Tarih Arastirmacisi Ulu, Istanbul'un Incisi Bogaziçi'ni Düzenledigi Gönüllü Turlarla Adim Adim Anlatiyor

Kendisini bir 'Istanbul sevdalisi' olarak nitelendiren ve bu konuda çesitli çalismalara imza atan Hasan Eren Ulu, farkli kültürel dokularin uyum içinde yasadigi, 2 kitanin kalbindeki mekanlari tanitmak için ücretsiz düzenledigi 'Adim Adim Bogaziçi' gezilerini sosyal medyadan duyuruyor Hasan Eren Ulu: 'Deniz kenari çok güzel. Bir de sirtlara dogru çikinca yaseminler, ortancalar, sümbüller hatta yerine göre yeni dünya gibi meyve veren agaçlar var ve bu güzelliklerin farkina varmamiz lazim. Bunlari gördügümüz zaman Istanbul'u, Bogaziçi'ni daha iyi kesfetme imkanina sahip oluyoruz' 'Ecdadimiz Bogaziçi'ni bir medeniyet hamlesi olarak görmüs. Bizim bu konuda pirimiz olan Abdülhak Sinasi Hisar, bir Bogaziçi medeniyetinden bahsediyor. 'Tarihi yarimadadaki Istanbul medeniyetinden ayri bir Bogaziçi medeniyeti var' diyor. Biz o medeniyeti burada yalisiyla, deniziyle, camisiyle, agaciyla, meyvesiyle, yoluyla, tarihiyle, kisileriyle, olaylariyla, mabetleriyle kisacasi Bogaziçi’ne dair her seyiyle anlatmak ve geçmisten bize ulasan bu mirasi gelecege teslim etmek istiyoruz' 'Rumeli Hisari Fatih Sultan Mehmet'ten emanet, karsida Anadolu Hisari var. Kuleli, Vaniköy Camisi, korular... Bunlarin hepsi kesfedilmesi gereken yerler. Bogaziçi bizim için bir su yolu degil bir medeniyet'

MUHAMMED GENCEBAY GÜR - MEHMET KARA - Tarih ve kültür arastirmacisi Hasan Eren Ulu, sosyal medya üzerinden duyurdugu gönüllü organizasyonlarla tarihi ve kültürel zenginlige sahip Istanbul'un incisi Bogaziçi semtlerinin sokaklarini adim adim gezerek, anlatiyor.

Kendisini bir "Istanbul sevdalisi" olarak nitelendiren Ulu, yillar boyunca kentle ilgili arastirma ve kesifler gerçeklestirdi. Ulu, bu çalismalarla beraber imparatorluklara baskentlik yapmis, farkli kültürel dokularin yüzyillardir uyum içinde yasadigi, Asya ve Avrupa kitalarinin adeta kalbindeki Bogaziçi'ni tanitmak adina sosyal medya üzerinden önemli bir çalismaya imza atti.

Birkaç yil önce Twitter üzerinden baslattigi "Adim Adim Bogaziçi" gezilerini talep eden herkesin katilimina ücretsiz açan Ulu, her hafta yeni bir rota çizerek, katilimcilarla sokaklari arsinliyor.

Bu gezileri düzenleme amaçlarini ve izlenimlerini AA muhabirine anlatan Ulu, Istanbul'u daha iyi tanimak için uzun yillar sehir üzerine yazilanlari okudugunu, birkaç yil önce de "Adim Adim Bogaziçi" adini verdikleri gezilere basladigini söyledi.

Ulu, amacinin Bogaziçi'ni Istanbullulara anlatmak oldugunu dile getirerek, "Hangi Istanbullu ya da Istanbul'u seven arkadasim ile konussam Bogaziçi'nin ancak sahil kesiminde dolasiyor. Evet, deniz kenari çok güzel. Bir de sirtlara dogru çikinca yaseminler, ortancalar, sümbüller hatta yerine göre yeni dünya gibi meyve veren agaçlar var ve bu güzelliklerin farkina varmamiz lazim. Bunlari gördügümüz zaman Istanbul'u, Bogaziçi'ni daha iyi kesfetme imkanina sahip oluyoruz." dedi.

- "Ecdadimiz Bogaziçi'ni bir medeniyet hamlesi olarak görmüs"

Hasan Eren Ulu, Istanbul'u anlatmak için "Bogaziçi'ni gezmek isteyenler gelsin, meraklilariyla bulusalim hem birbirimizle tanisalim hem de Bogaziçi'ni taniyalim." diye sosyal medyadan duyurular yaptigini söyledi.

