Cumhurbaskani Erdogan Açiklamasi 'CHP Siyasi Müsilaj'

Cumhurbaskani Recep Tayyip Erdogan, “Kiyilarimiz nasil müsilajin tehdidi altinda oksijensiz kalma riskiyle bogusuyorsa, siyasette de yerli ve milli her adimi yok etmeye çalisan, dahasi siyaseti kirleten bir müsilajla karsi karsiyayiz. CHP’nin basini çektigi siyasi müsilaj her türlü iftirayi, yalani, çarpitmayi, küresel boyutu da olan büyük bir medya ve sosyal medya agi ile milletimizin üzerine adeta yagmur gibi yagdirmaktadir” dedi.

Cumhurbaskani Erdogan Açiklamasi 'CHP Siyasi Müsilaj'
TBMM’de AK Parti Grup Toplantisi’nda konusan Cumhurbaskani Erdogan, CHP Genel Baskani Kiliçdaroglu’nu elestirerek sinavin arifesinde ortaya atilan “Katarli ögrenciler tip fakültelerine sinavsiz girecek” yalaninin ögrencileri ve ailelerinin moralini bozdugunu söyledi.

Yalanin ortaya çikmasina ragmen Kiliçdaroglu’nun yalani söylemekte israr ettigini söyleyen Erdogan, Kanal Istanbul projesine iliskin de önemli bilgiler paylasti.

Cumhurbaskani Erdogan, “Türkiye 2023 yilina yaklastikça partimize, hükümetimize ve ülkemize yönelik saldirilarin gidecek artacagi anlasiliyor. Maalesef, güya muhalefet sifatiyla ortada dolasan parti ve onunla ayni yolda yürüyenler, Türkiye’nin önünü kesmeye yönelik bu kampanyaya büyük bir hevesle ortak olmaktadir. Elbette bu ülkede her dönemde iktidar ile muhalefet partileri arasinda çekismeler, gerilimler, görüs farkliliklari yasanmistir. Ama bu defa karsimizda fotograf vardir. Disaridan ve içeriden bir takim sözler aldigi anlasilan CHP, giderek daha pervasiz, yikici ve ahlaksiz sekilde bizi hedef aliyor, ülkenin demokrasisine, ekonomisine, gelecegine kastetmektedir. Bu arada CHP’nin disaridan aldigi sözleri biz söylemiyoruz, bizzat kendileri zaten ikrar ediyorlar. Eskiden beri içeride bunlarin degirmenine su tasimayi kendilerine vazife addeden bir kesim de hep olagelmistir. Kiyilarimiz nasil müsilajin tehdidi altinda oksijensiz kalma riskiyle bogusuyorsa, siyasette de yerli ve milli her adimi yok etmeye çalisan, dahasi siyaseti kirleten bir müsilajla karsi karsiyayiz. CHP’nin basini çektigi siyasi müsilaj her türlü iftirayi, yalani, çarpitmayi, küresel boyutu da olan büyük bir medya ve sosyal medya agi ile milletimizin üzerini adeta yagmur gibi yagdirmaktadir. Dikkatinizi çekiyorum, burada sehven yanlis bilgi verme degil, bilinçli ve kasitli bir iftira, yalan ve çarpitma hali hatta stratejisi yürütülmektedir. Sayet böyle degilse durum daha vahim demektir. Çünkü ortada klinik bir vaka söz konusudur. Bernard Shaw, ‘yalancinin cezasi kendisine inanilmamasi degil, onun kimseye inanmamasidir’ diyor. Basindaki zat basta olmak üzere CHP sürekasina zaten kimsenin inandigi yok, ama onlarda kimseye inanmadiklari bir ruh haline sürüklenmislerdir” diye konustu.

