Türkiye Yüzyili'nda 15 Temmuz'un Anlami Konferansi

15 Temmuz destaninin 7’nci yilinda Emniyet Genel Müdürlügü Terörle Mücadele Eski Daire Baskani, 15 Temmuz Gazisi, Devlet Övünç Madalyasi Sahibi, Cumhurbaskani Basdanismani Turgut Aslan ve Emekli Kurmay Albay, Altinbas Üniversitesi Dr. Ögr. Üyesi Eray Güçlüer, Istanbul Yeni Yüzyil Üniversitesinin konugu oldu.

Türkiye Yüzyili'nda 15 Temmuz'un Anlami Konferansi


Moderatörlügünü Istanbul Yeni Yüzyil Üniversitesi Iktisadi ve Idari Bilimler Fakültesinden Ars. Gör. Safak Ece’nin yaptigi “Türkiye Yüzyili’nda 15 Temmuz’un Anlami” konulu çevrim içi konferansin açis konusmasini ise Rektör Prof. Dr. Yasar Hacisalihoglu yapti. Prof. Dr. Hacisalihoglu, yaptigi açis konusmasinda FETÖ’nün darbe girisiminin aslinda Türkiye’nin gelecegine konulmaya çalisilan bir ipotek oldugunun altini çizerek “Ne yasadigini niçin yasadigini ve nasil yasadigini bilen toplumlar için gelecek vardir. Sadece bilmekte yetmiyor, bütün bilinenleri bilinç düzeyine suur düzeyine tasiyabilmektir esas olan. Ben 15 Temmuz’da yasadiklarimizi 15 Temmuz bilinci olarak tarif ediyorum. O bilinç düzeyine tasimayi, o inanci, o direnci, o kararligi onun sürekliliginin esas alinmasi olarak görüyorum. Aslinda yasadigimiz sey bir ihanet sebekesinin cüret ettigi, o geceyi bir ser karanliga büründürmek istegiydi, ama arkasindaki asil etkenin, gücün kim oldugunu da iyi bilmek gerekir. Küresel sömürü ve terör baronlari ve emperyalizmin bu usaklari, bu piyonlari, Türkiye’nin istiklalini bagimsizligini hedef almislardir. Bu bitemeyen bir mücadele aslinda. En az yüz yil daha ötesine de götürebiliriz. Bu topraklardan bizi söküp atabilmek, bu topraklarin ahengini, uyumunu, is birligini, içeride bir iç cephede fitne fesat yaratabilmek ve Türkiye’nin gelecegine ipotek koyabilmek. Asil hedef buydu. Tüm terör örgütlerinin kuyruklarini birbirine baglayan ayni iradeydi. Türkiye’de o gece o parçalanmanin, kaosun ilk adimi atmis olacaklardi basaramadilar. Bu millet canini siper etti. 252 sehidimiz biz ölmeyelim diye canlarini verdiler. Sehadet serbetini içtiler. 2193 gazimiz var. Turgut Aslan baskanim da hedefti çünkü terörle mücadelenin basindaydi." ifadesini kullandi.

“Bu millet asla bagimsizligini, istiklalini, iradesini teslim etmeyecek”

Prof. Dr. Hacisalihoglu mücadelenin henüz sonuna gelinmedigini ifade ederek sözlerine söyle devam etti: “Bu mesele, bu mücadele sonlanmis degil. En ufak bir gaflet aninda, en ufak bir konudaki sogumada, bu mücadeledeki bir geri durma halinde, bilesiniz ki ihanet sebekesi biraktigi yerden yine ayni ihaneti yapmak üzere görev üstlenecek. Bugün içeride beli büyük ölçüde kirilmistir. Kriptolariyla hala mücadelemiz sürüyor, hiç kuskusuz onlari açiga çikarabilmek için her geçen gün yeni bir operasyon duyuyoruz. Ama onun küresel aginin da diri ve canli tutuldugu çok açik. Basta örgütün ele basi alçak himaye altinda. Dolayisiyla Türkiye’nin hala iç cephesine göz diktigi, her seçim döneminde ser hevesine kapilarak herhangi bir siyasi çizginin içine sizarak onunla iktidari kontrol edebilmek, yeniden biraktigi yerden ihanetine devam edebilmek ve bütün kurumlarda yine yerlesik hale gelebilmek için firsat kolladigi konusunda hiç kimsenin süphesi olmasin. Basaramadilar, basaramayacaklar. Bu millet asla bagimsizligini istiklalini iradesini bu alçak çeteye, onun arkasindaki terör aglarina, emperyalizme, sömürü baronlarina teslim etmeyecek."

“Unutulan ihanet tekrarlanir”

Prof. Dr. Hacisalihoglu, Srebrenitsa Soykirimi’nin da aci yil dönümüne isaret ederek sözlerini söyle noktaladi: “Oranin önderi Aliya Izzet Begoviç’in bir sözü vardi: ’Sakin ola unutmayin, unutulan soykirimlari tekrarlarlar.’ Ben oradan uyarlayarak diyorum ki unutulan ihanet de tekrarlanir.”

