Hikayeci Yazar Mustafa Çiftçi, 'Edebiyat Ve Gönül Dagi Söylesisi' Programinda Konustu Açiklamasi
'Ögrenmek ve hissetmek için kitap okunur. Ögretmenler, gazeteciler, uzmanlar, akademisyenler herhangi bir konuda birikim elde edebilmek için ögrenme okumasi yapmak zorundadirlar. Bir de hissiyatinizin gelismesi için okumak var' 'Hissiyat okumasinda en verimli okuma edebiyattir. Edebiyatin bütün türlerini buna dahil edebilirsiniz'
Hikayeleri TRT ekranlarinda yayinlanan "Gönül Dagi" dizisiyle izleyiciye aktarilan yazar Mustafa Çiftçi, Türkiye Dil ve Edebiyat Derneginin (TDED) "Edebiyat ve Gönül Dagi Söylesisi" programina konuk oldu.
Moderatörlügünü TDED Yozgat Sube Baskani Mehmet Fatih Baskal'in üstlendigi söylesi, TDED'in Youtube kanalindan canli yayinlandi.
Çiftçi, kitap okunan ve kütüphanesi olan bir evde dünyaya gelmenin avantajini küçük yaslarda yasadigini belirterek, babasinin sosyal bilimler, annesinin ise edebi eserlere ilgisinin oldugunu söyledi.
- "Kendimi bildim bileli kitapçilara borcum hiç bitmedi"
Ilk gençlik yillarinda anneannesinin hayatini yazmak için bir roman girisiminde bulundugunu ifade eden Çiftçi, "Anneannem ümmi bir insandi. Pek yanasmadi bu ise. Basindan geçenlerin kagida geçmesini istemedi. Onlarin hayatinda bir insanin adi bir deftere yazildigi zaman ya askere götürürler ya vergi tahsil ederler ya da hastalik sebebiyle ilaç yazilirdi. Anneannem böyle yapinca bu girisimim atil kaldi ama kendimi bildim bileli kitapçilara borcum hiç bitmedi." dedi.
Çiftçi, kitap okumanin birkaç türlü ele alinabilecegine isaret ederek, sunlari kaydetti:
"Ögrenmek ve hissetmek için kitap okunur. Ögretmenler, gazeteciler, uzmanlar, akademisyenler herhangi bir konuda birikim elde edebilmek için ögrenme okumasi yapmak zorundadirlar. Bir de hissiyatinizin gelismesi için okumak var. O profesyonel ya da mesleki bir okuma degil. Hissiyatiniz gelissin diye, daha narin, hassas ve rikkat sahibi bir kalbe sahip olabilmek için yapilan okumalardir. Hissiyat okumasinda en verimli okuma edebiyattir. Edebiyatin bütün türlerini buna dahil edebilirsiniz. Kalbi bu kadar merhametli olan insanlarin da iyi bir kul olma ihtimali artiyor. Dolayisiyla edebiyatin dünyamiza ve ahiretimize böyle bir faydasindan söz edebiliriz."
- "Yoksulluk ve sevda bizim belimizi büken iki seydir"
Bireyin kendisini tanimak açisindan günlük tutmasinin büyük bir önemi olduguna dikkati çeken Mustafa Çiftçi, bireyin kendini tanimasinin insanlari, tabiati, esyayi ve zamani iyi yorumlayabildigini dile getirdi.
Çiftçi, özellikle Anadolu'daki kültürel ve sanatsal üretimde yoksullugun ve yoksullukla bas etmenin izlerinin bulundugunu aktararak, sözlerini söyle sürdürdü:
"Yoksulluk ve sevda bizim belimizi büken iki seydir. Yalniz biz yoksulluk konusunda serbetliyiz. Büyük harpler, dünya savaslari, kitlik, büyük göçler ve darbeler gibi toplumsal yapimizi çok sarsan olaylari yasamis ve geçirmisiz. Bütün bu tecrübeyi türküyle, edebiyatla ve sanatla nesilden nesile aktarmisiz. Bizim mutfagimiza baktiginiz zaman yoksulluk sebebiyle olusmus yemek tarifleri vardir. Bu açidan beni en çok tesir altina alan bu yokluk meselesi ve sevdadir. Yoksulluga karsi serbetliyiz ama sevda bizi perisan ediyor. Ahmet Hamdi Tanpinar'in ifadesiyle söyleyeyim, 'Çünkü siz sarklilar arkasindan aglamak için seversiniz' diyor. Biz biraz küllenmis sevdayi, sevdadan kül olmayi, için için yanmayi ve bunu karsi tarafa söyleyememeyi tercih ediyormusuz gibi. Asklarimiz böyle yasaniyor."
