Silahla Yaralanan Tarkan Özer'e Hayata Döndüren Müdahale

Bir süre önce silahla yaralanan ve kaldirildigi hastanenin acil servisi tarafindan Ankara Atatürk Sanatoryum Egitim ve Arastirma Hastanesine sevk edilen Tarkan Özer, yapilan müdahalelerin ardindan hayata döndürüldü.

Silahla Yaralanan Tarkan Özer'e Hayata Döndüren Müdahale
Bir kiz çocugu babasi olan 48 yasindaki Özer, geçimini uzun yol soförlügü yaparak sagliyordu. Silahla yaralanma sonucu agir yarali olarak bir hastanenin acil servisine kaldirilan Tarkan Özer gerekli müdahalenin ardindan oradan da Ankara Atatürk Sanatoryum Egitim ve Arastirma Hastanesine sevk edildi. Ölümle burun buruna mücadele eden Özer’e, hastane KBB. Klinigi Egitim ve Idari Sorumlusu Prof. Dr. Aydin Acar ve ekibi müdahale etti. Yasama tekrar döndürülen Özer bir süre yogun bakim tedavisinin ardindan ameliyata alindi. Yogun bakimdan çikar çikmaz ise ilk cümlesi "Dondurma yemek istiyorum" oldu.

IHA muhabirine yasadigi süreci anlatan Tarkan Özer, "Silahli bir yaralanma oldu. Yaralanmanin seklini ve nedenini konusarak tekrar ayni seyleri yasamak istemiyorum. Hastaneye gelis seklimi hatirlamiyorum. Sanirim bir hastanenin acil servisine götürmüsler, acil servis tarafindan müdahale yapildiktan sonra oradan da derhal bu hastaneye sevk etmisler. Burada hemen beni yogun bakima almislar. Sonra da ameliyat ettiler. Su anda hayata yeniden döndüm. Yürüyorum, geziyorum konusabiliyorum. Yavas yavas üzerimdeki bu saglik aletlerinden de kurtulacagim. Normal gidaya dönecegim. Aydin hocam ve ekibi bu iste bir numaraymis. Allah rast getirdi. Tekrar hayata döndüm" ifadelerini kullandi.

"Disariyi ve yasami çok özledim. Buradan çikar çikmaz dondurma yiyecegim" diyen Özer duygularini söyle anlatti:

"Bol bol gezip yürüyecegim. Allah bana ikinci bir sans verdi. Bunu çok iyi degerlendirmek istiyorum. Yasamaktan daha güzel sey yok bence. Her seyi sil bastan yasamak istiyorum. Sevginin, annenin, ailenin her seyin kiymeti daha farkli oldu simdi bende. Nefes almak bile büyük bir nimet. Ikinci bir defa yasama sansi bulan bir insan olarak söyleyecegim tek sey, mutlaka ve mutlaka hayatlarinda hiçbir seyi kafalarina takmasinlar, su akar yatagini bulur. Dert, sikinti insana istemedigi seyleri yaptirabilir. Oysaki hayatta yasamaktan daha degerli ne var ki. Bu baglamda beni yasama tutunmami saglayan basta Prof. Dr. Aydin Acar ve ekibi olmak üzere Ankara Atatürk Sanatoryum Egitim ve Arastirma Hastanesi tüm çalisanlarina yürekten tesekkür ediyorum."

Hastayi tekrar yasama döndüren SBÜ Ankara Atatürk Sanatoryum Egitim ve Arastirma Hastanesi Kulak Burun Bogaz Klinigi Egitim ve Idari Sorumlusu Prof. Dr. Aydin Acar ise yaptigi açiklamada, "Hastamiz 48 yasinda erkek hasta. Nisan ayinin 12’sinde atesli silah yaralanmasi sebebiyle baska bir hastaneden buraya sevk ile getirildi.

Hasta nefes alamiyordu. Hastanemize gelir gelmez gerekli müdahaleleri yaptik, 24 Nisan’da ameliyata aldik. Ameliyatta alt çene dedigimiz mandibula kemiginde kiriklar vardi. Biz bu alana cerrahi olarak hem mini plaklar hem normal plaklarla beraber kemik onarimi yaptik. Sonrasinda hastaya nefes borusundan delikler açarak rahat nefes almasini sagladik. Yaklasik bir haftalik dönemden sonra nefes borusundaki deligi kapattik ve normal takibe devam ettik. Su anda yaklasik ikinci haftamiz. Yeme içmesi de düzene girdi. Insallah bugün de taburcu edecegiz" ifadelerini kullandi.

Prof. Dr. Aydin Acar, ameliyat süreci ile ilgili su bilgileri verdi:

"Silahli yaralanmayla gelen hastada mermi bulamadik. Mermi kafaya ve özellikle alt çenede tahribat vererek terk etmisti. Mevcut lezyon yerindeki parçada kiriklar olusturmustu. Bu kiriklarla beraber doku kaybi vardi. Biz hem o kiriklari onarimla beraber mevcut doku kayiplarini yine hastadan tamamlayarak tedavi planina gittik. Hastamiz geldiginde birkaç günlük yogun bakim süreci yasadi. Orada gerekli müdahaleleri yaparak takip ettik. Sonrasinda ameliyat daha sonrasinda da servisimizde takip ettik. Hastanin yeme, içme ve gerekli diger seyleri planladiktan sonra bugün itibari ile taburcu ediyoruz. Taburcu ederken de dikkat etmesi gereken durumlar hakkinda gerekli uyari ve önerilerimizi yaptik."

Öte yandan, bir an olsun oglunun basindan ayrilmayan hasta annesi Nurfer Özer (65) ise, "Haberim oldugu zaman dünya basima yikildi. Rabbime ne olur onun canini alma benim canimi al diye bagirdim. Bir anne için evlat kaybetmek tarif edilemez bir aci. Hele elinden bir sey gelmiyorsa siginiyorsun duaya. Ümidimi kaybetmedim. Gözü yasli günlerce dua ettim. Çok sükür dualarim kabul oldu. Rabbim isinin ehli bir doktor ve ekibini karsimiza çikartti. Hamdolsun sükür olsun, ogluma tekrar bir yasam hediye ettiler. Prof. Dr. Aydin Acar ve ekibine can borçlandim. Benim oglumu kurtardi. Rabbim onlardan razi olsun" seklinde duygularini dile getirdi.
Kaynak: İHA