Her ne sebeple olursa olsun Türkiye’nin CHP zihniyetinin yalan ve iftira zulmüne maruz kaldigini söyleyen Cumhurbaskani Erdogan, “Bunun adi da bir yalan terörüdür. Bunlara göre bu ülkede cumhurbaskanindan baslayarak bakanlarindan, milletvekillerinden, bürokratlarindan is adamlarina kadar herkes, esnafindan, isçisinden, çiftçisinden gençlerine kadar her kesim taammüden vatanina ihanet etmektedir. Herkes yolsuzluk yapmaktadir, herkes hirsizdir, herkes uyusturucu kaçakçisidir, herkes banka soyguncusudur, herkes satilmistir, herkes yanlistir, herkes kötüdür. Ülkesini aklina gelen her türlü asagilik sifatla itham edecek, her tarafi suç kanayan bir yer olarak gösterecek kadar kendini kaybetmis bir ruh haliyle karsi karsiyayiz. Bizim bunca yalani, bunca ithami büyük bir keyifle ve kendinden emin edayla ardi ardina siralayan siyasetçi sifatli bu ruh hastasina ayiracak tek saniyemiz yoktur. Hukuk önünde hesap sorulacak hususlarin avukatlarimiz vasitasiyla elbette takipçisiyiz. Diger hususlarda ise diyoruz ki, CHP Genel Baskani artik siyasetin degil, tip ilminin, psikiyatrinin konusudur. Hakikatle bagini bu derece kopartmis bir insana doktorlar elbette bir teshis koyacaklardir, insallah tedavisi de mevcuttur. Bize düsen Allah sifa versin demektir ibarettir” seklinde konustu.

Yalan ve iftira meselesinde tek sorunun CHP Genel Baskani Kiliçdaroglu olmadigini, bu meselenin medyada ve sosyal medyada giderek büyüyen bir sorun halini aldigini belirten Erdogan, “Sosyal medyanin en önemli yayilma mecrasi olmus bu sorun sadece ülkemizle de sinirli degildir. Avrupa’dan Amerika’ya kadar demokrasiyle yönetilen her yerde bu sorun tartisilmakta, çözüm yollari aranmaktadir. Hatta birçok ülke bu tehditle mücadele için çesitli kanuni düzenlemelere gitmektedir. Gelismis ülkelerin hayata geçirmeye basladiklari bu hukuki adimlarin benzerlerini bizim de bizim de acilen gündemimize almamiz gerekiyor. Üstelik ülkemizde bu sorun geçmisi zaten darbe, vesayet, milletin degerlerine düsmanlik, yatirim karsitligi ile dolu olan bir zihniyetin elinde çok daha vahim hale gelmektedir. Bu çarpik anlayis hükümetten özel sektöre, bürokrasiden STK’lara kadar her yerde sorumluluk sahiplerini seytan taslamaktan tavaf etmeye firsat bulamadiklari olumsuz bir iklime sürüklemektedir maalesef. Biz ülkeyi 19 yildir ‘insani yasat ki, devlet yasasin’ anlayisiyla yönetirken hiç kimseye kökeni, inanci, mesrebi sebebiyle en küçük bir sinirlama getirmedik. Zorlamada, tacizde, tarizde bulunmadik. Kendi hayal dünyalarinda iktidar serabi görenler ise simdiden yatirimcisindan bankacisina, yargi mensubundan askerine, polisine önlerine kim gelirse herkesi tehdit etmeye basladilar” ifadelerini kullandi.

“Cumhur Ittifaki olarak kararimiz budur”

Erken seçim iddialarina esprili bir sekilde cevap veren Erdogan, “6 ay sonra erken seçim var biliyorsunuz degil mi, haberiniz var?” deyince salonda bulunanlar “Yeni duyduk” diye cevap verdi. Erdogan, “Bay Kemal öyle diyor, o diyorsa dogrudur” diye espri yapti. Erdogan, “Muhalefetin 2023 ile cüretinden cesaret alan kimi çevrelerin de ülkeyi ve milleti ayakta tutan degerleri yikmaktan söz ettiklerini isitiyoruz. Bunlar adeta bir yalan makinesidir. Bir seyi bilmeleri gerekiyor, Haziran 2023, Türkiye’nin seçim takvimidir. Cumhur Ittifaki olarak kararimiz budur. Ilan ettigimiz tarih budur. Bu is öyle siradan bir is degildir. Akliniza ne gelirse yapin, böyle bir sey yok. Siyaset ciddiyet ister, kararlilik ister, yalanin egemen oldugu bir siyaset bizim kitabimizda yer almaz, bunu böyle bilsinler. Rabbim, kendileri hiçbir ayrimciliga maruz kalmadiklari halde CHP iktidarinda kendilerinden olmayan herkesi mahvetmekten, yikmaktan, ortadan kaldirmaktan söz eden bu fasist zihniyetten ülkeyi muhafaza etsin. ‘Kimse belediyelerden atilmayacak’ dedi.

