(Güncelleme) Baskan Konuk'tan Uluslararasi Kooperatifçilik Günü Mesaji
25. ve 26. Dönem AK Parti Karaman Milletvekili ve Pankobirlik Genel Baskani Recep Konuk, Uluslararasi Kooperatifçilik Günü dolayisiyla bir mesaj yayimladi.
Uluslararasi Kooperatifçilik Günü münasebetiyle yayimladigi meajasinda Konuk, “Güçbirligi yaparak tek baslarina üstesinden gelemeyecekleri islerde bir araya gelerek güçlü olmaya ve hayatin her alaninda etkin olmaya azmedenlerin kurdugu ve tarimdan gida üretimine, konuttan enerjiye, egitimden sanata, finanstan medyaya, nakliyeden perakendeye, yayinciliktan sanayiye kadar her sektör ve etkinligin oldugu alanda faaliyet gösteren özel bir gün bugün. Dünya genelinde kurulu 2.6 milyon kooperatif çatisi altinda is ve ürün ile hizmet üreten 1 milyarin üzerinde kooperatif üyesine ve ülkemizde kurulu 84 bini askin kooperatife üye 8 milyon 109 bin 225 kooperatif ortagi güç birligi yapma erdemini sergileyen kardesimize adanmis özel bir gün bugün. Bugün Uluslararasi Kooperatifler Günü. Hem el ve güç birligi yapip omuz omuza vererek ekonomik sistemin etkin aktörü olma iradesini ortaya koyanlarin bir araya geldigi tüm kooperatiflerin ve kooperatif ortaklarinin hem de bu güç ve el birligine kooperatif istiraklerinin ürünlerini alarak veya kooperatiflere cesaret asilayan yaklasimlariyla manevi desteklerini esirgemeyen, hatta yaptiklari art niyetsiz tenkit ya da önerileriyle kooperatifçilige ve tek tek kooperatiflere katki sunan herkesin Uluslararasi Kooperatifler Gününü kutluyorum” dedi.
“Küçük isletmelerin ayakta kalabilmesinin tek yolu kooperatif is modelidir”
Baskan Konuk, “‘Ortaklarinin gereksinimlerini uygun sartlarda elde etmelerini saglamak amaciyla kurulan birlik. Üreticilerin, araciyi ortadan çikararak ürünlerini daha iyi sartlarda pazarlamak için kurduklari ortaklik.’ Her iki ifade de Türk Dil Kurumunun sözlügünde kooperatif kelimesinin tanimi olarak yer aliyor. Kooperatifler için yapilan ve kooperatiflerin 2 yönlü temel islevini tarif eden bu tanimlar da degisen sartlar ve çesitlenen iliskiler agiyla birlikte yeni kooperatif is modelleriyle çesitlendi, zenginlesti diyerek, kooperatifler hayatin dinamizmine uyum sagladi ve klasik islevlerinin üstüne yeni islevsel roller ekleyerek, ekonomik olarak sinirli güce sahip bireylerin, meslek mensuplarinin, sanatkarlarin, küçük isletmelerin degisen sartlar nedeniyle gögüslemek zorunda kaldiklari zorluklara karsi da çözümler üretti. Daha dogrusu güç birligi yaparak kooperatif çatisi altinda bir araya gelen bir çok insan degisen sartlarin da altindan kooperatif is modelinin sundugu alternatif çözümlerle kalkmayi basardi. Mesela dünün tarimsal istihsal kooperatiflerinin ortaklarinin, kooperatiflerinden beklentisi nasil üretecegim sorusuna cevap bulmasiydi. Yani beklenti toplu alimin gücüyle uygun girdi temininden, üretimin finansmaninin kolaylastirilmasindan ibaretti. Ne üretecegim ve ürettigimi ne yapacagim sorusuna cevap üretmek de yine tarimsal istihsal kooperatiflerinin üstlendigi bir fonsiyondu. Bugünün ekonomik düzeninde degisen sartlar, ortaklarinin hak ve menfaatlerini korumak için tarim kooperatiflerinin bu iki temel islevi kadar önemli yeni adimlari atmasini zorunlu kildi. Bugünün tarim kooperatifleri sadece ortaklari için uygun sartlarda gübre, yem, tohum temin etmekle ya da ortaklarinin ürettigi tarimsal ürünleri sanayiciye ya da perakendeye pazarlamakla iktifa etmiyor, edemez. Bugünün modern kooperatifleri ortaklarinin ürettigi ürün son tüketiciye ulasana kadar ekonomik zincirde kalmak zorunda. Çünkü ürün tek basina elbette bir degerdir, ancak o degerin kat be kat fazlasi ürünün mamul ürün haline geldigi süreçte olusuyor ve tarladan, meradan, bagdan, bahçeden sonraki süreçte üretici ekonomik zincirin halkalarinda etkin degilse ürün üzerinden olusan o katma degerden üreticinin pay almasi mümkün degildir. Tek basina fabrika kuramayacaklara güç birligi yapip el ele verince ürünlerini isleme ve ürün mamul ürün haline gelip, raflara ve son tüketiciye ulasincaya kadar ekonomik zincirde kalma imkanini kooperatif is modeli sunmustur. Ya da daha dogru ifadeyle kooperatif ortaklari ekonomide etkin olmanin ve kalmanin, hak ve menfaatleri ile emeklerini korumanin yolunu kooperatifler yoluyla bulmustur” diye konusut.
