Fatih Sultan Mehmet Ve Istanbul'un Fethi

Istanbul’un fethinin 570’inci yildönümünde Anadolu Üniversitesi Türk Dünyasi Uygulama ve Arastirma Merkezi Müdürü (TÜDAM) Prof. Dr. Hasim Sahin açiklamalarda bulundu. Prof. Dr. Sahin katildigi podcast programinda Fatih Sultan Mehmet’i ve Istanbul’un fethine dair önemli bilgileri aktardi.

Fatih Sultan Mehmet Ve Istanbul'un Fethi


“Fatih Sultan Mehmet bir günde ortaya çikmadi”

TÜDAM Müdürü Prof. Dr. Sahin, yaptigi açiklamalarda, “Bir Fatih ortaya çikiyorsa bir gün de ortaya çikmiyor” dedi.

Fatih’e gelen süreye kadar Fatih’i olusturan Anadolu kültür mirasi hakkinda bilgiler veren Prof. Dr. Sahin sözlerinin devaminda sunlari söyledi:

“Osmanli Devletinin kuruldugu cografya aslinda bakarsaniz Osmanli Devletine zemin hazirliyor. Bir Fatih ortaya çikiyorsa bir günde ortaya çikmiyor. Fatih’in de temsil ettigi köklü bir gelenek var. Islam dünyasini iki kutuplu iki kanatli bir kus olarak tasvir etmemiz gerekirse bir de yüzlerce yillik bir Endülüs mirasi vardi ve Osmanlinin kurulmasindan hemen önce Muhittin Ibni Arabi de Anadolu da yasadi. Anadolu ise kendi cografyasindan kendi kültürünün içerisinden Sari Saltik gibi Yunus Emre gibi o kaos dönemi olarak adlandirilan bunalim dönemlerinde en büyük sufilerini, halki dogru bir sekilde anlayan ve anlamlandiran isimlerini yetistirdi. Bu kültür havzasi Anadolu da bir medeniyet insa edecekti elbette. Bu da Osmanli medeniyeti oldu.”

Osmanli Devleti dogu ve bati gelenegini ayni potada eritti

Fatih Sultan Mehmet’in babasi Sultan 2. Murat’in âlim dostu oldugunun altini çizen TÜDAM Müdürü Prof. Dr. Hasim Sahin Edirne ve Bursa’nin bir cazibe merkezi haline geldigini belirtti ve sözlerine sunlari ekledi:

“Haci Bayram Veli, Somunca Baba bu dönemde yasiyor. Bu ilim erbabi sayisini artirmak mümkün. Iste Fatih bu âlimlerin eserlerini görerek ve okuyarak büyüyor. Söyle bir eksiklik görmüstüm; Fatih sadece bati âlimlerini ve felsefesini okuyor diye ancak bu yaklasim tek yüzlü bir madalyon olur ya da topal ayakli bir kusa döner. Fatih dogu ve bati sentezini kendi bünyesinde barindiran bir hükümdardi ve Osmanli Devleti hem dogu gelenegini hem bati gelenegini çok iyi bir sekilde ayni potada eritmis ilim ve irfan merkezi haline getirmisti. Söyle ifade edeyim evet Fatih Sultan Mehmet batidaki ilim adamlarini getiriyor ayni zamanda dogudan Ali Kusçu’yu da davet etmistir.”

“Medeniyetinizin üstünde artik benim kültürüm ve medeniyetim var”

Fetihten sonra ise Ayasofya basta olmak üzere bazi kiliselerin camiiye çevrildigini sonrasinda birçok medrese açildigini aktaran Prof. Dr. Sahin, “Sunu ifade etmek isterim; Islam geleneginde camiiler bizim en önemli egitim kurumlarimizdir. Sembolik olarak Bizans hükümdarlarinin mezarlarinin oldugu yere Fatih Külliyesini insa ettirdi. Ve böylece sizin kurdugunuz medeniyetin üstünde artik benim kültürüm ve medeniyetim var demek istedi. Bu olay da Fatih’in kendi kültürüne ve medeniyetine ne kadar bagli oldugunu gösteren bir sembolik olaydir. Diger âlimlerinde Istanbul için çok büyük katkilari var. Tabi Fatih sehirdeki Hristiyan nüfusun gitmesini de istemedi. Sanatkarlari ve zanaatkarlari hiçbir sekilde uzaklastirmak istemedi. Harika bir kültür mirasina ortak oldu. Yeniden bir medeniyet merkezi haline dönüstürmeyi basardi” seklinde konustu.

Kaynak: İHA