Adalet Bakani Tunç Açiklamasi '(15 Temmuz) Yargi Gerçekten O Gece Çok Önemli Ve Basarili Bir Sinav Verdi'

Adalet Bakani Yilmaz Tunç, 15 Temmuz 2016’daki darbe girisimine iliskin, “Darbe girisiminin, darbe kalkismasinin önlenmesinde en önemli unsurlardan birisi de yarginin mücadelesiydi. Yargi gerçekten o gece çok önemli ve basarili bir sinav verdi. Adeta yargimiz o gece kahramanlik gösterdi” dedi.

Adalet Bakani Tunç Açiklamasi '(15 Temmuz) Yargi Gerçekten O Gece Çok Önemli Ve Basarili Bir Sinav Verdi'
Adalet Bakani Yilmaz Tunç, sosyal medya hesabindan 15 Temmuz darbe girisimi ile ilgili açiklamalarda bulundu. Bakan Tunç, cumhuriyet bassavciliklarinin o gece hemen sorusturmalara basladiklarini ifade ederek, “Gözaltilar baslattilar, tutuklamalar gerçeklesti. Geçmiste darbeler oldu ülkemizde. O darbelerde cübbeleriyle beraber darbecileri ’hazir ol’da bekleyen bir yargi sistemi vardi. Vesayetçi bir yargi anlayisi vardi. O yargi anlayisinin artik ülkemizde olmadigini gördük. O gece milletin hakkini, hukukunu, insan haklarini, demokrasiyi savunan bir yargimizin oldugunu bütün dünya görmüs oldu” diye konustu.

Bakan Tunç, FETÖ elebasi Fetullah Gülen hakkindaki iade dosyalariyla ilgili, “Tüm deliller Amerika Birlesik Devletleri’ne gönderildi. Hukuken herhangi bir eksiklik söz konusu degil. Amerika Birlesik Devletleri’nden beklentimiz FETÖ elebasinin bir an önce ülkemize iade edilmesi" ifadelerini kullandi.

Yargisal süreçlerle ilgili de bilgi paylasan Bakan Tunç, "Su ana kadar 112 ülkeden bin 271 FETÖ mensubunun iadesi istendi. 2 iade talebi Romanya’dan, 1 iade talebi Cezayir’den kabul edildi. 123 iade talebimiz de ülkemize sinir disi edilerek kabul edildi. Toplam 126 FETÖ mensubu ülkemize iade edilmis oldu" dedi.



“Milli iradeye sahip çiktigini bütün dünyaya göstermis oldu”

Darbe kalkismasinin ayni zamanda bir isgal girisimi oldugunu ifade eden Bakan Tunç, “Ülkemize yönelik büyük bir saldiri gerçeklesti. Bu saldiri aslinda Türkiye’nin yönetimini devralarak bölgedeki uluslararasi planlarini gerçeklestirmek isteyen küresel güçlerin içimizdeki taseronlari vasitasiyla gerçeklestirdikleri bir isgal girisimi. Bu isgal girisimine karsi milletimiz büyük bir kahramanlik gösterdi, bu hainlige karsi milletimiz büyük bir mücadele gösterdi. Dünyaya bir insan haklari, demokrasi mücadelesinin nasil yapilacagini göstermis olduk. Bunda milletimizin Cumhurbaskanimiza olan güveni, Cumhurbaskanimizin da milletimize güveni çok etkili oldu. Sayin Cumhurbaskanimizin o gece bir telefon baglantisiyla, o görüntülü konusmayla ’Milletin üzerinde bir güç tanimiyorum’ demesi ve sonrasinda da milletimizin bu sözün ardindan meydanlara inerek bayragina, bagimsizligina, vatanina sahip çikmasi bu mücadelenin karsilikli güvenle mümkün olabilecegini gösterdi. Sayin Cumhurbaskanimiz, liderimiz, dagin arkasina saklanmadi, millet de tasin arkasina saklanmadi. Dolayisiyla bu mücadele topyekun kazanildi. O gece milletimiz tanklarin önüne bedenleriyle, çiplak elleriyle o helikopterlerin altinda, o bombalara karsi korkusuzca bir mücadele verdi. Milli iradeye sahip çiktigini bütün dünyaya göstermis oldu” ifadelerini kullandi.

