FETÖ'nün 'Tahşiyecilere Kumpas' Kurduğu İddialarına İlişkin İkinci Dava
Örgüt elebaşı Gülen, Hidayet Karaca, eski emniyet müdürleri ile kapatılan Zaman gazetesinin eski genel yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı'nın da aralarında bulunduğu 45 sanığın yargılandığı davada, sanıkların savunmaları alınıyor.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) "Tahşiyeciler grubuna" kumpas kurduğu gerekçesiyle aralarında FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, kapatılan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca ve eski emniyet müdürleri ile eski Zaman gazetesi genel yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı'nın da bulunduğu 45 sanık, yeni suçlamalarla ikinci kez yargılanıyor.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, bazı tutuklu sanıklar tutuklu bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılırken, tutuksuz sanıklar Engin Koç ve Fatih Çetinkaya da salonda hazır bulundu.
Suçlamalarla ilgili savunması sorulan tutuklu sanıklardan, o dönem başkomiser olarak görev yapan Hüseyin Nohut, mahkemenin bağımsız ve tarafsız olduğunu düşünmediğini öne sürerek, reddi hakim talebinde bulundu.
Sanık Nohut'un daha önce de ret talebinde bulunduğunu hatırlatan heyet, sanığın ileri sürdüğü hususların yargılamanın reddini gerektirecek hususlar olmaması nedeniyle reddine karar verdi.
Savunması sorulan ve bir dönem FETÖ'ye müzahir Samanyolu televizyonunda yayınlanan dizilerde yönetmen olarak çalışan tutuksuz sanık Engin Koç, suçlamalara konu "Tek Türkiye" dizisinde yönetmen olarak değil, yardımcı yönetmen olarak çalıştığını söyledi.
Yardımcı yönetmenin teknik görevleri olduğunu ve çekimlerin yönetmenin sorumluluğunda bulunduğunu öne süren Koç, "Tek Türkiye dizisinin 64. ve 66. bölümlerinde yayımlanan 'Karanlık Kurul' sahneleriyle ilgim yoktur. Tek Türkiye dizisinde 2008 yılının ağustos ayında çalışmaya başladım. Karanlık kurul 2007'de çekilmiş ve 2017'ye kadar aynı sahne üzerinden farklı dublajla devam etmiştir. Biz dizi çekimlerini Konya'da gerçekleştiriyorduk, İstanbul ile ilgimiz yoktu. Dizi formatına aykırı şekilde çekilen o bölümlerle alakam yoktur. Konya halkından 3 bin kişiyi figüran olarak dizide oynatmışızdır. Dizide kimlerle çalışıldığı yönetmen değil yapım şirketi sorumluluğundadır." ifadelerini kullandı.
"Karanlık Kurul" sahnelerinin kendilerine gelmediğini savunan Koç, bu sahnelerin dizinin gerçek formatıyla alakasının olmadığını söyledi.
Söz konusu sahnelerde dizinin ana oyuncularının yer almadığını iddia eden Koç, "O dönem bu bölümlerden rahatsız oldum ancak soracak muhatabımız yoktu. Kendi aramızda konuşuyorduk ama yaptırım durumumuz yoktu. Kimin katkısı var bilmiyorum. 'Karanlık Kurul' sahnelerinin Hidayet Karaca tarafından yazılıp yazılmadığından da haberim yok." dedi.
- "Tahşiyeden pek bir bilgim yok"
Diğer sanık, suç konusu dönemde İstanbul istihbarat şubede polis memuru olarak çalışan Fatih Çetinkaya ise, hakkında Bursa'da "FETÖ üyeliği" suçlamasıyla bir dava olduğunu hatırlatarak, "ByLock kullanımıyla ilgili bir yanlışlık söz konusu. Kullanmadığım halde wifi paylaşımından kaynaklı bir durum. Bundan dolayı sanığım." dedi.
Dava konusu adrese, operasyondan bir gün önce etüt ve "tarassut" çalışması için gittiğini anlatan Çetinkaya, "Bomba konulmasıyla bir ilgim yok. Sonra ne olduğunu biliyorum, bomba bulunduğunu duydum. Operasyon zamanı ben Zafer Ölmez isimli arkadaşla beraber başka bir adresteydim. Talimatı bana başkomiser Hüseyin Nohut verdi. Mustafa Karabulut vermedi." iddiasında bulundu.
