Çavusoglu, Uluslararasi Iliskiler Konseyinin Uluslararasi Güvenlik Akademisi'nde Konustu Açiklamasi

'Biz de genis bir cografyada diplomatik inisiyatif üstünlügüne dayali gerçekçi bir dis politika izliyoruz. Olaylarin bizi yönetmesine izin vermeden, tepkisel degil proaktif bir diplomasi anlayisimiz var' 'Her seyin bu kadar hizli degistigi bir ortamda uluslararasi iliskilerde hala degismeyen en önemli hususlardan biri Ikinci Dünya Savasi sonrasi kurulan uluslararasi düzen' 'Rusya’yla kapsamli iliskilerimiz var diye de ilkelerimizi ve Ukrayna’yla yakin iliskilerimizi yok sayacak degiliz. Bunun gibi çok sayida zorlu denklemde, zamanin ruhu ve milli güvenligimiz ne gerektiriyorsa onu yapiyoruz' 'Dis politikamizi milli degerlerimiz ve çikarlarimiz, sahadaki gerçekler, imkan ve kabiliyetlerimiz olarak özetleyebilecegim üçlü bir sacayagi üzerine bina ediyoruz'

Disisleri Bakani Mevlüt Çavusoglu, ilkelerden taviz vermeden gerçek bir yaklasimla diplomasi yürüttüklerini belirterek "Biz de genis bir cografyada diplomatik inisiyatif üstünlügüne dayali gerçekçi bir dis politika izliyoruz. Olaylarin bizi yönetmesine izin vermeden, tepkisel degil proaktif bir diplomasi anlayisimiz var." dedi.

Uluslararasi Iliskiler Konseyi Dernegince (UIK) çevrim içi düzenlenen Uluslararasi Güvenlik Akademisi’ndeki kapanis oturumuna katilarak konusma yapan Çavusoglu, geçen yilki konusmasinda küresel duruma iliskin tespitler yaptigini ve buna göre uyarladiklari dis politika adimlari hakkinda da bilgi verdigini hatirlatti.

O dönemde Kovid-19'un ürkütücü boyutlarda oldugunu, asilamanin henüz baslamadigini ve karanlik bir tablonun mevcut oldugunu kaydeden Çavusoglu, simdi ise salginin sürdügünü, yeni varyantlarin herkesi tedirgin ettigini ancak insanoglunun her zorlukla oldugu gibi salginla da nasil yasayacagini konusmaya ve ögrenmeye basladigini söyledi.

Çavusoglu, geçen yil genel trendleri anlatirken aslinda bunlarin bir süredir var olan egilimler oldugunu, salginin bu süreçleri sadece hizlandirdigini söyledigini hatirlatarak "Gerçekten de küresel güvenlik ortamindaki kirilganlik artiyor. Soguk savas sonrasi yeniden büyük güç rekabeti Ukrayna, Balkanlar, Karadeniz, Tayvan, Güney Çin Denizi gibi farkli bölgelerde gerilimleri körüklüyor. Iklim degisikligi, terörizm, siber saldirilar, düzensiz göç ve salgin gibi nispeten modern sinamalarin etkileri her yerde hissedilir hale geliyor." diye konustu.

Küresel sistemde zamanin akisinin da hizlandigina ve yeni buluslarin arasinin kisaldigina dikkati çeken Çavusoglu, savunma paradigmasini degistiren silahli insansiz hava araçlarinin (SIHA) mevcut operasyonel kapasitelerine ulasali 10 yil oldugunu hatirlatti.

Çavusoglu, her ay yeni bir kesifle karsi karsiya kalindigini, Çin donanmasinin büyüklügünün ABD’yi geçtigini ve hipersonik füzelerin savunma konseptlerini degistirdigini belirterek sunlari kaydetti:

"Her seyin bu kadar hizli degistigi bir ortamda uluslararasi iliskilerde hala degismeyen en önemli hususlardan biri Ikinci Dünya Savasi sonrasi kurulan uluslararasi düzen. Cep telefonlarimiza veya iPad'lerimize bile birkaç haftada bir yazilim güncellemeleri geliyorken uluslararasi sistemin 80 yildir güncellenmemis olmasi basta BM olmak üzere sistemin sorunlara çözüm bulmasini zorlastiriyor. Pandeminin ilk günlerinde çok tarafliliga olan ihtiyaç bir kez daha ortaya çikmisti. Bu yolda, son 1 yilda ciddi bir mesafe kat edildigini söyleyemeyiz. Ancak yine de çok taraflilik ve dayanisma gibi kavramlarin en azindan söylem düzeyinde daha öne çiktigini görüyoruz. Biz de bunu tüm konusmalarimizda sürekli vurguluyoruz. Muhataplarimizin da vurguladigini görüyoruz."