“Meclisin iktidariyla, muhalefetiyle bir direnis göstermesi çok önemliydi ve anlamliydi”

Türkiye Büyük Millet Meclisinin o gece milletiyle birlikte direndigini söyleyen Tunç, sunlari kaydetti:

“Meclis o gün kapali oldugu halde hemen açildi. Meclis Baskanimiz Ismail Kahraman baskanliginda toplanti basladi.

Bombalar Meclis’in üzerine yagarken dönemin Adalet Bakani Sayin Bekir Bozdag kürsüye çikti, ’Bomba da atsaniz buradayiz’ dedi.

Orada adeta ülkemize, milletimize cesaret verdi. Millet Meclisi’nin, millet iradesinin tecelli ettigi o yüce çatinin o gece açik tutulmasi zaten darbecileri çok demoralize etti. Dolayisiyla darbe kalkismasinin basarisiz olmasinda Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açik olmasi ve milletvekillerinin iktidariyla, muhalefetiyle bir direnis göstermesi çok önemliydi ve anlamliydi.”

“Türkiye’yi bölmek isteyenlere hiçbir zaman firsat vermeyecegiz”

O gece milletvekillerinin Türkiye Büyük Millet Meclisine kostugunu hatirlatan Bakan Tunç, “Ankara’da bulunamayanlar da milletiyle beraber meydanlara kostular. Ben de Bartin’daydim. Bartin’da halkimizla birlikte darbeye karsi direndik. Meydanlarda sabahladik. Ertesi gün Türkiye Büyük Millet Meclisine geldigimizde bombalar altinda her yerin darmadagin oldugu bir tabloyu gördük. O gece sabaha kadar insanlarimizda darbecilere karsi büyük bir öfke vardi. Diger taraftan da darbecilerin yakalandigini, yarginin el koydugunu görmek milletimizin içini ferahlatti. Bu mücadelede sehitler verdik. 253 sehidimize Allah’tan rahmet diliyorum, mekanlari cennet olsun. Onlarin emanetlerine sahip çikacagiz. 2 binden fazla gazimiz var. Onlara da sahip çikmaya devam edecegiz. Sehitlerimizin emaneti bizler için çok önemli. FETÖ ile mücadeleye kararlilikla devam edecegiz. Bundan sonra ülkemizde bu tür kalkismalarin olmamasi, bu tür ihanetlerin gerçeklesmemesi için hep birlikte millet olarak uyanik olmaya devam edecegiz. Türkiye’nin huzurunu bozmak isteyenlere, Türkiye’yi bölmek isteyenlere hiçbir zaman firsat vermeyecegiz” dedi.



“Darbeciler hakkinda gerekli cezai islemler gerçeklesmis oldu”

Darbe girisiminin önlenmesinde en önemli unsurlardan birisinin yarginin mücadelesi oldugunu vurgulayan Bakan Yilmaz Tunç, su ifadeleri kullandi:

“Yargi gerçekten o gece çok önemli ve basarili bir sinav verdi. Adeta yargimiz o gece kahramanlik gösterdi. Hemen cumhuriyet bassavciliklarimiz sorusturmalari baslattilar, gözaltilar baslattilar, tutuklamalar gerçeklesti. Geçmiste darbeler oldu ülkemizde. O darbelerde, cübbeleriyle beraber darbecileri ’hazir ol’da bekleyen bir yargi sistemi vardi. Vesayetçi bir yargi anlayisi vardi. O yargi anlayisinin artik ülkemizde olmadigini gördük. O gece milletin hakkini, hukukunu, insan haklarini, demokrasiyi savunan bir yargimizin oldugunu bütün dünya görmüs oldu. Hemen sorusturmalari baslattilar, gözalti, tutuklama kararlari verdiler ve sonuçta da davalar açilarak o davalar neticesinde darbeciler hakkinda gerekli cezai islemler gerçeklesmis oldu.”

“Bugüne kadar 693 bin 162 kisi hakkinda adli islem yapildi”

FETÖ ile ilgili bugüne kadar 693 bin 162 kisi hakkinda adli islem yapildigini belirten Bakan Tunç, “67 bin 893 kisi hakkinda sorusturma halen devam ediyor. 26 bin 667 kisi hakkinda da ilk derecede mahkemeler devam ediyor. Sonuçlanan kararlara baktigimiz zaman 122 bin 632 kisi hakkinda mahkumiyet karari verildi.

33 bin 983 kisi hakkinda da diger kararlar söz konusu. Ayrica sorusturmalar neticesinde 344 bin 848 kisi hakkinda takipsizlik karari verildi, 97 bin 139 kisi hakkinda da beraat karari verildi.