SEGBİS'le savunması alınan, o dönem İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde komiser olarak çalışan Ferdi Taşkaya da, dava konusuyla ilgili 2014 yılı sonunda gözaltına alındığı, hakimlikten serbest bırakıldığı ve hakkında herhangi bir dava açılmadığını anlatarak, "2017'de açılan davayla ilgili tanık olarak dinlenildim ve şu anda da sanığım. Bu durumu anlayamıyorum." dedi.
İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesinde "FETÖ üyeliği" suçundan, ByLock kullandığı iddiasıyla yargılandığını belirten Taşkaya, "Ben zaten bir mahkemede bu suçlardan yargılanıyorum. Bu davanın oradaki davayla birleştirilmesini talep ediyorum. Tahşiyeden pek bir bilgim yok. Ben o tarihte sol örgütlere bakan A büro amirliğinde çalışıyordum. Kalabalık operasyonlarda diğer bürolardan yardım istenir. Benimki de bunun gibi bir şey. Yardım istenince büro amirim de beni vermiş. Kanunen bir arama yaptım." ifadesini kullandı.
İddianamede hakkında herhangi bir iddia bulunmadığını ve müşteki Mehmet Nuri Turan'ın ev aramasına katıldığını savunan Taşkaya, "Aramada silah, bıçaklar, dijital malzemeler bulduk. Çok ilgilenemedim. Arama için büro amirim istedi, hatırlamıyorum. Arabada Mehmet Nuri Turan'a yönelik, 'Fetullah hocayı kızdıracak ne halt ettiysen' şeklinde konuştuğum iddiası tamamen yalandır. Neden böyle bir şey söyleyeyim? Saçma sapan bir şey.
ByLock kullandığım iddiasını da kabul etmiyorum." diye konuştu.
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıklar Fatih Çetinkaya ve Ferdi Taşkaya hakkındaki "örgüt üyeliği" suçundan açılan dava dosyalarının incelenmek üzere istenilmesine hükmetti.
Sanıklardan Fatih Çetinkaya, Erdem Kısa ve Engin Koç'un duruşmalara katılma zorunluluğunu kaldıran heyet, bir sonraki duruşmanın 3 Mart'a yapılmasına karar verdi.
- Davanın geçmişi
Tahşiye grubuna 2009 yılında yapılan operasyonun FETÖ'nün kurgusu ve kumpası olduğu iddiası üzerine 2014 yılında soruşturma başlatılmış, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, eski emniyet müdürleri Tufan Ergüder, Ali Fuat Yılmazer, Yurt Atayün, Ömer Köse ve Erol Demirhan'ın aralarında bulunduğu 33 sanık hakkında 2015 yılında dava açılmıştı.
İstanbul'da FETÖ'ye açılan ilk dava olan ve İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılaması iki yıl süren dava, 3 Kasım 2017'de karara bağlanmıştı.
Hidayet Karaca'ya "silahlı terör örgütü yöneticiliği, iftira ve resmi belgede sahtecilik" suçlarından 31 yıl 6 ay hapis cezası veren heyet, benzer suçlardan eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer'i 16 yıl 6 ay, Yurt Atayün, Ömer Köse ve Tufan Ergüder'i ise 25 yıl 6'şar ay hapisle cezalandırmıştı.
Suç tarihinde İstanbul'da görevli eski emniyet müdürleri sanıklar Erol Demirhan, Ömer Köse, Ertan Erçıktı, Bayram Özbek, Mustafa Kılıçarslan, Kazım Aksoy, Ekrem Çelik, Ahmet Öztürk, Ufuk Yıldırım, Yasin Koyuncu, Ali Cihan, Hüseyin Nohut, Tolga Güzeltaş, Adem Akpınar, Mehmet Ali Doğan, Mustafa Altunbulak, Halit Akbulut, Yakup Ergün, Abdullah Seyit Ateşçi, Selçuk Ocaktan, Talat Burak Karaltı ve Aytekin Ağören'i, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 12'şer yıl hapse mahkum eden heyet, eski polisler Mustafa Uyanık, Rıfat Arslan, Erdem Kısa, Çetin Öztürk ve Recep Güleç'e "örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme" suçundan 6 yıl hapis cezası verilmişti.
Mahkeme heyeti, sanıklar Fetullah Gülen ve eski Emniyet Müdürü Mutlu Ekizoğlu'nun dosyasını, ifadeleri alınamadığı için ayırmıştı.
- İkinci dava
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından aynı olay ve farklı suçlamalarla ilgili 14 Eylül 2020'de hazırlanan ikinci iddianameye, ilk davadaki 33 sanığa halen firari olan kapatılan eski Zaman gazetesi genel müdürü Ekrem Dumanlı'nın da aralarında bulunduğu 12 sanık eklendi.