Çavusoglu, bu dönüsümün karsisinda politikalari ve ellerindeki enstrümanlari sürekli güncellediklerine isaret ederek bunun bir seçenek olmadigini, buna mecbur olduklarini ve sabit kaliplar içinde hareket etme sanslarinin olmadigini vurguladi.

Bugün Rusya ile Ukrayna ve Rusya ile NATO arasindaki rekabetin tehlikeli boyutlara tirmandigini kaydeden Çavusoglu, "Rusya’yla kapsamli iliskilerimiz var diye de ilkelerimizi ve Ukrayna’yla yakin iliskilerimizi yok sayacak degiliz. Bunun gibi çok sayida zorlu denklemde, zamanin ruhu ve milli güvenligimiz ne gerektiriyorsa onu yapiyoruz. Bu zor bir is, ancak diplomasi de bunun için var." seklinde konustu.

- Yeni dünya düzeni ve dönüsüm

Çavusoglu, yeni bir dünyanin kuruldugunu, bu yeni düzenin kurulusunu izlemekle yetinemeyeceklerini, her seyden önce bu dönüsümün dogru okunmasi ve dogru teshislerde bulunulmasi gerektigini belirterek "Dis politikamizi milli degerlerimiz ve çikarlarimiz, sahadaki gerçekler, imkan ve kabiliyetlerimiz olarak özetleyebilecegim üçlü bir sacayagi üzerine bina ediyoruz." ifadesini kulandi.

Insani dis politikanin ilkelere, girisimci dis politikanin da sahadaki gerçeklere dayandigini vurgulayan Çavusoglu, geçen hafta sonu 38 Afrika ülkesinden 16 devlet ve hükûmet baskani ile 100 bakanin Istanbul'a geldigini hatirlatti.

Afrika ile bu çapta zirveleri çok az devlet veya kurulusun gerçeklestirebildigine isaret eden Çavusoglu, "Böyle bir zirve yapabilmemizin temelinde de hem ilkeli hem aktif dis politika anlayisimiz yatiyor. Bu zirvenin temasinda da vurguladigimiz üzere, kalkinma ve refah yolunu Afrika’yla birlikte yürüyoruz. TIKA, THY, Yurtdisi Türkler ve Akraba Topluluklar Baskanligi, Diyanet, Kizilay, Maarif Vakfi gibi kuruluslarimiz ve pek çok sivil toplum kurulusumuz Afrika’nin en ücra köselerine kadar ulasiyor." diye konustu.

Çavusoglu, bugün Türkiye Müteahhitler Birligi heyetini kabul ettigini ve faaliyetleri hakkinda bilgi aldiklarini anlatarak "Diger is insanlarimiz da dahil bu faaliyetler Afrika’nin her kösesinde izler birakiyor." dedi.

Bakan Çavusoglu, öte yandan Libya, Somali, Sudan, Etiyopya, Gine, Mali gibi birçok ülkedeki sorunlara barisçil çözüm çabalarinda Türkiye'nin en önemli aktörler arasinda oldugunu söyledi.

- Türkiye'nin caydirici gücü

"Ilkelerimizden taviz vermeden, diplomasimizi gerçekçi bir yaklasimla yürütüyoruz." diyen Çavusoglu, burada anahtar kavramlarinin "diplomatik inisiyatif üstünlügü" oldugunu ve ulusal güvenligin en önemli teminatlarindan birinin Türkiye'nin caydirici gücü oldugunu kaydetti.

Çavusoglu, caydirici bir güce sahip olmak için de askeri güç, nüfus, ekonomik güç gibi unsurlarin yani sira, etkin diplomasinin de gerektigine dikkati çekerek, "Biz de genis bir cografyada diplomatik inisiyatif üstünlügüne dayali gerçekçi bir dis politika izliyoruz. Olaylarin bizi yönetmesine izin vermeden, tepkisel degil proaktif bir diplomasi anlayisimiz var." ifadesini kullandi.

Diplomasiye her zaman öncelik verdiklerini ve vermeye devam edeceklerini kaydeden Çavusoglu, Libya’dan ve Dogu Akdeniz ve Suriye'ye kadar "önce diplomasi" dediklerini vurguladi.

Çavusoglu, "Diplomasinin tikandigi durumda da sahaya indik. Bu kararlilik milli güç algimizi ve caydiriciligimizi önemli ölçüde artirdi. Sadece bölgemizde degil tüm dünyada." ifadesine yer verdi.

