Kardiyoloji Uzmanindan Kalp Sagligi Için Öneriler
Türkiye’de yaklasik 3 milyon kalp hastasi oldugunu ifade eden Kardiyoloji Uzmani Dr. Yunus Turgay Erten, 55 yasindan sonra her on yilda bir, inme riskinin iki kat artigini belirterek, kalp sagligini koruyacak önemli tavsiyelerde bulundu.

Uzm. Dr. Yunus Turgay Erten’nin kalp sagligini korumak için önerileri su seklide:
“Düzenli ve kaliteli bir uyku; Her gece 7-9 saat arasi kaliteli uyku; yüksek tansiyon, diyabet hastaligi, depresyon ve kalp krizi riskini belirgin olarak azaltir. Yataga girmeden 30 dakika önce mavi isiktan ve diger uyku öncesi uyaranlardan (çay, kahve, nikotin gibi) uzak durmaniz ve oda sicakliginizin ideal olmasi (16-18 C) uykuya geçisini hizlandiracak ve uyku kalitenizi artiracaktir. Düzenli ve kaliteli uyku, kalp krizi riskini azaltacagi gibi tansiyon, tip 2 diyabet, depresyon ve kronik yorgunluk sendromu semptomlarini da azaltir. Unutmayin, uyku vücudun en temel dinlenme seklidir.
Ideal kilonuzu koruyun ve bel çevresi kalinliginiza dikkat edin: Bireylerin vücut agirligini (kg), boyu(cm2) karesine bölünmesi ile elde edilen beden kitle indeksi degerinin 27’den fazlasi olmasi, kalp hastalari, diyabet, hipertansiyon için önemli bir risk faktörüdür. Fazla kilolu bireylerin yüzde 5-10 vücut agirligi kaybi saglamasi tansiyonu 5 birim düsürmektedir. Dünya Saglik Örgütü (DSÖ) ve kanit degeri yüksek birçok arastirma tarafindan kadinlarda 88 cm, erkeklerde 102 cm üzeri bel çevresinin diyabet, kolesterol yüksekligi, tansiyon ve kalp krizi riskini artirdigi rapor edilmistir. Bu degerlerin erkekler >94 cm, kadinlar için >80 cm olmasi gerektigini bildiren birçok bilimsel yayin bulunmaktadir.
Düzenli egzersiz aliskanliginiz olsun; Haftada 5 gün, 20-30 dakika arasi düzenli egzersiz; kalp krizi ve diyabet riskini azaltir, damarlari korur, tansiyonu ve kolesterolü düzenler, insülin direncini iyilestirir, kalp-damar sagligini iyilestirir, felç riskini azaltir.
Alkol ve sigaradan uzak durun: Sigara içmenin kalp ve damar hastaliklarin yüzde 10’una neden oldugu tahmin edilmektedir. Yapilan çalismalar sigarayi birakmanin kalp damar hastaliklari nedeniyle ölümleri hizla azalttigini gösteriyor. Alkol kullanimi ve kalp damar hastaliklari riski arasinda da iliski vardir. Ayrica alkol kullanimi kalp kasinda hasara yol açar, kardiyak aritmiye sebep olur ve felç riskini artirir. Alkol kullanimi dünya genelinde 3 milyonun üzerinde ölüme sebep olmustur. Bu ölümlerin yüzde 50’den fazlasi kalp ve damar hastaliklari, seker hastaligi, siroz ve kanser sebebiyledir.
Agiz ve dis sagliginizi ihmal etmeyin: Yapilan arastirmalara göre agiz ve disetleri de dahil olmak üzere vücuttaki iltihaplanmalarin, kalp krizine yol açabilecek kalp tikanmalarina neden oldugu biliniyor. Ayrica yine arastirma sonuçlari gösteriyor ki düzenli olarak dis firçalamanin disler ve dis etleri arasindaki boslukta yasayan bakterilerin azalttigidir. Böylelikle de kan dolasimina geçisini önledigi düsünülmektedir.
Küçük degisikliklerle kalp hastaliklari açisindan risk faktörlerinizi azaltabilir ve daha saglikli bir yasama adim atabilirsiniz.
Kalp damar hastaliklarindan korunma ya da tedavi için uygulanacaklarin basinda ideal kiloya sahip olmak yer aliyor. Bunun için ilk olarak yasam tarzi degisikligine giderek, hafif gidalarla dengeli beslenmeye özen göstermek gerekiyor. Stres, hareketsiz yasam tarzi, sigara kullanimi, diyabet, obezite, hipertansiyon, yüksek kolesterol gibi sebepler kalp hastaliklarinin ortaya çikmasina sebep olmaktadir. Günümüzde dünya nüfusunun yüzde 25’i kalp damar hastaliklarinin etkisi altindadir.
Daha az yagli etler tüketmeye yemeye özen gösterilmelidir. Arastirmalar, çok fazla özellikle de hayvansal kaynakli doymus yag tüketmenin kalp sagligi açisindan tehlikeli olabilecegini söylemektedir. Yag tüketiminde denge saglamaya çalisilmalidir.
