Prof. Dr. Çagri Erhan Açiklamasi 'Darbe Ile Mücadele Için Önce Sivillerin Bilinçlenmesi Gerekiyor'
15 Temmuz hain darbe girisiminin yedinci yilinda Altinbas Üniversitesinde “Türkiye’de Darbelerin Engellenmesi ve Demokrasi Kültürünün Yayginlastirilmasi” paneli gerçeklestirildi. Demokrasi kültürünün yayginlastirilmasi konusunun ele alindigi panele, Altinbas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Çagri Erhan’in yani sira Uluslararasi Iliskiler Bölüm Baskani Prof. Dr. Serhat Erkmen, Sosyoloji Bölümü Ögretim Üyesi Dr. Eray Güçlüler ve Fenerbahçe Üniversitesi Ögretim Üyesi Doç. Dr. Efe Sivis katildi.

Erhan, 15 Temmuz’un digerlerinden farkli olarak sadece silahli kuvvetler mensuplarinin degil bir terör networkunun planlamasi olduguna dikkat çekti. “Devletin kilcal damarlarina sizmislar. Sadece ordunun egitimi ile bunu bertaraf edemeyiz. Bu sizmalar engellenmeli, sulandirilmamali, oldubitti denilmemeli. Ilerinin is adami, aydini, üniversite hocasi olacak çocuklara demokrasiyi iyi anlatmamiz lazim” dedi.
Dis müdahale ne kadar etkili?
Türkiye’deki darbelerin yurtdisi baglantilarina da deginen Erhan, “Rüsvetin belgesi olmayacagi gibi bunun da belgesi olmaz. Ancak bazi karinelerle baglantiyi tahmin edebiliriz. Kenan Evren, General Rogers ile görüstü. 12 Eylül sonrasi ABD, bunlari hemen tanidi. 15 Temmuz sonrasinda da devletin seçilmis mesru hükümeti ve darbe yapanlari ayni kefeye koyarak, ‘Taraflara’ itidal çagrisi yapmalari çok dikkat çekici. Elebasisi da hala ABD’de de ve iade edilmedi. Cumhurbaskanimiza müdahale etmek isteyen askerler, yine devlete ait helikopter ile Yunanistan’a kaçtilar ve iade edilmediler” diyerek bunlara örnekler gösterdi.
“Asker, siyasete girmediginde daha basarili oluyor”
Askerin siyasete girmemesi gerektiginin de altini çizen Erhan, ordunun FETÖ’cülerden arindirilmasinda sonra önemli basarilara imza atildigini söyledi.
“15 Temmuz’dan bir ay sonra TSK, Firat Kalkani operasyonunu gerçeklestirdi. Bu basari koçbasi oldu ve ardindan Zeytin Dali ve Baris Pinari geldi. Mavi Vatan kapsaminda Libya ile anlasma yapildi. PKK’nin bitirilmesini de ekleyebiliriz. FETÖ’cü askerlerin PKK’lilari gece dürbünlüyle görseler bile müdahale etmediklerini bugün artik biliyoruz. En az TSK kadar, bürokraside de etkili oldular. Maalesef, Türk dünyasiyla iliskilerde geri kaldik. Bunlar çekilince bu alanlarda da önemli adimlar atildi.” dedi.
“Demokrasi kültürü gelismediginde, darbelere karsi anti demokratik yöntemler kullaniliyor”
Prof. Dr. Serhat Erkmen, 15 Temmuz darbe girisimini anlamanin gelecegimiz açisindan önemli oldugunu vurguladi. Darbeye maruz kalan ülkelerin kendilerini demokratik açidan gelistirmesi gerektigini söyledi.
Suriye, Irak ve Libya gibi ülkeleri örnek göstererek, “Demokrasi kültürü gelismedigi zaman, darbeler anti demokratik yöntemlerle engellenmeye çalisiliyor. Kolluk ve güvenlik güçleri, soguk savasta oldugu gibi kimseye nefes aldirmiyor.” dedi.
“Uluslararasi konjonktür iyi takip edilmeli”
Arap Bahari sonrasi uluslararasi sistemdeki degisikligin birbirini tetikledigini de hatirlatan Prof. Dr. Erkmen, “Uluslararasi konjonktür iyi takip edilmeli. Bizim gelecekte bunun önüne geçmek için çevremizde olup bitenler konusunda bilinçli olmamiz gerekir” önerilerinde bulunarak Türkiye’nin ayrilikçi terör örgütüyle ya da radikal gruplarla mücadelede önemli asamalar kaydettigini söyledi.
Ancak FETÖ’nün kült grup olarak tabir edildigini, Japonya’daki Yüce Gerçek Tarikati ile benzer özellikler gösterdigini belirten Erkmen’e göre, “Bunlarla mücadelede ince düsünülmesi gerekiyor” dedi.
