Kisisel Verilerin Korunmasi Konferansi
Kisisel Verileri Koruma Kurumu Baskani Prof. Dr. Faruk Bilir:'Dijitallesmenin ve teknolojik gelismelerin ülkemizde ve uluslararasi boyutta hizla ilerledigi günümüzde kisisel verilerin ve bu verilerin korunmasinin önemi daha iyi anlasilmaktadir' 'Kisisel verilerin korunmasi alanindaki düzenlemelere uyum ve mahremiyete saygi prensibiyle tasarlanan süreçlerin gün geçtikçe etkisini arttiracagina inaniyorum'Avrupa Veri Koruma Kurulu Denetçisi Wojciech Wiewiórowsk: 'Meseleye yaklasimimizda uyum elde edebilmek adina veri koruma mercilerinin, kuruluslarinin birlikte hareket edebilmesi önemli. Hem AB'de hem de Türkiye'deki kurumlarin is birligi içerisinde olmasini kiymetli buluyorum'
Kisisel Verileri Koruma Kurumu Baskani Prof. Dr. Faruk Bilir, "Dijitallesmenin ve teknolojik gelismelerin ülkemizde ve uluslararasi boyutta hizla ilerledigi günümüzde kisisel verilerin ve bu verilerin korunmasinin önemi daha iyi anlasilmaktadir." dedi.
Bilir, TÜSIAD tarafindan çevrim içi düzenlenen Kisisel Verilerin Korunmasi Konferansi'nin açilisinda yaptigi konusmada, mahremiyetin kisinin özgürlügünün bir parçasi oldugunu söyledi.
Dijitallesmenin ve teknolojik gelismelerin Türkiye'de ve uluslararasi boyutta hizla ilerledigi bu günlerde kisisel verilerin ve bu verilerin korunmasinin önemin daha iyi anlasildigina dikkati çeken Bilir sunlari söyledi:
"Gelinen noktada kisisel verilen islenmesinin gerek is hayatimiz gerekse günlük yasantimizin önemli bir parçasi haline geldigi ortadadir. Bu durum kisisel verilerin hukuk düzeni içerisinde koruma altina alinma gerekliligini de beraberinde getirmistir. Dijital çagda bireylerin hayatlarina hakim olmasinin veriler üzerinde kontrol ve denetim hakkina sahip olmasiyla mümkün oldugu anlasilmistir. Buradan hareketle kisisel veril ülkemizde daha önceleri çesitli mevzuat kapsaminda koruma altina alinmis olsalar da bu anlamdaki asil dönüm noktasi 2010 anayasa degisikligiyle olmustur. Kisisel verilerin korunmasini isteme hakki anayasal teminat altina alinmistir. Söz konusu anayasa degisikliginin bir kazanimi olarak 7 Nisan 2016 tarihinde Kisisel Verilerin Korunmasi Kanunu yürürlüge girmistir. Böylelikle ülkemizde kisisel verilerin korunmasi alaninda yeni bir dönem baslamistir."
Bilir, söz konusu gelismelerin Türkiye'nin kisisel verilerin korunmasina verdigi önemin bir göstergesi oldugunu belirterek söyle devam etti:
"Kanunla birlikte kurulan ve ülkemizde insan haklarini koruma mekanizmalarindan biri olan kurumumuz faaliyetlerini tarafsizlik bagimsizlik hukuka ve etik ilkelere uygunluk seffaflik ve hesap verilebilirlik, dogru ve objektif karar alma, is birligi ve katilimcilik ulusal ve uluslararasi düzeyde hizmet verme gibi bir takim ilke ve degerlere uyumlu bir sekilde sürdürmek konusunda hassasiyet göstermektedir. Kanunla birlikte bir yandan temel hak ve özgürlüklerin korunmasi diger yandan ise kisisel veri islemenin disiplin ve düzen altina alinmasi amaçlanmistir. Dolayisiyla kanun yasaklayici degil, düzenleyici bir kanundur."
Türkiye'nin kisisel verilerin korunmasina iliskin hukuki düzenlemeler üzerinde çalisirken Avrupa Birligi'ndeki (AB) muadil düzenlemeleri de esas alarak hareket ettigini belirten Bilir, "Kuskusuz ki bilim ve teknolojiden soyutlanmis bir hayat düsünülemez. Bu çerçevede ülkemiz veriden deger üretebilen teknolojileri desteklemekte veri temelli ekonominin gereklerinin bilinciyle güncellik gerektiren ve interdisipliner bir alan olan kisisel verilerin korunmasi alaninda reform hareketlerini devam ettirmektedir. " dedi.