Düzenli balik tüketmeye çalisilmali, haftada 2-3 kez omega-3 içerigi yüksek baliklardan tercih edilmelidir. Baligi sofraniza eklemeniz ve düzenli olarak tüketmeniz kalp-damar hastaliklari riskinizi 3 kat azaltmaktadir. Ancak pisirme yöntemine dikkat edilmeli, bugulama, izgara veya firinlama yöntemleri tercih edilmelidir.
Her gün düzenli olarak sebze ve meyve tüketilmelidir. Meyve ve sebzeler özellikle potasyum açisindan çok zengin oldugu için yüksek kan basincini dengelemeye yardimcidir. Tam tahillarin tüketimine özen gösterilmeli, lif alimi artirilmalidir. Gün içinde 20-30 gram lif almaya özen gösterilmelidir. Tam tahillar, yulaf, kuru baklagiller, sebze ve meyveler lif içeren besinlerdir. Çig sebze ve taze meyve tüketmek, tam tahillardan zengin beslenmek kalp hastaliklarinin yani sira kanser, diyabet, nörolojik hastalik riskini de azaltir. Bitkisel kaynakli protein ve lif içeren kuru baklagillere haftada 2-3 kez sofrada yer açilmalidir.
Eklenmis tuz tüketimi gözden geçirilmeli ve fazlaysa sinirlanmalidir. Dünya Saglik Örgütü kalp hastaliklari, hipertansiyon, obezite, nörodejeneratif hastaliklar ve diger kronik hastaliklardan korunmak için günlük 5 gramdan daha az tuz tüketilmesini öneriyor.
Ülkemizde günlük tuz tüketimi bu degerin yaklasik 10 katidir. Bu nedenle tuz kisitlamasi önerilmektedir. Ambalajli gidalar ve fast food yiyecekler hipertansiyon ve kalp hastalari için risk tasimaktadir.”
Mevsim geçislerinde kalbinizi koruyun
Mevsim geçislerinde bedenimiz de degisime uyum saglamaya çalisiyor. Ani degisen hava sartlari birçok problemin açiga çikmasina neden olabilecegini belirten Kardiyoloji Uzmani, Uzm. Dr. Yunus Turgay Erten, “Isi ve basinç degisiklikleri ile beraber üst solunum yollari enfeksiyonlarinda artis olmasi ise kalp krizini tetikleyebiliyor. Yas farketmeksizin risk grubunda olan ve özellikle kalp damar hastaligi olanlar daha hassas ve enfeksiyona açik bir metabolizmaya sahipler. Mevsim geçislerinde kalp damar hastaligi, yüksek tansiyon, seker hastaligi gibi kronik hastaligi olan kisilerin çok daha fazla dikkatli olmasi gerekmektedir” dedi.
Erten, alerji, basit viral hastaliklarin, mevsimsel hastaliklarin yogun görüldügü dönemlerde ise yapilmasi gerekenleri söyle siraladi;
Su tüketimini arttirin: Artan sicaklarla birlikte havadaki nem oraninin arttigini, bunun sonucunda da su ve mineral kaybinin meydana gelebilir. Bu yüzden bol su tüketimi çok önemlidir. Özellikle asiri terleme ve/veya kilo sorunu yasayan kisilerde terlemeyle birlikte vücutta kaybolan sivi, kan akiskanliginda azalmaya ve koyulasmaya neden olur. Sicak ortamda, kendini sogutmak amaciyla kan cilde hücum ederken kan basinci düsebilir veya yükselebilir. Bu da kalbin asiri çalismasina, beklenmedik kalp krizlerine, ritim bozukluklarina, ani olusan ve hastaneye yatmayi gerektirecek kalp yetersizliklerine yol açabilir.
Uygun ve düzenli egzersiz: Bahar ile gelen taze havanin ve günesin tadini çikartmak, fiziksel özelliklere ve yasa uygun olarak haftada bes saat düzenli egzersiz yapilmasi yarar saglayacaktir. Diger yandan kalp hastalarinin bu durumda takiplerini sürdüren doktorlarina basvurarak, yapmayi planladiklari spor türünü ve bunlarin sürelerini danismalarini ayrica kullandiklari ilaçlarin dozlarini da yeniden kontrol ettirmelerini mutlaka öneriyorum.
Böbrekler ihmal edilmemeli: Mevsimle birlikte gelen sicaklik artisi nedeniyle terleyen vücut isisini dengede tutmaya çalisiyor. Diger yandan böbrekler de bu sirada vücuttaki su oranini korumak için idrar üretimini yavaslatiyor. Bunun sonucu olarak da vücuttaki kan koyulasiyor ve pihtilasma egilimi artiyor. Bu nedenle mevsime ve sicakliklara uygun, terlemeye neden olmayacak kiyafetler giymeli; hipertansiyon ve böbrek hastasi isek bol su tüketmeli ve ilaçlarimizi doktorlarimizin önerdigi sekilde almaya özen göstermeliyiz Ayrica idrar söktürücü etkisi olan alkollü ve kafeinli içeceklerden, gazli ve asiri sekerli sivi gidalardan da uzak durulmaliyiz.”
