Kiliçdaroglu, CHP TBMM Grup Toplantisi'nda Konustu Açiklamasi (3)

'Bu kadar çürüme hiç olmadi ama temizleyecegiz, demokratik yollarla temizleyecegiz. Temizligin sihirli anahtari seçim. Hemen seçim, erken seçim gelsin, Türkiye'yi aydinliga kavusturacagiz' 'Sayin TBMM Baskani'na tesekkür ederim, (Içisleri Bakani Süleyman Soylu'ya) mektup yazdigi için. Hakliya hakkini teslim edecegiz. Ama takipçisi olmasi lazim' 'Biz, kendi ülkemize sahip çikmak zorundayiz. Birileri gelip bu ülkede demokrasiyi kurmayacak'

CHP Genel Baskani Kemal Kiliçdaroglu, "Bu kadar çürüme hiç olmadi ama temizleyecegiz, demokratik yollarla temizleyecegiz. Temizligin sihirli anahtari seçim. Hemen seçim, erken seçim gelsin, Türkiye'yi aydinliga kavusturacagiz." dedi.

Kiliçdaroglu, partisinin TBMM Grup Toplantisi'nda, geçen sali günkü grupta, TBMM Baskani Mustafa Sentop'a yönelik çok agir konustugunu söyledi.

Kimsenin, milletvekillerini töhmet altinda tutamayacagini ifade eden Kiliçdaroglu, Sentop'un, "Mektup gönderdim, siyasetçinin ismini istiyorum." dedigini ifade etti. Kiliçdaroglu, "Gönderecek mi Içisleri Bakani; asla göndermez. Peki göndermedigi zaman, atanmis bir Bakan, seçilmis bir TBMM Baskani'nin, sordugu soruya cevap vermeyerek, asagilamasini nasil karsilayacak? 'Cevap vermiyorum, istedigin kadar yaz' diyecek, göreceksiniz." ifadesini kullandi.

"Sayin Baskan'a tesekkür ederim, mektup yazigi için. Hakliya hakkini teslim edecegiz. Ama takipçisi olmasi lazim. O açiklamiyorsa Erdogan'a gitmesi lazim." diyen Kiliçdaroglu, siyasetçinin kim oldugunun, açik ve net ortaya çikmasi gerektigini kaydetti.

Kendilerinin bu ismi bildiklerini, herkesin de bildigini dile getiren Kiliçdaroglu, söyle devam etti:

"O kiside acaba yüz, ahlak var mi? O kisi, 'Ben siyaset kurumunun disina çikayim' diye bir düsünceyi hafizasinda tutuyor mu? Tutmaz. Kirlilige bulasmis insanlar yasamlari boyunca kirli gezmekten hoslanirlar. Onlar için temizlik diye bir kavram yoktur. Bir hükümeti düsürecek kadar onlarca olay ortaya kondugu halde adamlarda tik yok. Rüsvet alan siyasetçilerden söz ediliyor, tik yok. Uyusturucu kaçakçiligi yapanlar var ve siyasi otoritenin destegiyle uyusturucu kaçakçiligi yapiyorlar. Bu da söyleniyor. Kara para aklayanlari, bizzat talimatla önce serbest birakiyorlar, mal varliklarinin üzerindeki tedbiri kaldiriyorlar, 'yurt disina çikabilirsin' diyorlar. Bunu yapan kim, siyasetçiler, talimat veriyorlar. 'Ivedilikle tedbirleri kaldirin' diye talimat veren savci yardimcisini da Adalet Bakanligina, bakan yardimcisi yapiyorlar. Su Allah'in isine bak? Nasil bir aymazliktir?"

- "Nerede toplumun huzuru?"

Anayasa'nin 2. maddesini okuyan Kiliçdaroglu, "Her vatandasa soruyorum, hangi bölgede yasarsa yasasin, Allah askina bu memlekette huzur kaldi mi? Anayasa ne diyor, 'toplumun huzuru'. En bastaki adam bir konusuyor, millete hakaretler, millet bölünmüs, ayrismis, herkes birbirine düsman kesilmis. Nerede toplumun huzuru?" diye sordu.

Kiliçdaroglu, Anayasa'nin 2. maddesindeki, "milli dayanisma ve adalet anlayisi içinde" ifadelerine isaret ederek, "Inebolu Seref ve Kahramanlik Günü'nü 9 Haziran'da kutlayacakti. Her yil 9 Haziran'da, 1924'ten beri kutluyor. Bakan diyor ki; 'Ne millisi, nereden çikardin? Benim programim uygun degil, bunu 8 Haziran'a alin. Milli dayanisma bu mudur? Milli tarihine saygi bu mudur?" sorularini yöneltti.

Milli bayramlarin kutlanmaz hale geldigini savunan Kiliçdarogu, "Milli Kurtulus Savasi'na ihanet edenler bas taci edildi. Milli Kurtulus Savasi'na saygi duy kardesim. 'Keske Yunan galip gelseydi' diye bir meczup bir seyler söyledi. Devlet ricali gitti, adami ziyaret etti. Akil alacak sey degil. Ne diyor, 'milli dayanisma'. Hangi milli dayanisma? Kendi tarihine ihanet eden adama sen milli dayanisma mi diyeceksin, onun ayagina giderek?" ifadelerini kullandi.

Anayasa'nin 2. maddesinde yer alan "adalet anlayisi içinde" ifadesinin altini çizen Kiliçdaroglu, "Hülle ile Anayasa Mahkemesine hakim tayin edildiginde, o mahkeme adaleti mi saglayacak? Bir partinin genel baskani, mahkemeye hakim tayin ettiginde, o hakim tarafsiz ve bagimsiz mi olacak? Içisleri Bakani çikip da 'Bir siyasetçi her ay 10 bin dolar rüsvet aliyor' dediginde, bir tek savci kalem bile oynatamiyorsa orada adalet mi olur?" diye sordu.

