ANALIZ - Biden-Putin Zirvesi Ve Sonuçlari
Cenevre’deki BidenPutin zirvesinde, büyükelçilerin karsilikli olarak görevlerine dönmesi konusunda mutabakata varilmis olmasi, temaslarin ve diyalogun artirilmasi açisindan büyük önem arz ediyor Biden’in daha birkaç ay öncesinde Putin’le ilgili sert suçlamalarda bulunmasina ragmen iki liderin bir araya gelmeye karar vermesi, uluslararasi arenadaki gelismeler ve dengelerle de baglantili Görüsmenin gerçeklesmesinde ve küçük de olsa sonuçlarin alinmasinda süphesiz Çin faktörünün de etkisi var. Her geçen gün güçlenen Çin, artik basta Orta Asya olmak üzere bölgede Rusya’nin çikarlarina da tehdit olusturuyor Görüsmenin somut sonuçlarinin olup olmadiginin anlasilmasi için Biden’a göre en az alti aya ihtiyaç var. Simdilik ise anlasilan tek bir husus var: taraflar “nükleer savasin bir galibinin olamayacaginin” farkinda olduklarini sergilemis oldular
Dogu Bloku da SSCB de çoktandir tarih sahnesinden çekilmis olmasina ve Soguk Savas sona ermesine ragmen bu görüsme 1985 yilindaki Gorbaçov-Reagan görüsmesi kadar önemli. Zira iki ülke arasindaki iliskiler de Soguk Savas dönemindeki kadar kötü durumda. Bunun sebebi ABD’nin tek kutuplu dünya düzenini savunmasi ve tüm dünyada liderlige oynamasi; Rusya’nin ise özellikle 2000’li yillardan itibaren daha aktif bir dis politika izleyerek bu yaklasima karsi çikmasi. Bu yaklasimlar çerçevesinde taraflar Kafkasya’dan Orta Dogu’ya birçok bölgede ve enerjiden askerî teknolojilere birçok alanda Soguk Savas’i aratmayan bir mücadele veriyorlar. Varsova Pakti’nin ortadan kalkmasina ragmen; NATO’nun varliginin da SSCB’nin yikilmasina ragmen Moskova’nin eski SSCB cografyasini hâlâ kendi etki alani olarak görmesinin de bu mücadelede etkisi büyük. Tüm bunlardan dolayi görüsme öncesinde iki liderin bir araya gelmesi dahi “bir basari” ve “önemli adim” olarak nitelendirildi. Kaldi ki görüsme beklenenden çok daha iyi geçti ve her iki lider de faydali bir görüsme gerçeklestirdiklerini belirttiler.
- Diplomasi kanallari açiliyor
Peki, iki lider hangi konulari ele aldilar ve gerek görüsme sirasinda gerekse de sonrasinda yaptiklari basin açiklamalarinda hangi konulara degindiler? Taraflar ilk olarak büyükelçilerin görevlerine dönmesi konusunda mutabakata vardilar. Bilindigi gibi Biden’in iktidara gelmesinden sonra Rusya’nin ABD’deki seçimlere müdahalesi gerekçesiyle elçiliklerdeki personel sayisi minimuma indirilmis, Biden’in Putin’le ilgili sert açiklamalarindan sonra ise büyükelçiler karsilikli olarak geri çagirilmisti. Bu husus sporcularin dahi vize almalarini zorlastirmis, münasebetler suçlamalardan ibaret karsilikli açiklamalarla sinirli kalmisti. Büyükelçilerin yeniden görevlerine dönüyor olmasi, temaslarin ve diyalogun artirilmasi açisindan büyük önem arz ediyor. Öyle anlasiliyor ki, son zamanlarda büyükelçiliklerde iyice azalan diplomat sayisinda da çok yakinda artis olacak.