“Bu degisen sartlara kooperatif is modeli yine çözümler üretecek”
Baskan Konuk, Keza, küresellesen ve sermayenin de küresellestigi dünyamizda asirlar öncesine göre üretimin ve ticaretin sartlari degismis, hemen her sektörde devasa sirketlerin rekabet güçleriyle küçük isletmeleri silip süpürdügü bir süreçte küçük isletmelerin ayakta kalabilmesini saglayacak umut isigini yine kooperatif is modeli yakmistir. Örnekleri henüz az olsa da havacilik, gida gibi sektörlerdeki küçük ölçekli isletmeler kurduklari marka kooperatifleri çatisi altinda bir araya gelerek ölçek ekonomisinin dezavantajlarini yenmeyi basarmis, kürsel markalara karsi kendi markalari ile pazarlara tutunmayi ve tek baslarina rekabet edemedikleri devlerle bir araya gelerek rekabet etmeye baslamistir. Dinamik ve hizlanan dünyamizda sartlar da, ekonomik iliski aglari da bu aglarda yer alan aktör veya kurumlarin agirliklari da degisecek. Bu degisen sartlara kooperatif is modeli yine çözümler üretecek. Çünkü, kooperatif is modeli isini ve meslegini korumak isteyen bireyler içindir ve o modeli dinamik tutan da çok akildan beslenmesidir. Mesela günümüz internet çagi. Klasik iletisim kanallarinin tikandigi, pozisyonlarini muhafaza için arayista oldugu bir konjonktürden geçiyoruz. Gazetelere, radyolara, televizyonlara artik bir rakip var; sosyal medya. Henüz emekleme çagindaki bu alternatif eglence ve iletisim mecrasinda da bir gün içerik üretimi ve seçenek zenginligi yakalamak için yapimcilarin, sanatçilarin, gazetecilerin sosyal medya kooperatifleri çatisi altinda bir araya gelip dev bütçeli medya organizasyonlari ile rekabet etmesi kooperatif is modellerinin dinamizmine bakilirsa hiç de ihtimal disi degildir. Tarih sahnesine çikislari henüz iki asri yeni asan kooperatifler, dünyanin dört bir tarafinda insanlara basini sokacagi ev kazandirmaktan, ihtiyaçlarini piyasada ezilmeden karsilamaya, finansman ihtiyaçlarina uygun kosullarla cevap üretmekten, birikimi sinirli toplum kesimlerini ekonominin etkin aktörü yapmaya kadar çok sayida alanda hitap ettigi kesimlerin hayatini degistirecek rol ve roller üstlenmistir. Dünyamizda bugün için 1 milyarin üzerinde insan kurdugu veya ortagi oldugu kooperatifler vasitasiyla ekonomi çarkinin etkin aktörüdür. Her sektör ve her alanda kooperatiflerin hitap ettigi kesime arti bir katkisi olmustur. Ancak hiçbir sektördeki kooperatif organizasyonunun veya hiçbir kooperatif çesidinin katkisi, tarim kooperatiflerinin tarim sektörüne ve üreticiye katkisi ile boy ölçüsemez. Belki de hatta tam da bu sebeple, kooperatifler bu nedenle, yani çiftçiyi, üreticiyi tarladaki, agildaki, meradaki, bagdaki, bahçedeki, üretimlerini rafa kadar tasiyacak, emeklerini tarimsal sanayi ile zenginlestirecek bir ekonomik zincir olusturmalarina imkan sundugu ve tarimsal ürün üzerinden olusan katma degerin üretim zincirinin ilk halkasindakilere intikal etmesini sagladiklari için son yüz yilin tarim sektöründeki en büyük bulusu olarak tarif edilirler” seklinde konustu.
