BYPASS Ameliyati Hakkinda Bilinmesi Gerekenler

Eskisehir Özel Ümit Batikent Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmani Doç. Dr. Derih Ay, Koroner Arter Baypas Cerrahisi yöntemine iliskin bilgiler verdi.

BYPASS Ameliyati Hakkinda Bilinmesi Gerekenler
Koroner arter bypass ameliyatinin, kalbi besleyen atardamarlarda (koroner) olusan daralma ya da tikanma nedeniyle yapilan cerrahi bir islem oldugunu belirten Doç. Dr. Derih Ay, bu durumda stentleme adi verilen yöntemle damara müdahale edilebildigini söyledi.

Stentleme yönteminin ileri derece damar tikanikligi durumlarinda, damar hastaligi olan kisilere ve seker hastalarina uygun olmadigini dile getiren Ay, bu hastalarda bypass ameliyatinin tercih edildigini kaydetti.



Damar tikanikliginin sebepleri ve belirtileri

Bypass cerrahisinin detaylari öncesinde damar tikanikligini meydana getiren unsurlar hakkinda bilgi veren Ay, konuya su sekilde açiklik getirdi:

“Koroner arter hastaliginda en önemli risk faktörü genetik faktörlerdir. Diger yandan dengesiz beslenme, yüksek kolesterol, diyabetik hastaliklar, hareketsiz bir yasam ve obezite de diger risk faktörlerini olusturuyor. Ayrica anne ve babasinda bu tür bir kalp rahatsizligi geçmisi olan kisilerin de bizde de olma ihtimali var düsüncesiyle kontrolden geçmelerinde fayda var. Özellikle de seker hastalarinda agrisiz kriz olabiliyor. Erkeklerde 40, kadinlarda da 45 yasindan sonra yilda bir defa bir kardiyoloji kontrolünden geçmekte fayda var.”

BYPASS ameliyati nasil yapilir?

Üreme çagindaki kadinlarda, kalp krizi geçirme riskinin, hormonlardan kaynakli olarak daha düsük oldugunu aktaran Dr. Ay, menopoz sonrasindaki kadinlarda ve erkeklerde, kriz görülme riskinde oransal bir farklilik olmadigini kaydetti.

Ay, bypass ameliyatinin hangi durumlarda gerekli görüldügünü ise söyle anlatti:

“Kiside efor sirasinda gögüs agrisi ve çeneye yayilan bir uyusma oldugu zaman ya da ani bir kalp krizi gelistiginde hastalar kalp hastaliklari uzmanina basvuruyorlar. Öncelikle taninin konulmasi gerekiyor. Tani sonrasi, damarlardaki darlik ya da tikanmanin siddetine göre bir derecelendirme yapiliyor. Bizim ameliyat karari vermemizdeki en önemli etken sol arter dedigimiz kalbin en önemli ve kalbi besleyen damarinda yüzde 70 ve üzeri tikaniklik ya da daralma olmasidir.”

Bu durum sonrasinda hastanin ameliyat öncesinde sah damarlarinin durum degerlendirilmesi, böbrek fonksiyonlarinin ölçülmesi, kalbin eko ölçümü gibi pek çok tektik gerçeklestirildigini ifade eden Dr. Ay, ameliyat hakkinda ise sunlari kaydetti:

“Son dönemlerde daha gelistirilmis teknolojik yöntem olan minimal invaziv yöntem (kapali) yöntem ile hastanin sol meme altindan 6-7 santim boyutunda bir kesi ile hastanin kalbine ulasilir ve vücuttaki uygun bazi damarlar kullanilarak sorunlu damar düzeltilir. Kalp ve akcigerin fonksiyonlari bazi hastalarda durdurulur, bazi hastalarda ise kalp çalisirken bu islem uygulanabilir. Bazi durumlarda ise açik kalp ameliyati tercih edilebilir. Hasta özelinde hangi yöntemin uygulanmasinin daha dogru olduguna karar verilir. Her yöntem her hastaya uygun olmayabilir. Iminimal invaziv yöntem, açik yönteme göre hasta konforu ve sonrasindaki toparlanma süreci için daha iyi bir yöntemdir. Ancak bazi durumlarda açik ameliyat hasta için daha iyi bir yöntem olabilir.”

Ameliyatin riskleri nelerdir?

Bypass ameliyatlarinin ciddi bir operasyon oldugunu ve bu nedenle de islem öncesinde hastanin tüm organlarinin degerlendirildigini ifade eden Dr. Ay, ameliyat sonrasinda görülebilecek risk faktörlerini de açikladi.

Dr. Ay sunlari söyledi:

“Hiçbir risk faktörü tasimayan bir hastada bile ameliyatin riski yüzde 1-1,5 civarindadir. Ameliyatin riskleri arasinda ise, hayati tehlike, felç geçirme, böbrek yetmezligi gelismesi, yogun bakim süresinin uzamasi, çoklu organ yetmezligi gelismesi ve solunum cihazindan uzun süre ayrilamama gibi komplikasyon risklerinin görülmesi hastalarda yüzde 1-1,5 civarindadir. Bu nedenle ameliyat öncesinde hastalarda detayli bir inceleme yapilir. Seker ve morbid obezite hastaliklari olmayan bir hastanin ameliyat sonrasinda iyilesme süresi ortalama 1 aydir.”

Ameliyat sonrasi dikkat edilmesi gerekenler

Hastalari ameliyat öncesinden baslamak üzere özellikle de hayat tarzini degistirme ve daha saglikli bir yasam sürme konusunda da adimlar atma yönünde bilgilendirdiklerini ve ameliyat sonrasinda da bu hususlari hayata geçirmeleri gerektiginin altini çizen Ay, bypass ameliyati olanlara önerilerde bulundu. Dr. Ay, önerileri söyle siraladi:

“Hastalar ameliyattan 3-4 gün sonra yara yerlerine su degdirmemek kosuluyla banyo yapabilirler. Bir hafta sonrasinda disariya çikip yürüyüs yapabilirler. Bir ay sonrasinda yan dönerek ya da yüzüstü seklinde yatabilirler. Hastalar sigaradan uzak durmali, kolesterolüne dikkat etmeli, seker tüketimini azaltmali ve egzersiz yapmali. Damar tikanikligi sorununu ameliyat asamasina gelmeden ilaçla önlemek mümkün degil ancak hayat tarzini daha saglikli bir hale getirerek yavaslatmak mümkündür. Bazi hastalarda ilerleyen dönemlerde tekrar damarlarda tikaniklik ya da daralma olabiliyor. Bu durumlarda da yeniden bir ameliyat ya da balon tedavisi islemi uygulamak gerekebiliyor. Kalp ana organ. Kalp olmadan yasanmasi mümkün degil. Herkes kalbine iyi bakmali.”
Kaynak: İHA