'Sari Nokta Hastaliginda 55 Yas Üzeri Kisiler En Riskli Grupta'

Göz Hastaliklari ve Retina Cerrahisi Uzmani Prof. Dr. Nur Acar Göçgil, “Retinamizin merkezi olan makula yani sari nokta, gözün arkasinda bulunur ve retinanin en keskin görüs merkezidir. Makula dejenerasyonu yasa bagli olarak ortaya çikan, genellikle 55 yas üstü kisilerde görülen ve ilerleyen yasla sikligi artan, sik görülen bir göz hastaligidir” dedi.

'Sari Nokta Hastaliginda 55 Yas Üzeri Kisiler En Riskli Grupta'


Özellikle 55 yas üzeri kesimi tehdit eden makula dejenerasyonu veya halk arasindaki adiyla sari nokta hastaligi yüzde 80 oraninda görüs kaybina yol açabiliyor. Hastaligin sürekli ilerleyen bir yapida oldugunu belirten Göz Hastaliklari ve Retina Cerrahisi Uzmani Prof. Dr. Nur Acar Göçgil, “Sari nokta hastaliginin ilerledigi durumlarda tedavi, kalici duruma geçen bozuklugu ancak azaltabilmektedir” ifadelerini kullandi. Erken evrede birçok hastada belirtiler bile görülmezken, hastaligin ileri evrelerinde yasadiklari görme kaybi sebebiyle hastalarin yanlarinda refakatçi olmadan evlerinden dahi çikamaz duruma geldiklerini de hatirlatan Prof. Dr. Göçgil, rutin göz kontrollerinin aksatilmamasi çagrisinda bulundu.

Prof. Dr. Göçgil, “Retinanin en net gören bölgesi olan sari nokta alaninda görmemizi etkileyen pek çok hastalik ortaya çikabiliyor. Bu hastaliklardan en dikkat çekenlerin basinda ise yasa bagli makula dejenerasyonu (sari nokta hastaligi) geliyor. Genetik faktörlerin yani sira 55 yas sonrasi kisilerde sigara kullanimi, kontrolsüz hipertansiyon ve diyabet ile yetersiz beslenme, ultraviyole isiga maruz kalma gibi çevresel faktörler de hastaliga yakalanmada önemli etkenler olarak karsimiza çikiyor” dedi.



“55 yas üstü kisilerde yaygin görülen bir hastalik”

Sari nokta hastaliginin (Yasa bagli makula dejenerasyonu) farkli kisilerde farkli belirtilerle ortaya çikabildigini belirten Prof. Dr. Göçgil, “Retinamizin merkezi olan makula yani sari nokta, gözün arkasinda bulunur ve retinanin en keskin görüs merkezidir. Makula dejenerasyonu yasa bagli olarak ortaya çikan, genellikle 55 yas üstü kisilerde görülen ve ilerleyen yasla sikligi artan, sik görülen bir göz hastaligidir. Belirtiler yoksa teshisin yapilmasi zor olabilir, bir göz görmede sorun yasarken diger göz yillarca normal islevine devam edebilir. Her iki göz de etkilendiginde merkezi görme kaybi daha çabuk fark edilmektedir” açiklamasinda bulundu.

"Kontrolsüz diyabet ve hipertansiyon sari nokta hastaligini hizlandirabiliyor”

Makula veya sari noktadaki hücrelerin düzgün çalismadiginda, görme alanimizin merkezinde bulaniklik veya karanlik alan olustugunu belirten Prof. Dr. Göçgil, “Bir sayfa üzerinde yazili kelimelerin bulaniklasmasi, düz çizgilerin egrilmis, bozulmus gibi görülmesi veya görme alaninin merkezinde siyah ya da gri nokta veya küçük alanlarin olusmasi baslangiç belirtilerindendir. Hastaligin belirtileri ilk önce bir gözde baslayabilir; ancak diger göz iyi durumda oldugunda ve iki gözle bakildiginda bu belirtiler fark edilmeyebilir. Diger gözde de belirtiler ortaya çikmaya baslayinca görme fonksiyonu artik olumsuz sekilde etkilenmeye baslar ve hasta bu durumdan rahatsiz olur. Kontrolsüz diyabet ve bazi ilaçlar, kolesterol yüksekligi, obezite ve hipertansiyonun varligi da sari noktadaki dejenerasyonu hizlandirabilir” dedi.