“Önce isbirligi yapilmali ve halis bir niyetle kesintisiz bir gayret olmali”
Kooperatif çatisi altinda bulusanlarin öncelikle isbirligi yapmalari gerektigini ve sonra halis bir niyetle kesintisiz bir gayrete sahip olmalari gerektigini kaydeden Baskan Konuk, açiklamasini su sözlerle sürdürdü: “Yaptik, biliyoruz. Isbirligi yapinca, halis bir niyet, kesintisiz bir gayret, geri adim attirmayan bir dert olunca oluyor. Pancar üretmek için bir araya gelip kooperatif çatisi altinda bulusanlar, sadece üretmenin, maliyetleri düsürmenin günümüz ekonomik düzeninde refaha kavusmak için yetmedigini bir adim daha atilmasi gerektigini, tarlanin, tapanin, bagin bahçenin, meranin agilin ötesine de geçmek gerektigini, bir olurlarsa bir dururlarsa orada da kendilerine alan açabileceklerine inaniyor ve cesaretle ben de varim diyor. Iste o zaman pancarla iliskisi market rafina kadar kesilmiyor. O pancar önce seker, sonra çikolata, bisküvi, ferahlatan bir içecek oluyor. Bir pakete giriyor, bir kutuya, siseye giriyor tüketici elini uzatip alabiliyor. Ayçiçegi ekmek istiyor, önce fabrikasini kurabiliyor, sonra istedigi kadar ekebiliyor. Patateste üretebilirim diyor, tesislerini kuruyor, pazarini buluyor, ülkede pazar lideri olabiliyor. Pancarin hiçbir graminin israfina gönlü elvermiyor, pancarin melasindan etanol üretip, salginda dezenfektanin hem kedisini hem hammaddesini milletinin sagligi için arz edebiliyor. Tek basinaysan süt sadece çig süttür. Tek basina yapamayacaklarini bir araya gelerek yapmaya karar verdiysen ve adim attiysan süt artik yogurttur, tereyagidir, peynirdir, ayrandir ve hala senindir. Tek basinaysan koyun, kuzu, dana, inek karkas ettir. Kooperatif çatisi altinda güç birligi yaptiysan yemini dert etmezsin, sucuk, salam, pastirma, kavurma, döneri de sen sofralara ulastirirsin. Elmayla iliskin dalindan kopunca kesilmez, rafta meyve suyu olur, arti degeri seni bulur. Bu bulusun yani kooperatifçiligin ülkemiz ekonomisine özellikle de tarim sektörümüze kazandiracagi çok sey var. Daha aktif ve daha etkin, degisen sartlara göre yeni yeni çözümler üretmis bir kooperatifçilikten, ölçek ekonomisinin dezavantajlarini ya da tek tek bireylerin gücünün çagin ekonomik sartlarinda rekabet için yetersiz kalmasinin ortaya çikardigi adaleti yenmek için istifade edebiliriz, hatta istifade etmek zorundayiz. Bunun için avantajlarimiz da var, asmamiz gereken zorluklarimiz da var. 150 yila yaklasan bir kooperatifçilik deneyimine, bazi sektörlerde özellikle tarim sektöründe basarilariyla rol model olabilecek kooperatifçilik uygulamalarina sahibiz. 9 yil önce heyecanla ilan ettigimiz ve kooperatifçiligi daha etkin hale getirmek için yol haritamizin yer aldigi bir Kooperatifçilik Strateji Belgemiz de var. Gida fiyatlari ya da sebze meyve fiyatlari her arttiginda istisnasiz herkesin mutabik kaldigi tek çözüm önerisi de yine kooperatifçilik. Yani tecrübemiz var, neyin nasil yapilacagini ya da yapilmayacagina dair dersler çikarabilecegimiz uygulama örneklerimiz var, yol haritamiz da hazir ve en önemlisi sikintili anlarda hatirlasak da üreticinin de, tüketicinin de siyasetçinin de bürokratin da akademisyenin de medyanin da çare konusunda bir fikri mutabakati var. Artik yapmamiz gereken niyetten harekete geçmek.”