Gezilerle deniz kültürünün özümsenmesini amaçladigini da ifade eden Ulu, "Ecdadimiz Bogaziçi'ni bir medeniyet hamlesi olarak görmüs. Bizim bu konuda pirimiz olan Abdülhak Sinasi Hisar, bir Bogaziçi medeniyetinden bahsediyor. 'Tarihi yarimadadaki Istanbul medeniyetinden ayri bir Bogaziçi medeniyeti var' diyor. Biz o medeniyeti burada yalisiyla, deniziyle, camisiyle, agaciyla, meyvesiyle, yoluyla, tarihiyle, kisileriyle, olaylariyla, mabetleriyle kisacasi Bogaziçi’ne dair her seyiyle anlatmak ve geçmisten bize ulasan bu mirasi gelecege teslim etmek istiyoruz." diye konustu.

Tarih ve kültür arastirmacisi Ulu, yaptigi duyurunun ardindan birçok kisinin geziye katilmak için kendisiyle iletisime geçtigini dile getirerek, söyle devam etti:

"Bogaziçi'ni gezenler özellikle sahil kisminda fotograf çekiyorlar. Oysa sirtlarda daha farkli açilardan Bogaziçi’ni fotograflamak mümkün. Sirtlara dogru çikanlar elbette yorulacak ama tirmanirken ahsap konaklari da görmek mümkün. Içlerinde ünlülerin evleri de var. Hem herhangi bir yerde soluklanirken size çay-kahve ikram eden Bogaziçili yasli teyzelere rastlamak da mümkün. Bunlar bizim için oldukça önemli. Bu detaylar bize 'Haydi Bogaziçi’ne gel' diyen, bizim de davetimize icabet ettiren konular."

- "Bogaziçi bizim için bir su yolu degil bir medeniyet"

Ulu, Istanbul'un alametifarikasinin Bogaziçi oldugunu, sehrin iki parçasini ya da iki kitayi bir araya getiren su yolunun ticaret ile beraber gezi için de kullanildigini söyledi.

Bunun avantajlarindan faydalanilmasi gerektiginin altini çizen Ulu, "Kitaplara baktigimiz zaman Bogaziçi'nin Salacak ile Tophane arasindan basladigi, Anadolu ve Rumeli Kavagi'na kadar uzandigi görülüyor. Ecdadimiz da iste bu hat üzerinde yani Bogaziçi’nde, kendilerine has bir medeniyet insa etmisler." ifadelerini kullandi.

Bogaziçi'nin kendileri için ayni zamanda bir medeniyet yolu oldugunu aktaran Ulu, sunlari kaydetti:

"Rumeli Hisari Fatih Sultan Mehmet'ten emanet, karsida Anadolu Hisari var. Kuleli, Vaniköy Camisi, korular... Bunlarin hepsi kesfedilmesi gereken yerler. Bogaziçi bizim için bir su yolu degil bir medeniyet. Misir'da bir Süveys Kanali var. O kanalin etrafi bu sekilde kat kat yükselmiyor, yalnizca bir su yolu. Bogaziçi de bir su yolu ama Bogaziçi hem Anadolu hem Avrupa tarafinda kat kat yükseliyor, o yüzden yorulmaya, gezmeye deger."

Sosyal medyadan kendisiyle iletisime geçenlerden olusan gezi grubuyla Arnavutköy Sahili'nde bir araya gelen Ulu, semtteki tarihi sokaklari anlatti.

Ulu, "Petrol Krallari" filminin burada çekildigini dile getirerek, "Zeki Alasya ile Metin Akpinar'in oynadigi, bahçelerinde petrol bulduklari film Arnavutköy'de çekilen filmlerden yalnizca bir tanesi. Biz simdi Eglence Sokagi'ndan Sekbanlar Sokagi'na geldik. Burada her sey degisiyor. Bu noktalar Bogaziçi’nin sakli köselerindendir." dedi.

Ulu, bu semte "Arnavutköy" adi verilmesinin öyküsünü ise söyle anlatti:

"1800'lü yillarda buraya gelen Arnavutlar olmus. Bazi is kollarinda görev yapmislar. 1500'lü yillarin ikinci yarisindaki belgelerde Arnavutköy'ün ismi geçiyor. En güzel açiklama su: Fatih Sultan Mehmet Istanbul'u fethettikten sonra Anadolu'dan ve Rumeli'den nüfus getiriyor buraya. Onlardan birisi de Arnavutluk'tan getirilenler. Ilginç bir sekilde bu Arnavut Hiristiyanlar zamanla Rum nüfusla çok iliskili olduklari için asimile oluyor. Kendilerini Rum olarak görüyorlar fakat köyün adi Arnavutköy olarak kalmaya devam ediyor. Ben daha önce 'Adim Adim Bogaziçi' adiyla geziler yaptigimda gezenler diyordu ki, 'Biz Istanbul diye sur içini dolasiyoruz, hep bitmis diyoruz ama olani da görmüyoruz. Olani mutlaka bilmeliyiz ki kesfedebilelim."
Kaynak: AA