Erkmen ayrica, “Bu kült yapilari az biliyoruz. Baska benzerlerinin olusmasina da engel olunmali. Örgütlenme biçimi ve ikna güçlerini dikkate alarak akademik çalismalarla toplumu bilinçlendirmeliyiz” diye konustu.
“50 yillik proje”
Ergenekon Kumpas Davasi’nda 18 yilla yargilanan ve 2 sene hapis yatan Dr. Eray Güçlüer de FETÖ’nün magdur ettigi askerlerden. Güçlüer’e göre 15 Temmuz, bir darbe girisiminin çok ötesinde. Arap yanginin devami. Amaci darbe yapmak degil, Türkiye Devleti’ni parçalamak. Güçlüer degerlendirmesinde devletin kurumsal, yari kurumsal yapilarini ve tüm sivil toplumu etkiledigini belirterek, “CIA’nin Türkiye Sefi Graham Fuller’in 1966’da temellerini attigi 2016’ya kadar hazirliklari süren 50 yillik bir projeden bahsediyoruz. O gece, ABD DAES’li teröristleri getirecekti. Devleti ortadan kaldiracak bir iç savasin önü açilacakti. Türkiye Cumhuriyeti’nin bir bölümü koparilacakti. Istanbul’un Vatikan gibi özel statüde olmasi planlanmisti. Yunanistan’a kaçan o helikopterde ayni Graham Fuller’in de oldugunu biliyoruz. O gece millet, devletine sahip çikti ve ates çukurunun kenarindan dönüldü” dedi.
“Emperyalist güçlerin hala FETÖ’den umudu kesilmedi”
FETÖ’nün, insanlarin inançlarina, duygularina sizarak amacina ulasmaya çalistigini kaydeden Güçlüer, “2-4 yil sonra PKK daha güneye inecek. Türkiye için güvenlik tehdidi olmaktan çikacak. Ama FETÖ için bunu söyleyemeyiz. Sabirla, zayiflama animizi bekliyorlar. Bu mesele bizi daha güçlü kildi. Dünyaya karsi farkindaligimizi artirdi. Kendi savunma mekanizmalarimizi güçlendirmek adina her türlü çabayi sarfetmeliyiz. Emperyalist güçlerin hala FETÖ’den umudu kesilmedi. Aktif, pasif hücreleri var. Tekrar güç toplama istegi içindeler” seklinde uyarilarda bulundu.
Egitim ve yoksulluk 2 önemli kriter
Doç. Dr. Efe Sivis ise FETÖ ile mücadeleyi “Egitim” ve “Yoksulluk” çerçevesinde degerlendirdi. Devletin acze düstügü alanlari FETÖ’nün doldurduguna deginen Efe Sivis, “Yetenekli, yoksul çocuklari hedef seçiyorlar. Yurtlarda, isik evlerinde devletin gücünün yetmedigi bu çocuklara olanaklar sagliyorlar. Böylece kendilerine gebe birakiyorlar. Bir de bu çocuklarin ellerine sorulari veriyorlar. Hâkim ya da kurmay subay olduktan sonra bu çocuklar FETÖ’ye borçlarini ödemeye basliyor” dedi.
Efe Sivis, 2014’te Vietnam ziyareti sirasinda orada okul açmis bu grupla karsilastigini ve bu zor cografyada nasil bir adanmislikla çalistiklarini görünce çok sasirdigini ifade etti.
“ABD, uluslararasi hukuku ihlal ediyor”
Sivis, FETÖ konusunda aslinda ABD’nin uluslararasi hukuku da ihlal ettigini kaydetti.
2 ülke arasinda 1981’de yürürlüge giren suçlularin iadesi anlasmasini oldugunu hatirlatarak, “Cumhurbaskaninin hayatina kastedeni iade edeceksin diye madde olmasina ragmen, etmiyor. Çünkü bunlari kullandigi çok açik Fethullah Gülen, 1960’lardan itibaren komünizmle mücadelede, Soguk Savas sonrasinda da ABD’nin kontrolünde bir ilimli Islam kusagi olusturma konusunda CIA için kullanisli bir enstrüman oldu” dedi.
Sivis son olarak, FETÖ ile mücadele bir de magduriyet konusuna deginerek, “Milli güvenlik hassas bir konu elbette. Teröristleri iyi ayiklamak lazim ama bir zaman devletin izin verdigi bir bankada hesabi olan siradan bir vatandasa ya da bunlarin okullarinda geçmiste sadece okumus olan bir ögrenciye de magduriyet yasatmamak, kanayan yara haline getirmemek lazim” uyarilarinda bulundu.
