(Özel) Salyanin Ilk Ortaya Çiktigi Tekirdag'da Rahatlatan Açiklama Açiklamasi 'Bunun Sonu Geldi Diyebiliriz'
Marmara Denizi’nde aylardir etkili olan salyalar temizlenmeye baslanirken, Tekirdag kiyilari salyalardan temizlenip eski masmavi görünümüne kavusmaya basladi. Konuyla ilgili açiklamada bulunan balikçilar ise bu durumun yillardir denizde oldugunu, vatandaslarin gönül rahatligiyla balik tüketmeye devam edebileceklerini söyledi.
Marmara Denizi’nde aylardir etkili olan ve ilk defa Tekirdag’da ortaya çikan müsilajin, son zamanlarda denizin yüzeyine çikarak kötü görüntüye sebep olmasinin ardindan Çevre ve Sehircilik Bakanligi tarafindan Marmara’nin çevresinde bulunan bütün illerde temizleme çalismalari baslatildi. Çalismalarla birlikte Tekirdag’in Marmara kiyilarinda denizin görüntüsü yavas yavas normale dönerken, konuyla ilgili açiklamada bulunan balikçilar da salya nedeniyle vatandaslarin balik yemeyi tercih etmediklerini dile getirdi. 40 yildir ailece bu sektörün içerisinde bulunduklarini ifade eden Balikçi Behiç Karaci, küçüklügünden beridir aile büyüklerinden sürekli salyayi duyduklarini söyleyerek, aslinda endiselenecek bir durumun olmadigini söyledi.
Karaci, bu durumun baligin biyolojik yapisina herhangi bir etkisinin olmadigini da ifade ederek, vatandaslarin gönül rahatligiyla balik tüketebilecegini aktardi.
“Baliklarin yasamasini etkileyecek bir durumda degil”
Balikçi Behiç Karaci yaptigi açiklamada, “Müsilaj bu yil olusan bir sey degil. Yillardir var olan bir sey. Biz 40 yildir bu sektörün içerisindeyiz. Çok küçük yastan beridir müsilajin ne oldugunu aile büyüklerimden duymaktayim. Müsliaj, denizin içerisinde yasayan algler var. Bunlara söyle diyebiliriz. Yani denizi temizleyen, filtreleyen mikro canlilar, bitkiler diyebiliriz. Bunlar belirli dönemlerde denizi temizlemek için, kendileri bir çogalmaya giriyorlar ve bunun sonucunda bir atik olusturuyorlar. Bu atik su yüzüne vuruyor. Su yüzüne vurdugu gibi denizin altina da vuruyor. Tamamen organik bir sey. Yani kimyasal bir durum degil. Bu baliklarin yasamasini etkileyecek bir durumda degil. Kiyiya vurdugu zaman dipte yasayan bitki örtüsünü etkileyen bir durum. Yani sürekli olan bir sey. Ama bir sene olur 2 sene olmaz. 2 sene olur 5 sene olmazdi. Fakat bu yil bunun çok olmasinin sebebi mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sicakligi, son 35 yilin sicaklik degerine baktigimizda bu yil deniz suyu 2 buçuk derece daha sicak. Dolayisiyla bu kendi üremesini sagladiktan sonra bunun gitmesi için birçok etken gerekiyor. Marmara Denizi iç deniz oldugu için sirkülasyon daha az. Bu nedenle burayi çok çabuk terk edemiyor. Deniz sartlarindan dolayi, akintilarin, rüzgarlarin az olmasindan dolayi biz bunu gözle görür hale geldik. Bunun baliklarin biyolojik durumuna bir zarari yok” dedi.
“Bunun sonu geldi diyebiliriz”
Karaci, Çevre ve Sehircilik Bakanliginin konuyla ilgili çalisma baslattigini, Marmara Denizi’nin çevresinde bulunan illerde çalisma yapildigini da ifade ederek, “Kiyilar temizlenmeye basladi.
Burada yavas yavas bu yönde de yavas yavas düzelme etkilerini görüyoruz. Biz kistan itibaren bundan etkilenmeye basladik. Kisin Marmara Denizi’nde büyük tekneler, küçük tekneler çalisamadilar. Fazla balik tutamadilar. Çünkü, aglari denize attiklari zaman, bu salya aglara agirlik yapiyordu. Dolayisiyla randimanli bir çalisma saglanamiyordu. Ama simdi bunun sonu geldi diyebiliriz. Çünkü bu kiyiya vuruyor artik. Bunun etkisi bitti. Kiyida da bunu temizleme çalismalari basladi.