Bakan Çavusoglu, bu yilki Güvenlik Akademisi’nde ele alinan önemli konulardan birinin de NATO'nun gelecegi oldugunu kaydetti. Çavusoglu, NATO'nun da bir dönüsüm geçirdigini, kendisini yeni gelismelere adapte etmeye çalistigini ve NATO 2030 sürecinde siyasi boyutun güçlendirilmesine odaklanildigini dile getirdi.

Çavusoglu, Türkiye'nin de NATO'nun en büyük ikinci ordusuna sahip, NATO harekat ve misyonlarina en fazla katki saglayan 5. ülke olarak bu çalismalarda aktif bir rol üstlendigini söyledi.

Yaz aylarinda Madrid Zirvesi’nde kabul edilecek Stratejik Konsept’in yazimina önemli katkilar yaptiklarini aktaran Çavusoglu, NATO 2030 Uzmanlar Grubunda Emekli Büyükelçi Tacan Ildem'in de görev aldigini ve kendisinin de bu programda hitap etmesinden memnuniyet duydugunu ifade etti.

- "Transatlantik güvenligin bölünmezligi temel ilkemiz"

Çavusoglu, NATO'nun Avrupa-Atlantik güvenliginin temel unsuru olarak kalmasi gerektigini belirterek "Bazi ülkelerce AB'nin NATO'ya alternatif olarak sunulmasi çabalari var. Bu yapici ve gerçekçi degil. Transatlantik güvenligin bölünmezligi temel ilkemiz. En son NATO Disisleri Bakanlari toplantisinda buna vurgu yaptik." dedi.

Türkiye'nin dis politikasinin basarisinda üniversitelerin ve düsünce kuruluslarinin katkilarinin önem tasidigini kaydeden Çavusoglu, akademi ile sahadaki uygulayicilar arasinda bir mesafe oldugunu ve günceli belli bir perspektif içinde okumak için de teori ile pratik, akademi ile saha arasindaki iletisimin önemli oldugunu vurguladi.

Bunun için Bakanlik olarak dis politikada düsünce zeminini genisletmek için çaba harcadiklarini kaydeden Çavusoglu, buraya gelmeden önce Dis Politika Danisma Kurulu üyeleriyle bir araya geldiklerini söyledi.

Çavusoglu, birçok merkezde görev yapan bu üyelerle, bu kurul çatisi altinda Türk dis politikasini farkli alanlarda nasil gelistirebileceklerini, yeni inisiyatifler nasil alabileceklerini ve yeni açilimlar nasil yapabileceklerini konustuklarini belirtti.

- Antalya Diplomasi Forumu'na davet

Ilki haziranda düzenlenen Antalya Diplomasi Forumu'nun (ADF) karar alicilarla akademiyi, düsünce kuruluslarini ve sivil toplumu bir araya getirdigini aktaran Çavusoglu, salgin nedeniyle Foruma yeterli sayida akademisyen ve ögrenciyi davet edemediklerini ancak salgina ragmen son derece basarili bir forum oldugunun altini çizdi.

Çavusoglu, ADF'nin ikincisini 11-13 Mart 2022'de yapacaklarini belirterek "Sizleri de bekliyoruz. Koordinasyon kuruluyla birlikte ayda 3-4 defa bir araya geliyoruz. Gelecek hafta yine bir araya gelecegiz. Yogun bir çalisma içerisindeyiz. Vakfimizi kurmak için son yasa tasarisi üzerinde de çalismalarimizi yaptik. Yüce Meclisimiz de onaylarsa vakif kanununu, bunu da kurumsallastirmis olacagiz." dedi.

Antalya Diplomasi Forumu'na çok büyük bir ilginin oldugunu vurgulayan Çavusoglu, ABD’den Singapur’a diger ülkelerdeki vakif, düsünce kuruluslari ve en büyük forumlarin, ADF ile is birligi yapmak için adeta yaristiklarini ve bundan memnuniyet duyduklarini ifade etti.

Çavusoglu, Türkiye'nin 253 dis temsilciliginin üniversitelerle yakin çalismaya hazir oldugunun altini çizdi.

Özellikle Ankara Üniversitesinin Latin Amerika ve Afrika'daki üniversitelerle çok büyük bir is birliginin mevcut olduguna isaret eden Çavusoglu, bundan memnuniyet duyduklarini ve desteklediklerini dile getirdi.

Çavusoglu, Stratejik Arastirmalar Merkezinin de ilim ve düsünce dünyasiyla iliskilerin önemli unsuru oldugunu vurgulayarak Uluslararasi Güvenlik Akademisi gibi girisimlerin çalismalarina güç kattigini söyledi.
Kaynak: AA