Yine görüsmede hiçbir konu uzun ve ayrintili bir sekilde ele alinamadiysa da bölgesel sorunlarla ilgili taraflarin kendi görüslerini bildirmesi, diyalog yürütebilecekleri alanlarin tespiti açisindan önemli. Örnegin Biden, Ukrayna’nin toprak bütünlügünü savunduklarini, Ukrayna’nin dogusundaki sorunlarin Minsk protokolü çerçevesinde görüsülmesi gerektigini belirtti. Gerek bu açiklama gerekse de önceki gün Ukrayna’nin NATO üyesi olmasi için bazi sartlari yerine getirmesi gerektiginin vurgulanmasi, Moskova’yi memnun etmis olmali. Kaldi ki Rusya-ABD ve genel olarak Rusya-Bati iliskilerindeki sorunlarin temelinde Kirim ve Ukrayna’nin dogusundaki gelismeler ve NATO’nun Rusya sinirlarina dogru yayilmasi hususlari yatiyor. Ukrayna Devlet Baskani Vladimir Zelenskiy’nin görüsme öncesi “Bati ne yardim ediyor ne de herhangi bir plan sunuyor” seklindeki açiklamasi da aslinda ABD’nin bu yaklasimina olan bir sitemdi.
Iki ülke liderlerinin degindikleri diger sorunlarin basinda Iran ile Afganistan geliyor. Taraflar Iran’in nükleer silah elde etmesinin engellenmesi konusunda görüsmeler yapmayi kararlastirdi ve Biden, Putin’in Afganistan’da güvenligin saglanmasi konusunda yardim etme sözü verdigini belirtti. Tüm bu meseleler ikili münasebetlerdeki diger konular gibi kurulmasi kararlastirilan stratejik istikrar konusundaki diyalog çerçevesinde görüsülecege benziyor. Söz konusu diyalog teklifi Rusya tarafindan daha Nisan ayinda yapilmisti.
Görüsmede deginilen ve ileride diyalog çerçevesinde görüsülmeye devam edilecek konulardan biri de Arktik bölgesindeki Rus askerî varliginin artiyor olmasi. ABD’li yetkililerin konuyla ilgili kaygilarina Rus lider, Ruslarin bölgede SSCB’den itibaren etkili oldugunu, Moskova’nin bölgede nükleer denizalti bulundurdugunu, burada tüm ülkelerle isbirligine hazir olduklarini belirtti. Putin’e göre Arktik bölgesi, Rusya ile ABD arasinda rekabet degil, isbirligi alani olmali. Putin’in bu teklifine karsin Biden da siber güvenlik alaninda istisarelerin baslatilmasi teklifinde bulundu. Dolayisiyla artik bu konu da karsilikli suçlamalarin ötesine geçilerek iki ülke yetkilileri tarafindan masaya yatirilacak.
- “Kirmizi çizgiler”
Putin-Biden görüsmesinin en önemli sonucu da aslinda yukarida belirtilen konular çerçevesinde münasebetlerde bir yol haritasinin çizilmis olmasi. Öyle görünüyor ki taraflar ilk etapta sinirli da olsa isbirligi gelistirebilecekleri konular üzerinde durdular. Her iki liderin yaptiklari açiklamalar da bunu dogrular mahiyette. Nitekim Vladimir Putin dünyadaki istikrardan Rusya ile ABD’nin sorumlu oldugunu, iki ülkenin çözemeyecegi hiçbir meselenin olmadigini, Rusya’nin ABD ve Bati ile iliskilerini gelistirmeye hazir oldugunu da belirtirken, Joe Biden da Rusya ile münasebetlerin istikrarli ve tahmin edilebilir olmasi gerektiginin altini çizdi.
Diger taraftan görüsmede ülkelerin “kirmizi çizgileri” üzerinde de duruldu. Bunlari ayni zamanda kendi siyasetlerinin gerekçeleri ve karsi tarafi sikistirmak için kullanilan konular olarak addetmek de mümkün. Biden, insan haklari üzerinde durdugu gibi hapiste bulunan Rus muhalif Aleksey Navalniy’in öldürülmesinin Rusya açisindan yikici neticelerinin olacagini dile getirdi. Putin ise Rusya’nin birçok siyasetini NATO’nun genislemesine ve Rusya sinirinda tatbikat yapmasina bagliyor. Bu iki konunun, her iki tarafin dis politikasinin da önemli boyutunu olusturmasindan dolayi daha uzun yillar gündeme gelmeye devam edecegini söylemek gerekiyor.