O günden bu güne belediyeden personeller atiliyor, AK Partili oldugu zaman ona zaten dayanmasi mümkün degil, hemen kapiya koyuyorlar. Gerek belediyelerin yan kuruluslarinda gerekse memur statüsünde olanlari acimasizca kapiya koyuyorlar. Bütün bunlar bile hepimizin üzerindeki sorumlulugun agirligini göstermeye yeter de artar bile. Kararlilikla yolumuza devam edecegiz. Hep birlikte çok büyük bir vebal altindayiz. Ülkemizi bu hastalikli zihniyetin eline birakmamak için çok daha fazla dikkatli olacagiz” dedi.

19 yildir ülkeyi eser ve hizmet siyasetiyle yönettiklerini, karsilarindakilerin ise ancak rüyasini gördükleri iktidarlarini yikim siyaseti üzerine bina etmeye kalktiklarini söyleyen Erdogan, “Gerçi yikim siyaseti CHP siyasetinin genlerinde var. Geriye dönüp baktigimizda bu gerçegin sayisiz örnegini görüyoruz. Bu ülkede, Osmanli’dan miras demiryolu projelerinin hepsini de Gazi Mustafa Kemal’den sonra CHP rafa kaldirmistir. Bu ülkede, girisimcilerin kendi kabiliyetleri ve sermayeleriyle kurduklari uçak fabrikalarinin kapisina CHP kilit vurmustur. Bu ülkede, en büyük kalkinma projemiz olan GAP’a, Keban Baraji’nin insasina CHP karsi çikmistir. Milletime tekrar hatirlatiyorum, Keban Baraji’na bile bunlar karsi çikmistir. Bu ülkede, kabiliyetli mühendislerimiz tarafindan üretilen otomobillerin, gelistirilen motorlarin, yapilan nice güzel islerin hepsi de CHP tarafindan sabote edilmistir. Bu ülkede, vurulan her fabrika kazmasinin önüne CHP dikilmistir. Bu ülkede, Istanbul Bogazi üzeninde gerdanlik gibi dizilen üç köprünün her birine de CHP karsi çikmis, engellemek için elinden geleni yapmistir. Bu ülkede yapilan ne kadar baraj varsa, bölünmüs yol varsa, otoyol varsa, havaalani varsa, sehir hastanesi varsa, ne kadar kalkinma yatirimi varsa CHP hepsinin de önünü kesmeye çalismistir. Son olarak Kanal Istanbul için ayni takozlugu yapmaya çalisiyorlar. Hem de bu isi öylesine usul ve ahlak disi bir üslup ile yapiyorlar ki, yeminli Türkiye düsmanlari bile çitayi böyle bir seviyeyle indiremez. Is insanlarindan bankacilara, bürokratlara kadar herkesi tehdit ettikleri yetmezmis gibi yatirimlarini Türkiye’ye çekmek için ugrastigimiz ülkelere bile parmak sallayacak kadar muvazeneyi yitirdiler. Ne diyorlar, ‘eger kredi verecek olursaniz bunlari ödemeyiz.’ Deutsche Bank’a tehdit salliyorlar. ‘Ödemeyi kesinlikle yapmayiz.’ Bunlar daha simdiden devlet nedir, devlet yönetmek nedir haberleri bile yok. Uluslararasi bir tahkim mekanizmasi var, bundan haberleri yok. Biz iktidar olduk, bizden önceki borçlanmalari ödemedik mi? Ödedik, ödüyoruz. Ama bunlar devlet degil zillet. Tabi hayal bile degil bunlarin iktidar olma süreci. Bunu da bildikleri için atiyor. Tutarsa ne ala. Bunlar lafa gelince bizi tek adamlikla, hukuk tanimazlikla, diktatörlükle itham ederler ama kendileri sadece Kanal Istanbul konusundaki beyanlariyla bile ne anayasa ne yasa ne teamül ne devlet adami tanimadiklarini millete zerre kadar saygilarinin olmadigini açikça ortaya koymaktadirlar. Uzaktan bakildiginda bu tablo CHP’nin tarihi boyunca ülkeye verdigi zararlarin uzun listesini de hatirlatan ibretlik bir görüntüdür. Yakindan bakildiginda ise ayni durum ülkenin ve milletin gelecegi adina endiseye kapilmamizi yol açan bir vahamet tablosudur. Halbuki biz muhalefetle ülkenin önüne çikardigi engellerin degil, millete kazandiracagimiz eserlerin, hizmetlerin, yatirimlarin atismasini yapmak kavgasini vermek isterdik. Biz Kanal Istanbul dedik, onlarin Istanbul için çok daha büyük, çok daha cazip bir proje önermesini beklerdik. Biz üçüncü havalimani, Kuzey Marmara Otoyolu ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Istanbul-Izmir Otoyolu ve Osman Gazi Köprüsü dedik ve yaptik, onlardan çok daha iddiali projeler ortaya koymalarini beklerdir. Mesela biz sehir hastaneleri dedik, hiçbir vatandasimiz saglik sigortasi disinda kalmayacak dedik, saglik hizmetleri ücretsiz, çok daha kaliteli olacak dedik, onlardan çok daha ilerisini duymak isterdik. Mesela biz, ihracati her ay yeni rekorlarla ileri tasidik, üretimi artirdik, sanayiyi gelistirdik, savunma sanayinde ülkemizi marka haline getirdik, onlardan çok daha çarpici projeler ortaya koymalarini beklerdik. Mesela biz, her sehrimize üniversite kazandirdik, ilk ve ortaögretimde okullari bastan asagi yeniledik, ögretmen kadrosunu güçlendirdik, onlardan çok daha fazlasini taahhüt etmesini beklerdik. Peki ne oldu? Karsimizda sadece oyundaki mizikçi çocuklar gibi ‘yaptirmayiz da yaptirmayiz’ demekten baska laf bilmeyen, proje üretemeyen bir CHP bulduk. Bunun için diyoruz ki, biz 19 yildir kendi kendimizle yarisiyoruz. Karsimizda bizimle demokrasi ve özgürlüklerde oldugu gibi eserde, hizmette, projede yarisacak kimse olmadigi için çitayi sürekli kendi elimizle yukariya tasiyoruz” diye konustu.



