Milli Egitim Bakani Mahmut Özer, 'Siddet Ve Medya Çalistayi'Na Katildi

Milli Egitim Bakani Mahmut Özer, “Siddet ve Medya Çalistayi”na katildi. Burada konusan Özer, Aile Okulu Projesini baslattiklarini belirterek, "Su ana kadar 1 ay gibi kisa sürede 137 bin aileye ulastik. Hedefimiz 2022 yili sonuna kadar 1 milyon aileye ulasmak" dedi.

Milli Egitim Bakani Mahmut Özer, 'Siddet Ve Medya Çalistayi'Na Katildi
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ev sahipliginde düzenlenen “Siddet ve Medya Çalistayi” Istanbul’da basladi.

Medyada siddet içerikli yayin ve programlara yönelik farkindaligin artirilmasi ve söz konusu içerikler sebebiyle toplumsal sagligin zarar görmesinin önüne geçilmesini amaçlayan çalistaya, Milli Egitim Bakani Mahmut Özer, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardimcisi Ridvan Duran, RTÜK Baskani Ebubekir Sahin, meslek örgütü temsilcileri ve medya kuruluslari yöneticileri katildi.

Çalistaya Ihlas Haber Ajansi’ndan katilan isim ise Ihlas Haber Ajansi Görüntülü Haberler Servisi Müdürü Esra Simsek oldu. Çalistayda konusan Bakan Özer sözlerine, İçel’deki terör saldirisinda sehit olan polis memurunun ailesine bassagligi dileyerek basladi.

Bakan Özer, medyada siddet söyleminin ögrencileri de olumsuz etkiledigini, bakanlik olarak konu ile ilgili birçok çalisma gerçeklestirdiklerini söyledi.



“Giderek bilgiye maruziyet artarken dogru bilgiye erisim zorlasmaya basladi"

Gelisen teknolojinin beklentilerin aksine dogru bilgiye erisim konusunda yeni sorunlar ortaya çikardigini belirten Milli Egitim Bakani Mahmut Özer, “Iletisim teknolojileri akillandikça bagimliligin istenmeyen bir durum degil, tam tersine niyetlenen ve istenen bir durum oldugunu görüyoruz. Gençlerin dijital bagimliligin sadece online oyunlarla degil, diger sosyal medya platformlarinin da desteklenmesiyle birlikte tüm dünyada gençlerin bagimlilikla mücadele etme veya davranissal bozukluklarla, Amerikan Psikiyatri Birliginin de 2014 yilindan itibaren artik tanimladigi davranissal bagimliliklarla, bu iletisim mecralari arasindaki iliskiler artik tartisma gündemlerinde yerini almaya basladi.

Bagimlilik arttikça bireysellik çok daha fazla artmaya basladi.

Gençlerimiz çok daha fazla yalnizlasmaya, evde aile bireyleriyle iletisimlerini mümkün oldugu kadar minimumda tutmaya basladilar. Özellikle Covid-19 salgini döneminde yüz yüze egitime ara verilmesi bu süreçleri çok daha fazla pekistirdi. Giderek bilgiye maruziyet artarken dogru bilgiye erisim zorlasmaya basladi.

Artik hakikat, bilgi çok daha gömülü, çok daha erisilebilmesi zor olan seyler olmaya basladi.

Aslinda bizim beklentimiz, teknoloji arttikça, modernlesme ile küresellesme ile birlikte bilgiye erisimin kolaylastigi bir ortam beklerken tam tersine, tarihin hiçbir döneminde olmadigi kadar bagimliligin arttigi ve çok azinlikta olan, teknolojiyi üreten bir grubun, dünyanin büyük kesiminin tercihine, davranislarina, tepkilerine müdahale edebildigi yeni bir sisteme dogru evrilmeye basladi.

Bunlarin en önemli iki konusu, medyada siddetin çok görünürlügün artmasi, ikincisi de dogru bilgiye erisimin gittikçe zorlasmasi. Bagimlilikla ilgili Milli Egitim Bakanligi olarak gençlerin mümkün oldugu kadar sosyallesme kapasitelerini artirma ve bagimliliktan uzak tutma ile ilgili elimizden gelen çabayi sarf etmemize ragmen gerçekten çok meydan okuyucu bir problemle karsi karsiya oldugumuzu not etmemiz gerekiyor. Bu sadece Milli Egitim Bakanliginin tek basina çözebilecegi bir sey degil. Tüm bakanliklarin, tüm toplumun bir araya gelerek genç neslin, sadece akademik becerilerle degil, saglikli bir sekilde büyümesi ile ilgili de ortak kafa yormasi gereken, çaba sarf etmesi gereken bir alan olarak ortada durmaktadir” dedi.



“En büyük görevimiz iletisim becerileri güçlü bireyler yetistirmek”

Milli Egitim Bakanligi olarak amaçlarinin, ögrencilerin iletisim becerileri güçlü, saglikli bireyler olarak yetistirmek oldugunu söyleye Özer, “Egitim sisteminin çerçevesini düsündügümüz zaman, yüksek ögretimi de dahil ettigimizde 25 milyonluk firsat penceresi çok güçlü olan bir genç nüfusa sahibiz. Gençlerimizin dünyadaki akranlari ile rekabet edebilmesi için akademik becerileri güçlü bir sekilde yetistirmek Milli Egitim Bakanliginin tek amaci olamaz. Ayni zamanda onlarin saglikli bireyler, psikolojik, duygusal gelisimlerini ve iletisim becerilerini güçlendirecek saglikli bireyler olarak yetistirmek de bizim en büyük görevimiz. Bu görevi yaparken çocuklarimizin gençlerimizin özellikle siddet içerikleri ile çok siklikla karsi karsiya kalmalari onlarin psikolojik, duygusal durumlarinda travmalara yol açacaktir. Bu travmalar akranlariyla iliskilerini etkiledigi gibi, okul ortamindaki ikliminin de bozulmasinda çok büyük etkisi olacak. Siddeti sadece fiziksel bir siddet olarak tanimlamiyorum. Aslinda yanlis bilginin, dogru olmayan bilginin de hakikate karsi islenmis bir siddet olduguna inaniyorum” seklinde konustu.