Görüsmeyle ilgili soru isareti yaratan bir diger mesele de Joe Biden’in daha birkaç ay öncesinde Putin’le ilgili sert suçlamalarda bulunmasina ragmen iki liderin bir araya gelmeye karar vermesidir. Bu kapsamda her iki tarafi da bir nevi geri adim atmaya iten sebep neydi? Vladimir Putin, Biden’in açiklanmasindan sonra tekrar telefon görüsmesi gerçeklestirdiklerini, Biden’in yaptigi açiklamaya açiklik getirdigini ve bunun üzerine kendisine görüsme teklifinde bulundugunu belirtti. Tüm bunlar gerçeklesmis olmakla birlikte taraflari bu görüsmeyi gerçeklestirmeye iten asil sebepler, uluslararasi arenadaki gelismeler ve dengelerdir. Rusya son 5-6 yildir basta ABD olmak üzere Bati’nin çok yönlü yaptirimiyla karsi karsiya kaliyor. Bu da ekonomik olarak büyük kayiplara neden oluyor. Ayni zamanda bu gerginlik, Rusya’yi diger alanlarda da çok yoruyor. AB, Rusya ile sikintili iliskilerden kendisi de zarar gördügünden dolayi Rusya’ya uyguladigi yaptirimlara son vermek istese de bu karari tek basina alamiyor. Dolayisiyla bu görüsmenin gerçeklesmesini Rusya kadar basta Almanya olmak üzere (Dogu Avrupa ülkeleri hariç) Avrupa Birligi (AB) ülkelerinin de istedigini söylemek gerekiyor.
Biden’in AB liderleriyle yaptigi görüsmelerde Rusya konusunun gündeme geldigi bilinmekle birlikte Rusya’ya karsi biraz daha yumusak bir siyaset izlenmesi ve Rusya’nin tamamen dislanmamasi gerektigine dair bir kararin da alinmis olmasi muhtemel. Kaldi ki Rusya, AB’nin askerî ve enerji güvenliginde de önemli rol oynayan bir ülke. Nitekim Kuzey Akim-2 dogalgaz boru hattinin insasinin tüm sorunlara ve anlasmazliklara ragmen tamamlanmasini da bu çerçevede degerlendirmek gerekiyor.
Görüsmenin gerçeklesmesinde ve küçük de olsa sonuçlarin alinmasinda süphesiz Çin faktörünün de etkisi var. Bugüne kadar Rusya ile Çin, çok yönlü isbirligi gelistirdikleri gibi, Orta Asya’da ABD varligina karsi da ortak mücadele verdiler. Bu mücadelede basarili da oldular. Ancak her geçen gün güçlenen Çin, artik basta Orta Asya olmak üzere bölgede Rusya’nin çikarlarina da tehdit olusturuyor. Çin’in ekonomik olarak yayilmasina karsilik veremeyen Rusya’nin nüfusunun az oldugu Sibirya bölgesinin Çin’le komsu olmasi ve bu bölgede Çinli nüfusun gittikçe artmasi da Rusya’yi gelecekte bekleyen önemli sorunlardan. Her geçen gün güçlenen Çin, Bati için de orta ve uzun vadede Rusya’dan daha büyük bir tehdit olusturuyor. Dolayisiyla Rusya ile Bati arasindaki iliskiler aslinda Çin’in dengelenmesi açisindan da önem arz ediyor. Bu baglamda bu görüsme uluslararasi dengelerin, hemen olmasa da, yeniden tesisinin baslangicini olusturabilir. Nitekim SSCB’nin son lideri Mihail Gorbaçov, Biden-Putin görüsmesi sonrasinda yaptigi degerlendirmede, bu zirvenin sonuçlari bakimdan da 1985 yilindaki görüsme kadar önemli oldugunu dile getirdi. Görüsmenin somut sonuçlarinin olup olmayacaginin anlasilmasi için Biden’a göre en az alti aya ihtiyaç var. Simdilik ise anlasilan tek bir husus var: Taraflar “nükleer savasin bir galibinin olamayacaginin” farkinda olduklarini sergilemis oldular.
[Prof. Dr. Ilyas Kemaloglu Marmara Üniversitesi Tarih Bölümü ögretim üyesidir]