Bu iddianamede yeni sanıkların, "FETÖ üyeliği, iftira ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", eski sanıkların da "üyelik" harici diğer suçlardan 3 yıldan 36 yıla kadar çeşitli oranlarda hapis cezalarına çarptırılması istendi.
İddianame gönderildiği İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İlk duruşma 29 Aralık 2020'de yapıldı.
Kaynak: AA
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, bazı tutuklu sanıklar tutuklu bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılırken, tutuksuz sanıklar Engin Koç ve Fatih Çetinkaya da salonda hazır bulundu.
Suçlamalarla ilgili savunması sorulan tutuklu sanıklardan, o dönem başkomiser olarak görev yapan Hüseyin Nohut, mahkemenin bağımsız ve tarafsız olduğunu düşünmediğini öne sürerek, reddi hakim talebinde bulundu.
Sanık Nohut'un daha önce de ret talebinde bulunduğunu hatırlatan heyet, sanığın ileri sürdüğü hususların yargılamanın reddini gerektirecek hususlar olmaması nedeniyle reddine karar verdi.
Savunması sorulan ve bir dönem FETÖ'ye müzahir Samanyolu televizyonunda yayınlanan dizilerde yönetmen olarak çalışan tutuksuz sanık Engin Koç, suçlamalara konu "Tek Türkiye" dizisinde yönetmen olarak değil, yardımcı yönetmen olarak çalıştığını söyledi.
Yardımcı yönetmenin teknik görevleri olduğunu ve çekimlerin yönetmenin sorumluluğunda bulunduğunu öne süren Koç, "Tek Türkiye dizisinin 64. ve 66. bölümlerinde yayımlanan 'Karanlık Kurul' sahneleriyle ilgim yoktur. Tek Türkiye dizisinde 2008 yılının ağustos ayında çalışmaya başladım. Karanlık kurul 2007'de çekilmiş ve 2017'ye kadar aynı sahne üzerinden farklı dublajla devam etmiştir. Biz dizi çekimlerini Konya'da gerçekleştiriyorduk, İstanbul ile ilgimiz yoktu. Dizi formatına aykırı şekilde çekilen o bölümlerle alakam yoktur. Konya halkından 3 bin kişiyi figüran olarak dizide oynatmışızdır. Dizide kimlerle çalışıldığı yönetmen değil yapım şirketi sorumluluğundadır." ifadelerini kullandı.
"Karanlık Kurul" sahnelerinin kendilerine gelmediğini savunan Koç, bu sahnelerin dizinin gerçek formatıyla alakasının olmadığını söyledi.
Söz konusu sahnelerde dizinin ana oyuncularının yer almadığını iddia eden Koç, "O dönem bu bölümlerden rahatsız oldum ancak soracak muhatabımız yoktu. Kendi aramızda konuşuyorduk ama yaptırım durumumuz yoktu. Kimin katkısı var bilmiyorum. 'Karanlık Kurul' sahnelerinin Hidayet Karaca tarafından yazılıp yazılmadığından da haberim yok." dedi.
- "Tahşiyeden pek bir bilgim yok"
Diğer sanık, suç konusu dönemde İstanbul istihbarat şubede polis memuru olarak çalışan Fatih Çetinkaya ise, hakkında Bursa'da "FETÖ üyeliği" suçlamasıyla bir dava olduğunu hatırlatarak, "ByLock kullanımıyla ilgili bir yanlışlık söz konusu. Kullanmadığım halde wifi paylaşımından kaynaklı bir durum. Bundan dolayı sanığım." dedi.
Dava konusu adrese, operasyondan bir gün önce etüt ve "tarassut" çalışması için gittiğini anlatan Çetinkaya, "Bomba konulmasıyla bir ilgim yok. Sonra ne olduğunu biliyorum, bomba bulunduğunu duydum. Operasyon zamanı ben Zafer Ölmez isimli arkadaşla beraber başka bir adresteydim. Talimatı bana başkomiser Hüseyin Nohut verdi. Mustafa Karabulut vermedi." iddiasında bulundu.
SEGBİS'le savunması alınan, o dönem İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde komiser olarak çalışan Ferdi Taşkaya da, dava konusuyla ilgili 2014 yılı sonunda gözaltına alındığı, hakimlikten serbest bırakıldığı ve hakkında herhangi bir dava açılmadığını anlatarak, "2017'de açılan davayla ilgili tanık olarak dinlenildim ve şu anda da sanığım. Bu durumu anlayamıyorum." dedi.
İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesinde "FETÖ üyeliği" suçundan, ByLock kullandığı iddiasıyla yargılandığını belirten Taşkaya, "Ben zaten bir mahkemede bu suçlardan yargılanıyorum. Bu davanın oradaki davayla birleştirilmesini talep ediyorum. Tahşiyeden pek bir bilgim yok. Ben o tarihte sol örgütlere bakan A büro amirliğinde çalışıyordum. Kalabalık operasyonlarda diğer bürolardan yardım istenir. Benimki de bunun gibi bir şey. Yardım istenince büro amirim de beni vermiş. Kanunen bir arama yaptım." ifadesini kullandı.
İddianamede hakkında herhangi bir iddia bulunmadığını ve müşteki Mehmet Nuri Turan'ın ev aramasına katıldığını savunan Taşkaya, "Aramada silah, bıçaklar, dijital malzemeler bulduk. Çok ilgilenemedim. Arama için büro amirim istedi, hatırlamıyorum. Arabada Mehmet Nuri Turan'a yönelik, 'Fetullah hocayı kızdıracak ne halt ettiysen' şeklinde konuştuğum iddiası tamamen yalandır. Neden böyle bir şey söyleyeyim? Saçma sapan bir şey.
ByLock kullandığım iddiasını da kabul etmiyorum." diye konuştu.
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıklar Fatih Çetinkaya ve Ferdi Taşkaya hakkındaki "örgüt üyeliği" suçundan açılan dava dosyalarının incelenmek üzere istenilmesine hükmetti.
Sanıklardan Fatih Çetinkaya, Erdem Kısa ve Engin Koç'un duruşmalara katılma zorunluluğunu kaldıran heyet, bir sonraki duruşmanın 3 Mart'a yapılmasına karar verdi.
- Davanın geçmişi
Tahşiye grubuna 2009 yılında yapılan operasyonun FETÖ'nün kurgusu ve kumpası olduğu iddiası üzerine 2014 yılında soruşturma başlatılmış, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, eski emniyet müdürleri Tufan Ergüder, Ali Fuat Yılmazer, Yurt Atayün, Ömer Köse ve Erol Demirhan'ın aralarında bulunduğu 33 sanık hakkında 2015 yılında dava açılmıştı.
İstanbul'da FETÖ'ye açılan ilk dava olan ve İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılaması iki yıl süren dava, 3 Kasım 2017'de karara bağlanmıştı.
Hidayet Karaca'ya "silahlı terör örgütü yöneticiliği, iftira ve resmi belgede sahtecilik" suçlarından 31 yıl 6 ay hapis cezası veren heyet, benzer suçlardan eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer'i 16 yıl 6 ay, Yurt Atayün, Ömer Köse ve Tufan Ergüder'i ise 25 yıl 6'şar ay hapisle cezalandırmıştı.
Suç tarihinde İstanbul'da görevli eski emniyet müdürleri sanıklar Erol Demirhan, Ömer Köse, Ertan Erçıktı, Bayram Özbek, Mustafa Kılıçarslan, Kazım Aksoy, Ekrem Çelik, Ahmet Öztürk, Ufuk Yıldırım, Yasin Koyuncu, Ali Cihan, Hüseyin Nohut, Tolga Güzeltaş, Adem Akpınar, Mehmet Ali Doğan, Mustafa Altunbulak, Halit Akbulut, Yakup Ergün, Abdullah Seyit Ateşçi, Selçuk Ocaktan, Talat Burak Karaltı ve Aytekin Ağören'i, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 12'şer yıl hapse mahkum eden heyet, eski polisler Mustafa Uyanık, Rıfat Arslan, Erdem Kısa, Çetin Öztürk ve Recep Güleç'e "örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme" suçundan 6 yıl hapis cezası verilmişti.
Mahkeme heyeti, sanıklar Fetullah Gülen ve eski Emniyet Müdürü Mutlu Ekizoğlu'nun dosyasını, ifadeleri alınamadığı için ayırmıştı.
- İkinci dava
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından aynı olay ve farklı suçlamalarla ilgili 14 Eylül 2020'de hazırlanan ikinci iddianameye, ilk davadaki 33 sanığa halen firari olan kapatılan eski Zaman gazetesi genel müdürü Ekrem Dumanlı'nın da aralarında bulunduğu 12 sanık eklendi.
Bu iddianamede yeni sanıkların, "FETÖ üyeliği, iftira ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", eski sanıkların da "üyelik" harici diğer suçlardan 3 yıldan 36 yıla kadar çeşitli oranlarda hapis cezalarına çarptırılması istendi.
İddianame gönderildiği İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İlk duruşma 29 Aralık 2020'de yapıldı.