Su an ceza infaz kurumlarinda 12 bin 108 hükümlü var. 2 bin 605 hüküm özlü var, 826 tutuklu var. Toplam 15 bin 539 tutuklu ve hükümlü cezaevlerinde FETÖ mensubu olarak bulunuyor. Fiili darbe davalarinda da özellikle yargimiz önemli vazife icra etti. 289 fiili darbe davasinda, 1634 terör örgütü mensubu hakkinda agirlastirilmis müebbet hapis cezasi verildi.

1366 kisi hakkinda müebbet hapis cezasi verildi.

1891 kisi hakkinda da süreli hapis cezasi verildi.

Toplam fiili darbe davalarinda mahkumiyet alan 4 bin 891 FETÖ terör örgütü mensubu var. Ayni zamanda bu davalarda 2 bin 870 beraat, 964 de ceza verilmesine yer olmadigina dair karar verildi” diye konustu.



“Anayasa Mahkemesinin yolu açildi”

Yarginin bir kuyumcu titizligi hassasiyetiyle hareket ettigini belirten Bakan Tunç, “Darbe girisimi, darbe kalkismasi sonrasinda Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin hemen toplanip OHAL kararini onaylamasi sonrasinda, kararnamelerle FETÖ ile mücadele basladi.

Kararnamelerle kamudan ihraçlar basladi.

Birçok OHAL kararnamesi yayimlandi ve yürürlüge girdi. Bu, mücadelede önemliydi. Hukuk içerisinde bunlar gerçeklestirildi.

Anayasanin verdigi yetkiyle bunlar yapildi ve anayasamizda 2017 degisikliginden önce OHAL kararnamelerine yargi yolunun açilmasi söz konusu degildi. TBMM’de onaylanmasi da mecburi degildi. Biz buna ragmen olaganüstü hal kararnamelerini Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sevk ettik ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin denetiminden geçirdik. Onlar Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kanunlasti. Anayasa Mahkemesinin yolu açildi” dedi.



“Tamamen hukuka, uluslararasi hukuka uygun sekilde bu süreçler gerçeklesmis oldu”

Yargi sürecinin uluslararasi hukuka, insan haklarina saygili bir süreç olarak devam ettigini ifade eden Bakan Tunç, sunlari kaydetti:

“Olaganüstü Hal Islemleri Inceleme Komisyonu kurularak ki bu komisyonun kurulma mecburiyeti de yoktu, anayasamizda ya da kanunlarimizda böyle bir mecburiyet olmamasina ragmen Olaganüstü Hal Islemleri Inceleme Komisyonu kamudan ihraç edilenlerle ilgili bir idari inceleme mekanizmasi olusturdu. Genel olarak baktigimiz zaman Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin onayindan geçen OHAL kararnameleri Anayasa Mahkemesinin denetimine sunuldu. Ayni zamanda vatandaslarin Anayasa Mahkemesine bireysel basvuru hakki nedeniyle de hak arama yollarinin açik oldugunu daha önceki 2010 anayasa degisikligiyle getirmistik. Diger süreçler bakimindan da OHAL kararlari yargi denetimine açildi. Isteyen hakkini yargi önünde arayabildi ve yarginin iade ettigi kararlar var. Dolayisiyla hiç kimse ’Türkiye’de darbe kalkismasi nedeniyle hukuk disina çikildigina’ yönelik bir iddiada bulunamaz. Çünkü hem yargimiz kuyumcu titizligiyle bu süreçleri devam ettirdi ve hala da devam eden sorusturma ve kovusturmalar var. Darbe anindan ve o ilk günlerden itibaren de tamamen hukuka, uluslararasi hukuka uygun sekilde bu süreçler gerçeklesmis oldu.”