“CHP ve yandaslarinin bu yalan terörüne aldanmamak gerekir”

Türkiye’nin bu güne kadar eserlere ve hizmetlere CHP’ye ragmen sahip olmussa, Kanal Istanbul projesine de ayni sekilde kavusacagini belirten Erdogan, projeye iliskin önemli açiklamalarda bulundu. Erdogan, Kanal Istanbul projesine yönelik su bilgileri paylasti:

“Dünyanin en büyük sehirlerden biri olan Istanbul’un bogaz trafigi ve depreme hazirlik gibi sorunlarinin çözümüne ciddi katki saglayacak bu projeyi sehrin gelecegini kurtaracak bir eser olarak görüyoruz. Biz burada sadece bir kanal insa etmekle kalmiyor, ayni zamanda Istanbul’a ve ülkemize limaniyla, ihracatimizi, hayat alanlariyla insanimizi rahatlatacak yeni bir nefes borusu açiyoruz. Proje hazirlik asamasi bilimin ve teknigin isiginda titizlikle tamamlanan Kanal Istanbul’un ilk köprüsünün temelini atarak bu abide eseri ülkemize kazandirmak için ‘Bismillah’ dedik. Alt yapi deplase çalismalarinin ardindan kanalin kazisina da süratle basliyoruz. Kanalin her iki tarafinda insa edilecek toplamda 500 bin kisilik sehirler Istanbul’a ilave nüfus getirme degil, depreme hazirlik için kentsel dönüsüm çalismalarinda yasanan sikisikligi giderme amaçlidir. Milletime özellikle sesleniyorum, çünkü CHP ve yandaslarinin bu yalan terörüne aldanmamak gerekir. Özellikle su anlatacaklarimizi milletimin dikkatle takibini rica ediyorum. Uzunlugu 45 kilometre, taban genisligi en dar yerinde 275 metre, derinligi 20,75 metre olan Kanal Istanbul’un simdiden ülkemize hayirli olmasini diliyorum. Hedefimiz bu projeyi 6 yil içinde tamamlayarak hizmete sunmaktir. Türkiye’ye 19 yildir kazandirdigimiz eser ve hizmetleri bu dünya çapinda proje ile taçlandiracagimiza inaniyoruz.”