“137 bin aileye egitim verildi.

Amacimiz 1 milyon aileye ulasmak”

“Iletisimi güçlü bir toplum insa edebilmemiz için sadece Milli Egitim Bakanliginin, Içisleri Bakanliginin degil, Aile Bakanligimizin degil, tüm bakanliklarimizin, tüm kurumlarin, tüm medya temsilcilerimizin sorumlu bir sekilde hareket etmesinde büyük fayda var” diyen Bakan Özer, Milli Egitim Bakanligi olarak attiklari adimlardan bahsetti. Özer, “Biz bakanlik olarak bu konuda, özellikle medyada siddet, yanlis bilgi baglaminda önemli adimlar atiyoruz. Bunlardan bir tanesi RTÜK Baskanimizla birlikte yürüttügümüz medya okuryazarligi seçmeli dersidir. Okuryazarlik seçmeli dersimizi egitim sistemimizde gençlerimizin dogru bilgiye medya okuryazarlik kapasitesini artirma ve dogru bilgiye erismedeki dikkat edilecek hususlarla ilgili bilinçlendirmeye önemli katki sunmaya çalisiyoruz. Ayni zamanda yakin zamanda Emine Erdogan Hanimefendi’nin himayesinde Aile Okulu Projesini baslattik. Amacimiz aile içi iletisim, kültürel degerler, çocuklarin gençlerin madde ve internet bagimliliklarinin azaltilmasinda ailenin farkindaligini artirma, çevre bilincini artirma ama en önemlisi iletisim, bagimlilik ve dogru bilgiye erisimle ilgili bir Aile Okulu baslattik. Su ana kadar bir ay gibi kisa sürede 137 bin aileye ulastik. Hedefimiz 2022 yili sonuna kadar 1 milyon aileye ulasmak. Üçüncü boyut ise ögretmenlerimizdir. Ögretmenlerimizin kisisel ve mesleki gelisimlerini çok önemsiyoruz. Bakanlik olarak sadece mesleki becerilerini degil, ayni zamanda bir örnek birey olarak okulun ekosistemi içinde rol model olarak yer almalari nedeniyle iletisim becerilerini artirma anlaminda medya ile iliskileri internet bagimliligi anlaminda da sürekli bilgilendirme, gelisimlerini artirma, farkindalik düzeyini artirma noktasinda hizmet içi egitimler vermeye devam ediyoruz. Okullar toplumun yansidigi yerler. Okulda ne görüyorsak toplumda o vardir. Bu bilinçle hareket ettigimiz zaman okula yaklasimimizin da degisecegini, haber kurgularina da bunun yansiyacagina inaniyorum” dedi.



“Siddet içerikli yayinlar çocuklarda psikolojik travmaya yol açiyor

Programda konusan RTÜK Baskani Ebubekir Sahin, “Siddet konusu tüm toplumlarin oldugu gibi maalesef bizim de sorunumuz. Bu konuda yayincilik otoritesi RTÜK olarak üzerimize düseni yapmaya çalisiyoruz. Reyting kaygisiyla zaman zaman medya tarafindan siddetin oldugu gibi verilmesini üzülerek görmekteyiz. Siddet içeriklerine fazlaca yer veren yayin politikalarinin kisilerde psikolojik travmaya neden oldugunu biliyoruz. Çocuklarda kötü dünya sendromu dedigimiz bir sendroma yol açtigi da bilim insanlari tarafindan tespit edildigini de bilmekteyiz. Siddet içerikli yayinlar sadece haber bültenleriyle sinirli degil. Siddet yayinlarina karsi önlem aldigimizi belirtmek istiyorum. Medyadaki siddetin toplumsal etkileri hakkinda bir saha arastirmasi yapmayi düsünüyoruz. RTÜK bünyesinde yer alan yayinlarda siddet ihtisas komisyonunu akademisyenlerin de katilimlariyla yapisinin güçlendirilmesi ve daha aktif hale gelmesini saglayacagiz. TV yayinlarinda siddetin ölçülmesi ve izleyicilerin siddeti algilama düzeylerinin arastirilmasi projesini baslatiyoruz. Siddet konusunda akademik uzmanligi bulunan seçkin psikolog, sosyolog ve akademisyenlerin katilimlariyla çalistaylarimizi yapmaya devam edecegiz. Ülkemizde medyayla siddetin iç içe geçtigi, medyanin siddet üzerindeki, siddetin dagilimi ve yayilmasi üzerindeki etkisinin çok aza indirildigini söylemek isterim. Fakat eksiklerimiz var. Toplumumuzda ve yayinlarimizda siddetin her türlüsüne karsi oldugumuzu belirtmek istiyorum” ifadelerini kullandi.
Kaynak: İHA