“Etkin kooperatifçilik için öncelikli isimiz ezberleri unutturmak ve algilari yikmaktir”
Pankobirlik Genel Baskani Recep Konuk, etkin kooperatifçilik yapabilmek için öncelikli olarak ezberleri unutturmanin ve algilari yikmanin gerektigini belirterek, “Ancak harekete geçerken sunu asla unutmayacagiz, daha etkin kooperatifçilik için yapmamiz gereken birinci ve öncelikli is, ezberleri unutturmak, algilari yikmak. Çünkü Türk Kooperatifçiligi sadece sektörlerdeki ve raflardaki rakipleriyle yarismiyor, bir dönemin üstüne yükledigi olumsuz hatiralarin izini silme, üstüne yapistirilan ideolojik algilari da yikma mücadelesi veriyor. Yani küresel sirketlerle, sanayi devleriyle sirtinda bagajlarla yarismaya çalisiyor. Ne var o bagajlarda? Algilar ve pesin hükümler. Nereden geliyor? Içerden ve disardan. Bir dönem kooperatifler bir ideolojinin uzantisi gibi takdim edilmis topluma, bugün hala o soguk savas yillarinin fikri kolayciliginin, kooperatifçiligi örselemek, kendi menfaatlerini korumak için yayilan kooperatifçilik sayiasinin son tortularini temizlemeye çalisiyor Türk Kooperatifçiligi. Baska ne var bagajda? Bir dönem müteahhit kooperatifçiliginin yasattigi ve batakçilikla, kalitesizlikle özdeslesen, kooperatif evi ise içine bir o kadar masraf gerekir mirasini birakan kooperatif benzerlerinin son travmatik izlerini kalite ve kalite standardinda sürdürülebilirlige inanilmaz yatirimlar yaparak silmeye, çalisiyor, Türk Kooperatifçiligi” dedi.
“Kooperatif yapmak, maddi manevi kuvvetleri, zekâ ve maharetleri birlestirmektir”
“Yasadik biliyoruz. En zoru degisen sartlara uyum saglamak, kooperatifçiligi yeni islevlerle bezemek degil, en zoru müsebbibi olmadigimiz yüklerin hizimizi yavaslatmasidir” diyerek, açiklamasini sürdüren Baskan Konuk, “Simdi vakit, tarim ekonomisinin en büyük bulusu tarim kooperatiflerini, üretirken maliyetleri düsürecek, ürünü satarken de üreticiyi refaha tasiyacak aracilari aradan çikarip tüketiciye de kazandiracak iki islevini de eksiksiz yerine getirecek sekilde tüm ülke sathinda ve her ürün gurubunda yayginlastirma vaktidir. Çünkü uzunca bir süredir üretenin de tüketenin de memnun olmadigi bir dönemin içindeyiz. Ülkemizde hem tüketicinin hem üreticinin üzerinde mutabik kaldigi tek konu fiyatlardan memnuniyetsizlik. Tüketici yüksek fiyattan, üretici düsük fiyattan rahatsiz. Tek basina bu durum bile bir yerlerde yanlis giden bir seylerin oldugunun göstergesidir. Ortada bir sonuç var, bu sonucu herkesi memnun edecek sekilde degistirmek için sebeplere dokunmamiz gerekir. Degistiremeyecegimiz unsurlar var. Mesela toprak miktari, mesela tarimsal nüfus, mesela isletme büyüklükleri, mesela iklim. Ancak sunu unutmamak lazim bazi ürün guruplarinda tarla raf fiyat farkinin yüzde 200-300’leri buldugu bir sistemde herkese rahatsizlik veren sonucun sebebi zaten bu degistiremediklerimiz degil, bilakis degistirebileceklerimizdir. Mesela dekardan daha iyi verim alabiliriz. Nasil? Daha iyi tohum, daha iyi üretim teknikleri ile. Mesela geçtigimiz yillarda soganda, önceki yillarda baska baska ürünlerde oldugu gibi arzda konjonktürel soklarla karsilasmayabiliriz. Nasil? Sözlesmeli ve planli üretimle. Mesela, nadasa birakma veya ürünün tarlada kalmasi gibi arzi daraltan durumlari yasamayabiliriz. Nasil? Pazarlama problemlerine çözüm bularak. Mesela, tarla raf fiyat farkini azaltabilir, tüketicinin daha uygun fiyatlarla ürüne ulasmasini, çiftçinin üründen daha çok kazanmasini saglayabiliriz. Nasil? Çiftçi ile tüketici arasindaki aktör sayisini azaltarak. Yani üreticiyi bir araya getirip pazarlama sürecine dahil ederek. Mesela çiftçinin maliyetlerini düsürebilir, gelirini arttirmadan giderini azaltarak bile üreticiyi memnun edebilir, üretmesini tesvik edebiliriz. Nasil? Girdi maliyetlerini düsürerek, finansman yükünü azaltarak. Bunlarin sistemimizde degistirebilecegimiz hususlar ve bunlarin tamamini etkin bir kooperatifçilik uygulamasi ile çözmenin mümkün oldugunu belirtir, Türk Kooperatifçiligine ve ülke ekonomisine katki verme azim ve kararliligindan asla taviz vermeyen, refah ve zenginligin her kesime ve herkese ulasmasini amaç edinen Pancar Üreticileri Kooperatifleri ve onun sahipleri adina, “muhakkak surette birlesmede kuvvet vardir, kooperatif yapmak, maddi manevi kuvvetleri, zekâ ve maharetleri birlestirmektir” sözleriyle kooperatifçiligin özünü tarif eden Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve Türk Kooperatifçiligine emek vermis degerli büyüklerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle anar, Uluslararasi Kooperatifler Gününü kutlarim” ifadelerini kullandi.