Erdogan, CHP’nin karsi çiktigi projeler ve Kanal Istanbul ile ilgili videoyu salonda bulunanlara izletti. Videonun ardindan konusmasina devam eden Erdogan, “’Yaptirmayiz da yaptirmayiz’ diye kendilerini paraladiklari proje iste bu. Istanbul’a karsi sorumluluklarini yerine getirmeyenlerin Kanal Istanbul projesi ile ilgili ileri geri konusmalari kendilerini komik duruma düsürmekten baska ise yaramaz. Sehrin depreme hazirlik çalismalarindan kiyilarini istila eden müsilaja kadar hiçbir ciddi meselesinde dise dokunur herhangi bir çabasini görmediklerimizin Kanal Istanbul’a karsi kampanya yürütmesi zavallilik isaretidir. Neymis efendim, bu proje yeteri kadar tartisilmamis. Biz Kanal Istanbul projesini 11 yil önce kamuoyuna açikladik, o günden itibaren tartistik, ne zaman ki milletvekilligine aday olduk, o zaman da bizim çilgin projemiz Kanal Istanbul dedik. Bunlarin siyasette zamani takip diye bir anlayislari yok. Neler oluyor bu ülkede, neler oldu bu ülkede haberleri yok. Bunlar sadece dedikodu üretsinler, yalan üretsinler, yalan terörü ile milleti aldatmaya kalksinlar. Bunlara sormak lazim, bunca yildir akliniz neredeydi? Aradan geçen 11 yilda tartismadiginiz, arastirmadiginiz, düsünmediginiz hangi meseleyi, diyelim ki projeyi 1 yil sonra baslatsak neticeye kavusturacak misiniz? Kendi tembelliklerine, kendi isbilmezliklerine, kifayetsizliklerine kilif bulmak için ortaya attiklari her bahane aslinda ülkemiz için nasil hiçbir hayalleri ve hazirliklari olmadigini gösteriyor. Sunu özellikle bilmenizi istiyorum, milletimiz yasanan her seyi görüyor, kafa ve gönül hanesine not ediyor. Vakti saati geldiginde herkese hak ettigi muameleyi yapacaktir” açiklamasinda bulundu.

Kanal Istanbul projesinin en önemli özelliklerinden bir tanesinin de kentsel degisim ve dönüsüm noktasinda ciddi bir yükü alacak olmasi oldugunu belirten Erdogan, “Hemen projenin yani basinda Avcilar var. Avcilar’da ciddi deprem felaketleri geçirdik. Biz vatandaslarimiza ‘size yer hazirladik, buralara yerlesebilirsiniz’ diyecegiz ve buralara tasiyacagiz. Istiyoruz ki, vatandasimiz çok daha güvenli yerlerde yasamaya devam etsin ve bu tür sikintili bölgelerden vatandaslarimizi çikartalim. Depreme dayanikli yeni konutlar insa etmek suretiyle Istanbul’umuzda bu operasyonlari yapiyoruz. Dünyanin neresine giderseniz gidin böylesine dev bir proje iktidari ile muhalefeti ile ülkelerinin milli gurur kaynagidir. CHP zihniyeti hep oldugu gibi eser ve hizmet düsmanligi yaparak ülkenin ve milletin sevincini gölgelemenin pesindedir. Milletimiz bu ufuksuz, çapsiz, beceriksiz, ferasetsiz muhalefetin gerçek yüzünü geçmisteki aci tecrübeleri ile bildigi için söylenenlere itibar etmiyor. Kisa süreli koalisyon denemelerini bir kenara birakacak olursak milletimizin yillardir CHP’yi iktidardan uzak tutmasi bosuna degildir. Ellerindeki üç-bes belediyeyi dahi yönetmeyi beceremeyenlerin, ülkenin 81 vilayetinin ve 84 milyon vatandasinin tamaminin sorumlulugunu üstlenemeyecegini görmek için çok da derin analizlere ihtiyaç yoktur” dedi.



