8 Aylikken 17 Agustos'u, 24 Yasinda Ise Kahramanmaras Depremlerini Yasadi

Henüz 8 aylikken 17 Agustos 1999 depremini yasayan ögretmen Mert Onar (24), merkez üssü Kahramanmaras olan 7.7 ve 7.6 büyüklügündeki iki büyük depreme de Hatay Iskenderun’da yakalandi. Deprem yasanmadan birkaç saat önce Kocaeli’den Hatay’a gittigini söyleyen Onar, "Ben bir hevesle Hatay’a geri döndüm. Ertesi günü isim var, ögrencilerimi görecegim, tekrar okulda egitime basliyoruz diye sevinçliydim. Gece saat 03.45 siralarinda Iskenderun Otogari’na inebildim. Sonrasinda bir taksi tutup eve gittim. Eve gidip üzerimi degistirip yataga kafami koydugum anda sallantiyi yasadim" dedi.

8 Aylikken 17 Agustos'u, 24 Yasinda Ise Kahramanmaras Depremlerini Yasadi
Merkez üssü Kahramanmaras olan asrin felaketine Iskenderun’da Ingilizce ögretmenligi yapan Kocaelili Mert Onar da yakalandi. Onar, ara tatili Kocaeli’de geçirip depremin yasandigi gece saat 03.45 siralarinda Hatay Iskenderun’a gitti. 17 Agustos 1999’daki depremi henüz 8 aylikken yasayan Onar, bir baska büyük afeti de Iskenderun’da yasadi. Evine gidip yataga girdigi esnada depremi hissettigini belirten Onar, panikle kendisini disariya attigini ve korkunç manzaralarla karsilastigini anlatti. Deprem sonrasi ilk olarak Iskenderun’dan Adana’ya geçebilen Mert Onar, ardindan ailesinin yanina Kocaeli’ye döndü.

"Bir hevesle Hatay’a geri döndüm"

17 Agustos 1999 depremini de yasadigini ve ailesinin zor badireler atlattigini söyleyen Onar, "Gölcük depreminde de hayattaydim fakat o zamanlar 8 ayliktim. Ailemin anlattigi kadariyla bir sürü badireden sonra beni ve annemi Zonguldak’a göndermisler, fakat babamin isinden dolayi kalmasi sebebiyle de sonra yeniden Kocaeli’ye dönmüsüz. Her iki depremi de yasamis birisi olarak söyleyebilecegim tek sey; halkin gerçekten yardima ihtiyaci var" dedi.



"Artik bacaklarimi hissetmemeye basladigimda durumu anladim"

Deprem yasanmadan önce Kocaeli’den Hatay’a gittigini ifade eden Onar, "Ben bir hevesle Hatay’a geri döndüm. Ertesi günü isim var, ögrencilerimi görecegim, tekrar okulda egitime basliyoruz diye sevinçliydim. Gece saat 03.45 siralarinda Iskenderun Otogari’na inebildim. Sonrasinda bir taksi tutup eve gittim. Eve gidip üzerimi degistirip yataga kafami koydugum anda sallantiyi yasadim. Birkaç aydir Iskenderun’da ufak ufak sallanmalar vardi. Beni rahatsiz etmiyordu, uykuma devam edebiliyordum. Ben de basta birazcik sallanir sonra durur diye düsündüm. 2-3 saniye sonra sallantilar daha da arttiginda, dolaplar sallandiginda, esyalarim asagi düsmeye basladiginda ve artik bacaklarimi hissetmemeye basladigimda durumu anladim. Bunlarin hepsi birkaç saniye içerisinde oldu. Ben ögretmenim, deprem tatbikatini yapan biriyim ama ben bile aklima hiçbir sey gelmeden üzerimdeki tisörtle merdivenlerin yarisina kadar indim. Sonra sogugu hatirladim, evime geri dönüp bir yagmurluk ve hazir bir çantayla beraber disari çiktim. Kendimi dördüncü kattan, yaklasik 10-15 saniyede asagiya indirebildim" diye konustu.