Biz bundan kötü etkilendik. Kötü etkilenmeye de devam ediyoruz. Bu yeni olan bir sey degil. Bu yillardir denizlerimizde, aslinda bütün denizlerde var ama Marmara iç deniz oldugu için kendini bu kötü durumdan kurtarmasi hava sartlarina bagli. Bu sende rüzgar firtina çok fazla olmadigi için biz müsilaj ile tanismis olduk. Vatandasa saglikli bir açiklama yapilamadigi için vatandas da bunun olumsuz etki olusturdugunu düsünüyor. Baliklar üzerinde olumsuz seyler olusturdugunu düsünüyor. Ancak dedigim gibi bu ilk defa olan bir sey degil. Vatandasimiz korkmadan balik tüketebilir. Bunun baligin biyolojik yapisiyla ilgili herhangi bir sikintisi yok. Çünkü bu denizin içerisindeki mikroorganizmalarin kendi ürettigi bir sey” diye konustu.
Kaynak: İHA
Karaci, bu durumun baligin biyolojik yapisina herhangi bir etkisinin olmadigini da ifade ederek, vatandaslarin gönül rahatligiyla balik tüketebilecegini aktardi.
“Baliklarin yasamasini etkileyecek bir durumda degil”
Balikçi Behiç Karaci yaptigi açiklamada, “Müsilaj bu yil olusan bir sey degil. Yillardir var olan bir sey. Biz 40 yildir bu sektörün içerisindeyiz. Çok küçük yastan beridir müsilajin ne oldugunu aile büyüklerimden duymaktayim. Müsliaj, denizin içerisinde yasayan algler var. Bunlara söyle diyebiliriz. Yani denizi temizleyen, filtreleyen mikro canlilar, bitkiler diyebiliriz. Bunlar belirli dönemlerde denizi temizlemek için, kendileri bir çogalmaya giriyorlar ve bunun sonucunda bir atik olusturuyorlar. Bu atik su yüzüne vuruyor. Su yüzüne vurdugu gibi denizin altina da vuruyor. Tamamen organik bir sey. Yani kimyasal bir durum degil. Bu baliklarin yasamasini etkileyecek bir durumda degil. Kiyiya vurdugu zaman dipte yasayan bitki örtüsünü etkileyen bir durum. Yani sürekli olan bir sey. Ama bir sene olur 2 sene olmaz. 2 sene olur 5 sene olmazdi. Fakat bu yil bunun çok olmasinin sebebi mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sicakligi, son 35 yilin sicaklik degerine baktigimizda bu yil deniz suyu 2 buçuk derece daha sicak. Dolayisiyla bu kendi üremesini sagladiktan sonra bunun gitmesi için birçok etken gerekiyor. Marmara Denizi iç deniz oldugu için sirkülasyon daha az. Bu nedenle burayi çok çabuk terk edemiyor. Deniz sartlarindan dolayi, akintilarin, rüzgarlarin az olmasindan dolayi biz bunu gözle görür hale geldik. Bunun baliklarin biyolojik durumuna bir zarari yok” dedi.
“Bunun sonu geldi diyebiliriz”
Karaci, Çevre ve Sehircilik Bakanliginin konuyla ilgili çalisma baslattigini, Marmara Denizi’nin çevresinde bulunan illerde çalisma yapildigini da ifade ederek, “Kiyilar temizlenmeye basladi.
Burada yavas yavas bu yönde de yavas yavas düzelme etkilerini görüyoruz. Biz kistan itibaren bundan etkilenmeye basladik. Kisin Marmara Denizi’nde büyük tekneler, küçük tekneler çalisamadilar. Fazla balik tutamadilar. Çünkü, aglari denize attiklari zaman, bu salya aglara agirlik yapiyordu. Dolayisiyla randimanli bir çalisma saglanamiyordu. Ama simdi bunun sonu geldi diyebiliriz. Çünkü bu kiyiya vuruyor artik. Bunun etkisi bitti. Kiyida da bunu temizleme çalismalari basladi.
Biz bundan kötü etkilendik. Kötü etkilenmeye de devam ediyoruz. Bu yeni olan bir sey degil. Bu yillardir denizlerimizde, aslinda bütün denizlerde var ama Marmara iç deniz oldugu için kendini bu kötü durumdan kurtarmasi hava sartlarina bagli. Bu sende rüzgar firtina çok fazla olmadigi için biz müsilaj ile tanismis olduk. Vatandasa saglikli bir açiklama yapilamadigi için vatandas da bunun olumsuz etki olusturdugunu düsünüyor. Baliklar üzerinde olumsuz seyler olusturdugunu düsünüyor. Ancak dedigim gibi bu ilk defa olan bir sey degil. Vatandasimiz korkmadan balik tüketebilir. Bunun baligin biyolojik yapisiyla ilgili herhangi bir sikintisi yok. Çünkü bu denizin içerisindeki mikroorganizmalarin kendi ürettigi bir sey” diye konustu.