“Ülkemizin tüm gençlerinin gördükleri yerde Kiliçdaroglu’nun yakasina yapisip bu rezilligin hesabini soracaklarina inaniyorum”

Katarli ögrencilerin sinavsiz tip fakültelerine girebilecekleri yönünde söylenen yalani hatirlatan Erdogan, “Bunun için CHP’nin basindaki zatin ülkenin 2 milyon 600 bin evladinin üniversite sinavina girecegi günün arifesinde sergiledigi ihanet bile basli basina bir örnek olarak yeterlidir. Karsimizda Katarli ögrencilerin ülkemizde sinavsiz tip fakültesine girecegi yalani hiç utanmadan, sikilmadan, 2 milyon 600 bin ögrenciye ve ailelerine saygi duymadan tekrarlayacak kadar alçalabilen bir kafa bulunuyor. Bu ne densizliktir, bu ne terbiyesizliktir? Düsünün bir ülke ki, aramizda iliskilerimiz var, bu ülkenin bizimle olan bu iliskilerini bir kenara koyup kalkip diyorsunuz ki, ‘Katarli ögrenciler sinavsiz olarak imtihana girecek.’ Ne oldu, böyle bir sey oldu mu? Tepeden tirnaga hepsi yalan. Zaten bunlar yalan dersini aliyorlar. Bunu sadece kendisi almakla kalmiyor, kendi yanindakilere ayni dersi aldiriyor. Yalan ve iftira batakligina öylesine gömülmüs durumdalar ki, önlerine gelen haberin dogrulugunu, yanlisligini arastirmaya dahi tenezzül etmiyorlar. Daha dogrusu önlerine konuna bilginin dogrulugu yanlisligi bunlari zerre kadar ilgilendirmiyor. Yeter ki bunlar amaçlarina bir adim daha yaklassin, sonuçta isterse ülke yikilsin, isterse millet perisan olsun, isterse gençlerimizin hayalleri ile oynansin hiç önemli degil. Halbuki Katarli ögrenciler sinavsiz tip fakültesine girecek denilen mesele, tamami da dost ve kardes 12 ülke ile aramizda, milletim buraya lütfen dikkat edin, 1994 yilindan beri var olan askeri saglik isbirligi protokolünün Katar’la da imzalanmasindan ibarettir. Sene 1944. Bu üniversite imtihanlarina giren ögrencilerle alakali degil, sadece askeri ögrencilerle ilgili yapilan askeri personelle anlasmadir. Her protokol gibi Kadar ile yaptigimiz anlasma da mütekabiliyet esasina dayalidir. Bu çerçevede mesela, 4 Azerbaycanli ve 5 Afganistanli saglik astsubayi Gülhane Saglik meslek Yüksekokulu’ndan mezun olarak ülkelerine dönmüslerdir. Diger egitim kurumlariyla ilgili ögrenci alimi ise tamami da sinavla olmak üzere eskiden beri uygulanan usullerle devam etmektedir. Tüm bu hakikatler gün gibi ortadayken ‘Katarli ögrenciler sinavsiz tip fakültelerine aliniyor’ yalaniyla sinava giren ögrencilerle ailelerinin moralini bozmanin acaba kime ne faydasi olmustur? CHP böyle bir yalandan nasil bir siyasi siyasi çikar saglamistir? Kiliçdaroglu yillardir sürdürdügü iftira listesine bir yenisini ekleyerek kendisi için nasil bir siyasi neticeye ulasmayi murad etmistir? Ayni yalani paylasan medya ve sosyal medya mecralari milyonlarca insanin vebaline girdikleri için en küçük bir hicap duymuslar midir? Bizim böyle bir kepazeligi aklimiza, vicdanimiza sigdirabilmemiz, anlayabilmemiz, kabullenebilmemiz mümkün degildir. Gerçekler ortaya çiktiktan sonra bile ayni yalani inatla sürdüren bir partiye, bir siyasetçiye ülkenin ve milletin hangi kritik meselesi emanet edilebilir. ‘Yalancidan yönetici olmaz’ diyerek ortada dolasanlarin aslinda kendilerini tarif ettiklerini iyi biliyoruz. Ülkemizin tüm gençlerini, gördükleri her yerde Kiliçdaroglu’nun ve CHP yöneticilerinin yakalarina yapisip bu rezilligin hesabini soracaklarina inaniyorum. Üstelik katar meselesi tek örnek de degildir. Atasehir’deki bir kiz yurdunda binada çekimi yapilan belgesel için orada bulunan silah maketi görüntülerini ‘kiz yurdu silah deposu mu?’ diyerek aktaracak ve bunun pesinden gidecek kadar sefillesenler var” diye konustu.

