Almanya'da polisin ırkçı saldırısına uğrayan Türk'e bir şok da doktordan! 'Ölmediğine şükret'

Köln’de 15 polisin evlerini basarak öldüresiye dövdüğü Erkan Küçük, tedavi için götürüldüğü hastanede ikinci şoku yaşadı. Küçük’ün eşi Şeyda Küçük hastanedeki doktorun kendilerine, “Şükredin, Amerika’da olsaydınız şimdiye ölmüştünüz. Biz iyiyiz ve size bir şey yapmadık” dediğini anlattı.

Almanya'da polisin ırkçı saldırısına uğrayan Türk'e bir şok da doktordan! 'Ölmediğine şükret'
Almanya'da polisin ırkçı saldırısına uğrayan Türk'e bir şok da doktordan! 'Ölmediğine şükret'
Almanya’da polis şiddeti hız kesmiyor. Köln şehrinde yaşayan Erkan ve Şeyda Küçük çifti, 15 polisin evlerinde düzenlediği baskınla büyük bir dehşet yaşadı. Erkan Küçük, aynı binada oturan 9 yaşındaki yeğenine oyuncak silah alması sebebiyle ölesiye dayak yedi. Bir Alman komşunun ihbarı üzerine baskın düzenleyen polisler, eşinin gözü önünde genç adamı dakikalarca dövdü. Küçük çifti ikinci şoku tedavi için gittiği hastanede yaşadı. Kendilerini tedavi eden Doktor, “Şükredin Amerika’da olsaydınız şimdiye ölmüştünüz” dedi. Polis şiddetine maruz kalan Şeyda Küçük, yaşadıkları dehşeti Yeni Şafak’a anlattı.

KAFASINA TORBA GEÇİRDİLER

Hala şoku atlatamadıklarını belirten Küçük, şunları kaydetti: “Eşimin kardeşi ve Alman eşi alt katta oturuyorlar. 9 yaşındaki oğullarının doğum günüydü. Pazar günü her yer kapalı olduğu için eşim, semtimizde kurulan pazara gidip bir oyuncak silah aldı. Biz her şeyden habersiz evde otururken kapı çaldı. İçeri aniden dört Alman özel harekat polisi girdi ve hiçbir şey sormadan eşimi dövmeye başladılar. Ne olduğunu anlayamadık. Başımı örtmeme izin vermediler. Bir polis bana silah doğrulttu. Evde 4 istihbarat, 5 kriminal, toplam 15 polis ve arama köpeği vardı. Polis bana evi 3 saattir drone ile izlediklerini söyledi. Eşimi gözümün önünde dakikalarca dövdüler. Daha sonra onu yatak odasına götürdüler. Seslerini duyuyordum. Orada başına siyah torba geçirip, ellerini arkadan kelepçelediler. Burnu kırıldı, gözündeki hasarın boyutları henüz belli değil. Bu süreçte hiçbir soruma cevap vermediler. Bana susmamı söylediler.

Yasal süreci başlatan aile, Türk makamlarının kendilerini yalnız bırakmadığını, Alman makamların ise konuyla asla ilgilenmediğine dikkat çekti. Psikolojik destek almaya başlayan genç Erka Küçük'ün eşi Seyda Küçük, “Her kapı çaldığında aynı anları tekrar yaşıyorum. Tamamen alt üst olduk. Bize yaşattıklarının hesabı sorulsun istiyoruz. Eşimi döven polislerin, bizi ihbar eden ırkçı komşumuzun adalet önüne çıkması için çaba harcayacağız.” dedi.

Yasal süreci başlatan aile, Türk makamlarının kendilerini yalnız bırakmadığını, Alman makamların ise konuyla asla ilgilenmediğine dikkat çekti. Psikolojik destek almaya başlayan genç Erka Küçük'ün eşi Seyda Küçük, “Her kapı çaldığında aynı anları tekrar yaşıyorum. Tamamen alt üst olduk. Bize yaşattıklarının hesabı sorulsun istiyoruz. Eşimi döven polislerin, bizi ihbar eden ırkçı komşumuzun adalet önüne çıkması için çaba harcayacağız.” dedi.

DOKTORUN SÖZLERİNE İNANAMADIK

Her anlamda büyük bir şiddet gördük. Eşimi doktora götürdüğümüzde Alman doktorun sözlerine inanamadım. Doktor bize, ‘Şükredin, Amerika’da olsaydınız şimdiye ölmüştünüz, dua edin biz iyiyiz ve size bir şey yapmadık.’ dedi. İnanamadım. Üstelik suçsuz olduğumuz ortada. Eşim Almanya’da doğmuş ve buranın vatandaşı. Sakallı olduğu ve Müslüman olduğu için böyle bir şiddet uygulama hakkını kendilerinde gördüler.

IRKÇI BİR KOMŞU İHBAR ETTİ

Olayın sorumlusunun ırkçı bir Alman komşu. Bizi ihbar edenin o olduğunu düşünüyoruz. Onun yüzünden bize dünyanın en büyük suçunu işlemişiz gibi davrandılar. Bütün sokağı kapattılar, dron ile evin içinden çektikleri örtüsüz fotoğraflarımı baskından önce bütün mahalleye dağıtmışlar. Çok utandım. Burada Almanlar ağırlıkta oturuyor. Mahallede ilk defa böyle bir olay yaşadıklarını söyledi. Her şeye rağmen komşularımız ve arkadaşlarımızın bize destek olması güç verdi.

YALAN HABER YAPTILAR

Alman basını da olayları çarpıttı. Haberlerde şahsı evden kaçarken yakaladıklarını ve direndiği için etkisiz hale getirdiklerini yazmışlar. Olanlara rağmen zanlıyı doktora götürdüklerini söylemişler. Asla böyle bir şey yaşanmadı. Üstelik polis doktora giderken bizimle gelmedi ve siz gidin sonradan haberleşiriz dediler. Aramadılar ve onun durumunu sormadılar. Yayınladıkları haberde yanlış alarm ifadelerini kullanmışlardı. Tek doğru söz buydu.”