"Ben hayattayken bir aile agliyorsa, hayatta olmayan insanlarin aileleri ne durumdalar"

Deprem sonrasi kendisinin ve etraftaki vatandaslarin panige kapildigini anlatan Onar, sözlerine söyle devam etti:

"O sogukta, o yagmurda herkesin korku içerisinde olmasi insani bir panik haline sokuyor. Yerel halk çok anlayisli o konuda. Hemen bir ates yaktilar, etrafinda toplanip isinmaya basladik. Herkes kendi binalarina bakiyor, herkes sevdiklerini aramaya çalisiyordu fakat kimse kimseye ulasamiyordu, telefon hatlari kapaliydi. Anayola çikip binalarin olmadigini gördüm. Bende aslinda panik hali o zaman basladi.

Binalar yola dogru yikilmis ve gidecegimiz yer de yoktu. Binalar yikilmaya devam ettigi için herkes beni itip öbür yana dogru götürmeye çalisiyordu. Bir sekilde arkadasimin yanina dogru gitmeyi kafaya koydum, çünkü kimsem yoktu. O toz bulutunun, enkazlarin, bagirislarin, annelerin, babalarin, eslerin, hayat birikimlerinin enkaz altinda kalmalarini duyarak arkadasimin yanina vardim. Bu arada kendi aileme de ulasabildim. Onlara deprem oldugunu ama güvende oldugumu, korkmamalarini söyledim. Fakat ‘Keske aramasaydim’ dedigim bir zaman da oldu, çünkü direkt aglamaya basladilar. Ben hayattayken bir aile agliyorsa hayatta olmayan insanlarin aileleri ne durumda siz düsünebilirsiniz. Ben düsündükçe elim, ayagim titriyor. Gözümün önünde insan çikardilar, çok sevindim. Battaniyeye sarip, teselli ettiler. Tabii ki cenazeleri de çikardilar, onlari da gördüm. Içimiz kan agladi."

"Içimde orada kalip bir seyler yapmak vardi ama ailemden dolayi döndüm"

Ailesinin istegi üzerine Kocaeli’ye döndügünü kaydeden Mert Onar, "Benim içimde kalip bir seyler yapmak vardi ama ailemden dolayi döndüm. Ailemin tek evladiyim. Kendimi tehlikede hissettim. Zaten o durumda kendime bile bakamiyordum. Bir sekilde otogara gidebildim. Bütün seferler iptal olmustu. Hayirsever bir aile servis kiralamis ve Adana’ya kadar gidecekti. Ona bilet alabildim, sonra Adana’ya gidebildim. Orada soguk mu, geç gelmem mi, hizli olmam mi, ailemin dualari mi, verdigimiz sadakalar mi beni hayatta tuttu bilmiyorum. Su an buradayim. Egitime ara verildi.

Haberlerini aliyorum, çocuklarim hala enkazin altinda. Elimden gelebilecek her seyi yapiyorum. Buradan su depolari, tankerler istiyorlar. Bütün dünya seferber oldu. Böyle acilarin yasanmamasi lazimdi ama yasaniyor. Su an halk gerçekten destegi görüyor. Dayanisma var. Depremi yasamis bir insan olarak herkese çok tesekkür ederim. Dualara da çok ihtiyacimiz var. Dua edin, yardim edin, oturmayin, sessiz kalmayin, bir seyler yapin" seklinde konustu.



"Su anda bile hareketsiz kaldigim zaman oldugum yerde sallaniyorum"

Ilk depremin 9 saat sonrasinda yasanan 7.6’lik depremde nerede oldugunu bile hatirlamadigini ifade eden Onar, "Benim tek hatirladigim durup durup sallandigimizdi. Su anda bile hareketsiz kaldigim zaman oldugum yerde sallaniyorum. Sayisini hiç bilmedigim kadar insan sallandigimizi, deprem oldugunu söylüyordu. Biz mesela arkadasimla kol kola giriyorduk ancak öyle yürüyebiliyorduk. Deprem olup bittikten sonra bile basimiz dönüyordu, zor yürüyorduk. Zaten yollar kirilmisti, kaldirimdan gidiyorduk. Bir yandan binalara bakiyoruz, üstümüze çökecek mi diye endise duyuyoruz. Yani yasadiysam bile hatirlayamiyorum. Hafiza yok orada” dedi.

Kaynak: İHA