“Hastalar yanlarinda refaketçi olmadan evlerinden çikamaz duruma geliyor”

Sari nokta hastaliginin ciddi bir hastalik oldugunu ve rutin göz kontrolünün hastaligin ilerlemesinin önlenmesinde büyük öneme sahip oldugunu aktaran Prof. Dr. Göçgil, “Her hastalikta oldugu gibi rutin göz kontrolümüzü aksatmamamiz gerekiyor. Sari nokta hastaligi önlenmedigi taktirde ciddi görme kayiplari ile sonuçlanabiliyor. Her iki gözde ileri evre sari nokta hastaligi bulunan hastalar, yasadiklari görme kaybi sebebiyle yanlarinda refakatçi olmadan evlerinden çikamaz duruma geliyor, gördükleri insanlarin yüzlerini taniyamiyor, okuma ve yazma fonksiyonlarini maalesef yitiriyorlar” seklinde konustu.



“Hastaligin ani gelisen tipi yüzde 80 görme kaybina sebep olabiliyor”

Hastaligin kuru ve yas tip olmak üzere iki tipi bulundugunu belirten Prof. Dr. Göçgil, “Görme aslinda çok önemli bir islem. Göze her isik geldiginde retina uyariliyor ve isik algisi için gelisen reaksiyonlar sonucunda bir takim atik maddeler olusuyor. Bu atik maddelerin temizlenmesi için çalisan hücrelerimiz var. Bu hücrelerde bozulma basladigi zaman atik maddeler retina tabakamiziz altinda birikmeye basliyor. Yasa bagli makula dejenerasyonunun kuru ve yas tip olmak üzere iki alt tipi var. En sik görülen tipi, yüzde 90 gibi bir oran ile kuru tiptir. Hastaligin daha yavas ve uzun sürede görme azalmasina yol açtigi kuru tip dedigimiz durum, retina tabakalari altinda lipid, yagli materyalin birikmesiyle meydana gelmektedir. Kuru tip sari nokta hastaligi yavas ilerler. Hastaligin hizli gelisen ve ani görme kayiplarina sebep olan yas veya neovasküler tipinde ise sari nokta bölgesinde retina altinda anormal yeni damarlar gelisir. Yas tip sari nokta hastaliginda, normal durumlarda kuru olmasi gereken retina tabakasinda meydana gelen sivi birikimi veya kanamalar gerçeklestiginde hastada aniden çok ciddi bulanik görme, baktigi yerleri egri görme gibi sikayetler gelisir. Bu tip, kuru tipe oranla daha az (yüzde 10) görülmekle birlikte yüzde 80 oraninda görme kaybina sebep olabilmektedir. Özellikle hastanin bir gözünde yas tip yasa bagli makula dejenerasyonu gelistiyse diger göz de tehlike altindadir. Bu tipte sistemik kan basincinda ani yükselmeler, sigara kullanimi gibi nedenler yas tipin hem gelisme sürecini hem de tedaviye yaniti olumsuz etkilemektedir” ifadelerini kullandi.

“Erken evrelerde birçok hastada belirti görülmüyor”

Hastaligin yapilan arastirmalara göre 75 yas üzerinde keskin bir sekilde artis gösterdiginin belirlendigini belirten Prof. Dr. Göçgil, “75 yas üstü kisilerde hastaliga yakalanma riski 65 - 74 yas araligindaki kisilere göre üç kattan daha fazladir. Sari nokta hastaliginin erken tanisi, tipik olarak hastanin yasi, retina muayene bulgulari ve aile öyküsü incelenerek konulabilmektedir. Hastaligin erken evrelerindeki birçok hastada belirtilerin fark edilmemesinden dolayi hastalar, ancak tek veya ikinci gözde görmede belirgin bir azalma hissettiklerinde muayene olmaktadirlar. Öte yandan erken evrede dikkatli bir göz muayenesi ve ileri görüntüleme tetkikleri ile tani koymak mümkündür” dedi.