“Cennet annelerin ayaklarinin altindadir”

Emniyet Genel Müdürlügü Terörle Mücadele Eski Daire Baskani, 15 Temmuz Gazisi, Devlet Övünç Madalyasi Sahibi, Cumhurbaskani Basdanismani Turgut Aslan, Diyarbakir annelerinin önemine deginerek sunlari söyledi: “Ben Diyarbakir annelerini kurdum. Onlara ilginin az olmamasi lazim. Onlari Diyarbakir’da ziyaret etim. Cennet annelerin ayaklarinin altindadir, anneler çok kiymetlidir. “

“Bu ülkenin var olmasinda gazilerimizin önemli katkilari olmustur”

Aslan, yasadigi sürece deginerek sözlerine söyle devam etti: “Bütün hastaligim boyunca Cumhurbaskanimiz Sayin Recep Tayyip Erdogan ve esi Emine Erdogan her seyimle ilgilendiler; hastaneye de geldiler. Onlarin yaptirdigi sehir hastanelerinde tedavi oldum. Her zaman onlarla gurur duydum. Her yaptigim harekette daha iyi olacagim, kendimi daha iyi hissediyorum. Süreç içerisinde milletin destegini aldim o yüzden kendimi çok sansli hissediyorum. Gazilerimizi zaman zaman ariyorum, ihtiyaciniz var mi; benim yapacagim bir sey var mi diye soruyorum. Çünkü bu ülkenin var olmasinda onlarin önemli katkilari olmustur. Onlarin ihtiyaçlarini gidermek bizim boynumuzun borcudur, onlar bize emanettir.”

“Iç dinamiklerle olusmus bir hadise degildi”

Emekli Kurmay Albay ve Altinbas Üniversitesi Dr. Ögr. Üyesi Eray Güçlüer, FETÖ’nün tarihteki izlerine deginerek sunlari söyledi: “1966 yilinda Graham Fuller’in CIA’de Türkiye masasi sefi olarak atanmasiyla baslayan bir süreçtir. Fuller’in darbeden 1-2 ay kadar önce Türkiye’ye geldigi ve çesitli toplantilar yaptigini ögrendik, hazirlik vardi. O gece de Yunanistan’a uçan 2 helikopterde FETÖ’cü hainlerle birlikte kaçanlardan birinin de Fuller oldugunu biliyoruz. Hatta Sayin Cumhurbaskanimiza suikast için giden timin içinde de bu adam yer aliyordu. Iç dinamiklerle olusmus bir hadise degildi, 50 yildir içimize sizdirilan hainlerin, sonucunda dügmeye basilmasiyla harekete geçirildigi dis güdümlü, son derece kapsamli bir isgal girisimiydi ve tarihte esi benzeri yok.“

“Bu bir isgal girisimiydi, bu bir darbe girisimi degildi”

Dr. Ögr. Üyesi Güçlüer, terör örgütlerinin is birligi içerisinde çalistiklarina vurgu yaparak sözlerine söyle devam etti: “PKK ve FETÖ is birligi içerisinde çalisti. Sadece PKK ve FETÖ’de degil, tüm devletimize düsman unsurlar o gece birlik ve beraberlik içerisindeydiler. PKK’ya askerleri vurmayin, polislere saldirin, seklinde bir talimat vardi ve 1 hafta PKK buradaki isgal girisimin basarili olup olmayacagini izledi. Eger basarili olsaydi onlar da denkleme katilacaklardi. O gece Suriye ve Irak hattindaki FETÖ’cü sinir tugay kurmaylari Fettullah Gülen’den aldiklari talimat geregi sinir hattini bosalttilar, askerleri çektiler. Irak’ta, Suriye’de özellikle Suriye alanindaki Amerikan üslerine toplanan DEAS örgütleri o gece yurt içine aktarilacaklardi. Iskenderun’dan Silopi’ye kadar olan hattaki yerlesim yerlerinin içerisine atilacaklardi; bunun için hazirliklar yapildi. Eger basarili olsaydi bu girisim, bu teröristler içeride katliama baslarken, hemen sinirda bekleyen PKK’da DEAS ile mücadele ediyorum bahanesiyle yurt içine sokulacakti ki sinir açilmisti, sinir birlikleri mevzilerinden çekilmisti, bosluklar vardi. Istanbul’a bir kurtarilmis bölge olarak Vatikan benzeri bir yapi olusturulacakti. Türkiye’nin diger alanlari da yaklasik 25 eyalete bölünecekti. Bu bir isgal girisimiydi, bu bir darbe girisimi degildi. Büyük Atatürk’ün kurdugu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni üniter yapisiyla, halkiyla birlikte paramparça etmekti. Genellikle biliyorsunuz tarihte devlet vatandasina sahip çikar ama bu sefer vatandas devletine sahip çikti, milletimiz devletimize sahip çikti ve bu hainleri Cumhurbaskanimizin liderliginde bir kolektif sosyal hareketle bogdu, yok etti ve gereken cevabi verdi.”
Kaynak: İHA