Kaynak: İHA
“Küçük isletmelerin ayakta kalabilmesinin tek yolu kooperatif is modelidir”
Baskan Konuk, “‘Ortaklarinin gereksinimlerini uygun sartlarda elde etmelerini saglamak amaciyla kurulan birlik. Üreticilerin, araciyi ortadan çikararak ürünlerini daha iyi sartlarda pazarlamak için kurduklari ortaklik.’ Her iki ifade de Türk Dil Kurumunun sözlügünde kooperatif kelimesinin tanimi olarak yer aliyor. Kooperatifler için yapilan ve kooperatiflerin 2 yönlü temel islevini tarif eden bu tanimlar da degisen sartlar ve çesitlenen iliskiler agiyla birlikte yeni kooperatif is modelleriyle çesitlendi, zenginlesti diyerek, kooperatifler hayatin dinamizmine uyum sagladi ve klasik islevlerinin üstüne yeni islevsel roller ekleyerek, ekonomik olarak sinirli güce sahip bireylerin, meslek mensuplarinin, sanatkarlarin, küçük isletmelerin degisen sartlar nedeniyle gögüslemek zorunda kaldiklari zorluklara karsi da çözümler üretti. Daha dogrusu güç birligi yaparak kooperatif çatisi altinda bir araya gelen bir çok insan degisen sartlarin da altindan kooperatif is modelinin sundugu alternatif çözümlerle kalkmayi basardi. Mesela dünün tarimsal istihsal kooperatiflerinin ortaklarinin, kooperatiflerinden beklentisi nasil üretecegim sorusuna cevap bulmasiydi. Yani beklenti toplu alimin gücüyle uygun girdi temininden, üretimin finansmaninin kolaylastirilmasindan ibaretti. Ne üretecegim ve ürettigimi ne yapacagim sorusuna cevap üretmek de yine tarimsal istihsal kooperatiflerinin üstlendigi bir fonsiyondu. Bugünün ekonomik düzeninde degisen sartlar, ortaklarinin hak ve menfaatlerini korumak için tarim kooperatiflerinin bu iki temel islevi kadar önemli yeni adimlari atmasini zorunlu kildi. Bugünün tarim kooperatifleri sadece ortaklari için uygun sartlarda gübre, yem, tohum temin etmekle ya da ortaklarinin ürettigi tarimsal ürünleri sanayiciye ya da perakendeye pazarlamakla iktifa etmiyor, edemez. Bugünün modern kooperatifleri ortaklarinin ürettigi ürün son tüketiciye ulasana kadar ekonomik zincirde kalmak zorunda. Çünkü ürün tek basina elbette bir degerdir, ancak o degerin kat be kat fazlasi ürünün mamul ürün haline geldigi süreçte olusuyor ve tarladan, meradan, bagdan, bahçeden sonraki süreçte üretici ekonomik zincirin halkalarinda etkin degilse ürün üzerinden olusan o katma degerden üreticinin pay almasi mümkün degildir. Tek basina fabrika kuramayacaklara güç birligi yapip el ele verince ürünlerini isleme ve ürün mamul ürün haline gelip, raflara ve son tüketiciye ulasincaya kadar ekonomik zincirde kalma imkanini kooperatif is modeli sunmustur. Ya da daha dogru ifadeyle kooperatif ortaklari ekonomide etkin olmanin ve kalmanin, hak ve menfaatleri ile emeklerini korumanin yolunu kooperatifler yoluyla bulmustur” diye konusut.
