “Siroz ileri evre kronik karaciger hastaligidir. En sik nedeni viral hepatitler, alkol kullanimi ve yagli karacigerdir. Dünyada yaklasik 250 milyon Hepatit B hastasi, yaklasik 70 milyon da Hepatit C hastasi vardir. Ülkemizde ise yüzde 4 civarinda Hepatit B, yüzde 0,5 ila yüzde 1 arasinda Hepatit C görüyoruz. Bu da bize her 20 kisiden birinin bir hepatit ile enfekte oldugunu görüyoruz” dedi.



“Kronik hepatitler ve HCC erkeklerde daha sik görülüyor”

Sirozun is gücü ve ekonomik kayip olusturdugunu ifade eden Ari, “Dünyadaki ölüm siralamasina baktigimizda da 16. sirada. Kronik hepatitler ve hepatoselüler karsinom (HCC) erkeklerde daha sik görülüyor. Bu nedenle siroz erkeklerde 9. siradayken, kadinlarda 20. sirada. 2019’daki siroz sikligina baktigimizda yüz bin kiside bin 500 olarak görüyoruz. Bunun 395’i giris asamayken 133’ü ileri evre. Ileri evre siroz hastalarinda varis kanamasi, asit, bilinç bulanikligi görülüyor. Bu grup hastalarin daha fazla hastaneye yatisi, daha fazla yogun bakima yatisi, daha fazla karaciger nakli ve daha fazla karaciger kanseri görülme oraninin yüksek oldugunu gösteriyor” diye konustu.



“Toplumdaki sirozun yüzde 69’u erkeklerde gelisiyor”

Ari, 8 milyar insandan 122 milyon kisinin siroz hastasi oldugu bilgisini vererek, “Türkiye’deki nüfusa baktigimizda 85 milyonun 1 milyon 300 bini siroz. 110 bin de ileri evre siroz hastamizin oldugunu düsünüyoruz. 2019’da Dünya Saglik Örgütü, Engellilige Ayarlanmis Yasam Yili (DALY) olan bir parametre kullanmaya basladi.

Bu erken ölüm nedeni ile kaybedilen yasam yillari ile engelli olarak geçen yillarin toplami. Yani DALY ne kadar yüksekse halk sagligi üzerindeki yük o kadar yüksek. Yapilan çalismalarda siroz için 100 bin nüfus basina 560. Erkekler için bu oran 783’ken kadinlar için 344. Bu bize sunu gösteriyor: Toplumdaki sirozun yüzde 69’u erkeklerde gelisiyor” ifadelerini kullandi.

“Amerika’daki siroz harcamalari 2007’den 2014’e kadar yüzde 30 artis gösterdi”

TÜIK verilerine göre 2021’de 354 milyar liralik saglik harcamasi oldugunu hatirlatan Ari, “Bir yil içinde bunun yüzde 41 arttigini görüyoruz. Saglik harcamalarinin yüzde 80’i genel devlet bütçesinden karsilaniyor. Bu da gayri safi yurt içi hasilanin yüzde 5’ine denk. Yurt disina baktigimizda Amerika’daki siroz harcamalari 2007’den 2014’e kadar yüzde 30 artis göstermis. Bunun nedenini arastirdiklarinda sirozun üç kat, HCC’nin ise 10 kat arttigi izlenmis. Bunun kisi basi maliyetlerine baktiklarinda yillik kisi basi maliyeti bin 600 dolarken, Avrupa Birligi’nde bu oran 350 ila bin 100 avro arasinda degismektedir. Toplam yillik maliyetlere bakildiginda ise kronik karaciger hastaliklarinda oran 10 bin 500 avro iken, sirozda 20 bin avro, HCC’de 26 bin avro. Eger bu hastalarda nakil yapilirsa bu oran 65 bin avroya kadar çikiyor” degerlendirmesini yapti.

Etkinlik konusmalarin ve sunumlarin ardindan müzik dinletisi ile sona erdi.
Kaynak: İHA