“Sürekli ilerleyen bir hastalik”

FSari nokta hastaliginin sürekli ilerleyen bir hastalik oldugunu söyleyen Prof. Dr. Göçgil, “Erken teshis için risk grubu altindaki kisilerin, haftada bir kez kullandiklari yakin gözlükleri varsa onlari taktiktan sonra gözlerini elleriyle ayri ayri kapayarak görmelerini karsilastirmalari yerinde olur. Hastalarin kendilerini takip etmeleri için, verdigimiz ve Amsler Karti dedigimiz, bulmacalardaki gibi siyah beyaz küçük karelerden olusan takip kartlarinin merkezindeki noktaciga odaklanarak, egri görme, karanlik alan görüntüsü olup olmadigini her bir gözde ayri ayri kontrol etmelerini önemsiyoruz. Bu hastanin kendisini takip yöntemi; çünkü bu hastalikla en önemli mücadelelerin basinda sürekli takip gelmektedir. Eger yeni bir belirti fark edilirse zaman kaybedilmeden göz hastaliklari uzmanina basvurulmasi gerekmektedir” açiklamasinda bulundu.

Prof. Dr. Göçgil, hastaligin tedavi süreci ile ilgili söyle konustu:

“Kuru tip için sari noktada bulunan pigment, antioksidan vitamin ve minerallerle destek tedavinin etkinligi uzun yillar süren çok merkezli çalismalarla gösterilmis durumda ve kullaniliyor. Diger sistemik hastaliklarin kontrollü takibi ve ultraviyole isiktan korunma, sigara içilmemesi de ayrica önemli. Yas tip sari nokta hastaliginin tedavisinde, yeni damarlanmalarin gelisimini ve sivi sizmasini baskilayan anti VEGF etkili ilaçlar, göz içine enjeksiyon seklinde uygulaniyor ve belli araliklarla tekrarlanmasi gerekiyor. Özellikle erken tani konarak, hastalik ilerlemeden uygulandiginda, bu tedaviler görmeyi artirip, görme kaybini engelliyor, egri görmeyi büyük oranda düzeltiyor ve hastanin günlük aktivitelerini yapabilmesini sagliyor. Öte yandan, hastaligin ilerledigi durumlarda, kalici hasar olustugunda veya sari noktada genis bir alani kapladiginda tedavi etkili olsa da, görme kaybini ancak azaltabiliyor. Yine bazi nadir durumlarda, hastaya damardan özel bir ilaç verilerek, sadece anormal damarlari etkileyen ve retina hücrelerinde hasar yapmayan farkli bir lazer tedavisi olan fotodinamik tedavi (PDT) de enjeksiyonlarla birlikte uygulanabilmektedir. Göz içine uygulanan anti VEGF ilaç olarak yeni moleküller de beklenmektedir.

“Katarakt ameliyat öncesinde ne kadar görüs kazanilacagi tespit edilebiliyor”

Yas tip sati nokta hastaligi varsa enjeksiyon tedavileriyle durum kontrol altina alinana kadar katarakt ameliyatini uygulanmamaktadir. Kuru tip sari nokta hastaligina katarakt da eslik ettiginde göz içine yerlestirilecek mercek veya lens tek odakli tercih edilmelidir. Akilli lens adiyla da bilinen üç odakli mercekler ile bu hastalarda ameliyat sonrasinda görüntü kalitesi düsük kalmaktadir. Çok ileri bir görme kaybi oldugunda ise, retina üzerine düsen görüntünün büyütülmesi sayesinde hastanin daha iyi görmesine yardimci olabilecek özel mercekler de kullanilabilir. Bu mercekler için ameliyat öncesinde ön deneme (simülasyon) yapilmakta ve hastanin ameliyat sonrasi görme kapasitesinde anlamli bir artis saglaniyorsa bu mercekler planlanmaktadir.”
Kaynak: İHA