Kaynak: AA
Moderatörlügünü TDED Yozgat Sube Baskani Mehmet Fatih Baskal'in üstlendigi söylesi, TDED'in Youtube kanalindan canli yayinlandi.
Çiftçi, kitap okunan ve kütüphanesi olan bir evde dünyaya gelmenin avantajini küçük yaslarda yasadigini belirterek, babasinin sosyal bilimler, annesinin ise edebi eserlere ilgisinin oldugunu söyledi.
- "Kendimi bildim bileli kitapçilara borcum hiç bitmedi"
Ilk gençlik yillarinda anneannesinin hayatini yazmak için bir roman girisiminde bulundugunu ifade eden Çiftçi, "Anneannem ümmi bir insandi. Pek yanasmadi bu ise. Basindan geçenlerin kagida geçmesini istemedi. Onlarin hayatinda bir insanin adi bir deftere yazildigi zaman ya askere götürürler ya vergi tahsil ederler ya da hastalik sebebiyle ilaç yazilirdi. Anneannem böyle yapinca bu girisimim atil kaldi ama kendimi bildim bileli kitapçilara borcum hiç bitmedi." dedi.
Çiftçi, kitap okumanin birkaç türlü ele alinabilecegine isaret ederek, sunlari kaydetti:
"Ögrenmek ve hissetmek için kitap okunur. Ögretmenler, gazeteciler, uzmanlar, akademisyenler herhangi bir konuda birikim elde edebilmek için ögrenme okumasi yapmak zorundadirlar. Bir de hissiyatinizin gelismesi için okumak var. O profesyonel ya da mesleki bir okuma degil. Hissiyatiniz gelissin diye, daha narin, hassas ve rikkat sahibi bir kalbe sahip olabilmek için yapilan okumalardir. Hissiyat okumasinda en verimli okuma edebiyattir. Edebiyatin bütün türlerini buna dahil edebilirsiniz. Kalbi bu kadar merhametli olan insanlarin da iyi bir kul olma ihtimali artiyor. Dolayisiyla edebiyatin dünyamiza ve ahiretimize böyle bir faydasindan söz edebiliriz."
- "Yoksulluk ve sevda bizim belimizi büken iki seydir"
Bireyin kendisini tanimak açisindan günlük tutmasinin büyük bir önemi olduguna dikkati çeken Mustafa Çiftçi, bireyin kendini tanimasinin insanlari, tabiati, esyayi ve zamani iyi yorumlayabildigini dile getirdi.
Çiftçi, özellikle Anadolu'daki kültürel ve sanatsal üretimde yoksullugun ve yoksullukla bas etmenin izlerinin bulundugunu aktararak, sözlerini söyle sürdürdü:
"Yoksulluk ve sevda bizim belimizi büken iki seydir. Yalniz biz yoksulluk konusunda serbetliyiz. Büyük harpler, dünya savaslari, kitlik, büyük göçler ve darbeler gibi toplumsal yapimizi çok sarsan olaylari yasamis ve geçirmisiz. Bütün bu tecrübeyi türküyle, edebiyatla ve sanatla nesilden nesile aktarmisiz. Bizim mutfagimiza baktiginiz zaman yoksulluk sebebiyle olusmus yemek tarifleri vardir. Bu açidan beni en çok tesir altina alan bu yokluk meselesi ve sevdadir. Yoksulluga karsi serbetliyiz ama sevda bizi perisan ediyor. Ahmet Hamdi Tanpinar'in ifadesiyle söyleyeyim, 'Çünkü siz sarklilar arkasindan aglamak için seversiniz' diyor. Biz biraz küllenmis sevdayi, sevdadan kül olmayi, için için yanmayi ve bunu karsi tarafa söyleyememeyi tercih ediyormusuz gibi. Asklarimiz böyle yasaniyor."