Kiliçdaroglu, mafya liderlerinin, siyasiler araciligiyla yargiyi kontrol ettigini iddia ederek, "Adam yurt disinda araniyor, Türkiye'ye gelmis. Kara paradan araniyor. Önce tutuklaniyor. MASAK iki rapor veriyor. Önce 'Suçludur, mal varligina el koyun' diyor. Sonra ayni MASAK, 'Suçlu degil, mal varligini serbest birakin' diyor. Ne oldu da böyle oldu? Saray ve sürekasi devreye girmese bunlarin hiçbirisi olmaz." görüsünü savundu.

- "Hangi insan haklarina saygidan söz edecegiz?"

Borçlarini zamaninda ödemeyen çiftçiye, esnafa haciz uygulandigini anlatan Kiliçdaroglu, "Ziraat Bankasini soyan, milyon dolarlik krediler alan, hem faizini hem anaparasini ödemeyen ve iktidar tarafindan da el üstünde tutulan bir zat varken bu ülkede adalet var diyebilir misiniz? Mafya bozuntulari için özel af kanunu çikarirsin, harp okulu ögrencileri, Osman Kavala, Selahattin Demirtas, avukatlar içeride. Niye, bu çifte standart neden? Bu mudur adalet?" dedi.

Anayasa'nin 2. maddesinde, "insan haklarina saygili" ibaresinin yer aldigini animsatan Kiliçdaroglu, "Düsüncesini açikladi diye çok kisi tutuklanmadi mi, gözaltina alinmadi mi, hapse atilmadi mi? Hangi insan haklarina saygidan söz edecegiz?" diye konustu.

Kiliçdaroglu, yine ayni maddede, "Atatürk milliyetçiligi" ifadesinin kullanildigini kaydederek, "Ben, her türlü milliyetçiligi ayaklarimin altina aldim" diyen bir kisiye, milliyetçilik kavraminin sorulmayacagini söyledi.

Atatürk'e hakaretin mesrulastirildigini iddia eden Kiliçdaroglu, "Türkiye Barolar Birligi Baskani, Danistayin kurulus yil dönümünde Danistayda bir konusma yapiyor. Uzatti diye Erdogan çikti tepki verdi, salonu terk etti. Ama ayni Erdogan bir ibadet mekaninda, bir camide, Ayasofya'da, Atatürk'e hakaret edilirken, o kisiyi husu içinde dinliyordu. Bu toplumun degerlerine saygi duymak lazim. Atatürk, Fatih Sultan Mehmet ortak degerlerimiz. Ortak degerlerimizi, eger siz tümüyle hakaret edilecek insanlar boyutuna ulastirirsaniz, bu kabul edilemez." yorumunu yapti.

- "Biz, kendi ülkemize sahip çikmak zorundayiz"

Anayasa'nin 2. maddesinde yer alan, "Demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir" ifadesine dikkati çeken Kiliçdaroglu, sunlari kaydetti:

"Türkiye Cumhuriyeti Devleti demokratik, laik, sosyal hukuk devleti mi? Çöp konteynirlarindan beslenen 100 binler var. Hangi sosyal devletten söz ediyorlar? Biz, kendi ülkemize sahip çikmak zorundayiz. Birileri gelip bu ülkede demokrasiyi kurmayacak. Birileri gelip bu ülkede Atatürk'ün ilkelerini bize anlatmayacak. Birileri gelip bu ülkede 'herkese is bulalim, as bulalim' demeyecek. Bunu yapacak olanlar bizleriz. Bizler bunu yapmak zorundayiz. Bizler, bunu yaparken alinan her kurusun hesabini millete vermek zorundayiz. Temiz siyaset, temiz toplum, ahlakli siyaset, kirlilikten arinmis bir siyaset istiyoruz. Beraber huzur içinde yasamak istiyoruz. Devletimiz güçlü olsun istiyoruz, birileri tarafindan tehdit edilmesini istemiyoruz."

- "Temizligin sihirli anahtari seçim"

Cumhurbaskani Recep Tayyip Erdogan'in, Beylerbeyi'ndeki bir dondurmacida vatandaslarla bir araya geldigi ziyareti degerlendiren Kiliçdaroglu, "Bir genç kiz ayak ayak üstüne atmis orada. Herkes, 'Nasil ayak ayak üstüne atar' diyor. Hemen müdahaleler, 'Ayagini indireceksin'. Neden? 'Makama saygisizlik olmasin' açiklamasini yapiyorlar. Kisiler zorla saygi sahibi olamazlar. Karsidaki kisi sana saygi gösterir. 'Sen bana saygi göster' diyemezsin." diye konustu.

CHP Genel Baskani Kiliçdaroglu, "Ben her istedigimi yaparim. Mafyayi korurum, rüsvet alan siyasetçi varmis, az bile almis. Arabanin bagajina ne 10 bin dolari, biz daha çok para biraktik.' diyor. Herkes korkudan susmus vaziyette, kim acaba bana da söyler mi diye. Bu kadar çürüme hiç olmadi ama temizleyecegiz, demokratik yollarla temizleyecegiz. Temizligin sihirli anahtari seçim. Hemen seçim, erken seçim gelsin, Türkiye'yi aydinliga kavusturacagiz." degerlendirmesinde bulundu.

(Bitti)

Kaynak: AA