“Bu degisen sartlara kooperatif is modeli yine çözümler üretecek”
Baskan Konuk, Keza, küresellesen ve sermayenin de küresellestigi dünyamizda asirlar öncesine göre üretimin ve ticaretin sartlari degismis, hemen her sektörde devasa sirketlerin rekabet güçleriyle küçük isletmeleri silip süpürdügü bir süreçte küçük isletmelerin ayakta kalabilmesini saglayacak umut isigini yine kooperatif is modeli yakmistir. Örnekleri henüz az olsa da havacilik, gida gibi sektörlerdeki küçük ölçekli isletmeler kurduklari marka kooperatifleri çatisi altinda bir araya gelerek ölçek ekonomisinin dezavantajlarini yenmeyi basarmis, kürsel markalara karsi kendi markalari ile pazarlara tutunmayi ve tek baslarina rekabet edemedikleri devlerle bir araya gelerek rekabet etmeye baslamistir. Dinamik ve hizlanan dünyamizda sartlar da, ekonomik iliski aglari da bu aglarda yer alan aktör veya kurumlarin agirliklari da degisecek. Bu degisen sartlara kooperatif is modeli yine çözümler üretecek. Çünkü, kooperatif is modeli isini ve meslegini korumak isteyen bireyler içindir ve o modeli dinamik tutan da çok akildan beslenmesidir. Mesela günümüz internet çagi. Klasik iletisim kanallarinin tikandigi, pozisyonlarini muhafaza için arayista oldugu bir konjonktürden geçiyoruz. Gazetelere, radyolara, televizyonlara artik bir rakip var; sosyal medya. Henüz emekleme çagindaki bu alternatif eglence ve iletisim mecrasinda da bir gün içerik üretimi ve seçenek zenginligi yakalamak için yapimcilarin, sanatçilarin, gazetecilerin sosyal medya kooperatifleri çatisi altinda bir araya gelip dev bütçeli medya organizasyonlari ile rekabet etmesi kooperatif is modellerinin dinamizmine bakilirsa hiç de ihtimal disi degildir. Tarih sahnesine çikislari henüz iki asri yeni asan kooperatifler, dünyanin dört bir tarafinda insanlara basini sokacagi ev kazandirmaktan, ihtiyaçlarini piyasada ezilmeden karsilamaya, finansman ihtiyaçlarina uygun kosullarla cevap üretmekten, birikimi sinirli toplum kesimlerini ekonominin etkin aktörü yapmaya kadar çok sayida alanda hitap ettigi kesimlerin hayatini degistirecek rol ve roller üstlenmistir. Dünyamizda bugün için 1 milyarin üzerinde insan kurdugu veya ortagi oldugu kooperatifler vasitasiyla ekonomi çarkinin etkin aktörüdür. Her sektör ve her alanda kooperatiflerin hitap ettigi kesime arti bir katkisi olmustur. Ancak hiçbir sektördeki kooperatif organizasyonunun veya hiçbir kooperatif çesidinin katkisi, tarim kooperatiflerinin tarim sektörüne ve üreticiye katkisi ile boy ölçüsemez. Belki de hatta tam da bu sebeple, kooperatifler bu nedenle, yani çiftçiyi, üreticiyi tarladaki, agildaki, meradaki, bagdaki, bahçedeki, üretimlerini rafa kadar tasiyacak, emeklerini tarimsal sanayi ile zenginlestirecek bir ekonomik zincir olusturmalarina imkan sundugu ve tarimsal ürün üzerinden olusan katma degerin üretim zincirinin ilk halkasindakilere intikal etmesini sagladiklari için son yüz yilin tarim sektöründeki en büyük bulusu olarak tarif edilirler” seklinde konustu.