Bilir, bireylerin kendilerine taninmis olan haklar konusunda yeterli farkindalik düzeyine ulasmalarinin en az yasal ve teknik düzenlemelerin varligi kadar önem tasidigina dikkati çekerek, "Bu dogrultuda kisisel verilerin korunmasi alanindaki düzenlemelere uyum ve mahremiyete saygi prensibiyle tasarlanan süreçlerin gün geçtikçe etkisini artiracagina inaniyorum." ifadesini kullandi.
-"Veri koruma konusunda AB kurumlari çalismalarini hizlandirdi"
Avrupa Veri Koruma Kurulu Denetçisi Wojciech Wiewiórowsk, "Meseleye yaklasimimizda uyum elde edebilmek adina veri koruma mercilerinin, kuruluslarinin birlikte hareket edebilmesi önemli. Hem AB'de hem de Türkiye'deki kurumlarin is birligi içerisinde olmasini kiymetli buluyorum." dedi.
Wiewiórowsk, veri koruma konusuna AB'de verilen öneme dikkati çekerek, "Veri koruma konusunda AB kurumlari çalismalarini hizlandirdi." dedi.
Veri korumaya iliskin olarak ülkelerde komisyonerlerin ya da kurumlarin sormasi gereken seyler oldugunu belirten Wiewiórowsk, "Çesitli bireylerin de bu noktada faal olabilmesi önemli. Avrupa Veri Koruma Süpervizörü, bu noktada buradan hareketle Avrupa Birligi'ndeki kuruluslarin veri transferi konusuna nasil daha detayli bakabilecegini ele aldi.Gereksinimlerin ne oldugu üzerinde duruldu." ifadesini kullandi.
AB'de gerçeklesen veri koruma süreçlerine yönelik yapilan çalismalara iliskin bilgi veren Wiewiórowsk, sunlari kaydetti:
"Su anda veri kanunu AB'de tartisilan konular arasinda bunlarin hepsi devam ediyor ama sunu da kabul etmek lazim mevzuatlarin yüzde 80'i Avrupa'da yeni ve bir sekilde kisisel veri korumasi meselesine bakiyor. Bütün veri piyasasi ve dünya genelinde kisisel verilerin paylasimiyla ilgili konulari ele aliyor. Türkiye'deki meslektaslarimizla da bu sekilde temas içerisinde olabilmemizin önemli oldugunu düsünüyorum. Çünkü meseleye yaklasimimizda uyum elde edebilmek adina veri koruma mercilerinin, kuruluslarinin birlikte hareket edebilmesi önemli. Hem Avrupa Birligi'nde hem de Türkiye'deki kurumlarin is birligi içerisinde olmasini kiymetli buluyorum."
Kaynak: AA
Bilir, TÜSIAD tarafindan çevrim içi düzenlenen Kisisel Verilerin Korunmasi Konferansi'nin açilisinda yaptigi konusmada, mahremiyetin kisinin özgürlügünün bir parçasi oldugunu söyledi.
Dijitallesmenin ve teknolojik gelismelerin Türkiye'de ve uluslararasi boyutta hizla ilerledigi bu günlerde kisisel verilerin ve bu verilerin korunmasinin önemin daha iyi anlasildigina dikkati çeken Bilir sunlari söyledi:
"Gelinen noktada kisisel verilen islenmesinin gerek is hayatimiz gerekse günlük yasantimizin önemli bir parçasi haline geldigi ortadadir. Bu durum kisisel verilerin hukuk düzeni içerisinde koruma altina alinma gerekliligini de beraberinde getirmistir. Dijital çagda bireylerin hayatlarina hakim olmasinin veriler üzerinde kontrol ve denetim hakkina sahip olmasiyla mümkün oldugu anlasilmistir. Buradan hareketle kisisel veril ülkemizde daha önceleri çesitli mevzuat kapsaminda koruma altina alinmis olsalar da bu anlamdaki asil dönüm noktasi 2010 anayasa degisikligiyle olmustur. Kisisel verilerin korunmasini isteme hakki anayasal teminat altina alinmistir. Söz konusu anayasa degisikliginin bir kazanimi olarak 7 Nisan 2016 tarihinde Kisisel Verilerin Korunmasi Kanunu yürürlüge girmistir. Böylelikle ülkemizde kisisel verilerin korunmasi alaninda yeni bir dönem baslamistir."