“Su ana kadar 112 ülkeden bin 271 FETÖ mensubunun iadesi istendi”

FETÖ mensuplarinin iade süreçlerinin hala devam ettigini ifade eden Bakan Yilmaz Tunç, “Özellikle darbe öncesinde ve darbe sonrasinda da yurt disina firar eden, kaçan FETÖ mensuplarinin Türkiye’ye iadesiyle ilgili taleplerimize karsiligi o ülkelerden bekliyoruz. Su ana kadar 112 ülkeden bin 271 FETÖ mensubunun iadesi istendi. Amerika Birlesik Devletlerinden 256, Avrupa Birligi üyesi ülkelerden de 483 iade talebimiz var. Almanya basta olmak üzere Yunanistan, Belçika, Hollanda, Ingiltere gibi ülkelerden iade taleplerimiz söz konusu. Su ana kadar 2 iade talebi Romanya’dan, 1 iade talebi Cezayir’den kabul edildi. 123 iade talebimiz de ülkemize sinir disi edilerek kabul edildi. Toplam 126 FETÖ mensubu ülkemize iade edilmis oldu. Bunun 3 tanesi normal iade süreci içerisinde gerçeklesti, diger 123 kisi de ülkemize sinir disi edilerek geldi. Onlarin da Türkiye’de yargilanmasi devam ediyor” dedi.



“Istedigimiz teröristlerin bir an önce ülkemize iade edilmeleri”

FETÖ elebasi Fetullah Gülen’in iade dosyalarinda herhangi bir eksiklik olmadigini belirten Bakan Tunç, “Tüm deliller Amerika Birlesik Devletleri’ne gönderildi. Dolayisiyla hukuken herhangi bir eksiklik söz konusu degil. Bir siyasi karar neticesinde iade edilmedi bugüne kadar. Iade edilmemesi hukuksuz bir tavir. Amerika Birlesik Devletlerinden beklentimiz hem FETÖ elebasinin hem de diger FETÖ mensuplarinin, iadesini istedigimiz teröristlerin bir an önce ülkemize iade edilmeleri. Eger insan haklarina inaniyorlarsa, demokrasiye inaniyorlarsa, yargiya, hukuka saygilari varsa, müttefikimiz olan Amerika Birlesik Devletleri’nin bu anlamda bu iadeleri gerçeklestirmesi lazim. Aksi takdirde Türkiye’nin hakli mücadelesine karsi bir tavir dogru olmaz. Bu, demokrasiye karsi bir darbe kalkismasidir. Bu darbenin elebasi da bellidir. Bu tüm açikligiyla ortaya çikmistir. Buradaki yargilamalar süresi içerisinde ifadelerde ortaya çikan deliller, yani o gece her sey milletin gözü önünde, bütün dünyanin gözü önünde gerçeklesti. Aslinda kendileri de inkar etmiyor. Son seçimler öncesindeki FETÖ mensuplarinin yurt disindan, sosyal medya araciligiyla gönderdikleri mesajlara bile baktigimiz zaman bu darbe kalkismasinin FETÖ tarafindan gerçeklestirildigini açikça gösteriyor” ifadelerini kullandi.

“FETÖ mensuplarinin iade edilmesini bekliyoruz”

Çuvallar dolusu deliller ve dosyalarda bir sürü ifadeler oldugunu ifade eden Bakan Tunç, sunlari kaydetti:

“Tüm bunlar hukuki deliller. Bunlarin dikkate alinmasi lazim ama maalesef bu çuvallarin içi bile görülmeden sadece siyasi kararla iade taleplerimiz gerçeklesmiyor. Biz sunu söylüyoruz, terör insanlik düsmanidir, darbe, en adi suçlardan bir tanesidir, milli irade hirsizligidir. Bu demokrasi düsmanlarina karsi, teröristlere karsi bütün dünyanin ortak mücadele etmesi gerekir. Terörizm, insanlik suçudur. Dolayisiyla insanligin ortak düsmanina karsi demokrasiye inanan, ’Hukuk devletiyim’ diyen bütün ülkelerin bu anlamda dayanisma içerisinde olmasi lazim. Sadece Amerika Birlesik Devletleri degil, Avrupa Birligi üyesi ülkeler de özellikle eger insan haklari diyorsak, Avrupa Insan Haklari Sözlesmesine imza atmissak, Avrupa Insan Haklari Sözlesmesinin ilgili maddelerine baktigimiz zaman terörün insanlik düsmani oldugu yazilidir. Terörün yasam hakkini tehdit ettigi yazilidir. Birlesmis Milletler Medeni ve Siyasi Haklar Sözlesmesine baktigimiz zaman devletler buna imza atmistir. Terör karsisinda ortak mücadele edilmesi gerektigini herkes taahhüt etmistir. Maalesef bunlar, sadece yazili metinler üzerinde kalirsa çok dogru olmaz. Amerika Birlesik Devletleri’nden, Avrupa Birligi üyesi ülkelerden FETÖ mensuplarinin iade edilmesini bekliyoruz.”
Kaynak: İHA