“Önce isbirligi yapilmali ve halis bir niyetle kesintisiz bir gayret olmali”
Kooperatif çatisi altinda bulusanlarin öncelikle isbirligi yapmalari gerektigini ve sonra halis bir niyetle kesintisiz bir gayrete sahip olmalari gerektigini kaydeden Baskan Konuk, açiklamasini su sözlerle sürdürdü: “Yaptik, biliyoruz. Isbirligi yapinca, halis bir niyet, kesintisiz bir gayret, geri adim attirmayan bir dert olunca oluyor. Pancar üretmek için bir araya gelip kooperatif çatisi altinda bulusanlar, sadece üretmenin, maliyetleri düsürmenin günümüz ekonomik düzeninde refaha kavusmak için yetmedigini bir adim daha atilmasi gerektigini, tarlanin, tapanin, bagin bahçenin, meranin agilin ötesine de geçmek gerektigini, bir olurlarsa bir dururlarsa orada da kendilerine alan açabileceklerine inaniyor ve cesaretle ben de varim diyor. Iste o zaman pancarla iliskisi market rafina kadar kesilmiyor. O pancar önce seker, sonra çikolata, bisküvi, ferahlatan bir içecek oluyor. Bir pakete giriyor, bir kutuya, siseye giriyor tüketici elini uzatip alabiliyor. Ayçiçegi ekmek istiyor, önce fabrikasini kurabiliyor, sonra istedigi kadar ekebiliyor. Patateste üretebilirim diyor, tesislerini kuruyor, pazarini buluyor, ülkede pazar lideri olabiliyor. Pancarin hiçbir graminin israfina gönlü elvermiyor, pancarin melasindan etanol üretip, salginda dezenfektanin hem kedisini hem hammaddesini milletinin sagligi için arz edebiliyor. Tek basinaysan süt sadece çig süttür. Tek basina yapamayacaklarini bir araya gelerek yapmaya karar verdiysen ve adim attiysan süt artik yogurttur, tereyagidir, peynirdir, ayrandir ve hala senindir. Tek basinaysan koyun, kuzu, dana, inek karkas ettir. Kooperatif çatisi altinda güç birligi yaptiysan yemini dert etmezsin, sucuk, salam, pastirma, kavurma, döneri de sen sofralara ulastirirsin. Elmayla iliskin dalindan kopunca kesilmez, rafta meyve suyu olur, arti degeri seni bulur. Bu bulusun yani kooperatifçiligin ülkemiz ekonomisine özellikle de tarim sektörümüze kazandiracagi çok sey var. Daha aktif ve daha etkin, degisen sartlara göre yeni yeni çözümler üretmis bir kooperatifçilikten, ölçek ekonomisinin dezavantajlarini ya da tek tek bireylerin gücünün çagin ekonomik sartlarinda rekabet için yetersiz kalmasinin ortaya çikardigi adaleti yenmek için istifade edebiliriz, hatta istifade etmek zorundayiz. Bunun için avantajlarimiz da var, asmamiz gereken zorluklarimiz da var. 150 yila yaklasan bir kooperatifçilik deneyimine, bazi sektörlerde özellikle tarim sektöründe basarilariyla rol model olabilecek kooperatifçilik uygulamalarina sahibiz. 9 yil önce heyecanla ilan ettigimiz ve kooperatifçiligi daha etkin hale getirmek için yol haritamizin yer aldigi bir Kooperatifçilik Strateji Belgemiz de var. Gida fiyatlari ya da sebze meyve fiyatlari her arttiginda istisnasiz herkesin mutabik kaldigi tek çözüm önerisi de yine kooperatifçilik. Yani tecrübemiz var, neyin nasil yapilacagini ya da yapilmayacagina dair dersler çikarabilecegimiz uygulama örneklerimiz var, yol haritamiz da hazir ve en önemlisi sikintili anlarda hatirlasak da üreticinin de, tüketicinin de siyasetçinin de bürokratin da akademisyenin de medyanin da çare konusunda bir fikri mutabakati var. Artik yapmamiz gereken niyetten harekete geçmek.”
“Etkin kooperatifçilik için öncelikli isimiz ezberleri unutturmak ve algilari yikmaktir”
Pankobirlik Genel Baskani Recep Konuk, etkin kooperatifçilik yapabilmek için öncelikli olarak ezberleri unutturmanin ve algilari yikmanin gerektigini belirterek, “Ancak harekete geçerken sunu asla unutmayacagiz, daha etkin kooperatifçilik için yapmamiz gereken birinci ve öncelikli is, ezberleri unutturmak, algilari yikmak. Çünkü Türk Kooperatifçiligi sadece sektörlerdeki ve raflardaki rakipleriyle yarismiyor, bir dönemin üstüne yükledigi olumsuz hatiralarin izini silme, üstüne yapistirilan ideolojik algilari da yikma mücadelesi veriyor. Yani küresel sirketlerle, sanayi devleriyle sirtinda bagajlarla yarismaya çalisiyor. Ne var o bagajlarda? Algilar ve pesin hükümler. Nereden geliyor? Içerden ve disardan. Bir dönem kooperatifler bir ideolojinin uzantisi gibi takdim edilmis topluma, bugün hala o soguk savas yillarinin fikri kolayciliginin, kooperatifçiligi örselemek, kendi menfaatlerini korumak için yayilan kooperatifçilik sayiasinin son tortularini temizlemeye çalisiyor Türk Kooperatifçiligi. Baska ne var bagajda? Bir dönem müteahhit kooperatifçiliginin yasattigi ve batakçilikla, kalitesizlikle özdeslesen, kooperatif evi ise içine bir o kadar masraf gerekir mirasini birakan kooperatif benzerlerinin son travmatik izlerini kalite ve kalite standardinda sürdürülebilirlige inanilmaz yatirimlar yaparak silmeye, çalisiyor, Türk Kooperatifçiligi” dedi.
