Memur-Sen Toplu Sözlesme Kongresi'nin Sonuç Bildirgesi Açiklandi
Memur-Sen ve Ankara Yildirim Beyazit Üniversitesi tarafindan organize edilen ve 4-5 Nisan’da gerçeklestirilen 4688 Sayili Kanun ve 10. Yilinda Toplu Sözlesme Kongresi’nin sonuç bildirgesi açiklandi.
Toplu sözlesmenin masaya yatirildigi kongrenin sonuç bildirgesi Memur-Sen tarafindan kamuoyuna açiklandi. 4688 Sayili Kanun ve 10. Yilinda Toplu Sözlesme Kongresi’nin sonuç bildirgesinde mevcut kanunun ve toplu sözlesme düzeneginin yetersizligine vurgu yapilirken kamu görevlilerinin memnuniyetini artiracak bir toplu sözlesme için çözüm önerileri paylasildi.
“Taraflari, süresi, isleyisi, grevsiz toplu pazarlik anlayisiyla mevcut toplu sözlesme sistemi sürdürülebilir degildir” ifadelerinin yer aldigi bildiride kamu görevlilerinin grev hakkina sahip olmasi gerektigi vurgulandi.
Daha önceki toplu sözlesmelerde tartismalara neden olan hakem heyetinin yapisina da yer verilen bildirgede “Kamu Görevlileri Hakem Kurulu yapisi ve üye dagilimi yetkiyi esas alacak sekilde adil, esit ve tarafsiz olmali, Hakem Kurulu Baskani belli olmali, Kurul’da bulunanlar seçme usulüyle belirlenmemelidir. Hakem Kurulu görüsmeleri toplu sözlesme görüsmelerinden bagimsiz olmali ve süresi 5 günle sinirlandirilmamali, Hakem Kurulu’na üzerinde mutabakata varilamayan tutanaklar gönderilmeli, Hakem Kurulu tutanaklari esas almali, uzlasilan konular tekrar görüsülerek süre ziyan edilmemelidir” ifadeleri yer aldi.
Toplu sözlesmelerin süresinin yetersiz oldugu belirtilen bildirgede müzakerelerin agustos ayi içerisine sikistirilmamasi gerektigi kaydedildi. Bildirgede ayrica KPDK ve KIK gibi sosyal diyalog mekanizmalarinin genisletilmesi gerektigine isaret edilerek KPDK ve KIK’in islevselliginin artirilmasi, toplanma araligi süresi düsürülmesi, toplantilara katilacak kurumlarin belli olmasi, alinan kararlarin da komisyonlar marifetiyle yürütülmesi ve denetlenmesi gerektigi belirtildi.
“Örgütlenme özgürlügü çerçevesinde sendika üyesi olmayi tercih etmeyen veya yetkili sendikaya üye olmayan kamu görevlileri, toplu sözlesme hükümlerinden yetkili sendikaya ‘dayanisma aidati’ ödeyerek yararlanmalidir” denilen bildirgede ayrica su çözüm önerilerine de yer verildi:
“Geçmis dönemlerde elde edilen kazanimlar ile ILO yetkili organlarinin kararlari dikkate alinarak, toplu sözlesmenin çerçevesine mali ve sosyal haklar yaninda ‘özlük haklari ve çalisma sartlari’ da dahil edilmelidir. Tekliflerin topluca görüsülmesi usulü yerine, genel toplu sözlesme ve her bir hizmet koluna iliskin toplu sözlesme teklifleri ayri ayri görüsülmeli, toplu sözlesme görüsmeleri sadece agustos ayi içerisine sikistirilmamali, istisarelerin saglikli yapilmasi için süre siniri kaldirilmalidir. Çözüm üretmeye elverisli yapinin olusturulmasi için Kamu Isveren Heyeti Baskani ve temsilcileri belirli olmali, tekliflerin ilgili kurumlarca degerlendirilebilmesi için kamu kurum ve kuruluslarinin temsilcileri üst düzey olmali ve sayisi artirilmalidir. Toplu Sözlesme hükümlerinin uygulanmasi noktasinda olusacak tereddütler, sadece toplu pazarligin bir tarafi olan kamu isvereni tarafindan yorumlanmamali, toplu sözlesmenin diger tarafi olan yetkili konfederasyon/sendikanin dahil olacagi komisyon tarafindan tereddütler giderilmelidir. Kanun’a toplu sözlesmenin uygulanmamasina neden olan durumlari bertaraf edecek cezai müeyyideler eklenmeli, hükümlerin uygulanmasini kisitlayacak ve engelleyecek uygulamalardan kamu isvereni kaçinmali, toplu sözlesme özerkligi geregi toplu sözlesme hükümlerinin tam ve eksiksiz uygulanmasini saglayacak hususlar bizatihi sözlesmede yer almalidir.”