Videonun ardindan tekrar konusan Erdogan, “Böyle bir siyasetçi Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ne geldi ne de gelecek. Ben inaniyorum ki, su anda Kiliçdaroglu’na inanan kendi tabani nereye kadar bu inanma sürecini devam ettirecek. Sunu bilmeleri lazim, CHP’nin tarihi bu denli maalesef karanlik olmadi. Çünkü ülkeye katkilari olurdu. Ama simdi böyle bir katkilari söz konusu degil. Yaptiklari herhangi bir eser söz konusu degil, düsünün artik herhangi bir yerde çesmenin muslugunu açmaya gidiyor, ‘açilis töreni’ diye adini koyuyorlar. Bunlarin bir de özelligi var, Silahtaraga’daki aritma tesisi ile ilgili bu aritma tesisini temel atmama töreni, bunlarla ugrasiyorlar. Bunlar da Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihine yeni giriyor. Bazi seyleri ögreniyor, temel atmama töreni. Bundan sonra daha çok sey bunlardan ögrenecegiz. Müsilaj olayinda da ortaya koyduklari tezlerle birçok seyi bu vesile ile ögreniyor. Bu tür haberlerde meselinin asla hakikati aramak olmadigini yasadigimiz binlerce tecrübe ile biz bunlari çok iyi biliyoruz. Su anda Izmir’in durumu ortada. Ne yüzlerine çarpilan bilgeler, ne mahkeme kararlari, ne mahseri vicdanda ugradiklari mahkumiyetler bunlari yalani ve iftirayi hayatlarinin, siyasetlerinin, medyalarinin merkezine yerlestirmekten alikoyamiyor. Meydani bu yalan ve iftira tüccarlarina birakmayacagiz. Siyasi hesap verme günü olan seçimler geldiginde hak ettikleri sekilde hüsrana ugramalarini temin edecegiz” diye konustu.



“CHP Genel Merkezi’nin pek çok yöneticisi Kazdaglari’nin hemen eteginde kaçak bir isletmenin açilis törenine katiliyor”

CHP ve sürekasinin hakikatleri çarpitmakla ugrasirken kendi mensuplarinin tam göbeginde yer aldigi kepazeliklere bakmadigini söyleyen Erdogan, “Bu parti ile ilgili son dönemde onlarca taciz, tecavüz, hirsizlik, yolsuzluk iddiasi dile getirildi.

Bunlarin hangisi ile ilgili CHP’nin kayda deger islem yaptigin veya nice yalani dillerine dolayan medya mecralarinin ayni hususlarin üzerine gittigini gördünüz? Gerçi siyasette hangi partilerle ittifak içinde oldugunu bile söyleyemeyecek kadar seffafliktan, samimiyetten, hasbilikten uzak bir partiden söz ediyoruz. Bugüne kadar teröre karsi olduklarin Bay Kemal’den duydunuz mu, terörle mücadeleye yönelik bir yaklasimini kendisinden duydunuz mu? Böyle bir partiden herhangi bir hususta onurlu durus beklemek gökteki günesi elle yakalamayi ummakla aynidir. Geçtigimiz günlerde CHP Genel Merkezi’nin pek çok yöneticisi ile yine ayni partiye mensup çok sayida belediye baskani Çanakkale Asos’ta, yani Kazdaglari’nin hemen eteginde kaçak bir isletmenin açilis törenine katiliyor. Niçin katilirlar biliyorsunuz, detayina girmeme gerek yok. Kazdaglari ilgili her konuda ortaligi birbirine katan medya mensuplarindan, sanatçilarindan, sözde STK’lardan bu konuda en küçük bir söz çikti mi? Bunlarin derdi çevre, tabiat, agaç degil, daha ileri giderek söylüyorum, bunlarin hiçbirinin derdi ülkenin ve milletin kazançlari, kayiplari ve istikbali degildir. Bunlarin tek derdi AK Parti’ye ve hükümete zarar vermek, CHP’yi de parlatmaktan ibarettir. Bizim tek muhatabimiz millettir. Vakit siyasette savunmaya geçme, taarruza kalkma vaktidir” seklinde konustu.

Kaynak: İHA