“Kooperatif yapmak, maddi manevi kuvvetleri, zekâ ve maharetleri birlestirmektir”
“Yasadik biliyoruz. En zoru degisen sartlara uyum saglamak, kooperatifçiligi yeni islevlerle bezemek degil, en zoru müsebbibi olmadigimiz yüklerin hizimizi yavaslatmasidir” diyerek, açiklamasini sürdüren Baskan Konuk, “Simdi vakit, tarim ekonomisinin en büyük bulusu tarim kooperatiflerini, üretirken maliyetleri düsürecek, ürünü satarken de üreticiyi refaha tasiyacak aracilari aradan çikarip tüketiciye de kazandiracak iki islevini de eksiksiz yerine getirecek sekilde tüm ülke sathinda ve her ürün gurubunda yayginlastirma vaktidir. Çünkü uzunca bir süredir üretenin de tüketenin de memnun olmadigi bir dönemin içindeyiz. Ülkemizde hem tüketicinin hem üreticinin üzerinde mutabik kaldigi tek konu fiyatlardan memnuniyetsizlik. Tüketici yüksek fiyattan, üretici düsük fiyattan rahatsiz. Tek basina bu durum bile bir yerlerde yanlis giden bir seylerin oldugunun göstergesidir. Ortada bir sonuç var, bu sonucu herkesi memnun edecek sekilde degistirmek için sebeplere dokunmamiz gerekir. Degistiremeyecegimiz unsurlar var. Mesela toprak miktari, mesela tarimsal nüfus, mesela isletme büyüklükleri, mesela iklim. Ancak sunu unutmamak lazim bazi ürün guruplarinda tarla raf fiyat farkinin yüzde 200-300’leri buldugu bir sistemde herkese rahatsizlik veren sonucun sebebi zaten bu degistiremediklerimiz degil, bilakis degistirebileceklerimizdir. Mesela dekardan daha iyi verim alabiliriz. Nasil? Daha iyi tohum, daha iyi üretim teknikleri ile. Mesela geçtigimiz yillarda soganda, önceki yillarda baska baska ürünlerde oldugu gibi arzda konjonktürel soklarla karsilasmayabiliriz. Nasil? Sözlesmeli ve planli üretimle. Mesela, nadasa birakma veya ürünün tarlada kalmasi gibi arzi daraltan durumlari yasamayabiliriz. Nasil? Pazarlama problemlerine çözüm bularak. Mesela, tarla raf fiyat farkini azaltabilir, tüketicinin daha uygun fiyatlarla ürüne ulasmasini, çiftçinin üründen daha çok kazanmasini saglayabiliriz. Nasil? Çiftçi ile tüketici arasindaki aktör sayisini azaltarak. Yani üreticiyi bir araya getirip pazarlama sürecine dahil ederek. Mesela çiftçinin maliyetlerini düsürebilir, gelirini arttirmadan giderini azaltarak bile üreticiyi memnun edebilir, üretmesini tesvik edebiliriz. Nasil? Girdi maliyetlerini düsürerek, finansman yükünü azaltarak. Bunlarin sistemimizde degistirebilecegimiz hususlar ve bunlarin tamamini etkin bir kooperatifçilik uygulamasi ile çözmenin mümkün oldugunu belirtir, Türk Kooperatifçiligine ve ülke ekonomisine katki verme azim ve kararliligindan asla taviz vermeyen, refah ve zenginligin her kesime ve herkese ulasmasini amaç edinen Pancar Üreticileri Kooperatifleri ve onun sahipleri adina, “muhakkak surette birlesmede kuvvet vardir, kooperatif yapmak, maddi manevi kuvvetleri, zekâ ve maharetleri birlestirmektir” sözleriyle kooperatifçiligin özünü tarif eden Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve Türk Kooperatifçiligine emek vermis degerli büyüklerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle anar, Uluslararasi Kooperatifler Gününü kutlarim” ifadelerini kullandi.