Bilir, söz konusu gelismelerin Türkiye'nin kisisel verilerin korunmasina verdigi önemin bir göstergesi oldugunu belirterek söyle devam etti:
"Kanunla birlikte kurulan ve ülkemizde insan haklarini koruma mekanizmalarindan biri olan kurumumuz faaliyetlerini tarafsizlik bagimsizlik hukuka ve etik ilkelere uygunluk seffaflik ve hesap verilebilirlik, dogru ve objektif karar alma, is birligi ve katilimcilik ulusal ve uluslararasi düzeyde hizmet verme gibi bir takim ilke ve degerlere uyumlu bir sekilde sürdürmek konusunda hassasiyet göstermektedir. Kanunla birlikte bir yandan temel hak ve özgürlüklerin korunmasi diger yandan ise kisisel veri islemenin disiplin ve düzen altina alinmasi amaçlanmistir. Dolayisiyla kanun yasaklayici degil, düzenleyici bir kanundur."
Türkiye'nin kisisel verilerin korunmasina iliskin hukuki düzenlemeler üzerinde çalisirken Avrupa Birligi'ndeki (AB) muadil düzenlemeleri de esas alarak hareket ettigini belirten Bilir, "Kuskusuz ki bilim ve teknolojiden soyutlanmis bir hayat düsünülemez. Bu çerçevede ülkemiz veriden deger üretebilen teknolojileri desteklemekte veri temelli ekonominin gereklerinin bilinciyle güncellik gerektiren ve interdisipliner bir alan olan kisisel verilerin korunmasi alaninda reform hareketlerini devam ettirmektedir. " dedi.
Bilir, bireylerin kendilerine taninmis olan haklar konusunda yeterli farkindalik düzeyine ulasmalarinin en az yasal ve teknik düzenlemelerin varligi kadar önem tasidigina dikkati çekerek, "Bu dogrultuda kisisel verilerin korunmasi alanindaki düzenlemelere uyum ve mahremiyete saygi prensibiyle tasarlanan süreçlerin gün geçtikçe etkisini artiracagina inaniyorum." ifadesini kullandi.
-"Veri koruma konusunda AB kurumlari çalismalarini hizlandirdi"
Avrupa Veri Koruma Kurulu Denetçisi Wojciech Wiewiórowsk, "Meseleye yaklasimimizda uyum elde edebilmek adina veri koruma mercilerinin, kuruluslarinin birlikte hareket edebilmesi önemli. Hem AB'de hem de Türkiye'deki kurumlarin is birligi içerisinde olmasini kiymetli buluyorum." dedi.
Wiewiórowsk, veri koruma konusuna AB'de verilen öneme dikkati çekerek, "Veri koruma konusunda AB kurumlari çalismalarini hizlandirdi." dedi.
Veri korumaya iliskin olarak ülkelerde komisyonerlerin ya da kurumlarin sormasi gereken seyler oldugunu belirten Wiewiórowsk, "Çesitli bireylerin de bu noktada faal olabilmesi önemli. Avrupa Veri Koruma Süpervizörü, bu noktada buradan hareketle Avrupa Birligi'ndeki kuruluslarin veri transferi konusuna nasil daha detayli bakabilecegini ele aldi.Gereksinimlerin ne oldugu üzerinde duruldu." ifadesini kullandi.
AB'de gerçeklesen veri koruma süreçlerine yönelik yapilan çalismalara iliskin bilgi veren Wiewiórowsk, sunlari kaydetti:
"Su anda veri kanunu AB'de tartisilan konular arasinda bunlarin hepsi devam ediyor ama sunu da kabul etmek lazim mevzuatlarin yüzde 80'i Avrupa'da yeni ve bir sekilde kisisel veri korumasi meselesine bakiyor. Bütün veri piyasasi ve dünya genelinde kisisel verilerin paylasimiyla ilgili konulari ele aliyor. Türkiye'deki meslektaslarimizla da bu sekilde temas içerisinde olabilmemizin önemli oldugunu düsünüyorum. Çünkü meseleye yaklasimimizda uyum elde edebilmek adina veri koruma mercilerinin, kuruluslarinin birlikte hareket edebilmesi önemli. Hem Avrupa Birligi'nde hem de Türkiye'deki kurumlarin is birligi içerisinde olmasini kiymetli buluyorum."