MHP'li Arkaz, Program Ve Dizilerde Siddetin Reklaminin Yapilmamasi Gerektigini Söyledi
MHP Istanbul Milletvekili Hayati Arkaz, program ve dizilerde siddetin reklaminin yapilmasina engel olunmasi gerektigini söyledi.
Arkaz, MHP Adana Milletvekili Ayse Sibel Ersoy ve Konya Milletvekili Esin Kara ile Mecliste düzenledigi basin toplantisinda, bir ülkenin kalkinmasi ve o ülkede demokrasinin saglanmasi için kadinin özgür olmasi gerektigini ifade etti.
"Bizler insan, toplum ve devlet olarak kadinlarimizin hakkini, hukukunu ve can güvenligini korumaliyiz." diyen Arkaz, sosyal medya, sanat, sinema ve televizyon araciligiyla kadina siddetin özendirilmesinin kesinlikle yanlis oldugunu ve acilen durdurulmasi gerektigini belirtti.
Türk örf, adet, gelenek, görenek ve toplum yapisinin korunmasinin herkesin sorumlulugu oldugunu dile getiren Arkaz, "Türk toplum yapisini ve ahlak anlayisini bozacak, kötü aliskanliklara ve siddete tesvik edici, özendirici yayinlara müsaade edilmemelidir. Program ve dizilerde siddetin reklaminin yapilmasina engel olmaliyiz. Ekran basindaki çocuklarimiza kendi degerlerimizi, kendi kültürümüzü ve kendi kahramanlarimizi ögretmeliyiz." diye konustu.
Sokak ortasinda, adliye önünde, evlerinde ve is yerlerinde öldürülen kadinlarin sadece Türkiye’nin, bölge ülkelerinin degil, tüm insanligin kanayan yarasi oldugunu ifade eden Arkaz, sunlari kaydetti:
"Kadin ailedir, annedir, vatandir, ülkedir; kadin toplumun aynasidir ve gelecek nesillerin teminatidir. Kadinlarimizin artan sorunlari, siddete, tacize ve tecavüze maruz kalmasi ayiptir ve utanç kaynagidir. Son 1,5 yilda, 10 kadin ve 3 çocuk; sartli saliverme ya da Kovid-19 izniyle çikan hükümlüler tarafindan öldürüldü. Bu cinayetlerde kaybettigimiz masumlarin acisini yasiyoruz. Bunlari önlemek için yarginin verdigi cezalar caydirici olmalidir. Kadina yönelik siddet faillerinin tutuksuz yargilanmasina izin verilmemelidir. Ceza indirimine ve iyi halden yararlanmalarinin önüne geçilmeli ve faillere en agir cezalar verilmelidir. Hapisse hapis, idamsa idam, gereken neyse o yapilmalidir. Devletimizin kadina yönelik siddetin engellenmesi için aldigi tedbirleri destekliyoruz. Anayasamiz, ceza kanunumuz, devletimizin aldigi önlem ve tedbirler bugün belki siddeti engellemek için yeterli olacak ancak gelecegimiz için kadina yönelik siddeti tamamen ortadan kaldirmak istiyorsak egitimden baska çaremiz yoktur. Çünkü çocuklarimizin ve gençlerimizin, bugün okullarda alacaklari egitim yarin toplumumuzu sekillendirmek için temel olacaktir. Kadinlarimizin maruz kaldigi insanlik disi davranislarin yok edilmesi için basta siyasi sorumluluk sahipleri olmak üzere herkes üzerine düseni eksiksiz yerine getirmelidir."
Kaynak: AA
"Bizler insan, toplum ve devlet olarak kadinlarimizin hakkini, hukukunu ve can güvenligini korumaliyiz." diyen Arkaz, sosyal medya, sanat, sinema ve televizyon araciligiyla kadina siddetin özendirilmesinin kesinlikle yanlis oldugunu ve acilen durdurulmasi gerektigini belirtti.
Türk örf, adet, gelenek, görenek ve toplum yapisinin korunmasinin herkesin sorumlulugu oldugunu dile getiren Arkaz, "Türk toplum yapisini ve ahlak anlayisini bozacak, kötü aliskanliklara ve siddete tesvik edici, özendirici yayinlara müsaade edilmemelidir. Program ve dizilerde siddetin reklaminin yapilmasina engel olmaliyiz. Ekran basindaki çocuklarimiza kendi degerlerimizi, kendi kültürümüzü ve kendi kahramanlarimizi ögretmeliyiz." diye konustu.
Sokak ortasinda, adliye önünde, evlerinde ve is yerlerinde öldürülen kadinlarin sadece Türkiye’nin, bölge ülkelerinin degil, tüm insanligin kanayan yarasi oldugunu ifade eden Arkaz, sunlari kaydetti:
"Kadin ailedir, annedir, vatandir, ülkedir; kadin toplumun aynasidir ve gelecek nesillerin teminatidir. Kadinlarimizin artan sorunlari, siddete, tacize ve tecavüze maruz kalmasi ayiptir ve utanç kaynagidir. Son 1,5 yilda, 10 kadin ve 3 çocuk; sartli saliverme ya da Kovid-19 izniyle çikan hükümlüler tarafindan öldürüldü. Bu cinayetlerde kaybettigimiz masumlarin acisini yasiyoruz. Bunlari önlemek için yarginin verdigi cezalar caydirici olmalidir. Kadina yönelik siddet faillerinin tutuksuz yargilanmasina izin verilmemelidir. Ceza indirimine ve iyi halden yararlanmalarinin önüne geçilmeli ve faillere en agir cezalar verilmelidir. Hapisse hapis, idamsa idam, gereken neyse o yapilmalidir. Devletimizin kadina yönelik siddetin engellenmesi için aldigi tedbirleri destekliyoruz. Anayasamiz, ceza kanunumuz, devletimizin aldigi önlem ve tedbirler bugün belki siddeti engellemek için yeterli olacak ancak gelecegimiz için kadina yönelik siddeti tamamen ortadan kaldirmak istiyorsak egitimden baska çaremiz yoktur. Çünkü çocuklarimizin ve gençlerimizin, bugün okullarda alacaklari egitim yarin toplumumuzu sekillendirmek için temel olacaktir. Kadinlarimizin maruz kaldigi insanlik disi davranislarin yok edilmesi için basta siyasi sorumluluk sahipleri olmak üzere herkes üzerine düseni eksiksiz yerine getirmelidir."